- Katılım
- 30 Temmuz 2009
- Mesajlar
- 23,097
- Reaksiyon puanı
- 1,117
- Puanları
- 293
- Yaş
- 41
Okullarda teneffüs giriş ve çıkışlarında kullanılan zil sesleri son yıllarda değişti. Daha gürültülü müziklerin kullanıldığı zil seslerinin çocukları hırçınlaştırdığını kaydeden uzmanlar, oluşan gürültü kirliliğinin hem öğrenci hem de öğretmenlerde işitme problemlerine yol açtığını belirtiyor.
-Okullarda çalan zil sesi, öğrencileri hırçınlaştırabiliyor.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünden Doç. Dr. Mızrap Bulunuz, teneffüse çıkma, sınıfa giriş ve öğretmenlerin gelişi olmak üzere 3 zil çaldığını belirtiyor.
Bulunuz, Günde bir okulda 21 kez zil çalıyor demektir. Bazı okullar çeşitli müziklerle zil sesleriniz süslemeye çalışıyor. Fakat çocukların gürültücü davranışlarını tetikleyici ziller de var. Ben çocukların Gangnam Steyle' dansıyla teneffüse çıktıklarını gördüm. Çocuklar gerçekten bağıra çağıra çıkıyor. Bazı zil sesleri öğrencileri hırçınlaştırıyor. Zil yerine ışıklı uyarı sistemi veya derslerin başlama ve bitiş saatlerini gösteren çizelge uygulaması getirilmeli. diyor.
Çocukların iç mekânları nasıl kullanacaklarının öğretilmesi gerektiğini kaydeden uzman, Türkiye'deki okullarda yapılan araştırmalarda okullarda gürültü kirliliğinin yüksek çıktığını hatırlatıyor. Bulunuz, çocukların çıkardığı 70 desibel sesin elektrik süpürgesinin sesiyle eşdeğer olduğunu belirterek,
Teneffüslerdeyse 80-90 desibele çıkan bu ses bir matkapla eşdeğerdir. Böylelikle yüksek oranda gürültüye maruz kalan öğrenciler, işitme kayıpları yaşıyor. Öğrencilerin dersi anlama, derse motive olma algılarını düşüyor. ifadelerini kullanıyor.
Türkiye'de okullardaki zillerin kaldırılması gerektiğini ifade eden Bulunuz, Avrupa ve Amerika'da okullarda zil uygulamasının olmadığına dikkat çekiyor. Türkiye'de bazı özel ve devlet okullarında zillerin kaldırıldığını belirten uzman, zilin okullardaki en büyük gürültü kaynağı olduğunu vurguluyor.
GÜRÜLTÜLÜ OKULLARDA OKUMA-YAZMA ÖĞRENME SEVİYESİ DÜŞÜYOR
UÜ Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Ali Yurdun Orbak, ses ölçümlerinde 40 desibelin 50 desibele çıktığında bu sesin gürültü sayılmaya başladığını söylüyor. Orbak, 80 desibel üstü insan duyularını rahatsız etmeye başlıyor. Şu anda ülkemizde teneffüslerle birlikte 85 desibel ses ortaya çıkıyor. Bu bir insanın bir hafta içerisinde maruz kalacağı maksimum değer. 90-95 desibele çıktığında artık kulaklarınızın zarar görmemesi için kulaklıklar kullanmanız gerekiyor. diyor.
UÜ Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Doç. Dr. Ömer Afşın Özmen ise gürültünün çocukların zihin ve çalışmaları üzerinde yavaşlatıcı ve olumsuz etkileri olduğunu belirtiyor. Gürültüye maruz kalan öğrencilerin okuduklarını anlamadıklarını belirten Özmen, şunları söylüyor: İlkokulda gürültülü yerlerde okuma- yazma öğrenme seviyesi gecikiyor. Çocuk öğretmenin anlattığını duymazsa sinirli davranışlar sergileyebiliyor. Bu da stres ve baş ağrısına sebep oluyor. Öğretmenler gürültülü ortamlarda ders anlatmak için sesleri ile ilgili problemlerle karşılaşabiliyor. Gürültü çok yüksek seviyelere ulaşırsa işitme üzerinde kişide kalıcı hasarlar bırakabiliyor. BURSA DHA
KAYNAK

-Okullarda çalan zil sesi, öğrencileri hırçınlaştırabiliyor.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünden Doç. Dr. Mızrap Bulunuz, teneffüse çıkma, sınıfa giriş ve öğretmenlerin gelişi olmak üzere 3 zil çaldığını belirtiyor.
Bulunuz, Günde bir okulda 21 kez zil çalıyor demektir. Bazı okullar çeşitli müziklerle zil sesleriniz süslemeye çalışıyor. Fakat çocukların gürültücü davranışlarını tetikleyici ziller de var. Ben çocukların Gangnam Steyle' dansıyla teneffüse çıktıklarını gördüm. Çocuklar gerçekten bağıra çağıra çıkıyor. Bazı zil sesleri öğrencileri hırçınlaştırıyor. Zil yerine ışıklı uyarı sistemi veya derslerin başlama ve bitiş saatlerini gösteren çizelge uygulaması getirilmeli. diyor.
Çocukların iç mekânları nasıl kullanacaklarının öğretilmesi gerektiğini kaydeden uzman, Türkiye'deki okullarda yapılan araştırmalarda okullarda gürültü kirliliğinin yüksek çıktığını hatırlatıyor. Bulunuz, çocukların çıkardığı 70 desibel sesin elektrik süpürgesinin sesiyle eşdeğer olduğunu belirterek,
Teneffüslerdeyse 80-90 desibele çıkan bu ses bir matkapla eşdeğerdir. Böylelikle yüksek oranda gürültüye maruz kalan öğrenciler, işitme kayıpları yaşıyor. Öğrencilerin dersi anlama, derse motive olma algılarını düşüyor. ifadelerini kullanıyor.
Türkiye'de okullardaki zillerin kaldırılması gerektiğini ifade eden Bulunuz, Avrupa ve Amerika'da okullarda zil uygulamasının olmadığına dikkat çekiyor. Türkiye'de bazı özel ve devlet okullarında zillerin kaldırıldığını belirten uzman, zilin okullardaki en büyük gürültü kaynağı olduğunu vurguluyor.
GÜRÜLTÜLÜ OKULLARDA OKUMA-YAZMA ÖĞRENME SEVİYESİ DÜŞÜYOR
UÜ Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Ali Yurdun Orbak, ses ölçümlerinde 40 desibelin 50 desibele çıktığında bu sesin gürültü sayılmaya başladığını söylüyor. Orbak, 80 desibel üstü insan duyularını rahatsız etmeye başlıyor. Şu anda ülkemizde teneffüslerle birlikte 85 desibel ses ortaya çıkıyor. Bu bir insanın bir hafta içerisinde maruz kalacağı maksimum değer. 90-95 desibele çıktığında artık kulaklarınızın zarar görmemesi için kulaklıklar kullanmanız gerekiyor. diyor.
UÜ Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Doç. Dr. Ömer Afşın Özmen ise gürültünün çocukların zihin ve çalışmaları üzerinde yavaşlatıcı ve olumsuz etkileri olduğunu belirtiyor. Gürültüye maruz kalan öğrencilerin okuduklarını anlamadıklarını belirten Özmen, şunları söylüyor: İlkokulda gürültülü yerlerde okuma- yazma öğrenme seviyesi gecikiyor. Çocuk öğretmenin anlattığını duymazsa sinirli davranışlar sergileyebiliyor. Bu da stres ve baş ağrısına sebep oluyor. Öğretmenler gürültülü ortamlarda ders anlatmak için sesleri ile ilgili problemlerle karşılaşabiliyor. Gürültü çok yüksek seviyelere ulaşırsa işitme üzerinde kişide kalıcı hasarlar bırakabiliyor. BURSA DHA
KAYNAK