- Katılım
- 30 Temmuz 2009
- Mesajlar
- 23,098
- Reaksiyon puanı
- 1,117
- Puanları
- 113
- Yaş
- 40
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi rahmetle; kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.
Cumhuriyet'in İlanı
Yunan ordusunun Anadolu'dan temizlenmesiyle, Kurtuluş Savaşı'nın silahlı mücadele kısmı sona ermiştir. Bundan sonraki mücadele Türk milletini, her alanda, gelişmiş milletlerin seviyesine ulaştırmaktı. Bu amaçla saltanatın kaldırılmasından sonra, sıra Cumhuriyet'in ilan edilmesine gelmişti. Mustafa Kemal, "Türk ulusunun yaratılışına ve karakterine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir."diyerek, Cumhuriyet'in ilanının Türk milleti için taşıdığı önemi belirlemiş oluyordu.
23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasıyla yeni bir Türk Devleti kurulmuştur. Millet egemenliğine dayanması ve demokratik bir yapıya sahip olması nedeniyle bu devletin isminin "Cumhuriyet" olması gerekiyordu.
Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasının ardından, birinci TBMM, 1 Nisan 1923'te seçimlerin yenilenmesine karar vererek dağılmıştır. Bu arada, Mustafa Kemal yeni Meclis açılışına yetiştirilmek üzere yeni bir anayasa tasarısı hazırlatmıştır. Bu tasarı hazırlanırken Mustafa Kemal zaman zaman toplantılara başkanlık etmiş ve yeni Türk Devleti'nin rejiminin belli olmamasının devlet idaresinde zaaf olduğu hissini vereceğini ve ilk fırsatta yeni rejimi ilan edip bu düşüncenin ortadan kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
İkinci dönem TBMM'nin oluşturulmasını takiben artık, mevcut rejimin de bütün açıklığı ile adının konulması ve yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar bu görev TBMM Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştür.
14 Ağustos 1923'te İcra Vekilleri Heyeti seçimleri yapılmış ve Fethi (Okyar) başkanlığında yeni kabine oluşturulmuştur. İkinci Meclis'in önemli bir kararı da yeni devletin başkentini belirlemek olmuştur. Ankara'nın TBMM'nin kurulduğu yer ve Millî Mücadele'nin merkezi olması nedeniyle, İsmet Paşa'nın Meclis'e sunduğu önerge, oy birliği ile kabul edilmiş ve 13 Ekim 1923'te Ankara yeni Türk Devleti'nin başkenti ve hükûmet merkezi olmuştur. Lozan Antlaşması'nın imzalanması ve Ankara'nın başkent olmasıyla çok önemli bir siyasal gelişmelerin olacağı mesajı verilmiştir.
İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Ali Fethi Bey ve diğer vekillerin Çankaya'da Mustafa Kemal Paşa başkanlığında yaptıkları toplantı sonucu 27 Ekim 1923'te istifa etmeleri üzerine başlayan hükümet bunalımı, Meclisin çalışmalarını oldukça zorlaştırmıştır. Güçler birliği ilkesinin en katı şekli olan Meclis Hükümeti Sistemine göre yapılan seçimlerde bakanlar kurulunun oluşturulamaması, bu sistemin artık iyi işlemediğini göstermiş ve kabine sistemine geçilmesini zorunlu kılmıştır. Kabine sistemine geçiş için ise Cumhuriyet'in ilanı ve bu ilanla birlikte Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi gerekli görülmüştür.
Mustafa Kemal Paşa, bütün bu gelişmeler üzerine Cumhuriyet'in ilan edilmesine karar vererek, 28 Ekim akşamı, İsmet (İnönü) Paşa, Fethi (Okyar) Bey, Kâzım (Özalp) Paşa, Kemalettin Sami Paşa, Halit Paşa, Rize Milletvekili Fuat (Bulca) Bey ile Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'i Çankaya'ya davet etmiştir. Toplantıda "Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz." diyerek görüşlerini açıklayan Mustafa Kemal Paşa'nın bu düşüncesi, orada bulunanlarca da olumlu karşılanmış ve hemen izlenecek yolun saptanmasına girişilmiştir. Konuklar ayrıldıktan sonra Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa bu amaçla Anayasa'da yapılması gereken değişikliğe ilişkin bir yasa tasarısı hazırlamışlardır.
29 Ekim günü önce Halk Fırkası Meclis Grubunda, ardından da TBMM'de kabul edilen tasarıya göre yürürlükte olan 1921 Anayasası'nın birinci maddesinin sonuna "Türkiye Devleti'nin hükûmet şekli cumhuriyettir." ifadesi eklenmiştir. Akşam saat 20.30'da ilan edilen Cumhuriyet'in ardından yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Mustafa Kemal Paşa Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. (Kaynak: www.ata.tsk.tr)
Cumhuriyet'in İlanı
Yunan ordusunun Anadolu'dan temizlenmesiyle, Kurtuluş Savaşı'nın silahlı mücadele kısmı sona ermiştir. Bundan sonraki mücadele Türk milletini, her alanda, gelişmiş milletlerin seviyesine ulaştırmaktı. Bu amaçla saltanatın kaldırılmasından sonra, sıra Cumhuriyet'in ilan edilmesine gelmişti. Mustafa Kemal, "Türk ulusunun yaratılışına ve karakterine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir."diyerek, Cumhuriyet'in ilanının Türk milleti için taşıdığı önemi belirlemiş oluyordu.
23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasıyla yeni bir Türk Devleti kurulmuştur. Millet egemenliğine dayanması ve demokratik bir yapıya sahip olması nedeniyle bu devletin isminin "Cumhuriyet" olması gerekiyordu.
Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasının ardından, birinci TBMM, 1 Nisan 1923'te seçimlerin yenilenmesine karar vererek dağılmıştır. Bu arada, Mustafa Kemal yeni Meclis açılışına yetiştirilmek üzere yeni bir anayasa tasarısı hazırlatmıştır. Bu tasarı hazırlanırken Mustafa Kemal zaman zaman toplantılara başkanlık etmiş ve yeni Türk Devleti'nin rejiminin belli olmamasının devlet idaresinde zaaf olduğu hissini vereceğini ve ilk fırsatta yeni rejimi ilan edip bu düşüncenin ortadan kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
İkinci dönem TBMM'nin oluşturulmasını takiben artık, mevcut rejimin de bütün açıklığı ile adının konulması ve yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar bu görev TBMM Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştür.
14 Ağustos 1923'te İcra Vekilleri Heyeti seçimleri yapılmış ve Fethi (Okyar) başkanlığında yeni kabine oluşturulmuştur. İkinci Meclis'in önemli bir kararı da yeni devletin başkentini belirlemek olmuştur. Ankara'nın TBMM'nin kurulduğu yer ve Millî Mücadele'nin merkezi olması nedeniyle, İsmet Paşa'nın Meclis'e sunduğu önerge, oy birliği ile kabul edilmiş ve 13 Ekim 1923'te Ankara yeni Türk Devleti'nin başkenti ve hükûmet merkezi olmuştur. Lozan Antlaşması'nın imzalanması ve Ankara'nın başkent olmasıyla çok önemli bir siyasal gelişmelerin olacağı mesajı verilmiştir.
İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Ali Fethi Bey ve diğer vekillerin Çankaya'da Mustafa Kemal Paşa başkanlığında yaptıkları toplantı sonucu 27 Ekim 1923'te istifa etmeleri üzerine başlayan hükümet bunalımı, Meclisin çalışmalarını oldukça zorlaştırmıştır. Güçler birliği ilkesinin en katı şekli olan Meclis Hükümeti Sistemine göre yapılan seçimlerde bakanlar kurulunun oluşturulamaması, bu sistemin artık iyi işlemediğini göstermiş ve kabine sistemine geçilmesini zorunlu kılmıştır. Kabine sistemine geçiş için ise Cumhuriyet'in ilanı ve bu ilanla birlikte Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi gerekli görülmüştür.
Mustafa Kemal Paşa, bütün bu gelişmeler üzerine Cumhuriyet'in ilan edilmesine karar vererek, 28 Ekim akşamı, İsmet (İnönü) Paşa, Fethi (Okyar) Bey, Kâzım (Özalp) Paşa, Kemalettin Sami Paşa, Halit Paşa, Rize Milletvekili Fuat (Bulca) Bey ile Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'i Çankaya'ya davet etmiştir. Toplantıda "Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz." diyerek görüşlerini açıklayan Mustafa Kemal Paşa'nın bu düşüncesi, orada bulunanlarca da olumlu karşılanmış ve hemen izlenecek yolun saptanmasına girişilmiştir. Konuklar ayrıldıktan sonra Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa bu amaçla Anayasa'da yapılması gereken değişikliğe ilişkin bir yasa tasarısı hazırlamışlardır.
29 Ekim günü önce Halk Fırkası Meclis Grubunda, ardından da TBMM'de kabul edilen tasarıya göre yürürlükte olan 1921 Anayasası'nın birinci maddesinin sonuna "Türkiye Devleti'nin hükûmet şekli cumhuriyettir." ifadesi eklenmiştir. Akşam saat 20.30'da ilan edilen Cumhuriyet'in ardından yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Mustafa Kemal Paşa Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. (Kaynak: www.ata.tsk.tr)
Son düzenleme: