- Moderatör
- #1
- Katılım
- 31 Aralık 2021
- Mesajlar
- 346
- Reaksiyon puanı
- 260
- Puanları
- 63
- Yaş
- 30
Yıllardır metro kullanan birisi olarak bu erkeklerden yıldım. Adamlardan yazacaktım vazgeçtim. Başıma sayısız olay geldi ama genel olarak rahatsızlık duyduğum bir konuyu yazacağım. Bir gün elbise giymiştim metro yolculuğum inanılmaz zor geçti. Hemen ardından elbise giymemeye başladım. Fakat olayın elbise ile alakalı olmadığını tişört, kazak vb. giyince fark ettim. Sorun benim giyimim değil, sorun karşı tarafın ruh hastalığı imiş. Ruh hastalığı diyorum çünkü yol boyunca bir saniye gözlerini ayırmadan inceleniyorsunuz. Böyle bir inceleme ancak bilim insanları tarafından deneyler üzerinde olur, bir de metrodaki abazalarda tabii! Bazı abazalara bu inceleme yetmiyor. Karşı tarafın haberi olmadığını zannettiğinden midir, ses çıkartmadığı için ona cesaret verdiğinden midir bilinmez yaklaşmaya kalkışıyorlar. Yetmiyor daha da beteri temas etmeye cüret etmek...
Bu tarz durumlarda önceden vagon değiştiriyordum fakat değiştirdiğim vagonlarda da benzer durumlar karşıma çıkınca yer değiştirmeyi bıraktım. Sessiz kalmamın da bir faydasını göremeyip hatta zararını da görünce, susmamaya karar verdim. Birinden bir rahatsızlık geldiği an, karşılığını ona aynı rahatsızlığı vererek çıkartıyorum. Örnek veriyorum; "Birine mi benzettiniz?, "Pantolonumu çok mu beğendiniz, tam yarım saattir her bir santimini inceliyorsunuz?" tabi alışık değiller böyle sözler duymaya. Bunları adam etmek imkansız. Zaten adam etmeye uğraşılacak türden cinste de değiller. Sadece sessiz kalmayınca bendeki rahatsızlığın yansımalarının karşı tarafa geçtiğini görmek güzel oluyor. Çevredeki insanların bakışları abazaya yönleniyor. Bana yaşattığı sorgu sual bakışlardan 50 tanesi onun üzerinde oluyor. Sonra içimden; "Nasılmış böyle incelenmek?" diyorum.
Bu tarz durumlarda önceden vagon değiştiriyordum fakat değiştirdiğim vagonlarda da benzer durumlar karşıma çıkınca yer değiştirmeyi bıraktım. Sessiz kalmamın da bir faydasını göremeyip hatta zararını da görünce, susmamaya karar verdim. Birinden bir rahatsızlık geldiği an, karşılığını ona aynı rahatsızlığı vererek çıkartıyorum. Örnek veriyorum; "Birine mi benzettiniz?, "Pantolonumu çok mu beğendiniz, tam yarım saattir her bir santimini inceliyorsunuz?" tabi alışık değiller böyle sözler duymaya. Bunları adam etmek imkansız. Zaten adam etmeye uğraşılacak türden cinste de değiller. Sadece sessiz kalmayınca bendeki rahatsızlığın yansımalarının karşı tarafa geçtiğini görmek güzel oluyor. Çevredeki insanların bakışları abazaya yönleniyor. Bana yaşattığı sorgu sual bakışlardan 50 tanesi onun üzerinde oluyor. Sonra içimden; "Nasılmış böyle incelenmek?" diyorum.