Yazarlar Aragones ve Yıldırım'a Yüklendi

aliihsangs12

Profesör
Katılım
29 Nisan 2008
Mesajlar
1,348
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
Spor yazarlarının Fenerbahçe'nin Porto'ya 3-1 kaybettiği maçla ilgili değerlendirmelerinde, bazı yazarlar başkan Aziz Yıldırım'a bazıları da teknik direktör Aragones'e yüklendi.

2008_09_13_fenerbahce_spor_yazarlari.JPG


Spor yazarlarının Fenerbahçe değerlendirmelerinden derlenen özetler:

Mehmet Demirkol (Milliyet): Normal Olarak Olmadı

Aurelio’nun olmayışının Fenerbahçe’nin futbolunda yarattığı fiili, reel eksiklikten belki de daha önemlisi oyuncuların maneviyatını nasıl etkilediği. Bu eksiklik tüm orta saha ve savunma oyuncularının oyun cesaretinden de alıp götürmüş.

Şimdi top kaybettiğinde, kaybedeni kurtaracak bir sigorta yok. Paraşütünüz yoksa uçaktan atlamak kolay olmuyor. En basit paslar en basit verkaçlar bile bu tedirginlikle yapılınca sorun, hata vs. geliyor. Bu Fenerbahçe’nin oyunu doğrudan etkiliyor.

Maçın 2-0’a gelişinde bu durumun yarattığı oyun kekemeliği başrolde bana kalırsa. Porto 2-0’a neredeyse hiç tempo yapmadan ulaştı böylece. Çok basit pas hataları, yanındaki rakibi takip etmede bile görülen çekingenlik.

Ve aslında Güiza... Tekrar ediyorum. Ben Hakan Şükür’den bu yana bu kadar çalışan bir santrfor görmedim. Ama ne aldığı destek yeterli ne şut isabet yüzdesi yeterli.

Kabul edelim ki, Fenerbahçe bu hatalar, bu hamlıkla bu maçı kazansaydı, Fenerbahçe adına ümitlenmeyecek, Porto’dan şüphe edecektik...

Korkarım Fenerbahçe’nin transfer politikasızlığının kötü sonuçları bu kadarla bitmeyecek.

Altan Tanrıkulu (Hürriyet): Aragones Doğru Yolda

Evet, Fenerbahçe iyi oynadığı bir maçı, savunmadaki hatalar yüzünden kaybetti. 12 yılda sadece 2 deplasman galibiyeti alabildiği Şampiyonlar Ligi’ne yenilgiyle başladı. Ama Fenerbahçe iyi yolda.. Özellikle hücum organizasyonları ve orta alandaki mücadele açısından iyi yolda.. Aragones doğru adımlar atmaya başladı..

F.Bahçe bu kadrosuyla hem Türkiye Ligi’ni kazanabilir hem de gruptan çıkabilir. Alex’in, Emre’nin, özellikle Maldonado’nun oynama arzusu çok yüksek. Carlos savunmada açık veriyor ama hücumda müthiş işler yapıyor.. Uğur, Kazım, Burak, Gökhan hızlı oyuncular.. Güiza şanssızlığını yendi..

Ve unutmadan.. Avrupa’daki bütün takımlar için, Kadıköy Porto’dan daha "deplasman".. Önemli olan; savunmadaki akıl almaz hataları azaltmak, baskı altında "basit" oynamak, geçen sezon olduğu gibi dışarıdan en az iki puan getirebilmek.. Gerisini de Kadıköy’e bırakmak..

Gürcan Bilgiç (Sabah): Anlayan (!), Anlatsın (2)

F.Bahçe geçen sezon omuzlarına taktığı apoletin güveni ve tehdidi ile "Ejderha" stadına çıktı.
Ama sadece o kadar...

Ne rakibi tanımış, ne de kendi takımını bilebilen bir teknik adam ile elindeki kadronun geçen seneden daha iyi olduğunu iddia eden bir başkana sahipse bu takım, bu apoletin dikişlerinin sökülmesi de pek uzun sürmeyecek gibi gözüküyor.

En verimli olduğu göbekten uzaklaşması ile Emre'nin performansının ciddi şekilde etkileneceğini düşünürken onu sağ kulvarda görevli gördük. Demek ki futbolun içindeki 70 yılın getirdiği bakış açısı bu. Ve elbette ikinci yarı başındaki Selçuk-Josico değişikliği gibi muhteşem bir fikre sahip olması da 70 yıllık tecrübesinin getirisi.

Aragones'i eleştirirken, sahada işi bitirmesi gerekenlere de dokunmamız lazım. Emre'nin erken jübilesini izliyoruz sanki. Bu kadar beklentiyi kaldıramayacak kadar güvensiz ve etkisiz oynadı. Yerine 'yabancı' olabilir ama ayaklar ve kafası hala kendine ait. Dokunacağı top da eskisinden farksız. Bir şeyler yap da, utandır herkesi be Emre...

Yıllar acımasız Aragones'in fikirlerini ve görüşlerini eskitebilir. Ama eğer ki o yıllar; Fenerbahçe'deki başka önemli kişiliklerin modasını geçiriyorsa, esas tehlike budur.

Maalesef bunun çözümü yok. Çünkü çözüm mercileri, problemi yaratanlar. Bu takımı kuran, hocayı getiren ve "en iyisini yaptık" diyen onlar.

Deniz Gökçe (Akşam): Hatanın Sahibi Kim?

Fenerbahçe’nin bu yılki sorunları aslında baştan belliydi. Aureilo’nun gitmesiyle orta saha çöktü. Yerine gelen Josico ve uzun aradan sonra oynayan Selçuk, Aureilo’nun yerini dolduramadılar. Josico sahada sadece 7 dakika kaldı ve sakatlandı. Şimdi bunları peşpeşe dizdikten sonra üstüne de bir Aragones eleştirisi ekleyemeyiz. Bu takımı o kurmadı sadece Josico’yu transfer etti. Kendi oyuncularını iyi tanıyacak kadar zaman geçmedi. Ve bu nedenle Emre’yi sağda oynatmak, Kazım kenarda dururken önce Burak’ı almak gibi hatalar yapabiliyor. Ama zaman içinde bunları yapmayacak diye düşünmek gerek.

Orta sahada ve savunmada, geride yapılan hatalara baktığımız zaman bu takıma orta saha takviyesi yapmayan ve savunmaya yeni oyuncu getirmeyen kimse, bu farklı mağlubiyet onun hatası.

Can Bartu (Hürriyet): Hata Oranı Çok

Nasıl bir takım Fenerbahçe çözmek güç. Yedek kulübesi de çok zayıf. Oyuna girip, havayı değiştirecek bir isim yok. Böyle bir takım dün gene de oyunun büyük bölümünde etkili oldu. Ama savunmadaki hatalar akıl alacak gibi değil.

Avrupa arenasında mücadele eden bir takım bu kadar komik ve basit goller yememeli. Böyle gol yersen, maçı da kazanma şansın yok olduğu gibi puanla evine dönmen de mucizelere kalıyor.

Son dakikalarda Lugano’nun Porto savunma oyuncusu tarafından formasından tutulup çekilmesi ve yere düşürülmesi kesin penaltı. Hakem hiç oralı olmadı. Zaten bu tip maçlarda hakemler evsahibine yüzde 20’lik bir tolerans gösterir.

Selçuk Yula (Fotomaç): Korkmakla Olmuyor

Maldonado ve Selçuk, 5'er metrekarede oynuyorlar. Sadece yanında gördükleri sarı formalılara yan pas, geri pas yapıyorlar. Yasin akılalmaz hatalarla dolu... Aragones bunu nasıl görmüyor anlamak mümkün değil. Ama normal. Çünkü Hacettepe maçında da aynı şekilde Can'ı görememişti. Her zaman söylüyorum; bu takımda Edu veya Lugano'nun yokluğunda stoperde ilk düşünülecek isim Önder'dir. Aragones artık bunu görmeli.

İkinci devreye çıkarken yapılması gereken üç hamle vardı. Bir; Yasin çıkıp Önder girecek. İki; Selçuk çıkıp Kazım girecek. Üç; sağ kanatta hiçbir şey yapamayan Emre, Selçuk'un yerine gelecek. Böylece işlemeyen sağ kanat da Kazım ile işlemeye başlayacak. Ama Aragones ne yaptı? Selçuk'u çıkardı, ondan farkı olmayan Josico'yu koydu. Ne umuyordu bilemiyorum ama Josico'nun erken sakatlanmasıyla bizim istediklerimiz yapılmak zorunda kalındı.

Neticede Fenerbahçe ilk 45 dakikadaki silik oyunuyla taraftarlarına "Eyvah" dedirtirken ikinci yarıdaki cesur oyunuyla gelecek için biraz da olsa umut verdi. Takımdaki sakatlar da iyileşirse gruptan çıkma şansımızın var olduğunu söyleyebilirim.

Hakkı Yalçın (Fotomaç): Dövüşmeden Kaybettiler!

Şampiyonlar Ligi'nin ilk maçında, tuz basacak yarası oldu Fenerbahçe'nin. Yol uzun, telafisi mümkün diye düşünmek istiyorum ama... Dünkü Fenerbahçe'yi gördükten sonra, bu umudumun da yenildiğini görüyorum. Çünkü dövüşmeden kaybeden bir takımın, kazanmak için önce kendini yenmesi gerek.

Daha maçın başında, sahaya yenilmek için çıkmış bir Fenerbahçe vardı sahnede. Başını içine çekmiş kaplumbağa ordusu sanki...

Yenilen iki golde de başrol oyuncusu Roberto Carlos'tu. Roberto Carlos'un 2 yıl önceki resmini koysanız, yenilen gollerdeki pozisyonlara daha çok karşı dururdu. Hey gidi günler hey...

Görünen o ki, Emre'nin Fenerbahçe'ye verecekleri bu kadar. Formanın içinde ne bedeni var, ne ruhu. Görünen o ki, Roberto Carlos her maç biraz daha azalacak. Selçuk ve Maldanoda ile harcanacak zamanlar, Fenerbahçe'nin geleceğinden çalınan zamanlar olacak. Ve kolay kart görmenin sanatçıları, Fenerbahçe'yi en kritik maçlarda "gölge adamlara" mecbur bırakacak.

Dünkü Fenerbahçe, formasındaki rengin sarısını yaprak ölülerinden almıştı. Yarısını ölü denizlerden. "Nerde o, geçen yılki güneşin sarısıyla, lacivert okyanusun içindeki görkemli Fenerbahçe!" dedim. Sesim duyulmadı.

Kemal Belgin (Türkiye): Al Sana Josico

Bizim ligin özürlü F.Bahçe’si, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçında Porto’ya karşı, tıpkı kendi liginde kendisine yapılanı uygulayınca, erken goller de yemesine rağmen oyunda dengeyi kurdu, puan ve puanlar için olumlu sinyaller verip durdu.

Benim burada Aragones’e onun 35 yıllık teknik adamlığı ile bağdaşmayan bir sorum olacak.
“Sinyor, Selçuk ilk yarıda takımın en kötü elemanı mıydı ki, devrede onu soyunma odasında bırakıp, Josico’yu oyuna aldınız? Yoksa bu sizin değil de, Türkiye’deki Selçuk ve Deniz üzerindeki saçma gürültülerin size de yansıması mı idi? Nitekim Josico daha 6-7 dakika oynayıp, şiş bir baldırla kenara gelirken, Burak’ı oyuna alarak dolayısı ile Emre’yi içeri çekip, kendi takımınızı alabora ettiğinizin farkına vardınız mı? Yoksa siz de yabancı nüfus kağıdı hayranı mısınız?”
Aragones gibi bir hocanın Zico’laşmaması gerekir.

Ben kuralar çekildiğinde bu defa fikstürün hiç uygun olmadığını belirtmiştim ve bu fikstürün F.Bahçe için sıkıntı olabileceğini savunmuştum. İnşallah yanılırım.

Şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim. Sakatlığı olmayan sağlam Deniz ve Selçuk’un iki manken yabancıdan daha iyi ön liberoyu paylaşacaklarına da eminim.

Ziya Şengül (Star): Korkunun Ecele Faydası Yok Ki!

Yasin vardı; Önder, Lugano’nun yanında stoper olarak yoktu. Hayret! Ya Önder futbolu unutmuş, çok formsuz; ya da Aragones, Zico gibi bu oyuncuyu şimdiden silmiş.

Emre gibi top tekniği yüksek bir oyuncunun bu kadar pas hatası yapmasını kabullenemiyorum. Maldonado, Alex, Emre üçlüsünün al gülüm ver gülüm top alışverişleri, hücumda baskı kurmamızı frenledi.

Güiza’nın pres yapması, attığı golle birlikte artılarıydı. Eğer Fener, rakibinin skora razı oynadığı dönemde hücumda çoğalmayı düşünüp, daha çabuk pozisyon üretme düşüncesinde olsaydı, skor böyle olmazdı. ‘İyi’ dediğim Lugano öyle bir hata yaptı ki gole davetiye çıkardı. Korkak bezirgan, ne kar getirir ne ziyan misali; Fener de 3-1’e boyun eğmek zorunda kaldı.

Ömer Çavuşoğlu (Bugün): Sakatlar Artık Dönsün

İlk 20 dakika Porto, F.Bahçe'yi abluka altına aldı. Adeta oyundan koptu F.Bahçe. Selçuk artı Yasin ve Carlos adeta dökülüyorlardı.

Şayet Edu bir an evvel iyileşip bu takıma girmezse F.Bahçe'nin savunması çok açık verir. Deivid'in de bir an evvel takıma dönmesi gerek. Porto karşısında takımın yıldızları Güiza, Gökhan, Alex, ikinci yarı çıkana kadar Uğur Boral ve giderek takımda yerini bulmaya başlayan Maldonado'ydu. Roberto Carlos da yavaş yavaş kendine gelmeye başladı.

Emre ilk yarıda sağ kanatta başarılı değilken ikinci yarıda göbeğe yerleştikten sonra etkili olmaya başladı. Hacettepe maçında kımıldayamayan Josico bu maçta ancak 7 dakika oynayabildi. Selçuk'un yerine ikinci devre giren İspanyol kısa sürede sakatlandı. F.Bahçe 3- 1 kaybetti ama bu eksik kadrosuyla bile içimde ümitsizlik yaratmadı.


Kaynak
 
Üst