VIP Hac!

Bu konuyu okuyanlar

Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
'Hac ibadeti inanç turizmine dönüşmesin'

gormez_istanbula_islam_universitesi_gerek13533219650_h953767.jpg


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, günümüzde haccın çeşitlerinin değiştiğini belirterek, "hac ibadeti modernleşme ve sekülerleşme tehlikesiyle karşı karşıya. Hac vazifeleri lüks hac, VIP hac, otel tipi hac tipine dönüştü" dedi.


Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Abant'ta düzenlenen "2012 Hac ve Umre Organizasyonu Değerlendirme Toplantısı" Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in katıldığı açılışkonferansıyla başladı.


HAC VAZİFELERİ LÜKS HAC, VIP HAC, OTEL TİPİNE DÖNÜŞTÜ
Açılışta konuşan Görmez, günümüzde hac vazifelerinin lüks hac, VIP hac, otel tipi hac tipine dönüştüğünü belirterek, "İslam dünyası, 'Kabe manzaralı' odalardan bahseder oldu. Hatta Kabe manzaralı devre mülkler satılıyor. Bunun hac ibadetini, Hazreti İbrahim'in, İsmail'in, Rasul-u Ekrem'in bütün insanlığa armağan ettiği o büyük Menasik-i ruhaniyle ne kadar bağdaşıyor. Bu nereye varacak. Bunun üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Tavaf ediyoruz, tavafta hac ibadeti yapan insanların bir kulağında telefon, bir gözünde kamera. Bu, haccın mahiyetini nereye kadar götürecek?'' diye konuştu.

HACCIN İNANÇ TURİZMİNE DÖNÜŞMESİ TEHLİKESİ
İnanç turizminin bizim medeniyetimize ait bir kavram olmadığını ifade eden Görmez, ''Karşımızda bizi bekleyen en önemli tehlikelerden bir tanesi, haccın bir inanç turizminedönüşmesidir" dedi.

Hac organizasyonu sırasında yaşanan aksaklıklar hakkında bilgi veren Görmez, yaşanan sorunların çoğunun bir başka ülke toprağında organizasyon gerçekleştirmekten kaynaklandığını belirtti.


HAC ORGANİZASYONUNDAKİ AKSAKLIKLAR
Haccın, organizasyon olarak yüzde 15 oranının Türkiye'de, geri kalan yüzde 85'inin başka bir ülkenin toprağında gerçekleştiğine dikkat çeken Görmez, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bu sorunlarımızın temelinde, Suudi Arabistan ayağında gerçekleşen yüzde 85 oranının yüzde 50'inde bizim hiç müdahale yetkimizin olmaması yatıyor. Yaptığımız bütün toplantılarda, protokol görüşmelerinde, bu sorunları her fırsatta dile getiriyoruz. Hac Bakanlığıyla bazen haftada bir, bazen günde bir görüşmelerimiz oluyor. Bize ayrılan daracık 'Müzdelife' yolu biter bitmez, karşımıza devasa bir trafik çıkıyor ve bu trafik içerisinde bizim yaşlı hacılarımızı karşıya geçirmemiz, bir salla bir denizi geçirmemize benziyor. Geçen sene yaptığımız görüşmelerde ‘Müzdelife'deki üst geçidi biz yapmak istiyoruz. Standartları birlikte belirleyelim. Bunu biz yapalım ve hediye edelim' teklifinde bulundum. Ancak ‘Biz artık başlattık' dediler ve bu yıl biz yine o üst geçidi kullanamadık. Buna benzer yüzlerce iş kalemi var ki doğrudan Suudi Arabistan'daki dostlarımızla daha fazla bir araya gelerek telafi etmemiz gerekiyor. Organizasyonda görülen sorunların kaynaklarından sadece bir tanesi bu..."

"Seyahat ve konaklama hizmetleriyle irşat hizmetlerini birbirinden ayırmamız gerekiyor…"

Hac organizasyonun iki önemli aşaması olduğunu kaydeden Görmez, seyahat-konaklama ve irşat hizmetlerinin bir arada yürütülmesinin çeşitli aksaklıklara neden olduğunu belirterek din görevlilerinin salt irşat hizmetlerinde görev yapması gerektiğini söyledi. Görmez şöyle devam etti:

"Hac organizasyonunun biriseyahat ve konaklama, diğeri ibadet ve irşat olmak üzere iki ayağı var. Şimdibu iki hizmeti Diyanet personeli birlikte yürütüyor. Her sene 160 arkadaşımızsadece meşair intikallerinde, ağızlarına maske takarak, elinde bayraklarlaotobüslere yol gösteriyor. O otobüslerden biri yolunu kaybettiği zaman, bütünorganizasyon etkileniyor. Bir tanesinin Arafat'a biraz geç gelmesi, hepimizirahatsız eden hadiselerden bir tanesidir. Çünkü bize bir tane özel yol tahsis edilmiştir. O yolu şaşırmaması için, neredeyse her elli-yüz metrede birelemanlarımız, belki Sultanahmet'te insanlara hocalık yapan bir arkadaşımız, belkiTürkiye'nin en kıymetli yerlerinde görev yapan, belki de âlim bir zât, taksim-iilahî gereği kendisine hangi görev düşmüşse, o görevi yapıyor. Özveriyle, büyükbir fedakarlıkla yürütüyor."


kaynak
 
Üst