Can sıkıntısı , uçurum

Bu konuyu okuyanlar

drcll

Öğrenci
Katılım
21 Ağustos 2015
Mesajlar
7
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
bir dağdan
dipsiz uçuruma doğru düşsem
devamlı yüzüme hava çarpsa
yere çarpıp ölme korkusu yok
bir şelaleye rast gelip su içsem
bir dala takılıp meyve yesem ondan
.
.
.
otların kokusu
bir oyun evreni gibi olsa etraf
iyilik kötülük olmasa
güzel olsa herşey
kürdistanda savaş olmasa
şiir bile bitmese
içimdeki şiir uyduran acemi şair susmasa
kürtçenin türkçenin, lisanı arabinin, farsçanın ezgisini bilsem
eski zamanlarım gibi yaylaların uğultusunu hissetsem
.
.
.
yağmur bulutlarıyla şimşeklerin gürlemesi içimi hayretle ürpertse
elektrik yok, internet yok, gözlerime reklam resimleri gözükmese
mezar taşlarını bile okumasam
.
.
.
YA DA UÇURUMDAN DÜŞMEK DEĞİL DE

sadece uzansam kütüphane bahçesinde
güneşli havada ağacın gölgesinde çimlere
uçurumdan düşmekle aynı hissedip aynı yazsam
oyun evreninde değil hayat aleminde
yalnız değil, samimi arkadaşlarımla beraber
zulmette değil, cesaretle.
ekmek elden, su şelaleden değil de
tıp fakültesinin bereketli sağlık hizmetinde
yani doktorlukta . şimdiki gibi.............................................

bu yazımın bir şahsı manevisi olsun . bana bu okulu ve hayatımı sevdirsin. duacım olsun. bunu okuyan herkes de amin desin. Allah kabul etsin. (amin)
 
Üst