Türkiye'de bu sezon hissedilen stadyumlardaki taraftar eksikliğinin nedenlerini ve Avrupa ile aramızdaki farkları inceledik.
2016-2017 Spor Toto Süper Lig Turgay Şeren Sezonu'nun son demlerini yaşarken bu sezon takım için dengeler, kulüpler ve siyasi uzantıları ve hakemleri çok konuştuk ve konuşmaya devam ediyoruz.
Ancak bu yaşanılan gelişmelerin ardından gözümüzden kaçırdığımız tek bir nokta var; Taraftar....
Belki de futbolun en temel taşı olan taraftarı bu sezon çok göz ardı ettik. Ve bu göz ardından dolayı taraftarda hayliyle adeta kulüplere ve futbola küstü.
Ülkemizi Avrupa ile kıyasladığımızda stad doluluk oranları her zaman düşüktü ancak bu sezon ciddi anlamda yaşanılan bu düşüş hissedilebilir duruma geldi.
Bu durumu etraflıca incelediğimizde kulüplerin mali yapısına kadar en ince damarlara tıkanıklık yaratacağını belki de düşünemiyoruz ama bunu düşünen ülkeler var ve o ülkeler şu an dünya futboluna yön veren ülkeler ve ligler.
O ülkeler taraftarı stada çektiğinde takımıyla bütünleştiğinde neler olduğunu ve ardından gelen sportif başarıları incelediğimizde Türkiye'deki durumun hiçte iyi durumda olmadığını anlayabiliyoruz.
Galatasaray, Süper Lig'in 26. haftasında Adanaspor ile karşılaştı. Mücadele öncesinde sarı kırmızılıların stadyumunda tribünlerin boş kaldığı görüldü.
Şampiyonluk yolunda kaybettiği puanlarla zirveden uzaklaşan sarı kırmızılılar sezon başından bu yana sadece derbi mücadelelerinde stadyumu doldurabildi.
PAROLA: MİA SAN MİA
Avrupa futbolunda bu zamana kadar görülmemiş altyapı devrimini gerçekleştiren Almanya, son 10 yılda yetiştirdiği yıldızlarla Avrupa futbolunu domine etmesinin yanı sıra kendi liglerine inanılmaz bir finansal kaynak sağlayarak adeta kabuğundan çıktı.
2000'li yıllardan sonra yapılan altyapı devrimi kulüplerin akıllanarak taraftarıyla bütünleşerek bütün zorlukları aşabileceği anlandı.
Belki de Alman futbolununda en güzeli Bayern Münih'in oynadığı futboluyla birlikte yönetilme şekli ve sporcu bilinçlerinden "Mİ SAN MİA" bu kelimenin türkçesi "Biz kimsek oyuz" kulüp yöneticileri, futbolcuları ve taraftarları bir bütün olduğu anlamına geliyor.
Ve takımın gerçek sahiplerinin taraftarlar olduğunu bir nevi anlatmak istiyor. Türkiye'de olan kulüp başkanının o takımın tek sahibi gibi bir algıyı adeta yıkıp atıyor. Bayern'deki gibi bir algı oluşuncada takım ve taraftar bir bütün oluyor.
Bu algı hem kulübün mali yapısına hem kulübün futbolcusunun gelişimine müthiş bir katkı sağlıyor. Bu katkıyla gelen sportif başarı tabikide taraftarı sevindiriyor. Bu döngü devam ettikçe futbolun gelişmemesi gibi bir durum söz konusu olmuyor.
MULLER, TARAFTARI ZİYARETE GİDERKEN SNEİJDER VE QUARESMA NEDEN GİTMİYOR?
Thomas Müller, gerçekleşen altyapı devriminin mahsüllerinden sadece bir tanesi ama "MİA SAN MİA" parolasıyla yetişen futbolcu Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduğu haftada bile arabasıyla şehrin diğer ucunda yaşayan Bayern Münih taraftarını ziyarete gitmeyi bırakın onunla saatlerce zaman geçiren bir sporcu bilincine sahip...
Türkiye'de örneğini düşünürsek takımlarımızın yıldızları Quaresma,Cenk, Sneijder ya da Van Persie, Volkan bir akşam çıkıyorlar Esenler, Bağcılar'da oturan bir taraftarının evine konuk olup kuru fasülye yiyorlar.
İşte Avrupa'da böyle örnekleri düşünürsek işte bu yüzden bu stadlar doluyor işte bu yüzden takımların forması satılıyor.
Bu örnekler sadece çok küçük örnekler işin içine maç biletlerinin fiyatları, yürürlükte olan uygulamarı saymakla bitmez.Bu sezon stad doluluk oranlarına baktığımızda bu kadar Bayern Münih örneğini verdikten sonra ortaya çıkan sonuç hiç şaşırtmıyor.
2016-2017 STAD DOLULUK ORANLARI İLK 10
İNGİLİZLERİN BAŞARISI TAMAMEN POLİTİK VE PAZARLAMA
İngiltere'deki olay tamamen pazarlama dehası diyebiliriz. Bu pazarlama stratejisi taraftarları hem stada çekiyor hem de dünyanın en değerli ligin Premier Lig olmasını sağlıyor.
İşte ipin ucu burada başlıyor bu değer, yayın gelirleriyle ligde bulunan takımlara o büyük para pastasından koca bir dilim almasını sağlayarak lige süper yıldızları kolay getirme imkanları oluyor.
O süper yıldızlar İngiltere'de futbol oynamaya başladımı onlarıda izlemek için hayliyle taraftar stada doluşuyor. Kulübün ürünlerinden alıp mali anlamda yadsınamaz bir destek sağlıyor.
İNGİLTERE PREMİER LİG YAYIN GELİRLERİ DAĞILIMI 2015/2016
GALLER TAKIMLARI PREMİER LİG'DE İSKOÇLAR ÜVEY EVLAT MI?
İngiliz reklam ve pazarlama mantığının en açık örneklerinden bir tanesi ise Galler takımları olan Swansea ve Cardiff "Büyük Britanya" kapsamında Premier Lig'de olurken İskoçya'nın ve dünya futbolunun yakından tanıdığı takımlar olan Celtic ve Rangers üvey evlat muamelesi görüyorlar.
Alınacak karar ile Celtic ve Rangers bir günde Premier Lig'e sorunsuz geçer ancak İngilizlerin futbola baktığı endüstriyel mantığın devreye girmesiyle bu konu senelerdir süregelen bir tartışma...
Bunun asıl nedeni bu iki takım Premier Lig'e geçmesiyle Liverpool, Everton, Manchester United, Manchester City ve ya Arsenal'ın maçı olursa taraftarın aklının karışabilme ihtimali olması.
Çünkü Celtic ve Rangers taraftarı bu 5 takım olmak üzere İngiltere'de göçmen bağlantısı olan takımları tutuyorlar. Bu durum stad doluluk oranlarından, kulüplerin sattığı formaları bırakın bileklikleri bile etkileyecek.
İşte burada yapılan bu matematiksel hesap aslında olayın perde arkasında her şeyin planlandığını gösteriyor. Üst akıl, taraftarları adeta bir orkestra şefi gibi yöneterek ülke futboluna yön vererek planlarını gerçekleştiriyor.
SONUÇ: FUTBOL TARAFTARLA GÜZEL, FUTBOL TARAFTARLA GELİŞİR
Futbolumuzun gelişmesi için futbolu yöneten kişilerin öncelikle spor bilincine sahip olması gerekiyor. Geldiği makamın sarhoşluğuna kapılıp plan ve programdan uzak hareketler ve söylemleri bırakmaları lazım.
Türkiye'deki futbolu yöneten kişilerin futbolun ve takımların asıl sahiplerinin taraftar olduğunu anlayarak adımları atmalı.
Çünkü futbol taraftarla güzel; çünkü futbol taraftarla gelişir. Bunu başaran kulüpler taraftarını arkasına alarak başardılar.
Kaynak : Haber10
2016-2017 Spor Toto Süper Lig Turgay Şeren Sezonu'nun son demlerini yaşarken bu sezon takım için dengeler, kulüpler ve siyasi uzantıları ve hakemleri çok konuştuk ve konuşmaya devam ediyoruz.
Ancak bu yaşanılan gelişmelerin ardından gözümüzden kaçırdığımız tek bir nokta var; Taraftar....
Belki de futbolun en temel taşı olan taraftarı bu sezon çok göz ardı ettik. Ve bu göz ardından dolayı taraftarda hayliyle adeta kulüplere ve futbola küstü.
Ülkemizi Avrupa ile kıyasladığımızda stad doluluk oranları her zaman düşüktü ancak bu sezon ciddi anlamda yaşanılan bu düşüş hissedilebilir duruma geldi.
Bu durumu etraflıca incelediğimizde kulüplerin mali yapısına kadar en ince damarlara tıkanıklık yaratacağını belki de düşünemiyoruz ama bunu düşünen ülkeler var ve o ülkeler şu an dünya futboluna yön veren ülkeler ve ligler.
O ülkeler taraftarı stada çektiğinde takımıyla bütünleştiğinde neler olduğunu ve ardından gelen sportif başarıları incelediğimizde Türkiye'deki durumun hiçte iyi durumda olmadığını anlayabiliyoruz.
Galatasaray, Süper Lig'in 26. haftasında Adanaspor ile karşılaştı. Mücadele öncesinde sarı kırmızılıların stadyumunda tribünlerin boş kaldığı görüldü.
Şampiyonluk yolunda kaybettiği puanlarla zirveden uzaklaşan sarı kırmızılılar sezon başından bu yana sadece derbi mücadelelerinde stadyumu doldurabildi.
PAROLA: MİA SAN MİA
Avrupa futbolunda bu zamana kadar görülmemiş altyapı devrimini gerçekleştiren Almanya, son 10 yılda yetiştirdiği yıldızlarla Avrupa futbolunu domine etmesinin yanı sıra kendi liglerine inanılmaz bir finansal kaynak sağlayarak adeta kabuğundan çıktı.
2000'li yıllardan sonra yapılan altyapı devrimi kulüplerin akıllanarak taraftarıyla bütünleşerek bütün zorlukları aşabileceği anlandı.
Belki de Alman futbolununda en güzeli Bayern Münih'in oynadığı futboluyla birlikte yönetilme şekli ve sporcu bilinçlerinden "Mİ SAN MİA" bu kelimenin türkçesi "Biz kimsek oyuz" kulüp yöneticileri, futbolcuları ve taraftarları bir bütün olduğu anlamına geliyor.
Ve takımın gerçek sahiplerinin taraftarlar olduğunu bir nevi anlatmak istiyor. Türkiye'de olan kulüp başkanının o takımın tek sahibi gibi bir algıyı adeta yıkıp atıyor. Bayern'deki gibi bir algı oluşuncada takım ve taraftar bir bütün oluyor.
Bu algı hem kulübün mali yapısına hem kulübün futbolcusunun gelişimine müthiş bir katkı sağlıyor. Bu katkıyla gelen sportif başarı tabikide taraftarı sevindiriyor. Bu döngü devam ettikçe futbolun gelişmemesi gibi bir durum söz konusu olmuyor.
MULLER, TARAFTARI ZİYARETE GİDERKEN SNEİJDER VE QUARESMA NEDEN GİTMİYOR?
Thomas Müller, gerçekleşen altyapı devriminin mahsüllerinden sadece bir tanesi ama "MİA SAN MİA" parolasıyla yetişen futbolcu Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduğu haftada bile arabasıyla şehrin diğer ucunda yaşayan Bayern Münih taraftarını ziyarete gitmeyi bırakın onunla saatlerce zaman geçiren bir sporcu bilincine sahip...
Türkiye'de örneğini düşünürsek takımlarımızın yıldızları Quaresma,Cenk, Sneijder ya da Van Persie, Volkan bir akşam çıkıyorlar Esenler, Bağcılar'da oturan bir taraftarının evine konuk olup kuru fasülye yiyorlar.
İşte Avrupa'da böyle örnekleri düşünürsek işte bu yüzden bu stadlar doluyor işte bu yüzden takımların forması satılıyor.
Bu örnekler sadece çok küçük örnekler işin içine maç biletlerinin fiyatları, yürürlükte olan uygulamarı saymakla bitmez.Bu sezon stad doluluk oranlarına baktığımızda bu kadar Bayern Münih örneğini verdikten sonra ortaya çıkan sonuç hiç şaşırtmıyor.
2016-2017 STAD DOLULUK ORANLARI İLK 10
İNGİLİZLERİN BAŞARISI TAMAMEN POLİTİK VE PAZARLAMA
İngiltere'deki olay tamamen pazarlama dehası diyebiliriz. Bu pazarlama stratejisi taraftarları hem stada çekiyor hem de dünyanın en değerli ligin Premier Lig olmasını sağlıyor.
İşte ipin ucu burada başlıyor bu değer, yayın gelirleriyle ligde bulunan takımlara o büyük para pastasından koca bir dilim almasını sağlayarak lige süper yıldızları kolay getirme imkanları oluyor.
O süper yıldızlar İngiltere'de futbol oynamaya başladımı onlarıda izlemek için hayliyle taraftar stada doluşuyor. Kulübün ürünlerinden alıp mali anlamda yadsınamaz bir destek sağlıyor.
İNGİLTERE PREMİER LİG YAYIN GELİRLERİ DAĞILIMI 2015/2016
GALLER TAKIMLARI PREMİER LİG'DE İSKOÇLAR ÜVEY EVLAT MI?
İngiliz reklam ve pazarlama mantığının en açık örneklerinden bir tanesi ise Galler takımları olan Swansea ve Cardiff "Büyük Britanya" kapsamında Premier Lig'de olurken İskoçya'nın ve dünya futbolunun yakından tanıdığı takımlar olan Celtic ve Rangers üvey evlat muamelesi görüyorlar.
Alınacak karar ile Celtic ve Rangers bir günde Premier Lig'e sorunsuz geçer ancak İngilizlerin futbola baktığı endüstriyel mantığın devreye girmesiyle bu konu senelerdir süregelen bir tartışma...
Bunun asıl nedeni bu iki takım Premier Lig'e geçmesiyle Liverpool, Everton, Manchester United, Manchester City ve ya Arsenal'ın maçı olursa taraftarın aklının karışabilme ihtimali olması.
Çünkü Celtic ve Rangers taraftarı bu 5 takım olmak üzere İngiltere'de göçmen bağlantısı olan takımları tutuyorlar. Bu durum stad doluluk oranlarından, kulüplerin sattığı formaları bırakın bileklikleri bile etkileyecek.
İşte burada yapılan bu matematiksel hesap aslında olayın perde arkasında her şeyin planlandığını gösteriyor. Üst akıl, taraftarları adeta bir orkestra şefi gibi yöneterek ülke futboluna yön vererek planlarını gerçekleştiriyor.
SONUÇ: FUTBOL TARAFTARLA GÜZEL, FUTBOL TARAFTARLA GELİŞİR
Futbolumuzun gelişmesi için futbolu yöneten kişilerin öncelikle spor bilincine sahip olması gerekiyor. Geldiği makamın sarhoşluğuna kapılıp plan ve programdan uzak hareketler ve söylemleri bırakmaları lazım.
Türkiye'deki futbolu yöneten kişilerin futbolun ve takımların asıl sahiplerinin taraftar olduğunu anlayarak adımları atmalı.
Çünkü futbol taraftarla güzel; çünkü futbol taraftarla gelişir. Bunu başaran kulüpler taraftarını arkasına alarak başardılar.
Kaynak : Haber10
