YGS'de durum vahim

Bu konuyu okuyanlar

deatmania

Müdavim
Katılım
30 Ekim 2009
Mesajlar
12,999
Reaksiyon puanı
62
Puanları
48
YGS'de durum vahim, eğitimciler şokta!

996520120421070646994.jpg


ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre, sınava 1 milyon 895 bin 476 aday başvurdu, bu adaylardan 57 bin 742’si sınava girmedi. Sınavı geçerli sayılan aday sayısı 1 milyon 837 bin 344 olarak belirlenirken, 50 bin 805 adayın ise puanları 0,5’ten küçük olduğu için hesaplanmadı.2011-YGS’de ise 1 milyon 648 bin 240 adayın sınavı geçerli sayılırken, 38 bin 269’unun puanı hesaplanamadı; 2010-YGS’de ise sınavı geçerli olan 1 milyon 487 bin 493 adaydan 14 bin 156’sının puanı hesaplanamamıştı.

Sınavda Türkçe testinde 40 sorunun tamamını doğru yanıtlayan 929, Sosyal Bilimler testinde 40 sorunun tamamını doğru yanıtlayan 56, Temel Matematik testinde 40 sorunun tamamını yanıtlayan bin 316, Fen Bilimler testinde 40 sorunun tamamını doğru yanıtlayan 437 aday çıktı. Geçen sene testleri doğru yanıtlayan Türkçe’den bin 392, Sosyal Bilimler’den 5, Temel Matematik’ten bin 805, Fen Bilimleri’nden ise 407 aday çıkmıştı.

Başarısızlıkta büyük artış

Doğru yanıt oranına bakıldığında, Türkçe testinde 77 bin 429 aday (geçen yıl 142 bin 752 aday), Sosyal Bilimler testinde 9 bin 652 aday (geçen yıl 4 bin 925 aday), Temel Matematik testinde 35 bin 892 aday (geçen yıl 30 bin 633 aday), Fen Bilimleri testinde 22 bin 313 aday (geçen yıl 18 bin 69 aday) 35 ve üzerinde soruya doğru yanıt verdi.
4’ün altında doğru yanıt veren aday sayısı ise Türkçe testinde 31 bin 249 aday (geçen yıl 15 bin 99), Sosyal Bilimler testinde 253 bin 918 aday (geçen yıl 197 bin 703 aday), Temel Matematik testinde 870 bin 80 aday (geçen yıl 700 bin 800 aday) Fen Bilimleri testinde 1 milyon 260 bin 795 aday (geçen yıl 1 milyon 134 bin 899) oldu.

Artık ilkokul matematiğini de yapamıyoruz

Bahçeşehir Eğitim Kurumları Rehberlik Uzmanı Turgay Polat

“Geçen yıl YGS’ye giren öğrenci sayısı ile bu yıl ki YGS’ye giren öğrenci sayısı aynı değil. 2012 YGS’de 750 bin lise son sınıf öğrencisi sınava girdi. Geri kalan öğrenci grubu ise üniversiteyi bitirmiş tekrar şansını denemek isteyen eski mezunlardı. Kaldı ki 50 bin sıfır çeken aday ÖSYM’nin verilerine göre lise son sınıf öğrencileri değil beklemeli adaylar. Yani biri armut biri elma. 2010 YGS’de 140 puan üzerinde alanlar üniversite mezunu olmuş kişilerdi. Bu grubun başarısında bu yıl yüzde 6 düşüş var. Diğer grubun mezuniyetlerini okuyamıyorsunuz. Çünkü o derece eski mezunlar. Lise son sınıfların başarı oranı yüzde 90’dan yüzde 86’ya düştü. Bunun da tek nedeni Matematik ve Fen Bilimleri’ndeki problem. Son üç yıldır bu alanda hep düşüş var. Türkiye’nin matematikte başarısız olduğu artık tecillendi. Bizim için kötü bir tablo. Bu yıl 870 bin aday puanı hesaplanacak kadar bile matematik yapamamış. YGS’de sorulan matematik müfredatı lisede öğretilen matematik değil ilköğretimde öğretilen matematik. Ama buna rağmen ilkokul matematiğini yapamıyoruz. Bunun sebebi de ezberci sistem. Öğrenci matematiği ezberlemeye çalışıyor çalıştıkça da sonuç aşikar oluyor.

”
Soruların yapısı değişti kitapçık sayfa sayısı arttı"

YGS’de aksine bilgi sorularından yorum sorularına geçildi. ÖSYM müfredata uygun soru sordu. Ama liselerde hala davranışcı öğretim teknikleri uygulandığı için adaylar bocaladı. Hala formül ezberletmeye dayalı öğretim tekniklerine devam ediyoruz. Dünyadaki son öğretim tekniği ekolü yapılandırmacı öğrenme. Yani çocuk bilgiyi gündelik hayata bağdaştırıp yorumluyor. Bu teknik çocuktan bilgiyi istediğin zaman bilgiyi yorumlamasını, okuduğunu anlamasını yani formülden uzak bir öğretim modelini istiyor. ÖSYM’de doğal olarak kitaptaki müfredata uygun soru soruyor. Artık eski tip sorular yok, 3 yıl önce soruların yapısı değişti. Okumaya dayalı uzun sorulara, geometride anlamaya dayalı, fen de de deneye dayalı sorulara geçildi. 2011 YGS’de yüzde 50 böyle sorular vardı
Bu yıl daha da arttı bu oran. 2010 YGS’de kitapçık 41 sayfa, 2011’de 44 bu yıl ise 48 sayfaydı. Çünkü her yıl soruların uzunluğu daha da artırılıyor. Okumaya teşvik eden, yorumlamaya teşvik edecek sorulara geçildi

”
Eğitimcilerin ağzı açık kaldı"

Eğitimciler korkunç tabloyu, “Korkutucu, inanamıyorum, yok canım gerçek değildir, insanın kanına dokunuyor“ sözleriyle değerlendirdi

Prof. Dr. Ali Baykal (Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eski Dekanı):

“Hiçbir şey bilmiyor değiller. Sorular zor gelmiş bazı adaylara. Türkçe sorularının uzunluğunun da etkisi olabilir. Birçok aday Türkçe’ye çok vakit harcadığını söylüyor. Adaylar çalışırken büyük bir yılgınlık ve vazgeçmişlik içindeler. Adaylar umutsuzluktan yeterince çalışmıyor. Bu rakamlar çok korkutucu. Üstelik bu YGS yani hafif ve basit olanı. Türkiye boşuna eğitim veriyor. Ne okul ne dershane hiç bir işe yaramıyor demek ki. Liseleri adam etmek lazım. Liseden mezun olmayı ve değerlendirmeyi ciddiye almak lazım. Lisenin öğretmenin dersinden kurul kararıyla geçmek olmamalı. Milli Eğitim Bakanlığı bilgisizliği, başarısızlığı, tembelliği affediyor. Yıllardır böyle devam ediyor. Öğretmenlerin itibarını geri vermek lazım. Sıfır çekenlerin sayısını ilk duyduğumda inanamadım buna. Hala da inanamıyorum. 870 bin kişi matematikte sıfır çekiyorsa alarm üstüne alarm vermek gerekir. Bilim okuryazarlığı olmayan bir toplumun geleceğinden endişe etmek lazım.

‘MEB bağımsız olsun’

Prof. Dr. Ali Nesin (Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı):
“Ne, yok canım gerçek değildir. Bu konuda bana bir şey sorulmasına gerek yok, her şey çok açık. Bir adayın 3-5 matematik sorusu yapamıyor olması eğitim sisteminin iflas ettiğini gösteriyor. MEB tam bir fiyasko içinde. Öğretmen yetiştiremiyorlar, iyi öğretemiyorlar, müfredatı iyi seçemiyorlar, ders kitapları iyi değil. Böylesine bir başarısızlıktan sonra istifa edip bırakmaları lazım. Eğitim politikası bir milletin çocuklarını mutsuz ve başarısız yapıyorsa istifa etmekten başka çare yok. Bu kadar basit. Dün Fransız sistemine göre eğitim yapan Pierre Loti Lise’nin bir toplantısında müdür, “çocukların bu okula girdikten sonra çıkması mümkün değil. Çünkü üniversite sınavların kazanamaz. Çünkü bu çocuklar teste göre geliştirilmiyorlar” dedi. Çözüm MEB’in ya da eğitimle uğraşan birimin hükümetlerden bağımsız hale getirilmesidir.

‘Her şeyi sıfırlamalıyız’

Sadık Gültekin (Eğitim Uzmanı):


“Okuma anlama sınavından öte YGS bilgi temelli sorulardan oluşuyor. Çalışmadan okuyup anlamayla çözülecek sorular değil. Eğitimin kalitesi son derece düşük. Liseler 4 yıl deniliyor ama 1 yıl kayıp. Çocuklar sömestrden beri ne okuldalar ne dersanedeler nerede olduklarını kimse bilmiyor. Başarı gittikçe daha da düşecek. Hiç şaşırmadım. Aslında bu sıfır da değil. Sıfır olsa yine de sevineceğim. Bunun büyük bir çoğunluğu sıfırın altında eksi de. Çünkü 4 yanlış bir doğruyu götürdü toplamda 4 doğru yapamadılar.

Bu eksidekiler açıklanmıyor. Bu da açıklansa asıl korkunç tabloyu göreceğiz. Bizde sadece ölçme var ama iyileştirme, kalitenin yükseltilmesi, önlem alınması, eğitimin gözden geçirilmesi yönünde değerlendirme yok. Üniversite sayısı artıyor. Üniversiteler nitelikli kaliteli öğrenciler mezun edemeyecek. Dersaneleri kaldırmak isteniyor ama daha dersaneler varken bu haldeyiz. Tüm müfredatı, eğitmi sistemini, öğretmen yetiştirmemizi, eğitim politikamızı A’dan Z’ye sıfırlayıp, resetleyip, format atıp herşeye sıfırdan başlamalıyız. Çok karamsarım. Kimse kimseyi kandırmasın. 4+4+4’de bunun merhemi değil. Şimdi 800 bin kişi 0 kaç kişi 1 net. 5 neti çıkartan kaç bin kişi var. Onu da görmek lazım. A’dan Z’ye hepimiz suçluyuz. Kontenjanlar boş kalıyor. Fen bilimleri okunmayan bir ülkenin mühendisliği, teknolojisi olur mu?"

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Korkut (ÖNDER Genel Başkanı-Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi):

“Sonuçlar maalesef çok üzücü. Bu zaten eğitim araştırmalarında, PISA istatistiklerinde görülen bir şey. Çok ciddi bir genç nüfusumuz ama eğitim niteliği, kalitesi ve derinliğiyle ilgili ciddi eksiklerimiz var. Hep beraber çok çalışmamız lazım. Maalesef bu rakamlar çok korkutucu. Bu konuda başta hükümet olmak üzere bir seferberlik ilan etmek lazım.


Kaynak
 

Pupilla

Müdavim
Katılım
17 Haziran 2009
Mesajlar
8,724
Reaksiyon puanı
138
Puanları
63
liselerde verilen eğitimle ösym'nin yaptığı sınav birbirinin tam zıttı mantıkta.

konuyu basit bi mantıkla iki farklı açıdan anlatmaya çalışayım.

Okullar açısından;

Türkiye'de okullarda verilen eğitim tamamen hazır kalıpları öğrenciye dayatmaya yönelik. Her hoca kendi kafasındaki kalıba göre öğrenci yetiştirmeye çalışıyor.

Özellikle çöpe dönmüş müfredat denen saçmalık içinde öğrencilere şu da verilsin, öğrenci şunu da görsün diye öğrencinin kafasını karman çorman ediyorlar. haftalık 40 saat ders içerisinde hiçbir faydası olmayan 15 saatlik çöp ders var. her hafta sırf müdfredatta var diye 15 saat boşa harcıyor öğrenciler.

Türkiye'nin en iyi liselerinden olan Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi'ndeyim. Bizim dönem 130 kişi ve YGS'de Türkiye'de ilk 2000'de 50'ye yakın öğrencimiz var. ama bunda okulun başarısı ne kadar sorgulamak lazım. Okul akademik bilgi açısından öğrecileri sonuna kadar dolduruyor ama sonuç; ygs'de bambaşka şeylerle karşılaşıyorsunuz. Tamamen öğrenci ne kadar hızlı okuyabiliyor. bunu ölçmeye çalışan bi sınav... Dersaneler olmasaydı bu başarı olur muydu okulumuzda; zor...

Ösym açısından;

Müfredata uygun soru soruyoruz diyolar. yalanın babası... Hangi müfredat acaba? Lisede bir sayısal öğrencisi 12. sınıfın sonuna kadar haftada toplam 5-6 saat dil anlatım ve edebiyat dersi görüyor. acaba bu derslerde gördüklerinin kaçı ygs Türkçe testinde karşında? 40 soruda 1 veya 2 soru...

Geçen seneki Türkçe testinde 3500 kelime varken bu seneki sınavda 5 bine yakın kelime vardı. öğrencilere fazladan 15 soru kakmalarına rağmen bu sınavı 160 dakikada öğrencilerden bitirmeleri istendi. Bu da sınavın ölçücülüğünü sarstı...

Sosyal testine gelirsek. Fen liselerinde 10. sınıfta coğrafya dersleri müfredatta yok. ama ygs'de 6 tane coğrafya sorusu normal liselerde okutulan 10. sınıf coğrafya dersinden geldi.

Matematik testinde ise geometri tam bir facia. Çoğu hoca soruları görünce bu sene nerdeyse geometri sormamışlar diyebilirdi. Güya 9. sınıftan sorulur ygs ama 12. sınıfta gösterilen analitik geometriden bile soru vardı. ayrıca ilkokul müfredatına yeni eklenilen konuları bu sene sınava giren öğrenciler görmemelerine rağmen sınavda dayadılar.

Eskiden en güvenilir kurumdu ösym ama artık git gide bir facia olamaya başladı... Sistem bu kadar bozukken öğrencilerden üst düzey başarı beklemek biraz komik...
 

engerex

Müdavim
Katılım
16 Ağustos 2008
Mesajlar
7,676
Reaksiyon puanı
26
Puanları
48
Bir sınav tüm hayatına yön verebiliyor.
 

LeoNScooT

Asistan
Katılım
9 Şubat 2012
Mesajlar
243
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
seneye bende sınava girecem o kadar çok korkuyorum ki
 

nevuser

Müdavim
Katılım
29 Mart 2010
Mesajlar
1,665
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Sorular uzuyomuş l*n o zaman sınav süresini arttırın adamın asabını bozuyorlar ya biz 160 soruyu 160 dakikada yapsaydık zaten orda işimiz ne arkadaş ey allahım ya !
 

LaWa

Müdavim
Katılım
22 Şubat 2009
Mesajlar
3,119
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
Başarılı başarısızlık muhabbeti hepsi hikaye.
Farz edelim ki giren tüm adaylar çok yüksek puanlar aldılar sizce ne değişir hiçbir şey.
Matemetikte sıfır çekmişler,e peki full çekse ne olacak!!!
Belli bir kontenjan var ve bellii sayıdaki öğrenci oraya yerleşecektir.
Son olarak o çuval dolusu öğrendiklerimizin hiç birisi hayatta bize yardımcı olmaz,ders olarak gördüklerimiz kendim adıma pek bir şeye yaradığı,köprüyü geçene kadar misali.
Bir sınavın mutlaka bir başarı puanı referansı olması gerekir,Türkiyede yapaılan bir çok sınav belli kontenjana göre sıralamadır.
Bu zaten herşeye yeter,yani çoğu başarıyı ölçme sınavı değil affedersiniz ama k***.nı kurtarma sınavıdır.
 

eraytas

Öğrenci
Katılım
26 Nisan 2009
Mesajlar
32
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
yaptığınız nete puana değil sıralamanıza bakçanız arkadaşlar. çok yanlış değerlendirmeler yapıyorsunuz. önemli olan kaçıncı olduğunuz
 

DemonQ

Öğrenci
Katılım
25 Şubat 2012
Mesajlar
92
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İnternetten Lys'ye başvurdum. bilgilerimi yazıcıdan çıkarırken boş sayfa çıkıyor. Başka öyle olan var mı?
 

-Hewal-

Müdavim
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,206
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
ideolojik eğitime devam bu sistemle 2023 dünyanin en kötü eğitim sistemine sahip olacağız.
 

Amanda

Müdavim
Katılım
15 Eylül 2009
Mesajlar
1,973
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Seneye 'Bks' geliyormuş, dersanenin afişinde gördüm bende ama ne kadar doğru tartışılır. Bu yöntemle kimseden bir şey çıkmaz seneye bende giricem bakalım neler olucak :)
 
Üst