*SiRiNe*
Müdavim
- Katılım
- 22 Kasım 2007
- Mesajlar
- 5,336
- Reaksiyon puanı
- 2
- Puanları
- 0
Kendime şu soruyu sık sık sorarım: "Acaba bir kadına ne oluyor da; şarlatan bir falcı yaratığın, kendi kanını emmesine göz yumuyor? Ve ne oluyor da bu kadın, bu ukala gevezelerin büyüsüne kapılıyor?" Yıllar önceydi... Türk dergiciliğinin duayenlerinden rahmetli Ercan Arıklı'nın odasının önünden geçiyordum. Arıklı, o sırada odasından çıkıp, elinde tuttuğu yaş pastayı çöpe attı. Kendi kendine şu şekilde söylendi: "Bu kadının sana eliyle sunduğu hiçbir şeyi yemeyeceksin!" O anda söylenenlere pek bir anlam veremedim. Sonra Ercan Bey'e yakın olan bir arkadaşla bu olayı konuştum. Bana dedi ki: "Ercan Bey'e ilgi duyan kadınlardan biri, onu kendisine bağlamak için okunmuş pasta getirmiş!"
HER YOL MÜBAH!
O gün şu gerçeği anladım ki; bazı kadınlar bir erkeği elde etmek için her yolu mübah sayıyor. Mübah saydıkları gibi de her türlü aptalca davranışın içine giriyor. Bu kadınlar şeytan falcıların ayaklarına kadar gidip, günah işliyorlar. İşledikleri günahları da 'aşk sevabı!' olarak görüyorlar. Bu sebepledir ki; falcı ve büyücü şarlatanların adını ne zaman duysam, onlara gidenleri 'şeytanın zavallı esirleri!' olarak görüyorum. Peki, bir kadın şeytanın ayağına kendi isteğiyle neden gider? Şeytanın güdümüne neden girer?
ELDE VAR YiNE SIFIR!
Bu soruya tek bir kelimeyle cevap vermek gerekirse, 'ümitsizliklerinden!' gidiyorlar. Dikkat edin! Özel yaşamında mutlu olan bir insanın, bir falcının kapısını çaldığını hiç gördünüz mü? Doğrusunu söylemek gerekirse; ben görmedim. Ama şu gerçeği de gayet iyi görüyorum ki; iş işten geçtikten sonra akılları başlarına gelen kadınlar, sünepe falcılardan medet umuyorlar. Şeytanın kapısını çalan ümitsiz kadınlar aslında sadece şu gerçeği bilmeliydi: Aşkın malzemesi iki kişinin özgürlüğünden ibarettir! Kendi özgürlüklerini falcıların büyüsüyle kanatlandırmaya çalışan kadınlar, sevdikleri adamın kanadını büyülerle bağlayıp onu zorla hapsetmeye çalışıyorlar. Peki, bunu yapmakla ne elde ediyorlar? Bana göre sıfır! Bir ilişkiyi sıfırla çarpıp, yine sıfır bir ilişki elde ediyorlar. Oysa bir kadın; falcıların büyücükleriyle değil, kendi duruşuyla erkeği büyülemeli... Ayrıca şu gerçeği de bilmeliler: İnsan bitmiş bir ilişkisini bitiremiyorsa, o ilişki zaten bitmiş demektir. Yoksa şarlatan falcıların hokkabaz muskalarıyla bir ilişki nereye kadar yürür...
Sinan AKYÜZ
HER YOL MÜBAH!
O gün şu gerçeği anladım ki; bazı kadınlar bir erkeği elde etmek için her yolu mübah sayıyor. Mübah saydıkları gibi de her türlü aptalca davranışın içine giriyor. Bu kadınlar şeytan falcıların ayaklarına kadar gidip, günah işliyorlar. İşledikleri günahları da 'aşk sevabı!' olarak görüyorlar. Bu sebepledir ki; falcı ve büyücü şarlatanların adını ne zaman duysam, onlara gidenleri 'şeytanın zavallı esirleri!' olarak görüyorum. Peki, bir kadın şeytanın ayağına kendi isteğiyle neden gider? Şeytanın güdümüne neden girer?
ELDE VAR YiNE SIFIR!
Bu soruya tek bir kelimeyle cevap vermek gerekirse, 'ümitsizliklerinden!' gidiyorlar. Dikkat edin! Özel yaşamında mutlu olan bir insanın, bir falcının kapısını çaldığını hiç gördünüz mü? Doğrusunu söylemek gerekirse; ben görmedim. Ama şu gerçeği de gayet iyi görüyorum ki; iş işten geçtikten sonra akılları başlarına gelen kadınlar, sünepe falcılardan medet umuyorlar. Şeytanın kapısını çalan ümitsiz kadınlar aslında sadece şu gerçeği bilmeliydi: Aşkın malzemesi iki kişinin özgürlüğünden ibarettir! Kendi özgürlüklerini falcıların büyüsüyle kanatlandırmaya çalışan kadınlar, sevdikleri adamın kanadını büyülerle bağlayıp onu zorla hapsetmeye çalışıyorlar. Peki, bunu yapmakla ne elde ediyorlar? Bana göre sıfır! Bir ilişkiyi sıfırla çarpıp, yine sıfır bir ilişki elde ediyorlar. Oysa bir kadın; falcıların büyücükleriyle değil, kendi duruşuyla erkeği büyülemeli... Ayrıca şu gerçeği de bilmeliler: İnsan bitmiş bir ilişkisini bitiremiyorsa, o ilişki zaten bitmiş demektir. Yoksa şarlatan falcıların hokkabaz muskalarıyla bir ilişki nereye kadar yürür...
Sinan AKYÜZ
