Necip Fazıl Kısakürek'in Gençliğe Hitabesi

Bu konuyu okuyanlar

winstoncash

Müdavim
Katılım
18 Ağustos 2008
Mesajlar
1,201
Reaksiyon puanı
18
Puanları
0
Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik…
“Zaman bendedir ve mekan bana emanettir!” şuurunda bir gençlik…
Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre…
Birincisi iki buçuk asır… Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet…
İkincisi üç asır… Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet…
üçüncüsü bir asır… Allahın, Kur’an’ında “belhümadal - hayvandan aşağı” dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret… Ya dördüncüsü ?…
Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helake mahkumiyet…
İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören… Bunları, yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi…
Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilakı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik…
Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün “dikey”leri “yatay” hale getirecek bir çığlık kopararak “mukaddes emaneti ne yaptınız?” diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik…
Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik…
Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında “Hakimiyet Hakkındır” düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik…
Emekçiye “Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine acıyamaz, kendini koruyamazsın.! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın!” diyecek…
Kapitaliste ise “Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!” ihtarını edecek…Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik…
Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığı, Türk’ün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını, her sistem ve mezhebe ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin, İslamda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslam alemine ve bütüıı insanlığa model teşkil edecek bir gençlik…
“Kim var?” diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert “ben varım!” cevabını verici, her ferdi “benim olmadığım yerde kimse yoktur!” fikrini besleyici bir dava ahlakına kaynak bir gençlik…
Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnetsayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik…
Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık madeniyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik…
Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, demagog politikacısı,çıkartma kağıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, takma diş fabrikası, fuhuş albümü gazetesi,mümin zindanı mabedi, temeli yıkık ailesi, hasılı kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldağı zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu savaşı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik…
Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski mümin nesillerden hiçbirini beğenmeyecek, onlara “siz güneşi ceplerinizde kaybetmiş marka müslümanlarısınız !Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi!” diyecek ve gerçek müslümanlığın “nasıl” ını ve “ne idüğü” nü her haliyle gösterecek bir gençlik…
Tek cümleyle, Allahın, kainatı yüzü suyu ,hürmetine yarattığı Sevgilisinin fezayı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve O’ndan başka hiçbir tutamak,dayanak, sığınak tanımayacak ve O’nun düşman larını ancak kubur farelerine layık bir muameleye tabi tutacak bir gençlik…
İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum.şekillenmesi,billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbazlık kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerimden kan çekerek yırtındığım, paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!
Allahın selamı üzerine oIsun…
Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgar, artık ne yandan esersen es!.

Necip Fazıl KISAKüREK
 

meçhul_yolcu

Müdavim
Katılım
7 Ekim 2008
Mesajlar
1,118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İnce zevklerin insanı

Otuz yaşına kadar başta kumar olmak üzere pek çok zevkin peşinde koştuğu Beyoğlu, Necip Fazıl'ın hayatında hep önemli bir semt olmuş. Bir yazar olarak bankalarla olan ilişkisi de eskilere dayanıyor. 1936 yılında İş Bankası'nın ve Celal Bayar'ın desteğiyle "Ağaç" isimli dergiyi çıkaran Kısakürek, 1940 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sanat Ödülü'nü almış.
Bu yıllarda arkadaşları olan Ahmet Kudsi Tecer ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi milletvekili olmayı beklediği halde, İsmet İnönü'nün onun adının üstünü çizdiği ve bunun, ondaki koyu İnönü aleyhtarlığında rolü olduğu da hakkında yazılanlar arasında yer alıyor.

Türkiye muhafazakâr siyasal düşünce tarihinde özel bir yeri olan Necip Fazıl'ı tevazuun ve tasavvufun çilekeş bir neferi olarak bilmek çok yanlış olur.
Onu atlara ve antikalara meraklı, şık giyinmeye özen gösteren, şatafattan hoşlanan, aile hayatını Babanzade'lerden olan eşiyle bir yalıda sürdüren ve kendini çokça beğenen, devlet eliyle burslu olarak Paris'e gidip okulunu bitirememiş, bohem alemlerde bulunmuş bir "beyzade" olarak tanımamızda yarar var.

Kuruluş döneminde Erbakan'ın Milli Nizam Partisiyle (MNP) yakın olmuş 1978'de MHP'ye girmiş, 12 Eylül sonrası, 1983 yılındaki ölümüne kadar, inzivaya çekildiği odasında hizmet verdiği liderse Turgut Özal olmuş.

30'undan sonra mı iman yoluna çıktın veya çıkmadın hidayete erdin veya ermedin ver coşkuyu gençliğe ver.

Kaderde ne ise olur etme merak
Uyma nefsine Hakk'ın emrine bırak
Altından ağacın olsa zümrütten yaprak
Akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak.

Benim Atamın gençliğe hitabesi var bu bana yeter.

paylaşım için teşekkürler kardeşim.
yazdıklarım sana değil bunu bilesin.
bu meçhul_yolcu'ya.
 

winstoncash

Müdavim
Katılım
18 Ağustos 2008
Mesajlar
1,201
Reaksiyon puanı
18
Puanları
0
Necip Fazıl hiç bir zaman ilk döneminde yaptığı hataları, beyzadeliği inkar etmemiş. Paris'e gidip eğitim için ayrılan parayı kadınlarla yediğini kendisi de anlatır zaten, ama bir insan ne kadar yanlış yaparsa yapsın bir noktadan sonra doğruyu bulabilir. Şiirlerine bakarsanız ilk döneminde yazdığı şiirler kadın, aşk üzerinedir çoğunlukla. Ama hidayete erdikten sonra hep Allah, Peygamber sevgisi üzerine şiirler yazmış, Çöle İnen Nur isimli eseriyle peygamber efendimizin hayatını en güzel anlatan yazar olmuştur. Hepsini bir kenara bırakalım, gençliğe hitabesi olarak verdiğim yazının içeriğidir önemli olan, onu kimin yazdığı değil. İnsanları Hakk'a, doğruya davet ediyor. Bu gençliğe hitabeyi Atatürk'ün gençliğe hitabesine alternatif olarak algılamamanı rica ederim. Zira ikisi çok farklı kulvardadır. Atatürk'ün gençliğe hitabesi, bin bir güçlükle kazanılan ve düşmandan kurtarılan vatan topraklarının ve cumhuriyet'in kutsallığına ve bizlerin bu değerleri korumaya yönelik göstermemiz gereken çabaya işaret ederken, Necip Fazıl'ın gençliğe hitabesi, nefsimizden korunmamız ve islam davasına, dinimize sahip çıkmamız gerektiğini anlatıyor. Aslında laikliğin gereği budur, birini diğerinin yerine koymamak. Cumhuriyete sahip çıkmak için islamı terketmek gerekmediği gibi, müslüman olmak için de cumhuriyete karşı olmak gerekmiyor. Bu şekilde olaya yaklaşılırsa Türkiye'deki laikliğin yanlış anlaşılmasının ve yorumlanmasının önüne geçilir inancındayım.
 

Panculli

Müdavim
Katılım
31 Mart 2007
Mesajlar
1,234
Reaksiyon puanı
2
Puanları
38
Yaş
39
Çok teşekkür ederim kesekci ikinci yazında anlamayanlara açıklama olur :)
 

meçhul_yolcu

Müdavim
Katılım
7 Ekim 2008
Mesajlar
1,118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.


İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler,
İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.


ey güzel müslüman necip fazıl.ne güzel anlatmış demi.hüseyin üzmez gibi.

Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!
-----

"Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol... Amerika'dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."

7 Temmuz 1959
Büyük Doğu dergisi

Necip Fazıl KISAKÜREK

Türklüğe hakaret Atatürk'e hakaret eden bir adamdan ben ne öğreneceğim.

Apo denen Allah'ın insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…

"20 yaşlarında ya vardım, ya yoktum necip fazıl kısakürek'in konferanslarına gider,bayağı da etkilenirdim"apo ve pkk adlı kitaptan.

"Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helake mahkumiyet."

Necip Fazıl, burada üst örtülü bir biçimde Atatürk'e, Laik Cumhuriyet'e söz söylemektedir. Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir.

daha fazla yazma meçhul_yolcu boşver.
anlayana sivri sinek saz,anlamayana davul zurna az.:D
"understando mosquito guitarre, non understando tamba tumba lesse!...":D:D
 

zelenga

Müdavim
Katılım
17 Şubat 2008
Mesajlar
2,509
Reaksiyon puanı
18
Puanları
38
Necip Fazıl 'a herkes kendince! bir değer biçecek tabi...
 

tsewen

Doçent
Katılım
14 Nisan 2008
Mesajlar
876
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
şimdi bizde tutup nazımın sabahattin alinin yılmaz güney ülkeden niye kaçtıklarını mı karıştıralım. zamanında bir yanlış yapmışlar diye birde bizmi vuralım. o adamların yaşadıkları zaman ve şartları bilemeyiz. herkes sevdiğiyle beraberdir vesselam
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Meçhul_yolcu, iyisin hoşsun da;

ey güzel müslüman necip fazıl.ne güzel anlatmış demi.hüseyin üzmez gibi.

Bu ne demek? Acaba hangi hakla kendinize eğlenmek için seçtiğiniz bir kaç çapulcu üzerinden İslam edebiyatı yapıyorsunuz? Acaba hangi hakla birilerinin pisliğini İslam'a sürmeye kalkışıyorsunuz? Acaba bütün bunları sağda solda anlatıp İslam'ı lekelemeye kalkışırken sizler sütten çıkmış akkaşıklar mısınız?

Ülkeyi bırak, illeri bile bırak, sadece şu foruma bak. Bu forum bile ülkemize bir ayna yansıtıyor bu konuda. Magazin konuları almış başını gitmiş, daha da kötüsü, edepsiz fıkralara başta kızlar kahkahalarla gülüyorlar; hatta şakayı daha da edepsizleştirici espriler yapıyorlar. Sen hangi hakla bu ahlaki bozukluğu ve sapmaları görmezden gelerek birisinin pisliğini İslam'a sürmeye kalkışıyorsun? Sırf "ben müslümanım" dedi diye hepiniz aklandınız, o ise günah keçisi mi oldu?

Maşallah ne zaman ellerinize böyle bir fırsat geçse kaçırmıyorsunuz; sanki Hüseyin Üzmez'in pisliği sizi aklıyormuş gibi. Ya da sanki Hüseyin Üzmez Allah tarafından gönderilmiş bir ahlaksızmış gibi. Nedir bu arkadaşlar? Herkese istediği müsamahayı gösteriyorsunuz, herkesin ahlaksızlık yapmasına izin veriyorsunuz, hatta çoğu kişinin hoşuna bile gidiyor bu durum; ama bir müslümanın açığını yakalamayagörün, "şu müslümanlar böyle, bu müslümanlar şöyle"..

Yahu bir kaç ay önce ahlaksız şerefsizin biri kızların soyunma odasını gizli kameraya çekti, tüm televizyonlarda yayınlandı bu görüntü; insanlar da "ulan hangi ahlaksız bunu yaptı" diyeceklerine, "püü okulda namaz kılıyorlarmış" diye bir de utanmadan orada soyunma odalarında gizlice kameraya çekilmiş olan kızcağızları suçladılar! Ülke öyle bir yozlaşmış öyle suni değerlerle beslenmiş ki, ne için yaşadığı unutturulmuş insanlara.

Diyorsunuz ki bana her türlü ahlaksızlık serbest, başkası yaparsa afişe ederim. Vallahi Hüseyin Üzmez'in değeri neyse, bu tür davranışlarda bulunanlar benim gözümde ondan da aşağı.
 

neydiyaaunuttum

Doçent
Katılım
27 Ekim 2008
Mesajlar
615
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.


İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler,
İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.


ey güzel müslüman necip fazıl.ne güzel anlatmış demi.hüseyin üzmez gibi.

Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!
-----

"Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol... Amerika'dan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasında mütalaa ettiği kadından ileri geçemeyiz. Dış siyasetimizde Amerikan siyaseti ve iç bünyemizde Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."

7 Temmuz 1959
Büyük Doğu dergisi

Necip Fazıl KISAKÜREK

Türklüğe hakaret Atatürk'e hakaret eden bir adamdan ben ne öğreneceğim.

Apo denen Allah'ın insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…

"20 yaşlarında ya vardım, ya yoktum necip fazıl kısakürek'in konferanslarına gider,bayağı da etkilenirdim"apo ve pkk adlı kitaptan.

"Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helake mahkumiyet."

Necip Fazıl, burada üst örtülü bir biçimde Atatürk'e, Laik Cumhuriyet'e söz söylemektedir. Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir.

daha fazla yazma meçhul_yolcu boşver.
anlayana sivri sinek saz,anlamayana davul zurna az.:D
"understando mosquito guitarre, non understando tamba tumba lesse!...":D:D
siz necip fazılı ve onun dediklerini anlayamayacak kadar cahil etrafınızdaki ahlaksızlklara olabilir normaldir diyicek kadar kör , bi kişi üzerinden herkese çamur atacak kadar art niyetlisiniz elmacık son derece haklı
abicim bunlara laf anlatmakla ömür biter bunlar gene anlmaz
 

ıslamaköfte

Asistan
Katılım
23 Ağustos 2008
Mesajlar
230
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
hatayı kabul etmek ve hatadan dönmek, hiç hata yapmamaktan daha büyük bir erdemdir. nitekim necip fazıl'da ilk hayatından pişman olmuş,doğru yolu bulmuş ve bunu şöyle anlatmıştır:
tam otuz yıl zaman akmış ben durmuşum
gökyüzünden habersiz uçrutma uçurmuşum
 

oksijudan

Asistan
Katılım
28 Şubat 2006
Mesajlar
170
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
N.Fazıl'a laf söyleyenin, hayatında ne ile övüldüğünü bilmek isterim.Bilgisayar başında ahkam keseceğine onun gibi gençliği peşinden sürükleyecek birşeyler yapta söz söylemeye hakkın olsun.
Canım benim, mutlu günler dilerim.
 

meçhul_yolcu

Müdavim
Katılım
7 Ekim 2008
Mesajlar
1,118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
inanılmaz güzel tepkiler aldım yazan arkadaşlara tek tek teşekkür ederim.


sadece bunu yazmak istedim.
secdeniz yeri ve göğü yaratan yüce Rabbime olsun necip'e değil.
 

EBB

Doçent
Katılım
10 Mayıs 2008
Mesajlar
778
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Mehmet Akif, Necip Fazıl gibi şahsiyetlere laf eden ahmakların ortak özelliği İslam cahilliği ve düşmanlığıdır..

Yahu bir kaç ay önce ahlaksız şerefsizin biri kızların soyunma odasını gizli kameraya çekti, tüm televizyonlarda yayınlandı bu görüntü; insanlar da "ulan hangi ahlaksız bunu yaptı" diyeceklerine, "püü okulda namaz kılıyorlarmış" diye bir de utanmadan orada soyunma odalarında gizlice kameraya çekilmiş olan kızcağızları suçladılar! Ülke öyle bir yozlaşmış öyle suni değerlerle beslenmiş ki, ne için yaşadığı unutturulmuş insanlara.
Elmacık, sağolsun gayet güzel ifade etmiş.. Kimseler bunu konuşmadı.. Hep bir hedef vardı.. Hep başka yönlere çekildi..

12-13 yaşında kız çocukları çaşdaş yaşam adına altında bedenen sömürülürken bunları kimse konuşmuyor.. Ama birileri namaz kıldı mı ortalık karışıyor.. İçler acısı ortamlarda bir nesil yetişiyor..

Hüseyin efendi gibilerin yüzünden saldırın.. Vakti zamanında Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz olayları aracılığıyla yaptığınız gibi.. ( O olaylarında nasıl tezgahlandığı malum.. )

Tezgah kurmaya devam..

- - - - - -


secdeniz yeri ve göğü yaratan yüce Rabbime olsun necip'e değil.
Kıblen belli mi ki Allah'a secde etmekten bahsedersin?

Hem saldıracaksın ölüyü putlaştıran zihniyeti temsil edeceksin.. Sonrada Yaradana secde diyeceksin..

Bu tür konularda aşağı yukarı senin gibilerin ne yazacağını tahmin edebiliyorum.. Sürekli aynı safsata, sürekli inkar, hakikatten uzak, saygısız ifadeler..

Zombileşmeye devam..


- - - - - - - - -

Üstad Necip Fazıl Nur içinde yatsın..

paylaşımın için sağolasın..
 

TerTip89

Asistan
Katılım
3 Ekim 2008
Mesajlar
348
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
İnce zevklerin insanı

Otuz yaşına kadar başta kumar olmak üzere pek çok zevkin peşinde koştuğu Beyoğlu, Necip Fazıl'ın hayatında hep önemli bir semt olmuş. Bir yazar olarak bankalarla olan ilişkisi de eskilere dayanıyor. 1936 yılında İş Bankası'nın ve Celal Bayar'ın desteğiyle "Ağaç" isimli dergiyi çıkaran Kısakürek, 1940 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sanat Ödülü'nü almış.
Bu yıllarda arkadaşları olan Ahmet Kudsi Tecer ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi milletvekili olmayı beklediği halde, İsmet İnönü'nün onun adının üstünü çizdiği ve bunun, ondaki koyu İnönü aleyhtarlığında rolü olduğu da hakkında yazılanlar arasında yer alıyor.

Türkiye muhafazakâr siyasal düşünce tarihinde özel bir yeri olan Necip Fazıl'ı tevazuun ve tasavvufun çilekeş bir neferi olarak bilmek çok yanlış olur.
Onu atlara ve antikalara meraklı, şık giyinmeye özen gösteren, şatafattan hoşlanan, aile hayatını Babanzade'lerden olan eşiyle bir yalıda sürdüren ve kendini çokça beğenen, devlet eliyle burslu olarak Paris'e gidip okulunu bitirememiş, bohem alemlerde bulunmuş bir "beyzade" olarak tanımamızda yarar var.

Kuruluş döneminde Erbakan'ın Milli Nizam Partisiyle (MNP) yakın olmuş 1978'de MHP'ye girmiş, 12 Eylül sonrası, 1983 yılındaki ölümüne kadar, inzivaya çekildiği odasında hizmet verdiği liderse Turgut Özal olmuş.

30'undan sonra mı iman yoluna çıktın veya çıkmadın hidayete erdin veya ermedin ver coşkuyu gençliğe ver.

Kaderde ne ise olur etme merak
Uyma nefsine Hakk'ın emrine bırak
Altından ağacın olsa zümrütten yaprak
Akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak.

Benim Atamın gençliğe hitabesi var bu bana yeter.

paylaşım için teşekkürler kardeşim.
yazdıklarım sana değil bunu bilesin.
bu meçhul_yolcu'ya.

Yanlış Yorumlamışsın "30'undan sonra mı iman yoluna çıktın" bunu sen yargılayamazsın sadece bu mesajını gördüm ve yanlış yargılardasın diğerlerini okumadım gece gece...
 

meçhul_yolcu

Müdavim
Katılım
7 Ekim 2008
Mesajlar
1,118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ARŞIN GÖLGESİNDE BARINACAK YEDİ MUTLU İNSAN 450
Rabbına kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,
Allah'a kulluk içinde serpilip büyüyen genç. Gençlik yıllarını namazlı-niyazlı dindar bir çizgide geçiren genç, nefsini Allah'ın emirlerine muhalefetten korumuş, heva ve heveslerin, şehevî duyguların, gemlenmesi güç arzuların etkisine karşı koyup kulluğa sarılmıştır. Bu, ondaki derin Allah saygısının delilidir. Zira Allah'ın emirlerine sarılıp günahlardan kaçınmak büyük bir fazilettir. Hele bu, gençlik yıllarında gerçekleştirilmişse, her türlü takdirin üstündedir.

ben böyle kişileri örnek alırım sizleri bilmem.

ben hep kötü yönlerini açıkladım içinizden bir değerli kardeşim de şöyle deseydi bak meçhul_yolcu bu adam böyle iyilikler yaptı böyle çevresine faydalı oldu.
bana kin ve nefret kusacağınıza zatı muhteremin güzel yönlerini paylaşsaydınız sizin adınıza daha memnun olurdum.hiç olmazsa okuyan diğer kardeşlerim karar verirlerdi bu adam şöyleymiş ama böylede yapmış felan.
hiç aklınıza geldimi.
sayın elmacık ve saz heyeti.

bu bir tartışmaydı toplu hucüm kin ve nefret kusma olayına dönüştürdünüz.
elmacık ruh halini hiç iyi görmüyorum canım kardeşim bir doktora görün.
insana yaklaşımın hiç hoş değil yazdıkların içindeki kin ve nefreti yani kısaca seni sergiliyo.

Acaba hangi hakla kendinize eğlenmek için seçtiğiniz bir kaç çapulcu üzerinden İslam edebiyatı yapıyorsunuz
birilerinin pisliğini İslam'a sürmeye kalkışıyorsunuz?
Acaba bütün bunları sağda solda anlatıp İslam'ı lekelemeye kalkışırken sizler sütten çıkmış akkaşıklar mısınız

seçtğim çapulcular kim?sağda solda anlatıyormuşum nerde gördün beni OBESE kameralarımı gösterdi. dört dörtlük müslüman değil dedim necip oda gençlik yıllarında üzmez gibi kadın şehveti üzerine yazmış dedim sadece.
ve sana bir saz heyeti eşlik etti hepsi kin ve nefret kustu gitti.
ne kadar haklı olduğumu anladım.sizler insana tahammülü olmayan olgunlaşmamış kişiliklere sahipsiniz.

teşekkür edeceğim kişiler var ıslamaköfte bu olgun ve saygılı mesajın için teşekkürler.
hatayı kabul etmek ve hatadan dönmek, hiç hata yapmamaktan daha büyük bir erdemdir. nitekim necip fazıl'da ilk hayatından pişman olmuş,doğru yolu bulmuş ve bunu şöyle anlatmıştır:
tam otuz yıl zaman akmış ben durmuşum
gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum

yolumuz burda ayrılıyor ne yazık kendinize iyi bakın.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Meşhul_yolcu, kardeşim bu mesajımı doğrudan sana yazıyorum, ama tamamen konuyla ilgilidir onu da belirteyim. Ayrıca müsade buyurursan senden alıntılarla yazacağım.

ben hep kötü yönlerini açıkladım içinizden bir değerli kardeşim de şöyle deseydi bak meçhul_yolcu bu adam böyle iyilikler yaptı böyle çevresine faydalı oldu.
bana kin ve nefret kusacağınıza zatı muhteremin güzel yönlerini paylaşsaydınız sizin adınıza daha memnun olurdum.hiç olmazsa okuyan diğer kardeşlerim karar verirlerdi bu adam şöyleymiş ama böylede yapmış felan.
hiç aklınıza geldimi.
sayın elmacık ve saz heyeti.

Bizim müslümanlara yapılan saldırıya karşı ortaya koyduğumuz tepkiye "nefret ve kin kusma" olarak bakarken, senin Necip Fazıl'a ve onun üzerinden de bize yaptığın büyük bir katliyam olabilir mi? Üstelik de ben Necip Fazıl hakkında iyi veya kötü herhangi bir şey söylememişken. :) Hedefi ıskalamışsın kardeşim, zira ben Necip Fazıl'a veya başka bir şahsiyete takılmadım, ben senin "müslümanlığı" bu işin içine sokmana tepki gösterdim ve öyle ümitvarım ki bu tepki Allah içindir. Yoksa şahıslar hakkında istiyorsan atıp tut, sana en fazla güzel bir dille emr-i bil maruf, nehy-i anil münker çerçevesinde insanların kusurlarını saçıp dökmenin bir marifet olmadığını ve hatta günah olduğunu güzelce anlatırdım. Oysa sen şahısları geçtin, direkt Allah'ın dinine yapıştırdın lekeyi.

bu bir tartışmaydı toplu hucüm kin ve nefret kusma olayına dönüştürdünüz.

Güzel kardeşim bu bir tartışma değildi, bilakis senin deyiminle bir "nefret ve kin kusma gösterisiydi" ve gördüğüm kadarıyla konu gayet güzelken sen birden içindeki nefrt ve kinleri kusarak konuyu karıştırdın. Çünkü gördüğüm kadarıyla düşüncesini bu şekilde dile getiren senden başka kimse yok. Dersin ki ben Necip Fazıl'ı severim sevmem kime ne; tabi ki kime ne. İstersen nefret edebilirsin, ama herkesin kusurunu heryerde saçıp dökme hakkına sahip değilsin. Hakkın olmayanı yapmak da gasptır ve büyük bir günahtır. Yoksa Necip Fazıl'ı ben de sevmiyorum, hatta samimi bulmuyorum yaptıkları ve söylediklerinde, ama en fazla bu kadarını söylerim, çünkü onun kusurlarını araştırıp ortaya dökmek gerekli olmadığı gibi kötüdür de; zaten adamın kalbine de giremem ne var ne yok görmek için.

elmacık ruh halini hiç iyi görmüyorum canım kardeşim bir doktora görün.
insana yaklaşımın hiç hoş değil yazdıkların içindeki kin ve nefreti yani kısaca seni sergiliyo.

Herhalde kardeşim yukarıdaki açıklamam bu sözün için de yeterli olmuştur. Yukarı eleştirdiğin yaklaşımım herhangi bir "insana yaklaşım" değildi; Allah'ın dinine çapulcular vasıtasıyla leke sürülmesine bir tepkiydi. Benim öfkem Allah için, dediğim gibi, şahıslarla ilgilenmedim. İnsanlar bunun için kan döküp kan bile veriyorlar, ben Allah için öfkelenebilmişsem ne mutlu.

Bir de keşke "ne söylediğime" de değinseydin biraz; "kin ve nefret" derken biraz da söylediklerimi hasıraltı etmişsin hiç duymazlıktan gelmişsin gördüğüm kadarıyla. :)

seçtğim çapulcular kim?sağda solda anlatıyormuşum nerde gördün beni OBESE kameralarımı gösterdi.

Hüseyin Üzmez veya senin yalaşımınla Necip Fazıl.. Sağda solda anlatmak bir deyimdir kardeşim, illa seni bir yerde ayni olarak görmem gerekmiyor, zira forumda görüyorum işte.

dört dörtlük müslüman değil dedim necip

Peki birader sen öyle misin? Dört dörtlük bir müslüman, müslüman olduğunu lafzen de olsa söyleyenin kusurlarını araştırıp ortaya saçıp dökmez, hele ki birisi hakkında "dört dörtlük müslüman değil" diye hiç demez. Sen şimdi Allah-u alim bize de sorarsın, "madem öyle diyorsun sen dört dörtlük müslüman mısın" diye. Tabi ki değilim, o yüzden iddiada bulunmuyorum ve başkalarının ne kadar müslüman olduğunu kendi kafama göre değerlendirmiyorum. İşte o yüzden sana soruyorum, madem başkalarının müslümanlıklarını değerlendiriyorsun, o halde senin dört dörtlük bir müslüman olduğunu göstermen lazım.

oda gençlik yıllarında üzmez gibi kadın şehveti üzerine yazmış dedim sadece

Böyle söyleseydin öpüp başımıza bile koyardık. Çünkü o zaman gıybet ediyor olmazdın, müslümanları aldatan münafıklar hakkında bizi uyarıyor olurdun. Ama sen öyle söylemedin; bak nasıl söylemişsin:

ey güzel müslüman necip fazıl.ne güzel anlatmış demi.hüseyin üzmez gibi.

Doğrudan doğruya müslüman adını taşıyan herkesi töhmet altında bırakacak bir söz.

Son olarak, hatadan dönmek konusunda "yolumuz burada ayrılıyor" demişsin, o halde Allah'ın şu sözünü hatırlatırım sana; "Merhametli olun ki ben de size merhametli olayım". Madem sen hatadan dönenleri kabul etmiyorsun (ki zaten sana gelmiyorlar Allah'a gidiyorlar), o halde mahşer gününde Allah'ın senin hatalarını affetmesini beklememelisin. Tabi eğer bir melek kadar kusursuz olduğunu düşünüyorsan o başka. Allah Tevbe Sûresini boşuna indirmedi sevgili kardeşim, eğer büyük bir külfet olmayacaksa bir okuyuver bence Allah neleri neleri affediyor bir gör.
 

meçhul_yolcu

Müdavim
Katılım
7 Ekim 2008
Mesajlar
1,118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
seni affedecek beni affetmeyecek...
bu arada meşhul değil meçhul_yolcu.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Yine yazılanları hasıraltı ediyorsun. Peki kardeşim sen bilirsin. Ben atıp tutarım, kafama eseni söylerim, başka kimse bir şey diyemez diyorsun, ben de diyorum ki mahşer sadece Necip Fazıl, Hüseyin Üzmez gibiler için değil, senin benim gibiler için de kuruluyor. Hiç merak buyurmayasın, o gün hepimiz orada olacağız.
 

smc__

Öğrenci
Katılım
23 Kasım 2006
Mesajlar
16
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
mahşer sadece Necip Fazıl, Hüseyin Üzmez gibiler için değil, senin benim gibiler için de kuruluyor. Hiç merak buyurmayasın, o gün hepimiz orada olacağız.

O gün, orada neler olacak merakle bekliyor olacağım.
Elmacık kardeşim, Allah'ın selamı üzerine olsun..
 

zafercem

Asistan
Katılım
17 Ekim 2008
Mesajlar
404
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
necip fazıl'ın birkaç şiirini okudum.ama şöyle bir kanıya vardım doğru mu bilmiyorum.şiirlerinde çoğu kez karamsarlık,umutsuzluk,zayıflık,hayata olumsuz gözlerle bakma gibi anlamlar sezdim.nedenini anlamıyorum.iç dünyasını bilmediğim için böyle konuşuyorum.

ama benim favorim nazım hikmet ve attila ilhan.onlar gibi şairler şu an maalesef yok.
 

redfox19

Öğrenci
Katılım
10 Kasım 2008
Mesajlar
21
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Necip Fazıl ilk yıllarında yazdığı şiirleri içinde günümüz insanlarınca rahatlıkla sabote edilecek tarzda olanlar vardır.Ayrıca şairler her konuda sanatlarını icra ederler.Tasavvuf ehli hariç.

Şiir görecelidir.Her okuyucu farklı yorumlayabilir.
 
K

Kayıtsız Üye

SDN Okuru
NECİP FAZIL gibi bir USTA'yı karalamaya kalkmak hiç kimsenin haddi değildir...
 
Üst