Türkiyede olsa fişlerlerdi

Bu konuyu okuyanlar

Ottomanzo

Doçent
Katılım
25 Temmuz 2008
Mesajlar
746
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
O her şeyden önce çok sıkı bir AB’ci...
Bizim Genelkurmay’ın AB ile müzakere halinde olmamıza filan aldırmadan fişleyeceği cinsten.
Çünkü...
AB Başkanlığı’na seçilen Van Rompuy, Avrupa Birliği için “federal” bir yapı öngörüyor.
Bu önerilere AB içinde hem milliyetçi kanattan, hem de İngilizlerden büyük tepki geliyor.
Bilindiği üzere “milliyetçiler” dünyalaşmaya karşılar...
Anglo-Saksonlar da gevşek “konfederal” bir AB’den yanalar.
Federal bir AB isteyenler ise tek bir ülke gibi bir AB peşindeler.
Aynen Van Rompuy gibi...
***
Van Rompuy’un geçtiğimiz hafta içinde yeniden dillendirdiği görüşler ve yaptığı çağrılar da “federal” bir AB için yapılması gerekenlere işaret ediyordu...
Van Rompuy’un bu iki buçuk yıllık yeni görevi aslında siyasi olmaktan çok sembolik bir önem taşıyor.
Çünkü...
Birliğin görüşlerinin dünya arenasında dile getirilmesi ve uluslararası platformlarda AB adına tek bir sesle konuşulması görevini yerine getirecek olan Başkan’ın yetkileri çok geniş değil. Ama gene de Başkan’ın “federalist” olması çok önemli.
Hatırlanacağı gibi Van Rompuy, AB otoritesinin ve Avrupalılık kimliğinin daha güçlü ve görünür kılınmasını istemiş ve bunun için bir dizi fikir ortaya atmıştı.
Bu fikirler arasında AB için bir milli marş oluşturulması, ayrıca otomobil plakaları, kimlik kartları, ülke bayrakları gibi yerel sembollerin yerine AB sembollerinin konulması da yer alıyor.
Daha önce Beethoven’ın Neşeye Şarkı isimli eseri 1985’te AB’nin milli marşı olarak seçilmiş ancak Avrupa Anayasası’na böyle bir madde eklenmemişti.
***
Hollanda ve Fransa’da 2005 yılında anayasa referandumlarından “hayır” sonucu çıkınca Van Rompuy’un, Belçika Parlamentosu’nda yaptığı ünlü bir konuşma var...
O konuşmada Belçika Başbakanı, sonuca rağmen “daha fazla Avrupa” için çalışmaya devam ettiklerini belirterek federalist duruşunun altını en zor bir durumda bile kanırtarak bir kez daha çizmişti.
***
Van Rompuy’un federalist duruşunun bir başka göstergesi de...
Yine geçtiğimiz günlerde ortaya attığı Avrupa genelinde uygulanacak vergi politikaları fikri.
Buna göre benzin ve uçak bileti gibi ürünlerde “yeşil vergiler” uygulanması ve elde edilen gelirin doğrudan Brüksel’in kasasına gitmesi öngörülüyor.
Yeni AB Başkanı, Avrupa’nın günden güne daha fazla güç kazanması peşinde...
***
Bizim medya AB Başkanı’nın Türkiye ile ilgili düşüncelerini ön plana çıkarttı.
Van Rompuy ise bunların şahsi düşünceleri olduğunu, AB yönetimindeyken bunları kaale almayacağını beyan etti.
Ülkesinde kurtarıcı olarak görülen Van Rompuy’un Hıristiyan Demokrat siyaset anlayışı, Hıristiyanlığın Avrupa’nın temel değerlerinden biri olduğunu ve Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin bu değerlere aykırı olduğunu savunuyordu...
Bir Belçikalı yetkili EUObserver isimli haber sitesine, muhalefette söylenen sözlerin iktidarda söylenenlerden farklı olduğunu açıklarken...
Muhafazakâr gazetelerden Brussels Journal da, Van Rompuy’un 2004’te söylediği sözlere karşın AB bürokrasisi içindeki Türkiye yanlısı hava dolayısıyla Ankara ile müzakerelere devam edeceğini belirtti.
Ama yeni AB Başkanı’na güvenmemizi sağlayacak çok daha çarpıcı başka bir örnek var:
62 yaşındaki bu Flaman siyasetçi, Başbakan olmadan önce Belçika’nın da bölünmesi gerektiğini savunuyordu...
Ama Başbakan olunca bu “kişisel” fikrini rafa kaldırdı.
***
Oralardaki demokrasi anlayışı ve kültürünün bizim buralardan anlaşılması kolay değil.
Şöyle yapabilir, yeni AB Başkanı’nın bir kişisel özelliğinden yararlanabiliriz.
Belki biliyorsunuz, “Haiku” diye bir Japon şiiri türü var...
Üçlü dizelerle yazılan, konusunu da genellikle mevsimlerden, doğadan ve insandan alan lirik bir şiir tarzı...
Yeni AB Başkanı Flamanca “Haiku” türünde şiirler yazmakta...
İnsanlarını öldürüp kuyulara atan, gayrimüslim vatandaşlarına suikastler planlayan, Alevi Kürtlerini gaz bombalarıyla yok eden, yazarını çizerini andıçlayan bir ülke ile özgür dünyalar arasındaki farkı acaba Van Rompuy’un son yazdığı bir Haiku anlatabilir mi?
“Tek ayak üstünde bir martı
durmuş denize bakıyor.
Soğuk can yakmıyor...”

kaynak
 

Son mesajlar

Üst