Türkiye'nin şampiyon liseleri

Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
İşte Türkiye'nin şampiyon liseleri


110420130150425611095.jpg




ÖSYM 2012 yılında lise son sınıfta LYS'ye giren adayların okullara göre tomografisini çıkardı. Hazırlanan kitapçıktan puan ortalamalarına göre en başarılı liseler de belirlendi. Özel fen liseleri listenin büyük bölümünü kapladı



ÖSYM her yıl olduğu gibi bu yıl da 'Ortaöğretim Kurumlarına Göre Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi Sonuçları Kitabı'nı yayınladı. Kurum, 2012 YGS ve LYS verilerine göre il il tüm okullarında Türkiye sıralamasına yer verdi. Değerlendirmeye Türkiye'de 8 bin 279 lisenin son sınıfında okuyan ve sınava giren 766 bin 766 öğrencinin YGS ve LYS'deki tüm puan türlerindeki okul ortalamaları, her dersteki net, puan ortalamaları ve bu puanlarla sıralamadaki yerlerini belirledi. Okulların kendi türleri arasındaki derecelerin de yer verildi. ÖSYM puan türlerindeki sıralamaya en az '5' öğrencinin sınava girme şartını koydu. Liseden mezun, üniversite öğrencisi ya da üniversite mezunları bu hesapta yer almadı. Kazanılan lisans ya da ön lisans bölümlerinde 'Özel Yetenek Sınavı' ile girilen okullar da dahil edilmedi.

TEK tek hangi okuldan kaç adayın sınava başvurduğu, kaçının lisans, önlisans, açıköğretim ya da sınavsız geçiş hakkıyla kaç öğrencinin üniversite girdiği bilgisine de kitapçıkta yer verildi Kitap, tüm liselerdeki tabloyu ortaya koyan kapsamlı bilgiler içerdi. Bu kitapçıktan derlenen verilere göre, farklı alanlarda ve farklı türlerdeki okulların ilk 10 sıralamasında yer alan okullar da ortay çıktı.

DEVLETTEN 5 LİSE

ÖNCEKİ yıllarda olduğu gibi başarılı okul türlerinde büyük değişiklik yaşanmadı. Özel liseler ile fen liseleri listenin üst sıraların paylaştı. ÜÇ daldaki ilk 10 listesine sadece beş devlet lisesi girebildi. Özel fen liseleri, üst sıralardaki yerini korudu.

BAZI şampiyon liselerin ise listede gerilere düşmesi dikkat çekti. Düz lise türündeki değerlendirmede ise çarpıcı sonuçlar yer aldı.


Güçlükonak ve Besni mucizesi


HER yıl il bazında sonuncu sıralarda yer alan Şırnak'tan bu kez bir ikincilik haberi geldi. Güçlükonak İlçesi'nin tek lisesi, Güçlükonak Lisesi, LYS'DE MF dalında düz liseler arasında ikinci oldu. Altı öğrencinin MF alanında sınava girdiği okulda ortalama puan oldu.

Okulun geçtiğimiz yıl sınava giren 52 eski ve yeni mezunundan 21'i üniversiteli olmayı başardı. Kazanılan bölümler arasında inşaat mühendisliği, iktisat ve işletme, matematik öğretmenliği, sınıf öğretmenliği, Fen edebiyat fakülteleri de bulunuyor.

Okulun bu alanda 8 bin 279 lise arasında 1033 oldu. Geride bıraktıkları 7 binden fazla okul arasında büyük şehirlerdeki devlet okulları ile çok sayıda özel lise de yer alıyor. Okulun YGS matematik ortalaması ise genel ortalamanın oldukça üzerine çıkarak 15.6 neti buldu.


KÜÇÜK ilçenin küçük ama umut veren bu başarısının sırları açığa çıktı...

1) Her beş öğrenciye bir yaşam koçu öğretmen verildi. Koç öğrencinin ailesiyle de birebir iletişim kurdu. Sınavın önemi velilere anlatıldı.

2) 'Eğitim İkamet Merkezleri' modeli ile ilçeye gelen tüm öğretmenlere ücretsiz, dayalı döşeli lojmanlar yapıldı. Lojmanın alt katı etüt merkezi gibi kullanıldı. Öğretmenler tüm boş zamanlarında öğrencilere ücretsiz ders verdi.

3) Kaymakamlık araç tutarak tek dershanenin olmadığı ilçenin öğrencilerini Cizre'deki dershaneye taşıyarak takviye etmeye çalıştı.

GÜNEYDOĞU'nun makus talihini değiştiren bir başarı da Adıyaman'ın Besni İlçesi'ne bağlı Köseceli Lisesi'nden geldi. LYS TM alanında okul düz liseler arasında Türkiye birincisi oldu. Bu başarıda da benzer yaklaşımlar etkili oldu. Velilerle tek tek konuşuldu.

YARIN: ANADOLU VE DEVLET FEN LİSELERİNDE İLK 10'A GİREN OKULLARIN LİSTESİ


tablo.jpg




kaynak
 

baaydin

Profesör
Katılım
2 Kasım 2007
Mesajlar
2,172
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
dikkat ettim hep özel liseler başarılı. hükümetin eğitim politikası gereği bunu bekliyorduk zaten. parası olana sağlıktan sonra parası olana eğitimde başlamış oldu ülkemizde. hayırlı olsun.

Örnek alınacak o kadar sistem varken hep kendimizi düşünmek yerine azda olsa ülkemizi düşünseydik böyle olmazdı.,

[h=1]Finlandiya Eğitim Sisteminin Dünyadaki Başarısı[/h]Yazı Tarihi 09 Ekim 2012 | Yazar Dilek Eriklili

Ülkemizde 4+4+4 eğitim sisteminin uygulanmasına başlandığı bu dönemde; Amerika’da ise Finlandiya Eğitim Sistemi tartışılıyor. Peki, Finlandiya, dünya ülkeleri arasında onları birinci yapacak bu başarıya nasıl ulaştı?
Televizyon programları bu konuya değiniyor, bazı eğitimciler Finlandiya’daki okulları bizzat yerinde ziyaret edip, öğretmenler ile görüşerek, okul ortamını gözlemleyerek, bu başarının sırrını öğrenmeye çalışıyorlar. İsin ilginç tarafı da “Başarınızın sırrı nedir?”diye sorulduğunda “Öğretmenlerimizdir” diyorlar.

Finlandiya’da Eğitim, bir “ Bilim” olarak değerlendiriliyor. Yetkilendirilmiş idealist öğretmenler ile yetkililer “ bu işi profesyonellere bırakalım, yani eğitimi çocuklarımıza bire bir veren öğretmenlerimize… Ve hedefimiz ‘hep birlikte bu çocukları nasıl daha başarılı yapabiliriz, onları hayata nasıl daha iyi hazırlayabiliriz’ olmalıdır” diyor. Eğitimde kazandıkları başarıyı, Finlandiya’nın kültürel başarısı olarak görüyorlar.
Sistem, her öğrencinin önemli olduğunu ve özel yetenekleri olduğunu vurguluyor. Önemli olan da bu yetenekleri bulup ortaya çıkartmak…
Bu Popüler Eğitim Sistemi Nasıl İşliyor?

  • Finlandiya’da öğretmenlik çok prestijli ve kutsal bir meslek. Doktorluk meslegi kadar da itibarli.
  • Öğretmen olmak kolay değil. Master yapmış olmak gerekiyor, hatta birçoğu doktora da yapıyor.
  • Birçok aday öğretmenlik için başvuruyor ve çok aşamalı seçim sürecinden sonra en iyileri bu görev için seçiliyor. Torpil ya da diğer etkenler ise yaramıyor hatta böyle bir düşünce dahi yok.
  • Öğretmenlerin yaşam şartları ve maaşları iyi.
  • Otoriteler, öğretmenlere her turlu yetki ve sorumluluğu, özgür çalışma ortamını sağlamış.
  • Ders programlarına, okutulacak derslere, bas öğretmen ve öğretmenler birlikte karar veriyor.
  • Öğretmenler kendilerini geliştirecek eğitici, öğretici seminerlere katılıyorlar ve kendilerini sürekli geliştiriyorlar.
  • Öğretmenler arasında işbirliği çok önemli, herkes bildiklerini, deneyimlerini paylasiyor.
  • Derslerde iki öğretmen akademik eğitimi anlatıyor, 3. öğretmen ise destek gereken öğrencilere yoğunlaşıyor.
  • Öğretmenlerin 4 saati ders vermeye, kalan 2 saati de profesyonel gelişimlerine ayrılıyor.
  • Aynı öğretmen ayni sınıfta 2-3 yıl bazen daha da fazla öğretmenlik yapabiliyor. Böylece öğrencilerini, onların güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi tanıyor.
  • Sistem öğretmenleri bir bilim adamı ve öğrencileri ise onların laboratuarı olarak görüyor.
  • Müdür yok, okul yönetimi tamamen bağımsız baş öğretmen ve öğretmenlerden oluşuyor.
  • Ülkedeki bütün okullar devlet okulu, birkaç bağımsız okul olmasına rağmen bunları da devlet finanse ediyor.
  • Hiç özel üniversite de yok. Devlet okul öncesi dönemden doktora derecesini bitirinceye kadar, öğrencinin tüm giderlerini karşılıyor.
  • Diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında haftalık ders saati daha az (günde 4 saat)
  • Kafeteryaları, mutfakları, kütüphaneleri, rahat koltukları ile okullar ev kadar rahat dizayn edilmiş.
  • Öğretmenler ve öğrenciler yemeklerini kafeteryada birlikte yiyor.
  • Öğrencilere 15 yaşına kadar herhangi bir test uygulanmıyor.
  • Yaşadığı yer, gelir ve kültürel düzeyi, ırk v.b. özelliklerine bakılmaksızın her öğrenciye eşit imkân sağlanıyor.
  • Öğrenciler okuldaki bazı işleri kendileri yapıyorlar. Kafeteryada yemeklerin dağıtımı, bahçe temizliği ve düzenlenmesi, kütüphane işleri, okulun bazı temizlik işleri v.b. böylelikle okulu daha çok benimsiyorlar ve okula bağlılık duygusu gelişiyor.
  • Ders kitapları nadiren kullanılıyor. Dersi derste öğrenmek amaç.
  • Eğitim rekabetçi değil. Teoriye ve ezberciliğe dayalı bir eğitim yerine düşünmeye dayalı eğitim veriliyor.
  • Öğrencilerin birbiri ile karsılaştırılması yapılmıyor.
  • Ödev verilmiyor ya da 30 dakika ile sınırlı.
  • Sınıflarda öğrenci sayısı en fazla 20 kişi.
  • En başarılı öğrenci ile en başarısız öğrenci arasındaki farkın en az olduğu ülke.
  • Öğrenciler birbirinin rakibi olarak değerlendirilmiyor. Başarısız öğrenci diye bir şey yok.
  • Öğrenciler birer istatistik olarak görülmüyor.
  • Anlatılan konuyu anlamamış öğrenciler ile özel ilgileniliyor. Öğrenme güçlüğü çekenlere ayrıca dersler veriliyor.
  • Öğrenciler öğreniyor, araştırıyor, düşünüyor, yazıyor, sunum yapıyor.
  • Her öğrenci öğrendiklerini kendi yaşamına yansıtıyor ve uyguluyor.
  • Öğrencilere bir yetiksin gibi davranip, cok guvendiklerini hissettiriyorlar.
  • Okul kulüpleri çok popüler.
  • Yaratıcılıklarını, hayal güçlerini kullanmaları için destekleniyorlar.
  • Yaz tatilleri 10 hafta.
  • Günlük ders saatleri kısa olmasına rağmen etkin.
  • Çocuklar akademik eğitime 7 yaşından önce başlamıyorlar. Çünkü çocukların bu yaştan önce akademik eğitime hazır olmadığını düşünüyorlar.
  • Toplumda eğitimli olmanın ne kadar önemli olduğu her fırsatta vurgulanıyor.
Ve İstatistikler Ve Gerçekler

Avrupa İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), her 3 yılda bir PISA(Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) testini her öğrenciye matematik, fen bilimleri, okuma alanında yapıyor.


Bu test ile ölçülmeye çalışılan nitelik:
Öğrencilerin okulda ders programı kapsamında öğrendikleri konuları ne derece öğrendikleri ile ilgilenilmiyor. Gerçek hayatta karşılaştıkları bir sorunda ve durumda bunu; sahip oldukları bilgi ve beceri ve analiz yeteneği ile okulda öğrendiklerini de kullanarak, ne kadarını hayata geçirebildiklerini, sorunlarla karşılaştıklarında ne kadarını uygulayabildiklerini ölçüyor.

PISA testi ilk 1997 yılında uygulanmaya başladı ve 15 yaş grubundaki çocuklara uygulanıyor.

Bu test sonuclarina göre, OECD üyesi 31 ülkenin katılımında
Finlandiya birinciliği korurken; Amerika, matematikte 24. , bilimde 17. , okumada 14. oldu. Türkiye ise bu sıralamada ne yazik ki, sondan ikinci ve Meksika’nin bir önünde yer alıyor.

Finlandiya’nın yıllık olarak ortalama öğrencilere harcadığı para, Amerika’ya göre %30 daha az.
Finlandiya’da liseyi bırakma(terk),tüm öğrenci sayısı içinde %2, Amerika’da ise bu oran %25.
Finlandiya’da öğrencilerin %93’ü liseden mezun oluyor.
Finlandiya ilkokullarında 75 dakika olan teneffüs, Amerika’da sadece 27 dakika.

Finlandiya’nın başardığı gibi eğitimde eşitliği sağlamak mümkün mü?
Bu Amerika için zor görünüyor. Finlandiya deneyimleri ile gösterdi ki, mükemmel başarı için rekabete değil, işbirliğine ve eşitliğe önem verilmelidir.

Globallesen dünyada, eğitim ve öğretim artık sadece o ülkenin değil tüm dünyanın ortak sorunlarından biri haline geliyor. Çocuklarımız, torunlarımız gelecekte sadece iş bulma sorunu ile karsılaşmayacaklar, dünya nüfusunun artışı, iklim değişiklikleri, canlı türlerindeki azalış, enerji kaynaklarinda azalma, ekonomik dalgalanmalar, krizler gibi birçok dünya problemleri ile de karşılaşacaklar. Okullarında iyi eğitim almış, kültürlü, problem çözmeye odaklı, yaratıcı, düşünen, sorgulayan değişimci, özgür öğrenciler ile umarız dünyada yaşanan ve yaşanabilecek sorunlarda en aza indirgenmiş olsun.




Kaynak: http://www.martidergisi.com/finlandiya-egitim-sisteminin-dunyadaki-basarisi/

- - - Mesaj Güncellendi - - -

dikkat ettim hep özel liseler başarılı. hükümetin eğitim politikası gereği bunu bekliyorduk zaten. parası olana sağlıktan sonra parası olana eğitimde başlamış oldu ülkemizde. hayırlı olsun.

Örnek alınacak o kadar sistem varken hep kendimizi düşünmek yerine azda olsa ülkemizi düşünseydik böyle olmazdı.,

[h=1]Finlandiya Eğitim Sisteminin Dünyadaki Başarısı[/h]Yazı Tarihi 09 Ekim 2012 | Yazar Dilek Eriklili

Ülkemizde 4+4+4 eğitim sisteminin uygulanmasına başlandığı bu dönemde; Amerika’da ise Finlandiya Eğitim Sistemi tartışılıyor. Peki, Finlandiya, dünya ülkeleri arasında onları birinci yapacak bu başarıya nasıl ulaştı?
Televizyon programları bu konuya değiniyor, bazı eğitimciler Finlandiya’daki okulları bizzat yerinde ziyaret edip, öğretmenler ile görüşerek, okul ortamını gözlemleyerek, bu başarının sırrını öğrenmeye çalışıyorlar. İsin ilginç tarafı da “Başarınızın sırrı nedir?”diye sorulduğunda “Öğretmenlerimizdir” diyorlar.

Finlandiya’da Eğitim, bir “ Bilim” olarak değerlendiriliyor. Yetkilendirilmiş idealist öğretmenler ile yetkililer “ bu işi profesyonellere bırakalım, yani eğitimi çocuklarımıza bire bir veren öğretmenlerimize… Ve hedefimiz ‘hep birlikte bu çocukları nasıl daha başarılı yapabiliriz, onları hayata nasıl daha iyi hazırlayabiliriz’ olmalıdır” diyor. Eğitimde kazandıkları başarıyı, Finlandiya’nın kültürel başarısı olarak görüyorlar.
Sistem, her öğrencinin önemli olduğunu ve özel yetenekleri olduğunu vurguluyor. Önemli olan da bu yetenekleri bulup ortaya çıkartmak…
Bu Popüler Eğitim Sistemi Nasıl İşliyor?

  • Finlandiya’da öğretmenlik çok prestijli ve kutsal bir meslek. Doktorluk meslegi kadar da itibarli.
  • Öğretmen olmak kolay değil. Master yapmış olmak gerekiyor, hatta birçoğu doktora da yapıyor.
  • Birçok aday öğretmenlik için başvuruyor ve çok aşamalı seçim sürecinden sonra en iyileri bu görev için seçiliyor. Torpil ya da diğer etkenler ise yaramıyor hatta böyle bir düşünce dahi yok.
  • Öğretmenlerin yaşam şartları ve maaşları iyi.
  • Otoriteler, öğretmenlere her turlu yetki ve sorumluluğu, özgür çalışma ortamını sağlamış.
  • Ders programlarına, okutulacak derslere, bas öğretmen ve öğretmenler birlikte karar veriyor.
  • Öğretmenler kendilerini geliştirecek eğitici, öğretici seminerlere katılıyorlar ve kendilerini sürekli geliştiriyorlar.
  • Öğretmenler arasında işbirliği çok önemli, herkes bildiklerini, deneyimlerini paylasiyor.
  • Derslerde iki öğretmen akademik eğitimi anlatıyor, 3. öğretmen ise destek gereken öğrencilere yoğunlaşıyor.
  • Öğretmenlerin 4 saati ders vermeye, kalan 2 saati de profesyonel gelişimlerine ayrılıyor.
  • Aynı öğretmen ayni sınıfta 2-3 yıl bazen daha da fazla öğretmenlik yapabiliyor. Böylece öğrencilerini, onların güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi tanıyor.
  • Sistem öğretmenleri bir bilim adamı ve öğrencileri ise onların laboratuarı olarak görüyor.
  • Müdür yok, okul yönetimi tamamen bağımsız baş öğretmen ve öğretmenlerden oluşuyor.
  • Ülkedeki bütün okullar devlet okulu, birkaç bağımsız okul olmasına rağmen bunları da devlet finanse ediyor.
  • Hiç özel üniversite de yok. Devlet okul öncesi dönemden doktora derecesini bitirinceye kadar, öğrencinin tüm giderlerini karşılıyor.
  • Diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında haftalık ders saati daha az (günde 4 saat)
  • Kafeteryaları, mutfakları, kütüphaneleri, rahat koltukları ile okullar ev kadar rahat dizayn edilmiş.
  • Öğretmenler ve öğrenciler yemeklerini kafeteryada birlikte yiyor.
  • Öğrencilere 15 yaşına kadar herhangi bir test uygulanmıyor.
  • Yaşadığı yer, gelir ve kültürel düzeyi, ırk v.b. özelliklerine bakılmaksızın her öğrenciye eşit imkân sağlanıyor.
  • Öğrenciler okuldaki bazı işleri kendileri yapıyorlar. Kafeteryada yemeklerin dağıtımı, bahçe temizliği ve düzenlenmesi, kütüphane işleri, okulun bazı temizlik işleri v.b. böylelikle okulu daha çok benimsiyorlar ve okula bağlılık duygusu gelişiyor.
  • Ders kitapları nadiren kullanılıyor. Dersi derste öğrenmek amaç.
  • Eğitim rekabetçi değil. Teoriye ve ezberciliğe dayalı bir eğitim yerine düşünmeye dayalı eğitim veriliyor.
  • Öğrencilerin birbiri ile karsılaştırılması yapılmıyor.
  • Ödev verilmiyor ya da 30 dakika ile sınırlı.
  • Sınıflarda öğrenci sayısı en fazla 20 kişi.
  • En başarılı öğrenci ile en başarısız öğrenci arasındaki farkın en az olduğu ülke.
  • Öğrenciler birbirinin rakibi olarak değerlendirilmiyor. Başarısız öğrenci diye bir şey yok.
  • Öğrenciler birer istatistik olarak görülmüyor.
  • Anlatılan konuyu anlamamış öğrenciler ile özel ilgileniliyor. Öğrenme güçlüğü çekenlere ayrıca dersler veriliyor.
  • Öğrenciler öğreniyor, araştırıyor, düşünüyor, yazıyor, sunum yapıyor.
  • Her öğrenci öğrendiklerini kendi yaşamına yansıtıyor ve uyguluyor.
  • Öğrencilere bir yetiksin gibi davranip, cok guvendiklerini hissettiriyorlar.
  • Okul kulüpleri çok popüler.
  • Yaratıcılıklarını, hayal güçlerini kullanmaları için destekleniyorlar.
  • Yaz tatilleri 10 hafta.
  • Günlük ders saatleri kısa olmasına rağmen etkin.
  • Çocuklar akademik eğitime 7 yaşından önce başlamıyorlar. Çünkü çocukların bu yaştan önce akademik eğitime hazır olmadığını düşünüyorlar.
  • Toplumda eğitimli olmanın ne kadar önemli olduğu her fırsatta vurgulanıyor.
Ve İstatistikler Ve Gerçekler

Avrupa İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), her 3 yılda bir PISA(Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) testini her öğrenciye matematik, fen bilimleri, okuma alanında yapıyor.


Bu test ile ölçülmeye çalışılan nitelik:
Öğrencilerin okulda ders programı kapsamında öğrendikleri konuları ne derece öğrendikleri ile ilgilenilmiyor. Gerçek hayatta karşılaştıkları bir sorunda ve durumda bunu; sahip oldukları bilgi ve beceri ve analiz yeteneği ile okulda öğrendiklerini de kullanarak, ne kadarını hayata geçirebildiklerini, sorunlarla karşılaştıklarında ne kadarını uygulayabildiklerini ölçüyor.

PISA testi ilk 1997 yılında uygulanmaya başladı ve 15 yaş grubundaki çocuklara uygulanıyor.

Bu test sonuclarina göre, OECD üyesi 31 ülkenin katılımında
Finlandiya birinciliği korurken; Amerika, matematikte 24. , bilimde 17. , okumada 14. oldu. Türkiye ise bu sıralamada ne yazik ki, sondan ikinci ve Meksika’nin bir önünde yer alıyor.

Finlandiya’nın yıllık olarak ortalama öğrencilere harcadığı para, Amerika’ya göre %30 daha az.
Finlandiya’da liseyi bırakma(terk),tüm öğrenci sayısı içinde %2, Amerika’da ise bu oran %25.
Finlandiya’da öğrencilerin %93’ü liseden mezun oluyor.
Finlandiya ilkokullarında 75 dakika olan teneffüs, Amerika’da sadece 27 dakika.

Finlandiya’nın başardığı gibi eğitimde eşitliği sağlamak mümkün mü?
Bu Amerika için zor görünüyor. Finlandiya deneyimleri ile gösterdi ki, mükemmel başarı için rekabete değil, işbirliğine ve eşitliğe önem verilmelidir.

Globallesen dünyada, eğitim ve öğretim artık sadece o ülkenin değil tüm dünyanın ortak sorunlarından biri haline geliyor. Çocuklarımız, torunlarımız gelecekte sadece iş bulma sorunu ile karsılaşmayacaklar, dünya nüfusunun artışı, iklim değişiklikleri, canlı türlerindeki azalış, enerji kaynaklarinda azalma, ekonomik dalgalanmalar, krizler gibi birçok dünya problemleri ile de karşılaşacaklar. Okullarında iyi eğitim almış, kültürlü, problem çözmeye odaklı, yaratıcı, düşünen, sorgulayan değişimci, özgür öğrenciler ile umarız dünyada yaşanan ve yaşanabilecek sorunlarda en aza indirgenmiş olsun.




Kaynak: http://www.martidergisi.com/finlandiya-egitim-sisteminin-dunyadaki-basarisi/
 
Üst