'Türkiye'de Doğsam Komando Olurdum'

turoksin0

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
4,656
Reaksiyon puanı
0
Puanları
36
Türk vatandaşlığına geçen Nobre "Yeter artık... Hiçbir yerde analar ağlamasın, masum canlar alınmasın!” dedi.

47887.jpg


"Ben kalpten Türk vatandaşlığına geçtim. Milli formayı hep bekleyeceğim. Avrupa Şampiyonası olmazsa, ilerisi için... Terör dünyanın en büyük sorunu. Türkiye'deki olaylar beni de çok üzüyor. Dünyanın hiçbir yerinde annelerin ağlamaması lazım."


Konya'da 90+3'te galibiyet golünü atan Mert Nobre, Vatan Gazetesi'nden Kartal Yiğit'e konuştu.

"Yeter artık... Hiçbir yerde analar ağlamasın, masum canlar alınmasın!” Bu sözler bir devlet büyüğü veya bir şehit yakınımıza ait değil. Bu anlamlı ifadeler, kendi isteğiyle 15 Ağustos 2006 tarihinde Türk vatandaşlığına geçen Mert Nobre'nin. Türkiye'de yaşanan terör olayları, asker, çoluk çocuk demeden can alırken, Brezilya'da doğan ancak artık içimizden biri haline gelip Türk kimliğini alan Mert Nobre'yi bile isyan ettirmiş. Konyaspor maçında attığı golle yeniden hatırlanan ve belki de şampiyonluk kapısını aralayan Mert Nobre, komando elbiseleri giyip poz verirken gündemdeki olaylardan milli takım hakkındaki düşüncelerine kadar A'dan Z'ye her şeye yanıt verdi.

F.Bahçe'deki golleriyle birçok kez sarı-lacivertlileri hayata döndüren ancak o formunu Kartal'da yakalayamadığı için eleştirilen yeni vatandaşımız Mert Nobre, uzun bir süre konuşulacak fotoğraflar çektirdi ve önemli mesajlar verdi. Yönetimin kendisine Türk vatandaşlığı önerisini getirdiğinde tereddütsüz kabul ettiğini dile getiren Nobre, ses getirecek röportajımıza şu anlamlı sözlerle başladı:

“Herkes kolay kolay bu teklifi kabul etmez. Ama ben kalpten Türk vatandaşlığına geçtim. 4 yıldır buradayım. Kızım burada doğdu. Burada mutluyum. Ben kendimi artık tamamen Türk olarak hissediyorum. Türk Milli Takımı'nda çok kaliteli forvetler var. Ben Beşiktaş'ta görevimi en iyi şekilde yaptıktan sonra milli takımı sonuna kadar bekleyeceğim. Bu inancımı yitirmedim; hep kovalayacağım en sonunda da milli formayı giyeceğim. Bir Türk futbolcusu isem, doğal olarak hak ediyorsam bu formayı giymeliyim. 2008 finalleri olmazsa daha ilerisi için yine bekleyeceğim. Eğer 2008 Avrupa Şampiyonası'na gidersem, göreceksiniz, hafızalara kazınacak işler yapacağım. Onu hissediyorum. 75 milyon kişiyi temsil edecek olmam benim için hayatımın onuru olur.”

"KEŞKE BEN ÖNLEYEBİLSEM"

Artık Türkiye'de yaşanan birçok olayı Türk gibi anlayabildiğini ifade eden Nobre, televizyondaki şehit görüntülerinden çok etkilendiğini söyleyerek, sözlerine devam ediyor: “Alınan canlar için çok üzülüyorum. Keşke insanların mutlu ve huzurlu olmalarını sağlayan kişi ben olsam. Bu terörü önlemek için elimden gelen herşeyi yapardım. Sırf Türkiye'de değil Brezilya'da da uyuşturucu satıcılarına karşı devletin bir savaşı var. Orada da her gün uyuşturucu yüzünden insanlar ölüyor. Tıpkı Türkiye'de terör yüzünden olduğu gibi. Suçsuz insanların ölmesi beni çok olumsuz etkiliyor. Özellikle anaların ağlaması. Dünyanın hiçbir yerinde annelerin ağlamaması lazım. Artık bunun bir son bulması gerekiyor.”

"Türkiye'de doğsam komando olurdum"

Askerlik yapıp yapmamanın kişinin tercihine bağlı olduğu Brezilya'da gönüllü olarak askere gittiğini belirten Nobre şöyle konuştu: “Küçükken askerlikle ilgili oyunlar oynardık. Bizim aile askerliğe çok meraklı. Ben Brezilya'da isteyerek askerlik yaptım. Tabii Türkiye'deki gibi uzun süreli değildi. Türkiye'de doğsaydım, Türk komandosu olurdum. Çünkü onlar gerçekten zor ve kutsal bir iş yapıyorlar. Ben de kendimi Beşiktaş'ın askeri olarak görüyorum.”

"Ricardinho, çocukluk dönemimde idolümdü"

“Ricardinho'yu çocukluğumdan beri takip ediyorum. Benim idolum gibiydi. Ricardinho, Alex tarzı bir oyuncu değil. Orta sahada pas alışverişi yapan bir futbolcu. Tabii devamlılık sağlayamaması onu zor durumda bıraktı. Benim Ertuğrul hoca ile büyük bir sorunum olmadı. Zürih maçında oyuna girmek istemediğim şeklinde haberler ve yorumlar çıktı. Aslında olay yanlış aktarıldı. Benden son dakikada ısınmam istendi. Ben sadece ısınmak istemediğimi bildirdim. Öyle girmek istememe gibi bir durum olmadı. Kasımpaşa maçında iki net pozisyonu harcadım. Çok sinirliydim ama hoca ile bir tartışmam olmadı.”

"Yedekliğe katlanmalıyım"

“Kimse kulübede mutlu olmaz. Şu an buna katlanmam gerekiyor. Bobo, Holosko ve ben hazırız. Son kararı, Ertuğrul Sağlam verir.”

Sezon başında geçirdiği ameliyattan sonra takıma girmekte zorlanan Mert Nobre, ara transferde Holosko'nun gelişi ile kendisinin tamamen yedek kalacağına inanmadığını söyledi. “Geçirdiğim ameliyat beni geri plana itti. Kamp yapamadım. Kimse yedek kaldığı için mutlu olmaz. Zaten mutlu olursa ciddi bir sorun var demektir” ifadesini kullanan Beşiktaşlı futbolcu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anki konumuma katlanmak zorundayım. Oynamak için herşeyi yapacağım. Ben kalitemi biliyorum. Bu takıma yararlı olacak kapasitem var. Evet, Beşiktaş'ta benim dışımda aynı bölgede oynayabilecek Holosko ve Bobo da var. Artık hangimizin oynayacağına hoca karar verecek. Belki de Konya maçında olduğu gibi son dakikalarda üçümüz, Bobo ve Holosko ile ben beraber de oynayabiliriz. Çünkü böyle iyi olduğunu gördük.

Tabii karar hocanın. Benim Manisa'da izlediğim ve burada gördüğüm kadarıyla Holosko çok hareketli ve hızlı bir oyuncu. Kaleyi önüne almayı seviyor. Kaleyi arkasına alamıyor. Bu nedenle Holosko'dan değişik pozisyonlarda yararlanabiliriz. Konya'da pozitif düşündüm hep. Gol atacağımı hissetmiştim. İkinci yarı sadece rakiplerle değil kötü sahalarla da mücadele edeceğiz.”

"F.Bahçe'de oturmuş bir takımda oynadım"

Beşiktaş'ın Ümraniye tesislerinde arkadaşımız Kartal Yiğit'e dobra dobra açıklamalar yapan Mert Nobre, F.Bahçe'deki üstün performansını neden siyah-beyazlı takımda tekrarlayamadığı konusunda oldukça ilginç ipuçları verdi:

“Beşiktaş'a ilk geldiğimde yeni bir yapılanma içindeydi takım. Bu nedenle saha içinde futbolcuların birbirini tanıması, alışması belirli bir zaman alıyordu. Oysa F.Bahçe'de durum öyle değildi. Birbirini tanıyan, pişmiş bir ekip vardı. Alex ile Brezilya'dan beri arkadaşız. Tuncay ve Aurelio ile birbirimize çok alışmıştık. Bunu her yerde sağlayabiliriz. Bir futbolcu bir maç oynayıp bir maç oynatılmazsa bu alışkanlığı kazanması biraz zor oluyor.”

Kaynak: http://sporsitesi.net/news_detail.php?id=150690
 
Üst