Çayın çöpünde bile şifa mevcut

Bu konuyu okuyanlar

michuozawa

Guru
Emektar
Katılım
6 Ağustos 2008
Mesajlar
20,604
Reaksiyon puanı
493
Puanları
83
Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde üretimi yapılan ve neredeyse herkesin tüketmiş olduğu çay ile ilgili veriler dikkat çekiyor.
cayin-copunde-bile-sifa-mevcut.jpg


Rize Ticaret Borsası, derhal hemen her evde içilen çay ile ilgili bilinmeyen bir fazla şeyi web sayfası ve bastırdığı kitapçıklar ile tüketiciler ile paylaşıyor.
Rize Ticaret Borsası’nın verilerine göre, ülkemizde her 100 kişiden 96’sı çay içiyor. Çay içmeyen yüzde dörtlük kısmı ise bebekler oluşturuyor. Ülkemizde günde vasat 245 milyon bardak çay tüketilirken, bunun yüzde 65’i evlerde, yüzde 13’ü iş yerlerinde, yüzde 11’i misafirlikte, yüzde 5’i kafelerde, yüzde 4’ü kahvehanelerde yüzde 2’si ise mektep kantinlerinde tüketiliyor.

ÇAYIN TARİHİ

Çayın tarihi milattan evvel 2 bin 700’lü senelere dayanırken, çayı ilk Çinliler’in bulduğu tahmin ediliyor. Avrupa’ya çayın gelişi 17. yüzyıla dayanırken, ülkemizde ise çay tarımının başlaması 1940’lı senelerde başladı.
Türkiye’de yaklaşık 76 bin dekar alanda çay tarımı yapılırken, yıllık yaklaşık 250 bin tonluk üretim ile Türkiye çay müstahsil ülkeler arasında 7. sırada yer alıyor. Türkiye çay tüketimi açısından ise dünyanın en fazla çay tüketen 4. ülkesi konumunda.

ÜZERİNE KAR YAĞAN TEK ÇAY

Çin, Hindistan ve Sri Lanka gibi ülkelerde çay bitkisi üzerine kar yağmadığı için çay bitkisinde oluşan hastalıklar ve böcekler ile mücadelede kimyasal ilaçlar kullanılıyor. Dünyada çay üreticisi ülkeler arasında çay bitkisi üzerine kar yağan bir memleket Türkiye. Bu nedenle Türk çayında hastalıklar ve haşere oluşmadığından ilaçlama yapılmıyor ve Türk çayı dünyanın en organik çayı olarak kabul ediliyor.

ŞİFA DEPOSU

Günlük meşrubat tüketimimizin mühim bir bölümünü karşıladığımız çay bir fazla hastalığa da iyi geliyor. Konuyla ilgili izah yapan Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, “Çay, mide ağrılarına, idrar yolları iltihabına, kafa ağrılarına, yürek hastalıklarına ve tümörlere iyi geliyor. Şu anda ilim insanları çayın yürek hastalıkları ve kanser üzerindeki etkilerini araştırıyor. Araştırmacılara göre çay, iyi huylu HDL kolesterolünü yükseltirken, fena huylu LDL kolesterolünü düşürüyor. Bunun yanında yürek krizi ve nüzul olma riski de çay içmeyenlere oranla daha az. 15 yıllık bir araştırma sonucunda günde en az 4 bardak koyu çay içen orta yaş erkeklerde yapılan testlerde kolestrolün düştüğü görülmüştür. Çay kolesterolü düşürür ve antioksidantların vücudumuzdaki tüm hücrelere dağılımını sağlar. Çayda bulunan ’polyphenolaslar’ fazla güçlüdür. Belki de tabii olarak bulunan en iyi antioksdantlardır. Vitamin C, vitamin E ve beta-karotenden bile daha güçlüdürler. Çayın kanser önleyici etkisi, ilaçlaştırılmasıyla ilgili deneyler uzun bir süre hayvanlar üzerinde denendikten sonra, şimdi insanlar üzerinde araştırılıyor. Ohio Yeloda’da çalışan ur biyolojisti Jersy Jankun, bilgisayar araştırmalarında kanser tümörlerinin oluşumuna ne sebepten olan enzimleri araştırmış. En iyi kimyasal bileşimin sizin de tahmin edeceğiniz gibi çayda olduğunu keşfetmiş. Jankun ’Bu kimyasal polifonelin ismi EGCG. Görünüşe bakılırsa antikanser aktivitesi gösteriyor. Kanser tümörlerinin çoğalmasını ve büyümesini engelliyor’ bilgisini veriyor" diye söyledi.

DİŞ ÇÜRÜTMÜYOR GÜNEŞTEN KORUYOR

Çayın gövde sağlığına da iye geldiğini belirten Erdoğan, “ ’Polifenoslar’a ilave olarak çayda ’florid’ de mevcut. Bu da dişlerin çürümesini engelliyor. 1986’da yapılan bir araştırmada floroid ve polifenolosun karışımının dişleri asidli yiyeceklerden koruduğu ortaya çıkmış. Bundan sonra çay içtikten sonra dişlerinizi fırçalamaya gerek kalmadı.Çayı içerek veya vücudunuza sürerek güneş çarpmasından korunabilirsiniz. Yapılan deneylerde farelere UVB ışınlarına çıkmadan çay içirilmiş. Bunların yüzde 80 ve yüzde 85 daha az ten kanserine yakalandıkları görülmüş. Bunun yanında çay ten kanseri olmuş kişiler için de fazla yararlı” diye konuştu.

İYİ ÇAY NASIL DEMLENİR ?

Erdoğan, iyi çay demlemenin tekniklerini ise şu şekilde sıraladı:
“Çay, rutubet ve harici kokulardan etkilenmeyecek şekilde kapalı ambalajda muhafaza edilmeli. Çay iyi su ile yapılır. Kireçli, madenli, klorlu su ile çay olmaz Çayın suyu mutlaka yumuşak huylu, kireç sertliğinden ırak, tatlı bir su olmalı. Porselen demlik tercih edilmeli. Madenî, hele alüminyum demlikte iyi çay olmaz. Demlik önceden ısıtılmalı. Temiz demlik içine beher bardak için bir çay kaşığı dolusu çay konularak ılık su ile yıkanmalı. Su tam kaynama noktasında iken derhal alınıp demliğe aktarılmamalıdır. Demliğe aktarılırken, kaynamanın durması, 100 C’den birkaç derece aşağı sıcaklıkta olmasına dikkat edilmelidir. Çaydanlıkta kaynar suyun ateşi kısılarak demlik çaydanlığın üzerine oturtulmalı ve dem kaynatılmamalı. Çayın demlenme süresi 10-15 dakika olmalı Demleme müddeti çayın cinsine ve içenin zevkine göre değişir, aromanın tam elde edilmesi için bu süre Türk çaylarında 25-30 dakikaya kadar çıkartılır.Demlikteki çay çıkartılıp atılmalıdır. Bizde pek tane olmayan bu vaziyet, bilhassa içilmeyen demin soğuk çay olarak kullanılmasında tavsiye edilir.”

ÇÖPÜNDE BİLE ŞİFA VAR

Erdoğan, çayın çöpünün bile bir fazla faydası olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, demlenmiş çay atığı ile ayak kokusu, boğaz ağrısı, buzdolabı kokusu, ten yağlanması, derideki yaralar, el kokusu, göz çapağı, saç yağlanması ve lisan ısırılması gibi bir fazla problemin iyileştirilebileceğini açıkladı.

aktifmedya
 
Üst