Bu konuyu okuyanlar

bilicimustafa12

Müdavim
Katılım
24 Mayıs 2017
Mesajlar
7,164
Reaksiyon puanı
626
Puanları
113
Yaş
25
Fenerbahçe'de tarihi kongrede yeni başkan belli oldu! 21 bin 350 kişinin rekor katılımıyla gerçekleştirilen kongrede sarı lacivertlilerin 33. başkanı büyük bir oy farkıyla Ali Koç seçildi. Aziz Yıldırım 20 yıl sonra Fenerbahçe Başkanlık koltuğuna veda eden isim oldu. Ali Koç sonuçların ardından kendisini destekleyen kongre üyeleriyle birlikte Ülker Stadı'nda büyük bir sevinç yaşadı.

Türk futbol tarihinin ve Fenerbahçe’nin en önemli başkanlık seçimi sona erdi… Kulüp tarihinde ilk kez statta yapılan kongrede Aziz Yıldırım ile Ali Koç başkanlık yarışına girdi. Toplam 25 bin 650 üyenin oy kullanabileceği kongreye rekor katılım gerçekleştirildi ve tam 21 bin 350 kişinin oy kullandığı açıklandı. Yeni dönem başkanını seçmek için oy verme işlemi Ülker Stadı’nda saat 10.00 itibariyle başladı. Oy verme işlemi saat 17.00’ye kadar 38 sandıkta gerçekleştirildi. Sandıklar oy verme işlemi bittikten sonra toplu olarak açılacak ve genel kurul divan başkanının öncülüğünde oylar sayıldı. Ve sarı lacivertli kulübün 33.başkanı henüz resmi olarak açıklanmayan sonuçlara göre Ali Koç oldu.

Saat 17:00 itibariyle 21 bin 350 kişi oy kullanma işlemini tamamladı. Fenerbahçe’de daha önce bir seçimde kullanılan en çok oy, 3 Kasım 2013’te kullanılan 9380 oydu. O seçimde Aziz Yıldırım, Mehmet Ali Aydınlar’a karşı 6821 oy almıştı. Seçim sonuçları ve Ali Koç’un Aziz Yıldırım’a ne kadar oy fark attığı birazdan belli olacak.





İşte Ali Koç'un listesi: Semih Özsoy, Erol Bilecik, Burhan Karaçam, Sevil Zeynep Becan, Mustafa Tankut Turnaoğlu, Fethi Pekin, Metin Şen, Turhan Şahin, Mustafa Kemal Danabaş, Acar Sertaç Komsuoğlu, Simla Türker Beyazıt, Ömer Okan, Burak Çağlan Kızılhan


KONGREDE YAŞANANLAR…

18.33- Resmi olmayan sonuçlara göre 2. sandık Ali Koç 450, Aziz Yıldırım 130 oy.

18.17- Kongreyi takip eden basın mensuplarının sayım yapılan alanın dışına çıkarıldığı öğrenildi.

18.10- TRT Spor’un iddiasına göre 2 ve 5. sandıktan sonra 32. sandıkta da Ali Koç’un önde olduğu belirtiliyor.

18.00- İlk sandıkta Ali Koç’un oyları, Aziz Yıldırım’ın 2 katından fazla. İlk sandıkta büyük bir fark görünüyor.

17.36- Ve sandıklar aynı anda açılmaya başlandı… Oy sayım işlemi başladı.

17.30- Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük: 38 sandığın sonucu belli olduğu zaman, tek seferde sonucu ilan edeceğiz.

17.21- Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük: “Önce başkan sandığı açılacak. Ben açın demeden hiçbir sandık açılmayacak”

17.11- Fenerbahçe’nin tarihi kongresinde kartını alan 22 bin üyeden 21 bin 350 kişinin oy kullandığı açıklandı.

17.02- Kongrede oyunu kullanan üyeler daha sonra tribüne çıkarak sonuçları beklemeye geçti. Bu sırada sarı lacivertli taraftarların İzmir Marşı’nı söyledikleri duyuldu.

17.00- Fenerbahçe başkan adayı Ali Koç, sandık başındaki temsilcilerini dikkatli olmaları konusunda tek tek uyardı.

17.00- Ülker Stadı’nın kapıları kapatıldı ve dışarıdan oy kullanmak için içeriye üye alma işlemi sona erdi. Stat içerisinde bulunan son üyelerin de oylarının kullanmasının ardından sayıma geçilecek.

16.45- Ali Koç’un ardından Aziz Yıldırım da ailesi ile birlikte 36 numaralı sandığa giderek oyunu kullandı.

16.30- Fenerbahçe Başkan Adayı Ali Koç, ‘hayırlı uğurlu olsun, kazanan Fenerbahçe olsun’ sözleriyle 21.sandıkta oyunu kullandı.

16.00- Oy verme işleminin bitimine 1 saat kala oy veren üye sayısının 20 bin 400 aştığı açıklandı.

15.52- Ali Koç dışarıda bekleyen taraftarlarla bir araya geldi. Yoğun tezahüratların arasında taraftarları selamlayan Koç alkışlarla karşılandı.



15.30- Ali Koç’tan Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük’e; “Gelmeyenleri telefonla arıyorlar. Şu an giriş yapmayanları tek tek arıyorlar. Gelmeyeceklere başka türlü oy kullandıracaklar.

15.10- Fenerbahçe’nin eski yöneticilerinden Mehmet Ali Aydınlar yoğun tepkilerle Ülker Stadı’nda geldi. Oy kullanmaya gelen üyeler Aydınlar’ı ‘Hain Aydınlar’ tezahüratıyla karşıladı.





15.00- Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses, Fenerbahçe Kongresi’nde oy kullanmak için Ülker Stadı’na geldi. Oy verme işlemi 2 saat sonra sona erecek.

14.30 – An itibariyle oy kullanan üyelerin sayısı 18 bine yükseldi. Oy kullanma işleminin sona ermesine yaklaşık 2 buçuk saat kaldı.

14.00- Şu ana kadar oy kullanan kongre üyelerinin sayısının 15 bini bulduğu açıklandı. Sayının saat 17.00’ye kadar daha da artacağı ve rekorun geleceği ifade ediliyor.

13.30 – Oy kullanma işleminin üzerinden 3.5 saat geçti ve yaklaşık 14 bin oy kullanıldığı açıklandı.

13.09- Fenerbahçe’nin efsane başkanlarından Ali Şen de oyunu kullanmak üzere kongre alanına geldi. Şen daha önce yaptığı açıklamada Ali Koç’a destek vereceğini açıklamıştı.

13.00- Genel Kurul Üyesi olan Fenerbahçe kaptanı Volkan Demirel de oy kullanmak için kongre alanına geldi.

12.30- Rekor katılımın olması beklenen kongrede yaklaşık 2 bucuk saatte 12 bin 50 kişinin oy kullandığı açıklandı. Kongre kartını alan 22 bin kişi olduğu bildirildi.

12.00- Ali Koç’un kendisini görmeye gelen minik bir Fenerbahçe taraftarıyla yaşadığı diyalog dikkat çekti. ‘Ali Koç başkan olacak güneş doğacak’ tezahüratını yapan minik kıza bunu kimin öğrettiğini soran Ali Koç ‘Ne demek olduğunu büyüyünce daha iyi anlayacaksın’ cevabını verdi.

11.20- Ali Koç: Dereyi görmeden paçaları sıvamıyoruz. Büyük bir destek var, teşekkür ediyorum. Taraftar bana inanıp güvendiği için sevgi gösteriyor. Bir hayal gerçekleşmek üzere. Aziz Yıldırım’a kızgın değilim; neden kızayım. O benim başkanım. Ben bu kulübün taraftarıyım. Taraftar olduğum için adayım.

10.55- Fenerbahçe’nin eski oyuncularından Emre Belözoğlu, eski teknik direktörü İsmail Kartal, oyuncu Selçuk Yöntem ve bir çok ünlü isim oy kullanma işlemi için kongre alanına geldi.

10.00 – Sarı lacivertlilerde Ülker Stadı’nın kapıları açıldı ve kongre üyeleri oy kullanma işlemi için belirlenen 38 sandığa yöneldi. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım kongre üyelerini tek tek karşılayarak tokalaşırken bol bol fotoğraf çekildi.







Bir diğer başkan adayı Ali Koç da erken saatlerde Ülker Stadı’na geldi. Oldukça yoğun ilgi ile karşılanan Ali Koç ile fotoğraf çektirmek için kongre üyeleri ve taraftarlar adeta birbirleriyle yarıştı.










ŞTE İLK GÜN YAŞANANLAR…

18:53 – AZİZ YILDIRIM: Ben 150 milyon TL sponsorlarla beraber veriyorum. Öyle artırma azaltma yok. Hepinize iyi akşamlar diliyorum saygılar. Yaşasın Fenerbahçe!

18:27 – ALİ KOÇ: Ali Koç, Aziz Yıldırım’ın iddiaları üzerine söz hakkı istedi. Ali Koç kürsüye geliyor…

18:36 – ALİ KOÇ: Ali Koç yeniden kürsüde.

İstediğimiz noktaya geldik. Kavga etmek istiyorsanız edelim. Dedim”televizyona çıkalım” diye gelmediniz. “Çıkalım defterleri açalım” dedim. Gelmediniz. Ne oldu da kükrüyorsunuz? Kolaylarla başlayalım. Çok rahat yalan söylüyorsunuz. Ben üzülüyorum. Ümit Özat. İsterse bağlansın. Kırmızı kart görmüştü. Ben de locada maç seyrediyordum. Murat Özaydınlı da bizim locada diye altında şortla locaya gelmişti. Ben maç seyrediyorum. Bir hata oldu, “Allah belanı versin dedim” yanlışlıkla. Ümit bana “sen nasıl dersin” diyince Murat Özaydınlı onu locadan çıkardı.

Devam ediyorum. Başkanlığı açık artırmaya çıkardınız. Anlattığımız ruhdan anlamıyorsunuz. Madem verebiliyorsunuz neden vermiyorsunuz? Sizin katkı vermeniz için dopinginiz olabiliyorsam ne mutlu bana.





Burhan Karaçam listemde. Burhan Karaçam’a gelince. Fenerbank’ı incelesin diye görevlendirdiğiniz, önceden sevdiğiniz Burhan Karaçam. Bugün benim yanımda diye itibarsızlaştırmaya çalıştınız. Size bir şey daha söyleyeyim. Abim rahmetli Mustafa Koç at binme sevdasından dolayı atçılık kulübü var diye Galatasaray’a üye olmak zorunda kaldı. Abim Galatasaraylı mıydı yani?

Üye olan kişinin üyelik bedelini başkasının ödemesinden bahsediyorum. Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak derken bunu kastettiğinizi sanmıyordum! Size soruyorum. Binlerce insanın aidatını ödüyor musunuz, ödemiyor musunuz? Ben karımın, kayıvalidemin aidatını ödüyorum. Ne isterseniz getirin. Topunuz gelin!

Daha ciddi konulara gelelim. Lig Radyo’da bir soru sordular. Çok garipsedim. “Kulüpten aradılar bu soruyu sormamızı istediler” dediler. “Madem ordaydın neden takımın dağılmasına izin verdin” Ali Yıldırım şahidimdir. “Herkes elini cebine atsın 10 milyon Euro verelim adam başı”, dedim mi demedim mi?

Çok daha ciddi bir konu var… Bu kürsüde ne olmak istedimizi konuşacağız zannediyordum. “Suç duyurundan korkan adam nasıl başkan olacak” diyorsunuz. Allah korusun size otobüs çarpsa kulübü koruyacak başka kimse yok mu? Sayın Selim Soydan bana geldi ve kendisine nasıl bir FETÖ projesi olduğumu anlattığınızı söyledi.

Anlatmak istediğim konu bunu başka yerlerde de söylediniz. Burada kupa kaldırma konusu… Ben o gün sahadaydım o gün gaz yemiştim. Herkes buradaydı. Benim yüzümden mi kaldırıldı? Mali konulara gelince “Bir fazlasını vereceğim” diyorsunuz. Siz ne veriyorsanız ben de bir fazlasını vereceğim.


17:45 – AZİZ YILDIRIM: Bu kulübe yirmi yıl hizmet verdim. Çocuğumun rızkını bu kulübe harcadım. Yarın çok üzülürsünüz. Yapmayın, ayıptır. Saygılı olalım. Stada aldık, hep birlikte eğlenelim, neşelenelim… Ali Koç bizim düşmanımız değil, ben de Ali Koç’un düşmanı değilim. Kendinize gelin.

Tüm yol arkadaşlarımı selamlıyorum. Fenerbahçe elitist bir seçim yapmadı. Fenerbahçe şan şöhrete bakmadı. Şimdi gönülden gönüle konuştuğumuzun altını çiziyorum. Bu ruh ülkemizin en kötü gününde bir araya gelmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhudur. Fenerbahçelilik aynı ruhtan olmaktır. Fenerbahçe’nin hamurunda bu ruh vardır. Fenerbahçe ruhu, emperyalizme karşı, tam bağımsız Türkiye ruhu, Kuvayı Milliye ruhudur.

Sevgili kongre üyeleri, muhalefetin yaklaşımı “değişim ihtiyacı” yaklaşımıdır. Değişim iyidir ancak doğru zamanda iyidir. Değişim tabii ki kaçınılmazdır. Değişimden kastedilen şey yöneticilerin değişmesi olsa gerek. Sanki ben ve arkadaşlarım değişirse, sihirli bir dokunuş olursa her şey değişecek! Değişimden anlaşılması gereken Fenerbahçe’nin nasıl değişeceğidir. Yararlı bir değişim olacağına inansam bir an bile tereddüt etmem. Bu Yargıtay kararı benim kişisel kararım değil. Öyle olsa ‘karar çıkana kadar başkan kalmak istiyorum’ demezdim.


Tribünlerden gelen tepkiler nedeniyle Aziz Yıldırım’ın konuşması bölünüyor…

Yargıtay kararıyla sadece benim aklanacağımı zannedenler var. Yargıtay kararını bekleyen Fenerbahçe Spor Kulübü’dür. Biz Yargıtay tarafından aklanmamızın ardından karşı davalarımızı açacağız ve uğradığımız haksızlıkların hesabını soracağız. Bizim soracağımız hesap, Fenerbahçe’nin hesabıdır. Benim şahsi hesabım değil. Ali kardeşim bu davanın takipçisi olacağını söylüyor…Yargıtay hala ‘Fenerbahçe masum’ demedi. Bize bu zulmü yapanların yakalarına yapışamıyoruz, hesap soramıyoruz. Yargıtay meselesi bunun için önemli. Kendi adıma bir kaygım yok. Soracağım hesap kişisel değil, Fenerbahçe’nin hesabıdır. Ali Koç meseleyi yanlış anlamış.

Sözü kesilen Aziz Yıldırım, tribünlerdeki üyelere “Üstünüzdeki o formayla Fenerbahçe Başkanı’na hakaret edemezsiniz. O formayı ben yaptırdım” dedi.

Ali Koç, 101 kişinin BİMER’e yaptığı başvurudan endişe duyuyor. Bundan endişe duyan biri Fenerbahçe için hesap sorabilir mi? Ben bir yıl hapis yattım, hiçbiriniz bir gün bile yatamazsınız. O üzerinizdeki formaları bile ben yaptırdım. Ali Koç seni bir dilekçe korkutmuş, ürkütmüş, Fenerbahçeli birinin duruşu bu mu olmalı? Sahip olduğu şirketlerin markasını düşünen biri, Fenerbahçe’nin haklarını savunabilir mi? Bu dilekçeden bizi sorumlu tutuyor, biz buna ihtiyaç duymayız.

3 Temmuz’da “şikeci” damgası yediniz, “takımınız, başkanınız şikeci” çocuklarımız okula gitmek istemediler. Çocuklarımıza “siz şikecisiniz” dediler. Ben bu davadan vazgeçemem. Silivri’de her yerde gaz yediniz. Bunu azımsayamazsınız.

Real Madrid’i düşünün. Operasyonla başkanı hapse atılacak, en iyi oyuncularını kaybediyor. Polis fezlekeleriyle suçlanıyorlar ve Şampiyonlar Ligi’ne alınmıyor. Real Madrid şu anki kadrosuna sahip olabilir miydi? Şampiyonlar Ligi şampiyonu olabilir miydi? Bizi bu noktaya getiren her şeyin altında 3 Temmuz yatmaktadır. Şimdi barışın diyorlar. Fenerbahçe’den kim özür diledi? Oldu bittiye mi getirelim? Unutalım mı? Peki siz muhalefet olarak ne yaptınız?





Diyorlar ki “Herkesle kavgalıyız, eski futbolcularımızla, teknik adamlarımızla, yöneticilerimizle ve bunun sebebi Aziz Yıldırım” peki Nasreddin Hoca’nın dediği gibi “Hırsızın hiç mi suçu yok?” Bunlar tek tek isim vermeye gerek yok kendilerini Fenerbahçe’den üstün tuttular.

Yargıtay kararına dek görevde kalmamızın gerekliliğini anlatıyoruz. Ali Koç, “Seçilemezsem bir daha aday olmayacağım” dedi. Bunun da sebebini açıkladı. Bu yaklaşım elbette doğru ama bu duyarlılığı neden 19 ay önce göstermedin? Bu sezon taraftarda yaşanan isteksizliğin bu seçim yarışı ile hiç mi ilgisi yok? “Fenerbahçe kurumsal değil” diyorlar. Bizden önce Fenerbahçe’nin halini hatırlamıyor musunz? Diğer kulüpleri gelişmek zorunda bırakan Fenerbahçe olmadı mı? Fenerbahçe açık ara önde değil miydi? 3 Temmuz’dan sonra hak etmedikleri başarıları paylaştılar.


Fenerbahçe’yi grupçuluk batağından kimin çıkardığını da bilmiyorlar. Yeniden aday olmam koltuktan kalkmama isteğimden dolayı mıdır? Sizin vicdanınıza bırakıyorum. Benim çektiğim acıyı en çok anlayan “şikeci” damgası yiyen ve boynunu bükmek zorunda kalan çocuklar, taraftar ve birkaç arkadaşımdır. Bu yüzden vazgeçmeyeceğim.

Fenerbahçe’yi namerde muhtaç etmedik. Fenerbahçe’yi 3 Temmuz’dan önceki çizgisinden öyle uzak bir noktaya götürdü ki, yükseliş çizgisine geçmek çok zor oldu. Öz eleştiri yapmak gerekirse hızla yeniden yükselmek adına ani kararlar verdik. Bu kararların bazıları elbette hatalı oldu. Size teklifim buyur gel, futbolu sen yönet, amatör şubeleri ben yöneteyim, aynı parayı koyalım. Burada bir kişi kazansız. Kulüp kazansın. Kazanan Fenerbahçe olsun. Ben bahsedilen paraları, zaten 1998’de, 1999’da verdim. Gelin sorunu yekten çözelim. Diyorsunuz ya “futbolda kurumsallaşamıyoruz” gelin aynı paraları koyalım. Kulübün bütçesini iki katına çıkarılım. Siz iddialı olduğunuz futbolu yönetin, biz de adalet mücadelemizi verelim. Siz üyeler de kim Fenerbahçe için Fenerbahçeli, kim kendi için Fenerbahçeli görsün.

3 Temmuz kumpası sürecinin yargılaması bitmedi. Sevgili Fenerbahçeliler, vereceğiniz karar ne olursa olsun yarın davada hesabı ben vereceğim. Ve şunu söyleyeceğim “Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe!” Ben Metris’te yatarken siz yönetimde değil miydiniz? Galatasaray kupayı kaldırdığında siz vardınız yönetimde. Ben dışarıda olsam kaldırtmazdım. Doğrular acıdır. Santos ve Lugano gittiğinde neden müdahale edemediniz. Veremediniz 5-10 milyon… Zico için “Yurtdışından taktik alıyor” demedin mi? Alex’i benden fazla kimse sevemez. Herkes yuhlarken ben tek başıma alkışladım. Sayın Ali Koç, Ümit Özat kırmızı kart gördü locana geldi. Siz bir oyuncumuza kötü bir laf ettiniz, Ümit müdahale etti ve siz onu odanızdan attırdınız mı?

Terraneo’yu sportif direktör yaptığımızda biz onu 7-8 senedir tanıyorduk. Biz ona maaş ödemiyoruz. Böldük tazminat ödüyoruz. Galatasaraylılar’ı Beşiktaşlılar’ı üye yapmışım kulübe. Bilmeden üye yapmışımdır. Çünkü “Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak” dedim. Yıllar geçti “1 milyon üye” projesi yaptık. Fenerbahçe halka insin diye düşündüm. Hapiste incelemeler yaptık. Tüzüğe ekledik. Buradaki kaide bir kişi “Ben Fenerbahçeliyim” diyorsa ve üç kişi de “Evet, Fenerbahçelidir” diye referans gösterirse sıkıntı yok.

Listede mi değil mi bilmiyorum. Burhan Karaçam, bugün Twitter’da yazmış ben göremedim. 31.12.1980 yılında Galatasaray’a üye olmuş. 1995’te ayrılmış. GS üyelik numarası da 6130. Sonra iki kulüpte olamaz demişler Fenerbahçe’de kalmış. Fenerbahçe ilklerin kulübüdür. Fenerbahçe beni hatırlayacak. Hepinize saygılar.


16:45 – ALİ KOÇ: “Sayın divan başkanımız, sayın divan kurulu, sayın başkanımız ve yönetim kurulumuz. Ekranları başında bizi takip eden sesimize kulak veren Fenerbahçeliler, değerli basın mensupları, kongremizin ilk gününe teşrif eden herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Umarım bugün ve yarın Fenerbahçemize hayırlara vesile olur. SAyın başkanım, Fenerbahçe tarihine yazılacak çok önemli işlere imza attınız.

Sadece Fenerbahçe değil Türk sporu için büyük hizmetleriniz oldu. Tesisleşme, stat, tüm bunlar için size ve yönetimlerinize minnettarım. 3 Temmuz saldırısında camia olarak ödediğimiz bedel, dimdik duruşunuz, kaçtı denilirken Türkiye’ye dönmeniz, kaçtı diyenlerin şuan kaçmış olması, bizlere verdiğiniz cesaret tüm Türkiye’ye örnek olmuştur. Bunun için de sizlere minnettarız. Her zaman yanınızda olduk, olmaya devam edeceğiz.

‘Ne şikesi, memleket elden gidiyor’ uyarınızı bizler anladık ama tüm Türkiye’nin anlaması zaman aldı. Bu ülkemize korkunç bedellere neden oldu. Allah korusun bundan sonraki süreçte arzulamadığımız bir sonuç çıktığı takdirde saçınızın kılına bir zarar gelse bu camia aynı refleksi bir kere, bir saniye daha düşünmeden sergileyecektir.


“BU NOKTALARA GELEBİLECEĞİMİZİ TAHMİN ETMİYORDUM”

Aklı olan her Fenerbahçeli size daima müteşekkir olacaktır. Bizler de size ve kulübümüze sahip çıkmak için var gücümüzle mücadele ettik. Takdir sizindir. Sevgili kongre üyeleri, seçim takviminde bu noktaya gelene kadar pek çok şey yaşadık. İki taraf da pek çok söylem ve ifade kullandı. Bilhassa benimle ilgili muhtelif hususlarda itham ve iddialarda bulunuldu. Bazı hadiselerle ilgili gerçekleri birbirimizden çok farklı şekilde, hatta zaman zaman siyahla beyaz kadar farkı bir biçimde ifade ettik. Tek tek gerekli yanıtları verdiğim bu hususlarla ilgili hep karşı karşıya televizyona çıkalım dertleşelim konuşalım istedim. Araya fitne girmesin bizi birbirimize kırdırmasınlar diye böyle bir çağrıda bulundum. Ama siz yanaşmadınız. Bugün bu konularla ilgili kongre üyelerimizi daha fazla meşgul etmeyeceğim. Zira sizler de en az benim kadar bu durumdan rahatsız olmuşsunuzdur. Hiçbir zaman bu noktalara gelebileceğimizi dahi tahmin etmiyordum. Doğruları kimin söylediği konusunda kongre üyelerimizin vicdanına bırakıyorum.

Sadece bilmenizi istiyorum ki birimizden birisi doğruları söylemeyerek sizleri yanıltıyor. Camiamızın artık niye bir değişime ihtiyacı olduğunu anlatacağım. 49 ayrı etkinliğe katıldık. Buralarda dilimiz döndüğü kadar özlediğimiz Fenerbahçe’yi, Fenerbahçe’nin hak ettiği yeri zirveye nasıl ilerlememiz gerektiğini anlatmaya çalıştık. Mali konularda sürdürülemez bir durumda olduğumuzu, bu konularda sıkıntılar olduğunu söyledik. Futbol anlayışımızı baştan aşağı değiştirmemiz gerektiğiniz, zaten mali zorluğa neden olan yatırımlara nasıl bir felsefe getirmemiz gerektiğini anlattık. Olimpik branşları nasıl bir adım daha ileri götürürüz onu anlatmaya çalıştık.

“SANIRIM ŞUNU UNUTTUNUZ, SİZ DE FENERBAHÇE’DEN BÜYÜK DEĞİLSİNİZ”

Bugün size bambaşka pencereden niye değişim ve dönüşüme ihtiyacımız olduğunu anlatacağım. Neden tribünlerin dolu olmadığını, sokaktaki Fenerbahçeli’nin neden kan ağladığını, küstüğünü, hatta bazılarımızın maç dahi seyredemez duruma geldiğini daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Bu gerçekler içimizi acıtsa da yüzleşmek durumundayız. Sayın başkanım, pek çok kez ‘Kimse Fenerbahçe’den büyük değil’ dediniz. Sanırım şunu vurgulamayı unuttunuz, siz de Fenerbahçe’den büyük değilsiniz.Oysa siz bunu unuttunuz. Kendinizi koskoca Fenerbahçe’nin önüne geçirdiniz. Her başarının, her hikayenin ana faktörü olan insandan söz edeceğim.

Fenerbahçe tarihi bir bütündür. İlk başkanı Ziya Songülenden, ilk efsane stoperimiz Zeki Sporel’e. Cemil’den Revivo’ya, Hooijdonk’tan Alex’e, Zico’dan Aykut Kocaman’a. Bunlar Fenerbahçe’nin tarihinde yerlerini almıştır. İnsan faktörnde yaptığınız sayısız hatayı görünce, harcanan yüz milyonlarca euro’ya rağmen neden istenen başarıların gelmediğini, evdeki hesapların çarşıda heba edildiğini daha iyi anlayacağınızı sanıyorum.

“EFSANELER SANKİ TARİHİMİZEN SİLİNMİŞLER”

Siz kendi doğrularınıza göre, yorumlarınıza göre Fenerbahçe tarihinin işinize gelmeyen bölümlerini görmezden geldiniz. Her başarıyı hep ben diyerek sahiplendiniz, ama başarısızlığı başkalarına faturaladınız. Neden özeleştiri yapmadığınızı, 20 senede kendi sözlerinizle hiç pişman olmadığınızı bugün daha iyi anlıyorum. Yayıncı kuruluşu, eski maçları iç geçirerek izliyoruz. Revivo’ları, Rüştü’leri kendi televizyonumuzda bu isimleri göremiyoruz. Sanki yoklarmış gibi. Bu efsaneler tarihimizden sanki silinmişler. Daha trajikomik tarafı ise kendi geçmişinizi bir nebze sildiğinizi fark etmiyor musunuz?

Bu noktadan Alex de Souza mevzusunda girmek istiyorum. Başkanıma katılıyorum. Alex hiçbir zaman seçim malzemesi yapılmamalıdır. Alex’in gitme zamanı gelmişti çünkü benim de her toplantıda değindiğim gibi son döneminde ya hocamız, ya Alex olacaktı. O kapıyı araladınız mı kapatamazsınız. Buna rağmen kendisiyle veda ediş şeklimizi hiçbir zaman içime sindiremedim. İçerideydim tam duyamadım ama bir konuşmacı daha buna değindi. Alex’e belgesel izni verilmemesi, belgesel ekibinin stadımıza sokulmaması nasıl bir zihniyetin ürünüdür. Fenerbahçe imajına faydası mı olmuştur, zararı mı olmuştur yorumunuza bırakıyorum. Zaten Alex’i bu taraftarın gönlünden ruhundan kimse silemez. Aynen Lefter gibi, Can gibi, Cemil ağabey gibi onca efsane sporcumuz gibi.







“SEVGİ BAĞLARINI NE ZAMAN BU KADAR KAYBETTİK”

Sanki eski dönemlerde her şey hep süt liman mıydı? Lefter yönetimiyle hiç tartışmadı mı? Ama Lefter, Lefter’dir. Abdullah Kiğılı gibi biri veya birçok yönetici ve çalışanlar hep onlar mı suçluydu. Marşında bile ‘Hiçbir kulüpte olmayan bu dostluk’ dizeleri varken biz aramızdaki sevgi bağlarını ne zaman bu kadar kaybettik, gömdük. Soruyorum size. Sizce normal mi bu yaşadıklarımız. Başarıya ulaştığımız şampiyonluğu yakaladığımız her sezonda. Özellikle teknik direktörlerimizi paylarını “Sanki o mu bizi şampiyon yaptı” diyerek küçümsediniz.

Aslında iyi bir başkan, şampiyon yapacak teknik direktörü seçer, gerekli iklimi yaratır, cephaneyi verir. Elde edilen zaferlerden sonra emeği geçen herkesi taçlandırır. Onurla gurur duyar. Mütevazi bir şekilde hedefe ulaşmanın keyfini yaşar. Gelecek yıl neye ihtiyacı olduğunu sorar. Her teknik direktöre yol verir mi insan? Takımımızı şampiyon yapan bir hocaya, ertesi sezonda ikinci durumdayken git denir mi? Kendisini şampiyon yapan, ertesi sene Şampiyonlar Ligi’nde finalin kapısından dönen hocayı gönderir mi?

“BUNA GERÇEKTEN YAZIK DERİM”

Hep kötü teknik direktörler, kötü futbolcular seçmişiz biz o zaman. Yoksa başka anlamı yok bunun. Size göre hep onlar suçlu. Herkesin uzaklaştırılması gerektirilicek bir neden var. İş adamı olarak yanlış yatırım yapanı mı seçeceksiniz. Fenerbahçe bu nedenlerle hiçbir başarının cezasız kalmadığı takım olarak hatırlanmaktadır. Buna ben gerçekten yazık derim. Camia olarak bunu hak etmiyoruz. Tam tersine bizler başarılarından dolayı bağrımıza basmak istediğimiz kahramanlar istiyoruz.

“KAN DAVASI GÜDER GİBİ KİN TUTMAYACAĞIZ”

Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına da yapmayın. Hoşunuza gider, gitmez. Lütfen demokratik haklara dikkat ederek sonuna kadar beni dinlemenizi rica ediyorum. Saygıdeğer üyeler, kötülük yarışlarından hiçbir şey kazanmadır bugüne kadar. Allah her zaman doğrunun ve iyinin yanındadır. Biz her zaman sonuna kadar kendi takımımızı teşvik edeceğiz. Rakibimizi de gerektiğinde alkışlayabileceğiz. Rakip yöneticileri deplasmana geldiklerinde saygı göstereceğiz. Saygı görmek istiyorsanız, saygı göstermelisiniz. Bir kucaklamanın gülücüğün hiçbir külfeti yok. Ulu önder Atatürk’ün dediği güzellikte mertlikte, ahlakta, centilmenlikte sporcularla, taraftarlarla hareket edip kendimizi de bu tarife uygun hale getireceğiz. Küfüre karşıyız demek yetmez uygulamalıyız. Hiçbir rakibimize ikinci sınıf muamele yapmamalıyız. Kan davası güder gibi kin tutmayacağız.

“TARAFTARLAR HANCI, GERİ KALAN HER ŞEY YOLCUDUR”

Statlarda küfüre karşıyız. Bunun da ilk savaşını başkanımız verdi yıllar önce. Yönetime yönelik küfürleri baştan aşağıya kınıyorum. Çok büyük bir saygısızlık olarak görüyorum. Bu bize yakışmıyor. Ancak hiçbir yöneticinin de seyircimize küfür ve hakaret etme hakkı yoktur. Bir kulübü taraftarları taşır ve yüceltir. Gittiğim her noktada, istisnasız olarak ifade ettiğim gibi bu kulübün sahibi taraftarıdır. Kongre üyeleri taraftar oldukları için kongre üyeleri olmuşlardır. Kongre üyeleri taraftarların resmi temsilcileridir. Taraftarlar her zaman hancı, geri kalan her şey yolcudur. Taraftarı kontrol etme çabasının büyük resimde yarattığı tahribatı hep birlikte görüyoruz. Tribünler kapatıldı, bazı kombineler satışa çıkartılmadı. Taraftar tribüne gelmezse yenilerini getiririz deniyor. Kulaklarıma inanamadım. Hangi yenilerini getireceğiz?

Biz futbolcularımızı ilk 11’e aday oyuncularımızı kendimiz yetiştirmek zorundayız. Öz kaynağımızdan sporcu yetiştirmek zorundayız. Altyapıda en iyi imkanlarla futbolu öğrenmiş hem de kanı sarı lacivert akan gençler yetiştirmek zorundayız. Seçilirsek en büyük hedefimiz bu olacak. Tüm çabalara karşın maalesef son 20 yılda A takımda sürekli oynayabilen genç oyuncumuz neredeyse olmadı. Belki bize gençken İzmir’den gelen Semih Şentürk’ü sayabiliriz. Tuncay’lar, Salih Uçan’lar direkt A takıma geldiler. Barcelona dünyanın en iyi takımlarından bir tanesi. Lütfen bir düşünün, kaç yıl boyunca kadrosunu ezbere sayabildiniz. Puyol’lar, Pique’ler, Messi’ler, daha fazla saymayacağım. Ana iskeleti koruyup birkaç takviye ile üst düzey performans sergilediler. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok.







“O ZAMAN KEŞKE İLGİLENSEYDİNİZ BAŞKAN”

Biz ne yaptık? Takımı hiç tanımayan Terraneo isimli zata tüm yetkileri verdik. Hem sportif başarısızlığı hem de tarihimizdeki en hatalı transferi Robin van Persie’yi yaptı. Neredeyse hiçbir fayda alamadığımız ama dünyanın parasını yatırdığı Van Persie ile ilgili soru sorulduğunda suçu ona attınız. Niye hala biz bu adama maaş ödüyoruz? Bu konular sizlere sorulduğunda ‘Ben iki senedir futbolla ilgilenmedim’ dediniz. Bunun altından şöyle bir mesaj çıkıyor. İlgilenseydim daha başarılı olurduk iması çıkıyor. O zaman keşke ilgilenseydiniz başkan. Siz bu kulübün başkanı değil misiniz? Her başarısızlıkla başkalarını suçlu bulan, hatalarından ders almayan bakış açısıyla yönetim anlayışını geliştirerek ilerlemek mümkün değil.

Her zaman sürdürülebilirlik diyordum. Bunun en büyük örneği kalbimizde yatan biri. Terminatör bir ruh haliyle taraftarları bezdirircesine sevdikleri oyuncuları infaz edercesine gönderdik, sürekliliği yakalayamadık. İdeal örneğimiz şuramızda yatan rahmetli büyük Fenerbahçeli Serkan Acar’ı genç takımdan gelip yıllarca A takıma hizmet edip, kaptanlık yapıp şampiyonluklar yaşayıp ardından yıllarca üst düzey idareci olarak hizmet etti. Anısı adına sizlerden bir alkışı rica ediyorum

“SAYIN BAŞKANIM ZERRE KADAR ŞÜPHENİZ OLMASIN”

Ağızları sulanarak, büyük keyif alarak zevk içinde televizyonlar gizlilik olmasına rağmen bizi linç eden insanlar, evet hala aynı yerdeler. Onlar en büyük FETO düşmanı gibi görünüyorlar. Ama bazıları size yakın duruyor. Sayın başkanım şu konuda lütfen içiniz rahat olsun. Zerre kadar şüpheniz olmasın. Eğer sizin başkanlık döneminde değil de, başkasının döneminde tazminat mücadelesi verilmesi gerekiyorsa başta sizin kılavuzluğunuz, liderliğinizle Fenerbahçe Spor Kulübü’ne başkan seçilmiş herkes bu mücadeleye göğsünü sokacağına hiç şüpheniz olmasın.

“YENİ BİR ATILIM YAPMANIN TAM ZAMANI ŞİMDİ”

Her şey 3 Temmuz’a bağlanamaz derken neyi ifade ediyorum. Ne demek hafife alıyormuşum. Ben yönetim şeklinden bahsediyorum. Bunların 3 Temmuz’la alakası olmadığından bahsediyorum. Ben nasıl 3 Temmuz’u hafife alabilirim. Samimi kimse de buna inanmıyor. Aramızda yeni bir beyaz sayfa açmanın, yeni bir atılım yapmanın tam zamanı şimdi. Ben size inanarak yola çıktım. Girmez, giremez, kazanamaz sonra da beceremez oldu. Süre ilerledikçe sizler de bana inandınız. Hep beraber dikenli yolda büyüyerek yürüdük. Ve buraya kadar da geldik. Yarın son günü. Sayenizde bir hayal gerçekleşmek üzere. Hiçbir zaman seçilip seçilmeme korkusunda olmadım. Adaylığımı koyarken de önce Allah’ın takdiri sonra sizin desteğinizle demiştim. Ama en büyük korkum ben ve arkadaşlarımın bu sevgiye nasıl layık olabileceğimiz. Tek korkumuz bu. Bize güvendiniz, bizi umut olarak gördünüz. Sizin bu kutsal görev için ben ve arkadaşlarıma güvenmeniz, zannetmeyin ki bunu cepte görüyoruz. Hatalarımız olmaz mı, olur. Ama sizin güveniniz her zaman emniyette olacak. Hiçbir zaman suistimal edilmeyecektir.

“TARAFTARLA ARAMDAKİ GÖNÜL BAĞINI HİÇBİR ZAMAN KOPARAMAYACAKSINIZ”

Hep beraber güzel günler göreceğiz. Biz sizlere hayal vaad etmiyoruz. Ben istemez miyim kulağınıza güzel gelecek şeyler söylemeyi. Biz hayallerimizi gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışarak camianın müthiş potansiyelini harekete geçireceğimizi, yani başarı için gerekli iklimi yaratacağımızı vaad ediyorum. Sayın başkan belki de yapacağınız konuşmada beni itibarsızlaştırmaya, silmeye, Fenerbahçelilerin gözünde yok etmeye çalışacaksınız ama bunu başaramayacağınızı düşünüyorum. Artık herkes çok daha bilinçli. Satır aralarını gayet iyi okuyor. seçim sonucu ne olursa olsun taraftarla aramdaki gönül bağını hiçbir zaman koparamayacaksınız. Yüksek Divan Kurulu’nda Ocak ayında yaptığım konuşmada kazanmak için her şeyin mübah olmadığı bir ortam olması gerektiğini, kavgadan beslenmeyen, örnek bir seçim ortamı olmasını çok diledim.

“BİR ŞEY OLURSA YANINIZNDA İLK BENİ GÖRECEKSİNİZ”

İnsan sevdiğinden, saydığından, sıkı sıkıya tutkulu olduğundan bir zarar gördüğü zaman esas inciniyor. FETÖ’cü iması yaptınız, camiayı böldü dediniz, ihanet etti dediniz. Etrafınızdaki bazıları aileme laf ettiler. Evet sayın başkan, siz seçim öncesi farklı, seçim sonrası farklı davranıyorsunuz. Evet sayın başkanım, hem açık ortamlarda farklı, kapalı ortamlarda farklı konuşuyorsunuz. O yüzden kırıldığımı üzüldüğümü kalbimin bir parçasının koptuğunu bilmenizi istiyorum çünkü Allah korusun bir şey olursa yanınızda ilk beni göreceksiniz.

AZİZ YILDIRIM VE ALİ KOÇ ARASINDA GERİLİM

Ali Koç’un konuşması sırasında Aziz Yıldırım’ın ara girmesinin ardından konuşmasına devam eden Koç, “Aziz başkan ‘Bir tane arkadaşının elini sıkmadın’ diyor. Haklı. Bilerek ama istemeyerek yaptığım bir şeydi. Ama işler o noktaya geldi ki kimin elini sıkıp, kimin elini sıkmayacağını bilemiyorsunuz başkanım. Sizin yanınızda bana kötülük yapmış bazı insanlar var. Bilmediğiniz şekilde bana kötülük yapmış insanlar var başkanım. Daha fazla vaktinizi almayacağım. Mecbur olduğum için iki konuda açıklama yapmak istiyorum. Yapacağım açıklamalar konusunda da geri adım atıyorum. Lütfen arkadaşlar haksızlık yapıyorsunuz, saygısızlık yapıyorsunuz. Maçta değiliz, kendinize gelin lütfen. Şuraya gelirken sanki derbi maçına çıkıyormuş gibi polisle geldim. Genel kuruldayız. Kim kazanırsa kazansın hepimiz Fenerbahçe için buradayız. Sapla samanı karıştırmayın lütfen.” açıklamasını yaptı. Ali Koç’un bu açıklamalarını Aziz Yıldırım da alkışladı. Yaşanan tartışmaların ardından “Daha fazla devam edemeyeceğim” diyen Ali Koç konuşmasını yarıda kesti ve kürsüden indi.16:25 – Fenerbahçe yönetimi ve denetim kurulları seçimli olağan genel kurulunda ibra edildi.

15:45 – Kongre üyesi Zeki İzci’nin konuşmasının ardından tribünlerde karşılıklı gerginlik yaşanırken, yönetici Ali Cenk Başak, Zeki İzci’nin üzerine yürüdü. İzci, yaptığı konuşmada Aziz Yıldırım’ı eleştirirken, “Başkanım artık emeklilik vaktiniz geldi” ifadelerini kullandı. İzci’nin konuşmasının ardından tribünlerden büyük tepki gelirken, kürsünün önüne gelen bir grup Zeki İzci’nin önünü kesti. Bu sırada Yönetim Kurulu masasında oturan yönetici Ali Cenk Başak, oturduğu yerden gelerek İzci’nin üzerine yürüdü. Görevliler Zeki İzci’yi buradan uzaklaştırırken Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük yerinden kalkarak duruma müdahale etti. “Burayı ben yönetiyorum. Kimsenin tarafında değilim” diyerek uyarıda bulunan Vefa Küçük, saha içindekilere de seslenerek, soyunma odalarına yönelen koridordan içeriye gitmelerini istedi. Öte yandan Fenerbahçeli yönetici İlhan Ekşioğlu’nun da kürsüden inen Zeki İzci’ye sert şekilde bazı sözler sarfettiği görüldü.








15:22 – Kongre üyesi Bedri Baykam yaptığı konuşmada, “Tüm Fenerbahçe düşmanları şu anda bu kongrenin karışması için bekliyor. Onların beklentilerini boşa çıkartalım. Fenerbahçelilerin Aziz beye saygı duymaması mümkün değil. Üniversite yapımı beni duygulandırdı. Ali Koç son derece değerli ama bir o kadar deneyimli genç bir arkadaşımız. O da vizyonunu Fenerbahçe için kullanmak istiyor. Ama bir başkan seçilecek. İkisinin de Fenerbahçe’ye aşkına sonuna kadar güveniyoruz. Bundan bir şüphemiz yok” ifadelerini kullandı.

15:00 – Kongre üyesi Kaya Enişte’nin yaptığı konuşma sırasında uğultu ve tepki sesleri yükselince Vefa Küçük konuşmayı kesti ve Kaya Enişte’yi tribüne geri yolladı. Enişte, “Tribünler sadece yeniçerinin ayak sesleridir. Başkanı tribünler değil biz seçeriz. Beni yuhalamayın. Ben ne Aziz Yıldırım’cıyım, ne Ali Koç’cuyum. Ben Fenerbahçeliyim. Bu kulüp hepimizin. Sadece tribünleri değil, aileleri de böldük.” diye konuşunca tribündeki kongre üyelerinden büyük tepki geldi. Bazı üyeler “Yeniçeri değiliz, taraftarız biz” sloganını attı.







14:30 – Fenerbahçe’de gerçekleşen olağan kongrede renk seçimi yapıldı. Lacivert renk Divan Kurulu Başkanlığı tarafından alınırken, Aziz Yıldırım sarı, Ali Koç ise beyaz renkle seçime girecek.

14:15 – Fenerbahçe’nin eski başkanı Ali Şen alkışlarla kürsüye geldi. Şen, “Bu kongreyi yönetmek her baba yiğidin harcı değildi. Vefa Küçük adaletli, dürüst bir insandır. Soyadı Küçük ama büyük Fenerbahçeli’dir. Öyle bir kongre yapıyoruz ki New York Times’a haber oluyor. Türkiye’de kulüp adını taşıyan stat yoktu. Sonra Saraçoğlu diye değiştirilince çok üzülmüştüm. Saraçoğlu’na çok müteşekkiriz ama Fenerbahçe isminden büyük bir isim yoktur. Aziz Yıldırım benim de kalbimi ara ara kırdı ama çok hizmet yaptığı için bu hakkı ona verdim. Bugün de kalp kırmayın. Herkes gelip geçicidir.”

Stadın doğusunun neresi olduğunu soran Ali Şen, başkanlık döneminde birlikte çalıştığı Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük’ün, “Başkanım siz neresi diyorsanız doğu orasıdır” lafının ardından, “Gazeteciler ben başkan olduğum dönemde Vefa Küçük’e gidip, ‘Vefa Bey, Ali Şen diktatör galiba. Sizin fikirlerinizi soruyor mu’ diye sorular soruyor. Vefa da cevap veriyor, ‘Bizim hepimizin fikirlerini alır ama sonrasında kendi bildiğini yapar’ Görüyorum ki Aziz Yıldırım da aynısını yapıyor” ifadelerini kulandı.

Ali Şen’in sözleri sonrasında genel kurul üyeleri uzun süre güldü.







13:45 – Kongre üyesi Hasan Doğan yaptığı konuşmada, “Sayın Ali Koç’u kastederek ‘Diğer taraf taraftarlarla gidiyor, biz kongre üyeleriyle dediniz. Ama 10 Temmuz’da Bağdat Caddesi’nde yürüyenlerin taraftar olduğunu unuttunuz. Formasına reklam almayan bir Fenerbahçe yaratacağım dediniz, ama hepimizin içini sızlatan Acıbadem anlaşmasını yaptınız. Takım otobüsümüz kurşunlandı, yıl dönümlerinde sosyal medyadan anmak dışında bir şey yapamadık.” dedi.

13:35 – Başkan adayları Ali Koç ve Aziz Yıldırım’ın yönetim kurulu listeleri Divan Başkanlığına teslim edildi.

AZİZ YILDIRIM’IN LİSTESİ: Mithat Yenigün, Mehmet Kocadon, Nihat Özbağı, Mahmut Uslu, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Şekip Mosturoğlu, Ömer Temelli, Önder Fırat, Ozan Balaban, Ahmet Özokur, Fatih Öztürk, Selim Kosif, Ahmet Ketenci, Metin Doğan

ALİ KOÇ’UN LİSTESİ: Semih Özsoy, Nevres Erol Bilecik, Mehmet Burhan Karaçam, Sevil Zeynep Becan, Şaban Erdikler, Mustafa Tankut Turnaoğlu, Fethi Pekin, Metin Şen, Turhan Şahin,Mustafa Kemal Danabaş, Acar Sertaç Komşuoğlu, Simla Türker Bayazıt, Ömer Okan, Burak Çağlan Kızılhan







13:30 – Kongre üyelerin konuşmalarıyla kaldığı yerden devam ediyor…

12:15 – Kongreye ara verildi. Saat 13:30’da devam edecek.

11:50 – Ömer Ekinci: “Futbolu ilkellikten, sporu sadece futbola hapsetmekten, ülkeyi karanlık bir örgüte teslim etmekten bir duruş ile kurtaran isim, görevini layıkıyla yaptığına ve bayrağı teslim etmesi gerektiğine inandığım ve her zaman büyük başkan olarak anacağım Aziz Yıldırım’dır. Sayın başkanımın Fenerbahçe sevgisini yakından bilen birisi olarak söylüyorum. Nasıl ki doğada, her şeyin makul bir yaşama süresi varsa, kurumlara liderlik edenlerin de belli bir süre sonra bayrağı daha üst noktaya taşıyacak birilerine bırakıp, eserleriyle gurur duyma vakti gelmiştir”

11:46 – İkinci konuşmacı Haluk Burcuoğlu, “2 ay öncesine dönelim. Yıllardır kendi oyuncusuna bu denli küfür eden güruh gördünüz mü?” dedikten sonra büyük tepkiyle karşılaştı. Tribündeki üyelerin bazıları “Taraftara kimse güruh diyemez” şeklinde tezahüratta bulundu.

11:30 – Kürsüye ilk konuşmacı olarak çıkan Suat Müftüoğlu, “Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu Ali Koç önlemiş. Böyle bir şey olabilir mi? Sahaya top oynamak için Ali Koç mu çıktı? Sayın başkanımız bunun cevabını verecektir mutlaka” ifadelerini kullanınca bazı üyeler tepki gösterirken bazı üyeler ise destek verdi. Kısa süreli gerginlik Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük’ün uyarıları sonrasında sona erdi.



11:10 – Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, kulübün faaliyet raporunu açıkladı. Mosturoğlu, “Şampiyonlar Ligi’nde yeni statüye göre Fenerbahçe Futbol Takımı’nın gruplara kalacağına inancımız tamdır. Avrupalı bir futbol adamı ile birlikte altyapı konusunda Türkiye’nin en kapsamlı projesini hayata geçireceğiz. Bu projeyle birlikte 3 Temmuz Akademisi’nden yetişecek futbolcularımız A Takımda yer alacaktır. Proje, ilk meyvesini 2 yıl içerisinde verecek. Fenerbahçe Kulübü hiçbir zaman bir sermaye grubuna ait olmayacaktır. 3 Temmuz kumpas davasında sorumluların ceza alması için gereken davalar açılacaktır.” dedi.




Kaynak Amk
 

rubarovan21

Müdavim
Katılım
14 Kasım 2015
Mesajlar
1,009
Reaksiyon puanı
320
Puanları
83
Aziz Yıldırım’ın son 4-5 yıl hariç yaptığı her şey ortada, hakkını yememek lazım gerçekten çok büyük şeyler yaptı Fenerbahçe şuan bu konumdaysa onun sayesindedir. Stadıyla, amatör branşlarıyla, tesisleşmesiyle her şeyiyle başarısını gösterdi. Futbolda da son dönemler hariç başarılı bir takım vardı. Tüm ünlü oyuncuları, başarılı oyuncuları o getirdi. En önemlisi Alex’i o getirdi. Fakat artık değişiklik gerekiyordu. Aziz Yıldırım artık bir şeyleri yapamıyor eski Aziz Yıldırım değil. Önceden rahat paralar harcanabiliyordu şuan en az 30-40 lazım iyi bir futbolcu için. Bu yüzden Ali Koç’un başkan olması taraftarıydım bende. Gerek alt yapıya yapacağı katkılarla, gerekse kulübün bi felsefe elde etmesini sağlayacaktır. Bu şekilde Fenerbahçe çok iyi yerlere gelecek.
 

bilicimustafa12

Müdavim
Katılım
24 Mayıs 2017
Mesajlar
7,164
Reaksiyon puanı
626
Puanları
113
Yaş
25
Aziz yıldırım'ın emeğide hizmetide inkar edilemez allah var çok çalıştı. Son zamanlarda ismi gibi Aziz olup bırakması gerekiyordu. İnat etti taraftar istemedi diretti böylesi bir hazimete uğradı sonucunda.
 

ConfickerBelasi

Müdavim
Katılım
8 Ekim 2011
Mesajlar
53,871
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
16,116
Puanları
113
Aziz uncle bayılır ayılır derdim kendini aşmış Ali uncle'a da başarılar ama 5 sezon şampiyon Galatasaray.
 

mttzn

Doçent
Katılım
28 Kasım 2013
Mesajlar
872
Reaksiyon puanı
459
Puanları
63
Yaş
31
Aziz Yıldırım'ın hizmetlerini görüyoruz fakat üslup yanlışlığını, egoistliği, karaktersizliği, astım kestim havalarını, küçümser tavırlarını, başarılı hocayı kendi doğruları yüzünden harcamasını, başarıyı sahiplenip başarısızlığı başkalarında aramasını, taraftara ettiği küfürleri, çıkarttığı taşkınlıkları, yumruk yumruğa kapışmalarını, başarılı yöneticilerini koltuğuna rakip görmesinden dolayı yönetimden uzaklaştırması, yaptığı transfer hatalarını, rekabet içerisinde bulunduğumuz takımlara birbir düşman etmesi (Düzgün, bilinçli bir Galatasaraylı arkadaşım yoktur ama fakat bu saygı duymayacağım anlamına gelmez, yada son 2 senedir Beşiktaş ile olan olaylar ve 2011 yılından kalan Trabzonspor ilişkileri), saymakla bitmeyecek bütün bu yanlışları yaptığı stadyum, tesisleşme, amatör branşlarda yaptıkları doğruya çevirmez. Aziz Yıldırım Fenerbahçe'yi hasta eden bir virüstür ve bu virüsten salı günü itibariyle resmi olarak kurtulacağız. İyileşme sürecinde bir adım adım Dünya kulübü nasıl olunur dersini tüm Türk takımlarına vereceklerini ve bu konuda da rakiplerimize önderlik edeceğimizi düşünüyorum.
 

bilicimustafa12

Müdavim
Katılım
24 Mayıs 2017
Mesajlar
7,164
Reaksiyon puanı
626
Puanları
113
Yaş
25
Aziz Yıldırım'ın hizmetlerini görüyoruz fakat üslup yanlışlığını, egoistliği, karaktersizliği, astım kestim havalarını, küçümser tavırlarını, başarılı hocayı kendi doğruları yüzünden harcamasını, başarıyı sahiplenip başarısızlığı başkalarında aramasını, taraftara ettiği küfürleri, çıkarttığı taşkınlıkları, yumruk yumruğa kapışmalarını, başarılı yöneticilerini koltuğuna rakip görmesinden dolayı yönetimden uzaklaştırması, yaptığı transfer hatalarını, rekabet içerisinde bulunduğumuz takımlara birbir düşman etmesi (Düzgün, bilinçli bir Galatasaraylı arkadaşım yoktur ama fakat bu saygı duymayacağım anlamına gelmez, yada son 2 senedir Beşiktaş ile olan olaylar ve 2011 yılından kalan Trabzonspor ilişkileri), saymakla bitmeyecek bütün bu yanlışları yaptığı stadyum, tesisleşme, amatör branşlarda yaptıkları doğruya çevirmez. Aziz Yıldırım Fenerbahçe'yi hasta eden bir virüstür ve bu virüsten salı günü itibariyle resmi olarak kurtulacağız. İyileşme sürecinde bir adım adım Dünya kulübü nasıl olunur dersini tüm Türk takımlarına vereceklerini ve bu konuda da rakiplerimize önderlik edeceğimizi düşünüyorum.
Ben hala bu konuyu açmış olmama bu başlığı girdiğime inanamıyorum. Resmen bahsettiğiniz virüsden kurtulduk. Umarım herşey güzel olur.
 
Üst