zelenga
Müdavim
- Katılım
- 17 Şubat 2008
- Mesajlar
- 2,509
- Reaksiyon puanı
- 18
- Puanları
- 38
DÜNYAYI SARSACAK KİTAP:
Apokrifal - Kayıp Kitap
Bu kitap hem Türkiye`yi hem de Hıristiyan dünyasını sarsacak: İNCİL`in
orjinali bulundu. İsrail Cumhurbaşkanı İsak Rabin`in torunu Viktoria Rabin
bu vesile ile müslüman oldu ve katledildi! TÜMÜ GERÇEK, HEPSİ BU KİTAPTA!
Bu kitaptaki olayların ve kişilerin hepsi gerçektir.. 1981 yılında Hakkari`deorjinali bulundu. İsrail Cumhurbaşkanı İsak Rabin`in torunu Viktoria Rabin
bu vesile ile müslüman oldu ve katledildi! TÜMÜ GERÇEK, HEPSİ BU KİTAPTA!
köylüler tarafından bir mağarada lahit içerisinde eski bir elyazması bir kitap
bulunur. Aramice uzmanı Doç. Dr. Hamza Hocagil kısa süre sonra söz
konusu metnin Arami dilinde fakat Süryani alfabesiyle yazılmış bir İncil metni
olduğunu anlar.
Birinci yüzyıla ait otantik İncil`in ortaya çıkması tüm dinleri ilgilendiren bir
konudur. Gerek Hz. İsa`nın tarihselliğinin, gerekse de İncil`in Kuran`la ne
denli uyumlu olduğunun kanıtlanması çeşitli çevreleri rahatsız etmektedir.
Hocagil 1983 yılında Özal`ın girişimleri ve Özel Harp Dairesi`nin kontrolünde
İncil`i tercüme etmeye başlar. Ancak tercüme süreci bir süre sonra
durdurulur.
Ancak İncil`in son sayfasında Aziz Barnabas`ın söz konusu İncil`i dört
nüsha olarak yazdığını fark eden Hocagil, Nahit Şenoğul Paşa`nın
yardımlarıyla bu kez diğer 3 İncil`in peşine düşer. Ardından biri hariç diğer 2 İncil
de bulunur. Uluslar arası istihbarat örgütlerinin müdahil olduğu bu
inanılmaz olaylar dizisinde olaya karışan bazı isimler hayatını kaybeder.
İncil`lerden biri İsrail`de bulunur. İsrail nüshasını bir Alman firmasının sponsorluğunda,
İsrail Cumhurbaşkanı İsak Rabin`in torunu Viktoria Rabin ile birlikte çıkarır. Viktoria Rabin,
İncil`in gerçek nüshalarını okuduğunda Müslüman olur. Fakat yaptığı kazı çalışmalarında 10 Emir
ve Zebur`un izini sürerken, Etiyopyalı bir zenci tarafından öldürülür. İsrail`de bulunan
İncil önce Vatikan`a satılmak istenir. Vatikan adına İncil ile igili görüşmelerde bulunan
Kardinal Mario, `açıklanamayan bir sebeple` hayatını kaybeder. Olaylar, gizli bir örgütün
planlaması ile çok farklı boyutlar kazanır.
İncil bu kez, bir yayınevi üzerinden Yunanistan`a satılır.
Olay, Kıbrıs`ta
bulunan güvenlik güçlerinin 1996 yılında Kıbrıs`ta Aziz Barnabas`ın mezarını soydukları iddiası
ile farklı bir boyut kazanır. Askerler mezardan ne almışlardır? KKTC`de
soygunu araştıran Gazeteci Kutlu Adalı, aldığı tehditlerden kısa bir süre
sonra öldürülür. Kutlu Adalı`nın eşi İlkay Adalı cinayeti Avrupa İnsan Hakları
mahkemesine götürür ve Türkiye olayın aydınlanması için gereken özeni
göstermediği gerekçesiyle mahkum olur. Adalı öldürülmeden kısa süre önce,
Abdullah Çatlı`nın Kıbrıs`a geldiği tespit edilir. Adalı Davası`nda
projektörlerin çevrildiği isimlerden en ilginci de, Türk Silahlı Kuvvetleri adına
iki Ergenekon zanlısını ziyaret eden Korgeneral Galip Mendi`dir. Şu anda
Korgeneral rütbesinde olan Mendi, o sırada KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanı`dır.
Bugün, Aramice Uzmanı Hamza Hocagil`in Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp
Dairesi`nde özel güvenlikli bir bölümde saklandığını iddia ettiği nüshalar
açıklanırsa, dinler tarihi başta olmak üzere, tarih yeniden yazılacaktır.
ARMAGEDON kitabıyla Türkiye`de araştırmacı yazarlığın en önemli eserini
veren Aydoğan Vatandaş, bu kez hem Türkiye`yi, hem de tüm dünyayı
sarsacak bilgilerle okurlarıyla buluşuyor.
...
Kitabın Vatan Gazetesi`nde yer alan diğer bir tanıtım metni:
Barnabas İncili`nin büyük sırrı.
1981 yılında Şırnak`ın Uludere İlçesi`ndeki bir mağarada avdan dönen köylüler bir kitap buldu.
Kitabı alan Babat Aşireti Lideri Korucubaşı Hazım Babat`ın babası Ferhan
Babat kime götürse kitapta ne yazıldığını çözemedi.
Kitabın papirüse yazılı iki sayfası Aramice uzmanı Hamza Hocagil`e
götürüldü. Hocagil, kitabın Süryani alfabesiyle Aramice, yani Hz. İsa`nın
dilinde yazıldığını söyledi. Kitap`ın Barnabas İncili olduğunu anlayan Hocagil,
ilk cümleleri tercüme etti: `Ben Kıbrıslı Barnabius... Tespihe layık âlemlerin
Rabbi`nden bir bütün olarak, Ruhu`l Kudüs`le Meşaha`ya vahyolunanı tıpkı
İsa`dan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha
olarak aynen yazıyorum. `
Ve asıl hikâye bundan sonra başladı...
Varlığı özellikle Hıristiyan ve Müslüman ilahiyatçıları arasında da tartışma
konusu olan `Barnabas İncili`nin ucu Ergenekon`a ve Genelkurmay
Başkanlığı Özel Harp Dairesi`ne kadar uzandı... Bu iddialar, çalışmalarını
ABD`de sürdüren araştırmacı-yazar Aydoğan Vatandaş`ın önümüzdeki
günlerde Timaş Yayınları`ndan piyasaya çıkacak olan `Apokrifal` (Halktan
gizlenen) adlı kitabında yer alıyor.
Yıl 1981... Yer Şırnak, Uludere...
Barnabas İncili`nin hikâyesi avdan dönen köylülerin Uludere yakınlarında bir
mağaraya girmeleriyle başlıyor. Köpekleri mağarada kaybolan köylüler,
köpeklerini aramaya başlıyor. Köpeğin sesi çok derinlerden geliyor;
mağaranın içindeki bir kuyudan. Bir urgan alıp, kuyunun içine giriyorlar.
Karşılaştıkları manzara ise tüyleri diken diken etmeye yetiyor. Köylüler,
taştan yontma bir oda içerisinde bir lahit ve bazı eşyalarla karşılaşıyorlar.
Önce Hz. İsa`ya ait bir madalyonu çıkarıyorlar. Lahitin kapağını açıyorlar; bir
ceset ve üzerinde bir kitap. Buldukları kitap Babat Aşireti Lideri Korucubaşı
Hazım Babat`ın babası Ferhan Babat`ın eline geçiyor. Ferhan Babat`ın
kitabın tarihi değerini anlaması uzun sürmüyor ancak kime götürdüyse
kitapta yazılanları çözemiyor. Papazlar dahil kimse kitabın hangi dilde yazıldığını anlamıyor.
Bu kez Babat, kitabı satmak için girişimlerde bulunuyor. Dönemin Malatya
Milletvekili İsmail Hakkı Şengüler`e bahsediyor kitaptan. Şengüler kitabı
inceliyor ve kitabın önemini anlamak için iki sayfasını filolog Hamza Hocagil`e götürüyor...
Kayıp kitapla ilk temas
Hamza Hocagil, Aramice uzmanıydı. Aramice, Hz. İsa`nın ilk öğütlerini verdiği
dildi. Hamza Hocagil, Türkiye`de bu dile vakıf birkaç kişiden biriydi. Hâlbuki
Hıristiyan aleminin kabul ettiği dört İncil`den hiçbirinin Aramice orijinali
yoktu. Tümü Grekçe`den yapılan tercümelerden oluşuyordu. En eskisi de dördüncü yüzyıla aitti.
Hocagil, papirüs üzerine yazılan sayfaları inceledikten sonra, yazının Arami
dilinde ve Süryani alfabesiyle kaleme alındığını tespit ediyor. Ve kitabın ilk
sayfasını tercüme ediyor: `Ben Kıbrıslı Barnabius... Tespihe layık âlemlerin
Rabbinden bir bütün olarak, Ruhu`l Kudüs`le Meşaha`ya vahyolunanı tıpkı
İsa`dan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha
olarak aynen yazıyorum.`
Hocagil, Malatya Milletvekili Şengüler`e heyecan içinde `Bu kitap Barnabas
İncili` diyor. Ve Şengüler, Barnabas İncili`ni satın almak için Ferhan Babat`a
280 bin doları ödemeyi kabul ediyor. Hocagil`e göre bu eser, iki bin yıllık
kayıp otantik İncil`di. İncil, Hz. İsa`nın vahiy kâtibi Aziz Barnabas tarafından yazılmıştı!
İncil, Özel Harp Dairesi`nin kasasında
Peki bundan sonra ne oluyor? İşte Hollywood filmlerine taş çıkartacak hikâye
asıl buradan sonra başlıyor. Kitabın yazarı Aydoğan Vatandaş, Hamza
Hocagil`le görüşüyor ve sır perdesini aralıyor. Hamza Hocagil yaşananları
şöyle anlatıyor: `Ferhan Babat`la anlaşmaya varılmıştı. Diyarbakır
Milletvekili İhsan Arslan`ın babası Mehmet Ali Arslan ile birlikte İncil`i teslim
almaya gittik. Ancak o sırada beklenmedik bir şey oldu. İncil bize teslim
edilemeden jandarmanın eline geçti. İki yıl boyunca jandarma karargâhında
saklı tutuldu. Daha sonra Kemal Başer Paşa`dan alınarak Genelkurmay Özel
Harp Dairesi`nin eline geçti.`
Hamza Hocagil, her şeye rağmen Barnabas İncili`nin peşini bırakmamıştı.
Hocagil, dönemin başbakanı ve hemşehrisi Turgut Özal`a 1996 yılında
konuyu açtığını söylüyor: `Konuyu kendisine anlattıktan sonra beni Özel
Harpçi Orgeneral Sami Karamısır Paşa`ya gönderdi. Önce beni epey
sorguladılar, amacımın ne olduğunu anlamak istiyorlardı. Ben kitabın sadece
tercüme boyutuyla ilgilendiğimi söyledim. Ardından İstanbul Balmumcu`da
bulunan Özel Harp Karargâhı`nda Sami Karamısır Paşa ve MİT Müsteşarlığı
da yapmış olan ve hâlen hayatta olan Hayri Ündül Paşa`nın
görevlendirmesiyle tercüme çalışmasına başladım.`
Bu görevlendirmenin ardından Hamza Hocagil Ankara`da bulunan, o zamanki
adıyla Özel Harp Dairesi Başkanlığı`na gidiyor: `Kitabı ilk orada gördüm.
Birkaç demir kapıyı aştıktan sonra ulaşılan bir yerdeydi. Kitap, 1987 yılında
Sami Karamısır Paşa ve Hayri Ündül Paşa`nın bilgisi dahilinde İstanbul
Balmumcu`da bulunan Özel Harp Karargâhı`nda tercüme etmem için bana
verildi. Ben burada her gün tercüme çalışmalarını yapıyordum. Tercüme
parası da bana Harp Akademileri Komutanı Nahit Şenoğul Paşa tarafından
veriliyordu. Nahit Paşa daha sonra bana Harp Akademileri`nde Koruyucu
Envanter dersleri de verdirtti. Bu süre içerisinde İncil`in 19 sayfasını Özel
Harp Dairesi`ne bağlı subayların kontrolünde inceledim`
On Emir`in yerini bildiriyor
Hocagil, Barnabas İncili`nde nelerin yazdığıyla ilgili de şunları söylüyor:
`Tevhitten başka bir şey yoktu. Zikrullah vardı. İbadet etmenin önemi,
Allah`a eş koşmama, bu arada komşulara yardımcı olma, Lut Kavmi ile ilgili
bazı uyarıcı bilgiler ile ilgili ibret alınmasını öğütleyen bir kıssa vardı.
Dikkatimi çeken bir şey daha vardı. Ayette, `Bir peygamber gelecek,
ona tabi olanlar, dolgun başaklar gibi olacak(!)` diyordu.`
Hocagil, Barnabas İncili`nin son sayfasında, Aziz Barnabas`ın bu incili dört
nüsha olarak yazdığını ve diğer üç nüshanın da yerlerini belirttiğini söylüyor:
`İnciller`in biri İsrail`de, diğeri Arabistan Yarımadası`nda diğeri ise Kuzey
Irak`ta Süleymaniye Zaho taraflarındaydı. Orgeneral Nahit Şenoğul Paşa`nın
verdiği Barnabas İncili`nin son sayfalarında Hz. Davut`un kendi eliyle
yazdığı Aramca Zebur ve Hz. Harun`un bakır levhalara yazdığı On Emir`in
nerede olduğuna ilişkin bilgiler de vardı.`
Veli Küçük adı burada da karşımıza çıktı
Hocagil, Hz. Davut`un Sarayı`nda bulunan İncili de tercüme ettiğini
söylüyor: `Bu tercümeyi Almanca ve İngilizce olarak Yunanistan`daki
Markos Yayıncılık için yaptım. Genelkurmay`daki İncil`le İsrail`de
bulduğumuzun tek farkı tefsirli oluşuydu. Barnabas, Uludere`de bulunan
İncil`e bazı şerhler düşmüştü. Tercüme parası olarak 15 bin dolara
anlaşmıştım.`
Hocagil, Markos Yayıncılık`la aracı olanın ise ismini söylüyor. Bu isim, son
günlerde adını sıkça duyduğumuz Ergenekon Soruşturması`nın bir numaralı
sanıklarından: `Aracı, Adem Taşdemir`di. Taşdemir, Ergenekon`un kilit ismi
Tuncay Güney`le birlikte `cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak`
iddiasıyla gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı. Taşdemir`in bir
özelliği de Emekli Tuğgeneral Veli Küçük`ün yaveri olmasıydı!` Hamza
Hocagil`in bir başka iddiası ise Barnabas İncili`nin hâlâ Genelkurmay Özel
Harp Dairesi`nde olduğu yönünde...
KAYNAK