aliihsangs12
Profesör
- Katılım
- 29 Nisan 2008
- Mesajlar
- 1,348
- Reaksiyon puanı
- 4
- Puanları
- 0
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Sivasspor'a 2-1 yenildiği maçın değerlendirmelerinde ağırlıklı olarak Aragones'in taktik anlayışını eleştirirken, yönetimin de kötü sonuçlarda payı olduğunu vurguladılar.
Selçuk Yula (Fotomaç): Kiev'e de Yansırsa!
Şu maçta F.Bahçe'nin 2-1 yenilmesine rağmen tek bir kazancı olduğunu söylemeliyim. O da genç kaleci Volkan Babacan.
Sivasspor sahanın hakimiydi. Her hafta F.Bahçe ne zaman ve nasıl düzelecek diye kafa patlatıyoruz. Fikirlerimizi belirtiyoruz. Ama bunlar hep havada dolaşıyorlar. Birileri Aragones'e artık F.Bahçe'nin büyük bir kulüp olduğunu hatırlatmalı.
Ligin başından beri bir yalvarmadığımız kaldı. İnatla oynatılan (isimler belli) çift ön liberolar takıma ne katkı sağlıyorlar, sormak isterim. Ofans desen yok, her top ya yana ya geriye oynanıyor ya da rakibe pas olarak atılıyor.
Aragones'e göre Fenerbahçe nasıl gol atacak söyleyeyim. Orta sahada yalnızları oynayan Alex topu alacak, sürecek, muhteşem bir pas atacak. İleride yalnızları oynayan Güiza da vurup gol yapacak. Ama dünkü gibi kaptan Alex sahada yürürse, Güiza da hiçbir şey yapmazsa Fenerbahçe'den de bir şey çıkmıyor.
Umarım Dinamo Kiev ile oynanacak Şampiyonlar Ligi maçına yansımayacak bir mağlubiyettir ama çok zor.
Can Bartu (Hürriyet): Ne Ekersen Onu Biçersin
Takımın her yeri tel tel dökülüyor. Defans arızalı. Ayakta kalan tek oyuncu yok. Fenerbahçe takımı rakibine bu kadar pozisyon verir mi? Sivasspor bu maçı kazanacağını ikinci yarı bağıra bağıra söyledi. İlk yarı biraz olsun mücadele eden Fenerbahçe, ikinci yarıda adeta sahadan silindi. Tamamen geriye çekildiler ve rakibe davetiye çıkarttılar. İleriye gidecek güçleri de kalmadı.
Volkan Babacan, genç yaşına ve tecrübesizliğine rağmen dün farkın daha da büyük olmasını engelledi. İki gol yemesine rağmen 4 gollük pozisyonu da önledi. Gollere de yapacak bir şeyi yoktu.
Sivasspor bu kadar rahat top kullanıyorsa, oyuna bu kadar hakim oluyorsa, pozisyon üzerine pozisyon buluyorsa, Fenerbahçe hiç yok demektir. Bu eseri yaratanlar, şapkalarını önlerine koyup düşünmeli.
Josico diye bir adam aldılar, sakat. Emre ne zaman oynayacak. Dün ilk yarı var, belli ki gene arıza çıkardı ikinci yarıda yok. Alex sakat sakat oynuyor, ikinci yarıda koşamıyor, yürümekte bile zorlanıyor. Kazım ve Uğur’un ne yaptığı meçhul. Nasıl bir takım olmuş F.Bahçe, yazık haline.
Aragones’in sahaya çıkardığı takım yanlış, verim alınacak bir oyuncu olmaz mı koca F.Bahçe’de. Bu kadar mı kötü bir takım olur. F.Bahçe’nin kurmayları hiç konuşmasın, kimseyi de kandırmasın, hiç de ağlamasın. Ne ekerseniz, onu biçersiniz.
Kemal Belgin (Türkiye): Hani Alex'iniz?
F.Bahçe’nin krizli döneminde rast geldiği Sivasspor deplasmanı kağıt üzerinde zor etiketliydi ama, bu ev sahibinin büyüklere karşı hayırlı bir icraatının olmayışı da arşivlerdeki bir gerçekti.
st üste Sivas pozisyonları da bu oluşumdan patlarken, F.Bahçe’nin genç kalecisi Volkan neredeyse tek başına direnmeye çalışıyordu. İşte bu süreçte Bülent Hoca baktı ki, orta sahasını yarım adamla da kursa F.Bahçe’nin karnı bir türlü sertleşmiyor, Tum’u da oyuna attı.
Aragones usta ne yapıyordu?
Belli ki, spor medyasının dolmuşuna binmiş, Alex’le oynamaya ısrarla devam ediyordu. Yapa yapa klasiğini sağ kanatta yapıp, bir de Maldonado’yu kenara alma saçmalığı ile tuz biber ekiyordu.
Sonuçta kendini Sivasspor’un sahibi sanan Mehmet Yıldız’ın feci oyununa rağmen, ve de Musa’nın çokça kıyağı ile birlikte Sivasspor, F.Bahçe’yi krizi ile baş başa bırakıyordu.
Ömer Çavuşoğlu (Bugün): F.Bahçe'de Alarm
Bu sezon F.Bahçe sahada yok. Sivas, mücadeleci bir takım ama F.Bahçe gibi şampiyonluğa oynayan bir takımın bu şekilde ezilmesi kabul edilir bir durum değildir.
İkinci yarının son yarım saatinde sağlı sollu akınlarla Mehmet Yıldız, Balili gibi futbolcularıyla Volkan'ı nefes alamaz hale getirdiler. Burada kabahat kimin? Futbolcunun mu, Aragones'in mi? Yoksa takımın zayıf düşmesinden mi? Bunu kestirmek çok zor.
Tek tek baktığımızda aksayan futbolcu da yoktu F.Bahçe'de. Hakem de maçı gayet iyi yönetti. Ne Sivas'ı kolla dı ne de F.Bahçe'yi. Yani bahane bulmakta imkansız. Hadisenin temeli şu; Aragones, sakat sakat oynayan Alex'i ikinci yarıda oyundan alacağına Emre'yi alarak belki de en büyük hatayı yaptı. Zira Emre oyunda kaldığı sürece F.Bahçe'ye hayli katkıda bulunmuştu.
Lig başında alınmış olan üst üste 3 mağlubiyet F.Bahçe'nin şampiyonluk umutlarının bittiği hatta ikincilik şansını kaybetme emareleriydi. 5 yıldır başarıdan başarıya koşan Sarı-Lacivertli takım bu sezon bitecekmiş gibi görünüyor.
Hakkı Yalçın (Fotomaç): Kan Aranıyor!
Dün geceki yenilgi, şampiyonluğa oynayan bir takımın, istiap haddini aştığının resmidir.
Yanlış hamleler, kıyametten önceki fırtına gibiydi... Ve Sivas'ın ikinci golünden sonra kıyamet koptu. Düşünüyorum da... Bu Aragones, salı gecesinin haritasını da, Dinamo Kiev'e kaptırdıysa. Bayram da zehir oldu demektir.
İkinci yarıda bütün dengelerin değiştiğini gördük. Sivassporlu futbolcular, Aragones'in yanlış hamlelerinden sonra uyandı.
Dün gecenin ilk yarısında doğrular vardı ama ikinci yarısı Fenerbahçe için koca bir yalan. Bir radyo anonsudur geceden kalan. "Dikkat kan aranıyor." Fenerbahçe'nin deplasman maçlarına bir ambulans gerekiyor belki de. Elde avuçta kalmayınca, ya tası tarağı toplamak gerekiyor. Ya da, tek çıkar yol ihtilal. Yürek ihtilali.
Altan Tanrıkulu (Hürriyet): Akıl Oyunları
Devre arasında hatalı oyuncu değiştirip, takımın en çok top çalan, ayağa pas yapan, hızlı oyuncularından birini alıp, "sakat" Alex’i oyunda tutan Aragones ne düşündü Volkan’a gelen topları izlerken bilemiyorum. Ama dünya futbolunda bu kadar iç içe oynayan başka iki defansif orta saha oyuncusu kalmadı herhalde.
Güiza’yla iyi anlaşan Emre’yi kanada sıkıştırmak, sonra "kötü oynadı" diye çıkarmak ne kadar mantıklı?
Emre’nin oynadığı futbol vasatı aşabilmiş değil. Kalitesinin çok çok altında. Hücumda hemen hemen hiç yok Emre. Ama bu haliyle bile Fenerbahçe’nin en değerli oyuncularından biri.
İspanyol teknik adam Xavi’yi, Torres’i çıkartırken gösterdiği adaleti Fenerbahçe’de sürdüremiyor. Alex ve Güiza’yı oyundan alıp, Uğur ve Semih’i oyuna sürmesi gerekirken yanlış yapıyor. Buna karşın Aragones’e sabrımız var. Kalitesini biliyoruz.. Osieck gibi, Löw gibi, Hiddink gibi "yapacaklarını yapamadan" giden "önemli beyinlerin" hikayelerini de hatırlıyoruz. O yüzden Aragones’ten hala ümidim var.
Futbolcuları için bir teknik direktörün "çok daha ötesinde" olduğunu gördüm Bülent’in. Ve gurur duydum. Bir Fenerbahçeli’nin Fenerbahçe’yi yenişini, "sıkıntıdaki" bir kulübün, yüz milyon euroluk bir devi devirişi o yüzden daha anlamlı benim için. Tebrikler Bülent. "Akıl oyunlarına devam!"
Atilla Gökçe (Akşam): Orta Sahasız Fener Olmaz
Fenerbahçe deplasmanda kazanamayan bir takım, Sivas da kendi sahasında kazanan bir takım. Böyle bir maçın sonucu baştan belli gibi düşünebilirsiniz ama Sivas oyuna ağırlığını maçın son 25 dakikasında koydu ve kazanmayı bildi.
Maçın ikinci devresinde Emre’nin yerine Uğur’un oyuna girip sol kanada geçmesiyle Fenerbahçe bir süre için canlandı. Ama Sivas’ta Balili’yi oyuna alarak hücuma döndü. Balili’nin oyuna girmesiyle hem Sezer hem Mehmet Yıldız rahatladı ve Sivas oyuna ağırlığını koydu.
Fenerbahçe bir kere daha orta sahasız bir takımın kaç milyon dolar harcanırsa harcansın futbolda kazanamayacağını ispat etmiş oldu. Bu gerçeği bilmeyen bir tek Aziz Yıldırım var.
Ziya Şengül (Star): Bu Futbol Fener'e Hiç Yakışmadı
Bu futbola kaçan goller çok! Sanırsınız ki Fenerbahçe bu zorlu deplasmanda tek santrforlu haliyle Sivas’ı yerle bir edecek. Nerede beyim, nerede; hiç de öyle olmadı!
Daha fazla baskı kuran Sivasspor... Özellikle ikinci yarıda üst üste pozisyon buldular. Fenerbahçe’nin önde götürdüğü maçı ikinci yarıdaki futboluyla kazanması mümkün değildi.
Sivasspor, Fenerbahçe’den çekinip maça ürkek başlamasa, oyunun şeklini de neticesini de daha önce değiştirirdi. Fenerbahçe, oynadığı futbolla seyredenleri mutlu etmezken, bulduğu az sayıdaki pozisyonları da lehine çevirmekte olağanüstü beceriksizdi.
Kaleci Volkan Babacan, bana göre iyi bir performans sergiledi; yediği 2 gole rağmen... Kısacası, özellikle Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki futbolu, hiç iç açıcı değildi...
Kaynak
Selçuk Yula (Fotomaç): Kiev'e de Yansırsa!
Şu maçta F.Bahçe'nin 2-1 yenilmesine rağmen tek bir kazancı olduğunu söylemeliyim. O da genç kaleci Volkan Babacan.
Sivasspor sahanın hakimiydi. Her hafta F.Bahçe ne zaman ve nasıl düzelecek diye kafa patlatıyoruz. Fikirlerimizi belirtiyoruz. Ama bunlar hep havada dolaşıyorlar. Birileri Aragones'e artık F.Bahçe'nin büyük bir kulüp olduğunu hatırlatmalı.
Ligin başından beri bir yalvarmadığımız kaldı. İnatla oynatılan (isimler belli) çift ön liberolar takıma ne katkı sağlıyorlar, sormak isterim. Ofans desen yok, her top ya yana ya geriye oynanıyor ya da rakibe pas olarak atılıyor.
Aragones'e göre Fenerbahçe nasıl gol atacak söyleyeyim. Orta sahada yalnızları oynayan Alex topu alacak, sürecek, muhteşem bir pas atacak. İleride yalnızları oynayan Güiza da vurup gol yapacak. Ama dünkü gibi kaptan Alex sahada yürürse, Güiza da hiçbir şey yapmazsa Fenerbahçe'den de bir şey çıkmıyor.
Umarım Dinamo Kiev ile oynanacak Şampiyonlar Ligi maçına yansımayacak bir mağlubiyettir ama çok zor.
Can Bartu (Hürriyet): Ne Ekersen Onu Biçersin
Takımın her yeri tel tel dökülüyor. Defans arızalı. Ayakta kalan tek oyuncu yok. Fenerbahçe takımı rakibine bu kadar pozisyon verir mi? Sivasspor bu maçı kazanacağını ikinci yarı bağıra bağıra söyledi. İlk yarı biraz olsun mücadele eden Fenerbahçe, ikinci yarıda adeta sahadan silindi. Tamamen geriye çekildiler ve rakibe davetiye çıkarttılar. İleriye gidecek güçleri de kalmadı.
Volkan Babacan, genç yaşına ve tecrübesizliğine rağmen dün farkın daha da büyük olmasını engelledi. İki gol yemesine rağmen 4 gollük pozisyonu da önledi. Gollere de yapacak bir şeyi yoktu.
Sivasspor bu kadar rahat top kullanıyorsa, oyuna bu kadar hakim oluyorsa, pozisyon üzerine pozisyon buluyorsa, Fenerbahçe hiç yok demektir. Bu eseri yaratanlar, şapkalarını önlerine koyup düşünmeli.
Josico diye bir adam aldılar, sakat. Emre ne zaman oynayacak. Dün ilk yarı var, belli ki gene arıza çıkardı ikinci yarıda yok. Alex sakat sakat oynuyor, ikinci yarıda koşamıyor, yürümekte bile zorlanıyor. Kazım ve Uğur’un ne yaptığı meçhul. Nasıl bir takım olmuş F.Bahçe, yazık haline.
Aragones’in sahaya çıkardığı takım yanlış, verim alınacak bir oyuncu olmaz mı koca F.Bahçe’de. Bu kadar mı kötü bir takım olur. F.Bahçe’nin kurmayları hiç konuşmasın, kimseyi de kandırmasın, hiç de ağlamasın. Ne ekerseniz, onu biçersiniz.
Kemal Belgin (Türkiye): Hani Alex'iniz?
F.Bahçe’nin krizli döneminde rast geldiği Sivasspor deplasmanı kağıt üzerinde zor etiketliydi ama, bu ev sahibinin büyüklere karşı hayırlı bir icraatının olmayışı da arşivlerdeki bir gerçekti.
st üste Sivas pozisyonları da bu oluşumdan patlarken, F.Bahçe’nin genç kalecisi Volkan neredeyse tek başına direnmeye çalışıyordu. İşte bu süreçte Bülent Hoca baktı ki, orta sahasını yarım adamla da kursa F.Bahçe’nin karnı bir türlü sertleşmiyor, Tum’u da oyuna attı.
Aragones usta ne yapıyordu?
Belli ki, spor medyasının dolmuşuna binmiş, Alex’le oynamaya ısrarla devam ediyordu. Yapa yapa klasiğini sağ kanatta yapıp, bir de Maldonado’yu kenara alma saçmalığı ile tuz biber ekiyordu.
Sonuçta kendini Sivasspor’un sahibi sanan Mehmet Yıldız’ın feci oyununa rağmen, ve de Musa’nın çokça kıyağı ile birlikte Sivasspor, F.Bahçe’yi krizi ile baş başa bırakıyordu.
Ömer Çavuşoğlu (Bugün): F.Bahçe'de Alarm
Bu sezon F.Bahçe sahada yok. Sivas, mücadeleci bir takım ama F.Bahçe gibi şampiyonluğa oynayan bir takımın bu şekilde ezilmesi kabul edilir bir durum değildir.
İkinci yarının son yarım saatinde sağlı sollu akınlarla Mehmet Yıldız, Balili gibi futbolcularıyla Volkan'ı nefes alamaz hale getirdiler. Burada kabahat kimin? Futbolcunun mu, Aragones'in mi? Yoksa takımın zayıf düşmesinden mi? Bunu kestirmek çok zor.
Tek tek baktığımızda aksayan futbolcu da yoktu F.Bahçe'de. Hakem de maçı gayet iyi yönetti. Ne Sivas'ı kolla dı ne de F.Bahçe'yi. Yani bahane bulmakta imkansız. Hadisenin temeli şu; Aragones, sakat sakat oynayan Alex'i ikinci yarıda oyundan alacağına Emre'yi alarak belki de en büyük hatayı yaptı. Zira Emre oyunda kaldığı sürece F.Bahçe'ye hayli katkıda bulunmuştu.
Lig başında alınmış olan üst üste 3 mağlubiyet F.Bahçe'nin şampiyonluk umutlarının bittiği hatta ikincilik şansını kaybetme emareleriydi. 5 yıldır başarıdan başarıya koşan Sarı-Lacivertli takım bu sezon bitecekmiş gibi görünüyor.
Hakkı Yalçın (Fotomaç): Kan Aranıyor!
Dün geceki yenilgi, şampiyonluğa oynayan bir takımın, istiap haddini aştığının resmidir.
Yanlış hamleler, kıyametten önceki fırtına gibiydi... Ve Sivas'ın ikinci golünden sonra kıyamet koptu. Düşünüyorum da... Bu Aragones, salı gecesinin haritasını da, Dinamo Kiev'e kaptırdıysa. Bayram da zehir oldu demektir.
İkinci yarıda bütün dengelerin değiştiğini gördük. Sivassporlu futbolcular, Aragones'in yanlış hamlelerinden sonra uyandı.
Dün gecenin ilk yarısında doğrular vardı ama ikinci yarısı Fenerbahçe için koca bir yalan. Bir radyo anonsudur geceden kalan. "Dikkat kan aranıyor." Fenerbahçe'nin deplasman maçlarına bir ambulans gerekiyor belki de. Elde avuçta kalmayınca, ya tası tarağı toplamak gerekiyor. Ya da, tek çıkar yol ihtilal. Yürek ihtilali.
Altan Tanrıkulu (Hürriyet): Akıl Oyunları
Devre arasında hatalı oyuncu değiştirip, takımın en çok top çalan, ayağa pas yapan, hızlı oyuncularından birini alıp, "sakat" Alex’i oyunda tutan Aragones ne düşündü Volkan’a gelen topları izlerken bilemiyorum. Ama dünya futbolunda bu kadar iç içe oynayan başka iki defansif orta saha oyuncusu kalmadı herhalde.
Güiza’yla iyi anlaşan Emre’yi kanada sıkıştırmak, sonra "kötü oynadı" diye çıkarmak ne kadar mantıklı?
Emre’nin oynadığı futbol vasatı aşabilmiş değil. Kalitesinin çok çok altında. Hücumda hemen hemen hiç yok Emre. Ama bu haliyle bile Fenerbahçe’nin en değerli oyuncularından biri.
İspanyol teknik adam Xavi’yi, Torres’i çıkartırken gösterdiği adaleti Fenerbahçe’de sürdüremiyor. Alex ve Güiza’yı oyundan alıp, Uğur ve Semih’i oyuna sürmesi gerekirken yanlış yapıyor. Buna karşın Aragones’e sabrımız var. Kalitesini biliyoruz.. Osieck gibi, Löw gibi, Hiddink gibi "yapacaklarını yapamadan" giden "önemli beyinlerin" hikayelerini de hatırlıyoruz. O yüzden Aragones’ten hala ümidim var.
Futbolcuları için bir teknik direktörün "çok daha ötesinde" olduğunu gördüm Bülent’in. Ve gurur duydum. Bir Fenerbahçeli’nin Fenerbahçe’yi yenişini, "sıkıntıdaki" bir kulübün, yüz milyon euroluk bir devi devirişi o yüzden daha anlamlı benim için. Tebrikler Bülent. "Akıl oyunlarına devam!"
Atilla Gökçe (Akşam): Orta Sahasız Fener Olmaz
Fenerbahçe deplasmanda kazanamayan bir takım, Sivas da kendi sahasında kazanan bir takım. Böyle bir maçın sonucu baştan belli gibi düşünebilirsiniz ama Sivas oyuna ağırlığını maçın son 25 dakikasında koydu ve kazanmayı bildi.
Maçın ikinci devresinde Emre’nin yerine Uğur’un oyuna girip sol kanada geçmesiyle Fenerbahçe bir süre için canlandı. Ama Sivas’ta Balili’yi oyuna alarak hücuma döndü. Balili’nin oyuna girmesiyle hem Sezer hem Mehmet Yıldız rahatladı ve Sivas oyuna ağırlığını koydu.
Fenerbahçe bir kere daha orta sahasız bir takımın kaç milyon dolar harcanırsa harcansın futbolda kazanamayacağını ispat etmiş oldu. Bu gerçeği bilmeyen bir tek Aziz Yıldırım var.
Ziya Şengül (Star): Bu Futbol Fener'e Hiç Yakışmadı
Bu futbola kaçan goller çok! Sanırsınız ki Fenerbahçe bu zorlu deplasmanda tek santrforlu haliyle Sivas’ı yerle bir edecek. Nerede beyim, nerede; hiç de öyle olmadı!
Daha fazla baskı kuran Sivasspor... Özellikle ikinci yarıda üst üste pozisyon buldular. Fenerbahçe’nin önde götürdüğü maçı ikinci yarıdaki futboluyla kazanması mümkün değildi.
Sivasspor, Fenerbahçe’den çekinip maça ürkek başlamasa, oyunun şeklini de neticesini de daha önce değiştirirdi. Fenerbahçe, oynadığı futbolla seyredenleri mutlu etmezken, bulduğu az sayıdaki pozisyonları da lehine çevirmekte olağanüstü beceriksizdi.
Kaleci Volkan Babacan, bana göre iyi bir performans sergiledi; yediği 2 gole rağmen... Kısacası, özellikle Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki futbolu, hiç iç açıcı değildi...
Kaynak