Allah tanr mdr?

Bu konuyu okuyanlar

airy

Öğrenci
Katılım
25 Mart 2009
Mesajlar
55
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
küçük bir ek:

allah kelimesinin kökü ibranice eloah (el [tek], ilah [güç sahibi, ilah, tanrı]) kelimesidir ve tek tanrı anlamına gelir. çoğulu ise elohimdir.

rivayete göre, 10 emir musaya indiğinde, halkına 10 emiri anlatırken kaynağını nasıl açıklayacağını sorduğunda aldığı cevap "O" olmuştur. daha sonra musa 10 emri insanlara anlatırken zorluk çekmiş ve 10 emirin geldiği anda bulunduğu yerdeki çalı, 10 emrin kaynağı olarak görülmüştür. çeşitli kaynaklarda karşılaşılan konuşan çalı yada yanan çalı (burada bir yorum hatası olması olası) olgusu da buradan gelmiştir.

üç kafadarlar filminde yer alan şarkı söyleyen çalını da olgunun karikatürize edilmiş halidir.

Kaynak
 

osmanli999

Öğrenci
Katılım
17 Nisan 2009
Mesajlar
2
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
Al-Lah yani (El-ilah) putperest arapların anadolu tanrçaısı Kibeleye verdikleri isimdi. Bugünkü kıble adı Kibele'den gelmektedir. İslam'dan önce kabenin yerinde Kibele'yi aynı şekilde tavaf eder karşıında namaz kılarlardı. Hz Muhammed S.A.V Mustafa'nın babasının adı o El-ilah'tan gelmektedir. Yoksa Arabistanda tek tanrı inancı o zamnlarda özellikle Mekke bölgesinde (üçgeginde) rastlanmamaktadır. Bu da ayrı bir bilgi olsun size benden. Sonuç olarak Allah'a tanrı da diyebiliriz. Çünki her şeyin yaratıcısı yüce Allah tanrıdır ve tek tanrıdır. Ondan başka tanrı olsaydı verdiğiniz okul örneği tamam olacaktı ama çok tanrı yok tek tanrı var. Hayırlı Cuma'lar.
 

Cem

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2006
Mesajlar
1,028
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Böyle çarpıcı bir başlık seçmiş olmamın özel bir nedeni var. Gördüğüm kadarıyla birçok inanan Müslüman ve birçok ateist arkadaş, Türkçe olan tanrı sözcüğünü, Arapça orijinli olan Allah sözcüğünün Türkçe tercümesi/karşılığı sanıyor. Bununla ilgili olarak forumda “Tanrı ve Allah kelimeleri arasındaki fark” adında bir konu açılmıştı ancak oradaki açıklamanın bazı eksikleri var. Yanı sıra, o konuda çok yanlış bilgiler de yazıldı.

Allah ne demektir? Anlamı nedir?
Allah sözcüğü, Arapça ilah sözcüğüne el- ön eki getirilmesinden oluşturulmuş, yani el-İlah tamlamasıdır.* Arapça bilenler veya en azından Kur’an okuyanlar, Allah ve el-İlah sözcüklerinin, Arapçadaki yazılışlarının tamamen aynı olduğunu biliyorlardır. Bilmiyorlarsa bile, dikkatli baktıklarında rahatlıkla göreceklerdir.
İşte bu, özelleşmiş olan Allah sözcüğü:
[size=18pt]الله[/size]
İşte bu da, tamamen aynı harflerle yazılmış olan “el-İlah” sözcüğü:
[size=18pt]ال اله[/size]
Gördüğünüz gibi, iki sözcükte de aynı harfler, yani sırasıyla Elif-Lam-Lam-Elif-He harfleri var. Hatta o yüzden, Latince olarak “Allahumme” diye okunan sözcük şöyle yazılır:
[size=18pt]اللهم[/size]
Yalnızca, Allah sözcüğü özelleşirken, aradaki Elif harfi düşmüştür.
Yani gerçekten Allah kelimesi, tanrı kelimesinin Arapça karşılığı değil midir? Hayır. Tanrı kelimesi, her dilde olan ve yaratıcı bir gücü isimlendirmek için kullanılan Türkçe bir kelimedir. Örneğin Fransızcadaki karşılığı Dio, İngilizcedeki karşılığı God, İtalyancadaki karşılığı Dei gibi. İşte bunlar gibi, tanrı kelimesinin Arapçadaki karşılığı “ilah”tır, Allah değil.
O halde, “el-İlah” ne demek? İlah, hepinizin bildiği bir kelime, Türkçe karşılığı da tanrıdır. Her şeyi var ettiğine inanılan, ihtiyaçsız, insanüstü varlık. “El” sözcüğü ise, Türkçede karşılığı olmayan ve tamlanan sözcüğün karşılığını tam olarak belirten bir sözcüktür. İngilizce bilenler için söyleyelim; İngilizcedeki “the” kelimesi bu bakımdan Arapça “el” kelimesine çok benzer. “El” kelimesi, tamladığı sözcüğü özellikle belirtmek için kullanılır. Örneğin Türkçedeki okul kelimesinin Arapça karşılığı mekteptir ve herhangi bir okulu kastedebilir. Ancak ön ek olarak el kelimesini kullanırsanız, (el-mektep), belirli bir okulu kastetmiş olursunuz. Böylece, konuştuğunuz kişi, sizin hangi okulu kastettiğinizi anlamış olacaktır, aklına başka bir okul gelmeyecektir. Bu bağlamda, Allah sözcüğü, el-İlah tamlamasından özelleşerek, özellikle bir varlığı kastetmek amacıyla kullanılır. Yani, Allah sözcüğü, bir tanım değil, özel bir isimdir. Ahmet, Ayşe gibi. Ahmet sözcüğünü İngilizceye çevirebilir misiniz? Ya da Fransızcaya? Hayır, çünkü özel isimler başka dillere tercüme edilmez. O yüzden Allah sözcüğünün de diğer dillerde bir tercümesi yoktur, tüm dillerde "Allah"tır. El sözcüğünün kullanımı, aynı zamanda, başka bir varlığın kastedilmediğini, tek olduğunu belirtir. Yani “ilah budur, başkası değil” anlamına gelir. Zaten o yüzden Allah, özellikle bu sözcüğün kullanılmasını sever.

Allah sözcüğü İslam ile mi ortaya çıktı?
Elbette hayır. İslam inancına göre sonuçta diğer “ilahi” dinleri de aynı yaratıcı gönderdiğine göre, ki zaten başka yaratıcı da yoksa, Allah sözcüğünün İslam’dan önce de var olduğunu söylemek gayet makul ve gerçektir. Zaten İslam öncesi putperest Arapları bile Allah’ı biliyor ve yazılarına “Bismillah” diye başlıyorlardı. Hatta İslam peygamberi doğmadan önce bile, Araplar “bizi Allah yarattı biliyoruz, ancak bizi kendi halimize bıraksın” diyecek kadar biliyor ve Allah'ın yaratıcılığını kabul ediyorlardı. Bir başka örnek de, Hz. Peygamberin babasının adının Abdullah oluşudur. Abdullah, abid el-ilah => abd-Allah => Abdullah şeklinde tamlamadan özelleşmiştir. (Abdullah, Allah'ın kulu ve çokça ibadet eden anlamlarına gelir.)

Ya tanrı?
Tanrı da hepinizin bildiği Türkçe bir sözcük, hakkında herkesin az çok bilgi sahibi olduğu, diğer dillerde ilah, dio, god, dei gibi karşılıkları olan genel bir isim. Yani tekrar söyleyelim, Tanrı Türkçe, Allah ise Arapça demek kavram karmaşasına düşerek düz mantıkla hata yapmaktır.

Peki, Allah’a Tanrı diyebilir miyiz?
Kavramların açıklayıcı isimleri vardır. O kavramdan olan her şeyin genel ismidir. Örneğin okul genel isimdir, Karşıyaka İlkokulu veya Ankara Üniversitesi özel isimlerdir. Ankara Üniversitesi de okuldur. Dolayısıyla Ankara Üniversitesi’ne “okul” demenin, (Allah'a tanrı demenin) mahsuru yoktur. Ancak herhangi bir okulu değil, Ankara Üniversitesini kastediyorsunuz, dolayısıyla ona “okul” demek yerine, “Ankara Üniversitesi” demek daha makul ve doğrudur. Eminim size “insan” denilmesi yerine isminizle hitap edilmesini istersiniz. :) O yüzden de yaratıcımıza "tanrı" demek yerine, O'na ismiyle hitap etmek, daha doğrudur.
Konu aynı yere dönmesin diye bu başarılı mesajı hatırlatmak isterim.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Herkese selamlar.

[_FUSI_];667335 dedi ki:
ALLAH AZZE VE CELLE'ye Tanrı diye hitap etmek isteyenler farkında olmadan Allah'a ortak koşuyorlar 99 Esmaül Hüsna Allah'ın güzel isimleri dururken kafirlerin dilindeki tanrı kelimesini neden kullanıyorsunuz?? nedir amaç?!! ALLAH c.c. demek çok mu zorunuza gidiyor??..
Tanrı diyenler sizi tanrınızla başbaşa bırakıyorum.. Allah islah etsin..

Fusi kardeşim, insanlara "Allah'a şirk koşma"yı isnat etmeden önce iyi düşünmelisin. Allah azze ve celle, müslüman olmanın şartı olarak kabul ettiğimiz kelime-i tevhidde kendisi zaten kendinden başka ilah olmadığını bildirmek için "ilah" yani "tanrı" sözcüğünü izafe ediyor.

Şöyle ki: "La ilahe illallah" demek, "Hiç bir tanrı yoktur, Allah'tan başka" anlamına gelir.

Ancak köken itibarı ile farklı şeylerden türemiş olması ve anlamca çok zayıf kalması nedeniyle biz tanrı sözcüğünü sevmiyor ve kullanmıyoruz. Ancak "Allah'a tanrı diyen müşriktir" dersen çok büyük bir söz söylemiş olursun ve mu'minleri şirk ile suçlamaktan ötürü Allah korusun büyük bir günaha girmen söz konusu.

Bir de Mehmet kardeşimin dediği gibi konuyu okursan; yorum yapmadan önce fikir sahibi olmak konusunda epey faydası dokunacaktır.

@osmanli999, kardeşim eğer bu konudaki araştırmaları okusan, "Al-Lah"ın bir put ismi değil, putperest Arapların Allah'ı andıkları isim olduğunu göreceksin. "Al-Lah"ın bir put ismi olduğu sadece bir ateist olan Turan Dursun'un iddiasıdır ve bu konuda hiç bir kaynak gösterdiğini de görmedim.

Turan Dursun bu iddiasını "Lat" putunun "Lah" sözcüğüne benzemesine dayandırıyor ki tamamen hayal ürünüdür. Yani adamın düşüncesi şöyle; "Lat diye bir put varsa, kesin Lah diye bir put da vardır".. Halbuki "el-İlah" dediğin zaman, yine konuda belirttiğim gibi, "tek olan ilah, tek tanrı, tek yaratıcı" anlamına geliyor. Sence hangisi daha makul? Hiç bir anlamı olmayan bir put ismi mi, yoksa "tek ilah" anlamına gelen "Allah" mı?

@airy, ek için teşekkür ederim. Konuda yazdıklarımızı tekrardan ama farklı bir dilin etimolojisinden açıklayarak katkıda bulunmuşsun, Allah razı olsun.
 

[_FUSI_]

Öğrenci
Katılım
10 Nisan 2009
Mesajlar
27
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
ALLAH kelimesinin yerine isim gibi Tanrı sözünü kullanmak büyük yanlıştır şirke kaçar. örnek 'tek "ilah" edindim Allah'ı' gibi sıfat olarak kullanılmıyor. Bunda ısrar edilmesi anlamsızdır başka amaçlar, başka niyetler ortaya çıkar tabi kalbleri Allah c.c. bilir. Bakın iyi analiz edin "tanrı diyen müşriktir" demiyorum uyarıyorum küfre düşersiniz diyorum ben kimseye kafir demem eğer kafir değilse, kafirlik insanın bir meziyetidir bunu onun yüzüne vurmanın anlamı yoktur.
Tanrı kelimesini kafirler kullanır eğer bizde Allah demeyip bile bile tanrıda tanrı diye ısrar edersek kafirlerden ne farkımız kalır.. konuyu başta okumamıştım şimdi okudum bikaç densiz yoruma da rastladım Allah'ın laneti zalimlerin,kafirlerin boynuna olsun. söylediklerim doğrudur ortada yanlış birşey yoktur. Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun..
 

tetrapanazomi

Asistan
Katılım
8 Nisan 2009
Mesajlar
417
Reaksiyon puanı
26
Puanları
0
Demogojiye devam edecekmisin?Yoksa sorularıma verecek cevabın yokmu?
Yukarıda verdiğim linklerde gördüğün fosiller hakkında Kuran ve hadisler ışığında verecek bir cevabın varmı?Sana biraz yardımcı olayım.

insanın atasına dair çok önemli ara formlar

Homo sapiens (500 bin yıl - günümüz)

- Homo neanderthalensis (150 bin - 30 bin yıl)

- Homo heidelbergensis (600 bin - 200 bin yıl)

- Homo antecessor (800 bin yıl)

- Homo erectus (1.6 milyon - 250 bin yıl)

- Homo habilis (2.1 - 1.5 milyon yıl)

- Homo ergaster (1.9 - 1.8 milyon yıl)

- Homo rudolfensis (2.5 - 1.8 milyon yıl)

- Australopithecus boisei (2.0 -1.5 milyon yıl) - Australopithecus robustus (2.0 - 1.5 milyon yıl)

- Australopithecus africanus (2.8 - 1.9 milyon yıl) - Australopithecus aethiopicus (2.5 milyon yıl)

- Australopithecus garhi (2.5 milyon yıl) - Australopithecus afarensis (3.8 - 2.8 milyon yıl)

- Australopithecus bahrelghazali (3.5 - 3.0 milyon yıl)

- Australopithecus anamensis (4.2 milyon yıl)

- Ardipithecus ramidus (4.4 milyon yıl)

Yukarıdaki isimlerden yola çıkarak google'da tek tek arattırıp fosillerini bulabilirsin bu türlerin...
Bu fosilleri Adem baba-Havva ana masılına nasıl uyduracaksın onu merak ediyorum. :p

Yoksa soruyu görmemezlikten gelmeye devam mı edeceksin?

Verilen liste kanıtlanmış değil kanıtlanmaya çalışılan bir listedir.
Orta Asya'da bulunan ve 2 milyon yıl öncesine ait olduğu tespit edilen bir kafa tası listede yerini alıyor böylece liste kanıtlamış oluyor(!) fakat dünyanın bir başka yerinde yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan ve sizin meşhur listesinize göre en fazla 150 bin yıl önce yaşamış olması gereken Homo neanderthalensis'e ait 1,3 milyon yaşında bir kafatası bulunuyor!!! Hadi bakalım şimdi ne olacak? Ne olacak buna da bir kılıf uydurana kadar ortalığa çıkarılmayacak (belki bir kaç yontma, başka kemik ekleme işlemi filan da yapılabilir bilimsel(!) laboratuvar(!) ortamında)...

Bir de bilim üretilen ülkelerden örnek vermişsin. Bunların arasında ÇİN de geçiyor. Doğru Çin'de okullarda Evrim Teorisi anlatılıyor. Fakat Başka bir şey daha anlatıyorlar. Diyorlar ki; "Evrimin basamaklarında insanlar geliştikçe tüylerinden, kıllarından kurtuldular daha kılsız bir yapıya kavuştular. Dünyadaki tüm ırklara baktığınız zaman en tüysüz Çinli'lerdir. Bu yüzden evrimin en üst basamığında biz bulunuyoruz. Diğer dünya ırkları henüz evrimlerini tamamlayarak bizim seviyemize gelemediler." de diyorlar.
Bu da bilim!
Kaynak
 

errhan

Öğrenci
Katılım
16 Nisan 2009
Mesajlar
8
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Çok güzel bi yazı olmuş arkadaşım ellerine sağlık.. Bende zaman zamn düşünürdüm acaba tanrı kelimesi yanlış bi kullanım mı die ve verdiğin örnek de mantıklı bi açıklama olmuş buna.. Teşşekkür ederim uğraşın için..
 

tetrapanazomi

Asistan
Katılım
8 Nisan 2009
Mesajlar
417
Reaksiyon puanı
26
Puanları
0
""Eğer tanrı varsa, ben sonsuza kadar cehennemde yanarım arkadaşım, onurumla, başım dik, vicdanım tertemiz yanarım. Ama eğer yoksa? Ya yoksa? Ya tanrı yoksa? Sizler yaşadığınız ve yaşattığınız, yaşanmasına neden olduğunuz hangi çalınmış hayatı, gelecekteki hangi nesle, hangi insan evladına izah edebilirsiniz?""


Bence onların cesareti yok.Daha doğrusu bize verebilecek cevapları yok.Defalarca gördük bunu merak etme hiç.Cevabı olanlar var diyorsan da bekleriz.

Arkadaşım,

Sen evrim teorisine inanıyorsun.
Doğal seçilime inanıyorsun.
Üst akıl seviyesine ulaşmış, doğruyu bulmuşşun.
Senin gibiler yani üst akıl seviyesine evrimleşerek doğruyu bulanlar yaşamaya devam edecek, o bahsettiğin çalınmış hayatların sahipleri, yani evrimlerini tamamlayamamış olmalarından, yeterli akıl becerilerine sahip olacek şekilde evrimleşemediklerinden yok olup gidecekler.
Demek ki neymiş: Senin savunduklarına göre ortada öyle insanları kandırıp kötü hayat yaşatan suçlanacak kimseler yok. Bu doğal yaşamın bir parçası. Evrim basamaklarından siz inançsızlardan bir adım aşağıda olan bizler savaşlarla, kötü hayatlarla kendi kendimizi bitireceğiz en nihayetinde de sizler canlılığını sürdüren tür olarak devam edeceksiniz.
Panik yok!
Sakin ol. Hayatını Doğal Seçilim Teorisi'nin huzur veren kollarına bırak. Evrimin bir alt basamağındaki gelişmemiş bizlere bir şeyler anlatmaya çalışıp zamanını boşa harcama. Nasılsa biz yok olup gideceğiz. Sen şimdi hayatını yaşamaya bak. Kendini boşu boşuna germe.
Olabilir belki sen görmezsin ama senin çocukların ya da onların çocukları veya daha sonraki nesiller nasılsa üstün bilinç seviyesine evrimleşerek hepsi inançsız olacak. Eğer şimdi böyle bir durum yaşanmıyorsa henüz vakti gelmemiştir. Sabırlı ol.
4-5 milyon yılda ilkel bir halden şimdiki halimize gelmişiz şimdi sen bir çırpıda yaratıcının, kutsalların toptan reddedildiği bir insanlık istiyorsun. Hemen olur mu bu işler arkadaşım?

Dediğim gibi ben eğer evrim teorisine inanıyor olsaydım rahat rahat yaşamaya bakardım. Nalsılsa canlı türleri karşı konulmaz bir şekilde sürekli gelişmeye mecburlar. Ben şimdi içinde bulunduğum hayatı en iyi şekilde yaşamaya çalışır, hiç bir şeyi kafaya takmazdım.
Hiç kimse için üzülmez, hiç kimsenin hayatını, kara çarşafını, kıldığı namazı dert etmezdim. En fazla onlar evrim basamakları içinde alt seviyedeki yaratıklar gözüyle bakar belki birazcık acırdım, o kadar. Yaradılışa ve Yaradan'a inanmadığım, Evrim Teorisi'ne inandığım için bir gün bu alt seviyedeki yaratıkların yok olup gideceğini bildiğim için de çok rahat ederdim.

Sen şanslısın.
Oysa ben islam dinini seçmiş bir insanım. Senin bu kolaylıklarının hiç birine sahip değilim.
Beni yaratanın bana kendini tanıştırdığı isimle hitap ederim. İnandığım kitabında kendine hangi isimlerle yönelmemi istemişse onlarla yönelirim. Allah derim mesela... Bilirim ki "Allah" dediğim zaman, yanına başka hiç bir şey gelmeden salt odur seslendiğim.

"La ilahe - ilah yoktur, illallah - sadece Allah vardır"
Yani tanrı yoktur demeden, tüm tanrıları toptan reddetmeden, kalbimde güç addettiğim, yer verdiğim, teveccüh ettiğim diğer her ne varsa hepsini silip süpürüp çöpe atmadan "sadece Allah vardır" demenin bile yeterli olmadığını bilirim.

Bu yüzden "Tanrı yoktur." demek zorundayım. Bu her müslümanın uyması gereken, iman etmek için gerekli olan iki aşamalı bir taahhüttür bu.

Derler ki:
-Ben Allah'a inanmam.
-Neye inanırsın?
-Akla, bilime inanırım.

İnanç kalpte olur. Sen aklı ve bilimi kalbine yerleştirmişsin Tabii ki "sadece ALLAH var" diyemezsin. Tanrı dersin, ilah dersin. Ödevini yapmamış öğrencinin öğretmen karşısında mazeret gevelediği gibi gevelersin; tanrı, ilah, türkçe, put ismi bla bla bla....

Akıl şaşar, bilim şaşar, her yüz yılda bir doğru kabul edilenler değişir... İçinden bir ses Hz.İbrahime nasıl söylemişse sana da söyler durur:
"Bu gelip geçici, sabit ve kararlı olmayan şeylere mi inanıyorsun?"
Bir terslik var dersin kendi kendine. Fakat o kadar inat etmişsindir ki reddetme konusunda sürekli inanmaman gerektiğine, yaratıcının olmadığına dair deliller bulmaya çalışırsın. Ömrün Allah'ın olmadığını (kendine) kanıtlamaya çalışmakla geçer.

Sonra da inananların bu beğenmediğin, zavallı gördüğün hallerinin evrimin bir parçası olduğunu unutmuş gibi insanları kurtarmaya çabaladığını söyleyerek kendi kendini avutmaya çalışır durursun.
 

Cem

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2006
Mesajlar
1,028
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Arkadaşım,
...
Sonra da inananların bu beğenmediğin, zavallı gördüğün hallerinin evrimin bir parçası olduğunu unutmuş gibi insanları kurtarmaya çabaladığını söyleyerek kendi kendini avutmaya çalışır durursun.
Yazınızı beğeniyle okudum, istifade ettim. Sabırlı bir şekilde, saldırmadan, açık ve net bir yaklaşımla cevap vermişsiniz. Ellerinize, aklınıza ve yüreğinize sağlık. Bu tip saldırılar dur durak bilmeyecek, cevaplarınız ne kadar doğru, açık ve net olsa da sanki anlaşılmaz, bilinmez, yanlış ve bulanıkmış gibi cevaplar alacaksınız. Forumda gelenekselleşmiş olarak verdiğinzi tatmin edici cevaplardan sonra klasik sorulara maruz kalacaksınız. Ancak verdiğiniz her cevap inşaAllah iman edenin imanını artıracak. İnşaAllah küfre düşenlerin küfrünü artırmaz da biraz düşünürler.
Teşekkürler
 

KSoft

Öğrenci
Katılım
17 Nisan 2009
Mesajlar
42
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
teşekkürler arkadaşım bilgilendirdiğin için sağol ALLAH (c.c) razı olsun.
 

tetrapanazomi

Asistan
Katılım
8 Nisan 2009
Mesajlar
417
Reaksiyon puanı
26
Puanları
0
Kıymetli Cem Arkadaşım,

Övgün ve temennilerin için teşekkür ederim.

Şimdi de eylemlerimiz devam edecek :) diyerek,
TANRI kelimesinin kökenini ilk defa burada açıklıyoruz:

Tanrı kelimesi Çince'den gelmektedir. Çince'de
tianri.gif
(TIAN-RI) yani kutsal olan tapılacak güneş ve herşeye gücü yeten güneş manalarına gelmektedir. Japonların Şintoist inançlarının da kaynağı olan bu inanca göre güneş ilahlaştırılarak TIAN-RI denmiştir. Tanrı'nın öztürkçe olduğunu sananlara ve müthiş dil araştırmacılarımıza duyurulur.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Tetrapanazomi, bu ilginç ve güzel bilgi için teşekkürler. Ayrıca önceki sayfadaki yazı için ayrıca teşekkürler.

Hiç bunun araştırmasını yapmamıştım ama şimdi tengri sözcüğünün gelişimini merak ettim doğrusu.
 

ikra

Öğrenci
Katılım
11 Nisan 2009
Mesajlar
71
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Kıymetli Cem Arkadaşım,

Övgün ve temennilerin için teşekkür ederim.

Şimdi de eylemlerimiz devam edecek :) diyerek,
TANRI kelimesinin kökenini ilk defa burada açıklıyoruz:

Tanrı kelimesi Çince'den gelmektedir. Çince'de
tianri.gif
(TIAN-RI) yani kutsal olan tapılacak güneş ve herşeye gücü yeten güneş manalarına gelmektedir. Japonların Şintoist inançlarının da kaynağı olan bu inanca göre güneş ilahlaştırılarak TIAN-RI denmiştir. Tanrı'nın öztürkçe olduğunu sananlara ve müthiş dil araştırmacılarımıza duyurulur.

aslında gerçekten güneşle alakalı bir kelime eskiden insanlar güneşe taparlarmış ve güneşe tanyeri denirmiş zaman tanrı olarak kalıplaşmış bir kelime
 

annttiigs

Profesör
Emektar
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
38
Kıymetli Cem Arkadaşım,

Övgün ve temennilerin için teşekkür ederim.

Şimdi de eylemlerimiz devam edecek :) diyerek,
TANRI kelimesinin kökenini ilk defa burada açıklıyoruz:

Tanrı kelimesi Çince'den gelmektedir. Çince'de
tianri.gif
(TIAN-RI) yani kutsal olan tapılacak güneş ve herşeye gücü yeten güneş manalarına gelmektedir. Japonların Şintoist inançlarının da kaynağı olan bu inanca göre güneş ilahlaştırılarak TIAN-RI denmiştir. Tanrı'nın öztürkçe olduğunu sananlara ve müthiş dil araştırmacılarımıza duyurulur.

Olayı tartışmaya çevirenler zaten amaçtan kaybediyorlar çok da uğraşmamak gerekli.

Ancak yazınızın sonuna doğru sanki bir dalga geçme var, konuyu savunanlardan olarak çok da oturmamış oraya. Neyse ben konuma geleyim;

Tanrı kelimesi nereden gelmiş ? Size göre Çince'den. ancak çinlilerle tarihimizin başında yan yana olduğumuzu düşünürsek, yada öğrendiğimiz o, bu kelimenin Çince'ye Yine bizlerden geçmediğini de ispatlamamız gerekir. Adamlar pekala duydukları tanrı kelimesini dillerine oydurmuş olabilirler. ( Restoran(t), tuvalet vs.. gibi )

ancak tekrarlayayım ki safım belli olsun tartışma ortamına çekenlerin amacı kötüdür ve cevap vermekle sadece "inanılmaz güzel açılan konu" ( Elmacik'in her zaman yaptığı gibi ) kirleniyor.
 

Cem

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2006
Mesajlar
1,028
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Övgün ve temennilerin için teşekkür ederim.

Şimdi de eylemlerimiz devam edecek :) diyerek,
TANRI kelimesinin kökenini ilk defa burada açıklıyoruz:

Tanrı kelimesi Çince'den gelmektedir. Çince'de
tianri.gif
(TIAN-RI) yani kutsal olan tapılacak güneş ve herşeye gücü yeten güneş manalarına gelmektedir. Japonların Şintoist inançlarının da kaynağı olan bu inanca göre güneş ilahlaştırılarak TIAN-RI denmiştir. Tanrı'nın öztürkçe olduğunu sananlara ve müthiş dil araştırmacılarımıza duyurulur.
Eyvallah tetrapanazomi kardeşim,
İkra kardeşimizin senin verdiğin kıymetli bilgiye eklediği tanyeri bilgisi ile kelimenin etimolojisi hakkında daha fazla fikir sahibi olunabiliyor.
Zaten tanrı kelimesini kullanmıyordum ama kullanmamak için bir esaslı sebep daha çıktı.
Konuya uzak ilgisi olsa da küçük bir ekleme yapayım.
Sevdiğim bir arkadaşımın adı kimlikte Gökhan. Ama kendisi bu adı kullanmıyor, sebebi de Gökhan isminin Göklerin Hanı, Gök tanrı inancından gelmesi imiş (daha fazlası var ama hatırlamıyorum, bilenler aktarabilir). Bunu öğrendiğinde ismini değiştirmiş (kimliktekini değiştirmiş mi bilmiyorum ama günlük hayatında kullanmıyor). Kendi adı hakkında gösterdiği hassasiyeti başkalarının Tanrı kelimesinde göstermesi bu kadar mı zor?
 

tetrapanazomi

Asistan
Katılım
8 Nisan 2009
Mesajlar
417
Reaksiyon puanı
26
Puanları
0
Öncelikle belirtmeliyim ki amacım dalga geçmek değil bir miktar tahrik etmekti.
Çünkü kendilerince matah buldukları iddiaları 19 sayfa boyunca gururla sürdürenlerden, evrimcilere hitaben yazdığım yorumdan sonra hiç bir cevap gelmedi.

"Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat çıkar"

Yani, fikirlerin çarpışmasından hakikat ışığı çıkar. Bu sebeple konunun tartışmaya çekilmesinde bir zarar görmüyorum. Aksine, amaç ne olursa olsun zıt fikirler en açık biçimde ortaya konmalı ki biz de cevabımızı verebilelim. Fenni ilimlerin beni bu kadar desteklediği bir durumda tartışmadan kaçan taraf olamam. Gelsinler konuşsunlar. Her soruya (amacı ne olursa olsun) verilecek cevabımız var biiznillah...

Gelelim Tian-rı meselesine....

Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim Yusuf suresi 109'da bildiriyor: "Biz senden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? "

Bu sağlam bilgiden yola çıkarak Çinli'lerin de daha önce Yaratıcı bilgisine sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Başlangıçta insanların en çok sorduğu ve üzerinde durduğu "Hayatı veren, yaratıcı" ve "Tek" olması O'nun fiili ve sıfati olarak tanımlanmasına yetmiştir. İnsanlığın gelişim düzeyi göz önüne alındığında 'varlığın' daha derin sorularla düşünülmesi pek mümkün görünmemektedir zaten.
İstatistiksel Fizik (bkz. Düzensizlik ve Entropi), zamanla bilginin nasıl bozulacağı konusunda bize yeterli veriyi sunmaktadır.
Daha sonra insan aklı, herşeyde olduğu gibi bu konuda da kendi sınırlarına indirgemeye çalışmıştır bilgiyi.
Yani kavrayabildiği, görebildiği ölçülerle değerlendirmeye alıp, somutlaştırmaya çalışmıştır Yaratıcı bilgisini.
Bozulma, Yaratıcı'ya mekan tahayyül etmeye çalışmakla başlamıştır kanımca. Çünkü tekillik ve yaratıcılık özelliklerini maddi yaşamda benzeştirebilecekleri örneklerle anlayabilmeleri mümkünse de, O'nun 'heryerde' olması akıllarına bir türlü 'yatmamaktadır'(!).
İnsan aklına göre canlılığın, hayatın kaynağı güneştir. Önce Yaratıcı'nın orada olduğu düşüncesi gelişmeye başlamıştır. Yani güneşin kutsal olması kendinden değil, yaratıcının orada olması ve hayat kaynağını güneş olarak sunduğu düşüncesi sayesinde kabul görmüştür.
Çin karakterlerindeki güneş sembolunun arkaik dönem buluntularına bakarak konuyu daha iyi kavrayabiliriz.

Arkaik Dönem:
riarch.png

Qin Hanedanlığı Dönemi:
risigil.png

Geleneksel: 日

Çince karakterlerinde ve yazım kurallarında 'nokta' bulunmamaktadır. Bu çok manidardır esasında. Çünkü, Arkaik Dönem Çince karaktere baktığımızda güneşin ortasında bir nokta görmekteyiz. Bu nokta hem tekilliği, yani Yaratıcı'yı sembolize ederken hem de kutsal sayılarak başka bir yerde kullanılmaması uygun görülmüş olmalı.

Yazı, kültür ve inancları anlatması bakımından çok güçlü bir kaynaktır. Yukarıda rahatsızlığa sebep olan "müthiş dil araştırmacılarımız" ifadesini kullanırken, kaç tanesinin Çince bildiğini, hatta bilen olup olmadığını da merak ediyordum. Türk ve Çin toplumları yan yana uzun zaman yaşamışlar tarihte. Birbirlerinden nasıl etkilendiklerini tesbit etmek beni aşar. Sanırım Çince'yi çok iyi bilen Türkolog'ların işi bu. Tabii varsa...



Ek:
Resim yazılarda kavram olmadan karakterin ortaya çıkması mümkün değildir. Yapısal olarak Çince, kulaktan duyulan soyut bir kelimenin karakterize edilmesine müsaade etmez. Bu yüzden önce kavramın var olması gerekir.
Türkçe'deki Teng-Ri güneş anlamını içermez. Sadece ilah manasındadır. Oysa orjinalindeki -Ri güneş manasına gelmektedir. Bu durum bize Teng-Ri kelimesinin, Türkler'in Çinli'lere bakarak Tian-rı'yı ilah olarak kullandıklarını kabul etmiş olmalarından sonra kendi dillerine katmış olabileceklerini düşündürüyor.
 

annttiigs

Profesör
Emektar
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
38
Kelime kökeni bilgisi için teşekkürler..

Tartışmadan tabiki kaçınmayacağız ama hakaret ( senin yaptığın değil, karşıdan gelen salvolar bunlar ) etmekten, edilmesine neden olmaktan, huzuru bozmaktan kaçınmalıyız. yoksa benim başka bir derdim yok. Tabi ki fikirler tartışılacak, doğrusu aranacak. ama bunun yolu dilimizden düşürmediğimiz ilimle bilimle olacak.

Tekrar saygılar..
 
Üst