Türkiye ithal elektriğe bağımlı hale mi geliyor?

Bu konuyu okuyanlar

spybot

Guru
Emektar
Katılım
1 Kasım 2008
Mesajlar
47,206
Reaksiyon puanı
629
Puanları
113
Doğalgaz üreten ülkeler bile enerjide petrol ve doğalgaz bağımlılığından uzaklaşmaya çalışırken ithalata dayalı verilen yeni ruhsat ve lisanslar, Türkiye'yi milyarlarca dolarlık stratejik bir girdabın içine sürükleyebilir


728631_detay.jpg




HABERTURK.COM / EKONOMİ SERVİSİ

Elektriğe yeni zamlar kapıda, cari açık ise yeni rekorlar peşindeyken özel sektörün doğalgaz ithalatına izin verilmesi soru işaretlerini artırdı. Bir yanda 2023'te sıfır enerji ithalatı hedefi, öbür yanda ise ithalata dayalı verilen yeni ruhsat ve lisanslar. Elektriğinin yüzde 51'ini ithal eden, bunun için yılda 54 milyar dolarlık fatura ödeyen Türkiye, azalan yerli enerji kaynakları yerine giderek stratejik bir girdabın içinde sürükleniyor.

YÜZDE 7-10 ZAM KAPIDA
Türkiye yine son günlerde elektrik fiyatlarına gelecek olan zamları tartışıyor. Döviz kurlarındaki ve doğalgaz fiyatlarında yaşanan artış dönemlerinde gündemin ilk sıralarına yerleşmesine alıştığımız “elektrik zammı” için gözler bir kez daha EPDK’nın kurul toplantısına çevrilmiş durumda. Toplantıdan yüzde 7 ila yüzde 10 arasında bir zammın çıkması bekleniyor.

Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (TETAŞ), Hazine Müsteşarlığı ve ilgili kamu kurumlarının yaptığı toplantılarda, “TETAŞ’ın maliyetlerindeki artıştan kaynaklanan” yüzde 10 civarında zam ihtiyacı hesaplanması bu zamma dayanak olarak gösteriliyor. Özel sektör elektrik üreticilerinin “elektrik borsası” PMUM’da da bu kış yaşanan gaz krizinden kaynaklanan yüzde 3 civarında zam ihtiyacı olduğu söylemi, beraberinde, zam ihtiyacının nihai tüketiciye ne kadar yansıyacağı sorusunu getirdi. 1 Nisan’dan itibaren üç ay geçerli olacak yeni tarifelerde artışa gidilip gidilmeyeceğinin Hazine’nin ve Enerji Bakanı’nın vereceği karara bağlı olduğu bildiriliyor.
ELEKTRİĞİNİ YÜZDE 51'İ DOĞALGAZ BAĞIMLISI
Elektrik Üreticileri Derneği Başkanı Önder Karaduman ise elektriğin yüzde 51’inin doğalgazdan üretildiğini, bunun 16 bin 300 MW’lık bir kurulu güce karşılık geldiğini belirterek, “Ağır kış şartları nedeniyle Türkiye’ye fazla gaz verilemedi. Dağıtım ihalelerini kazanan şirketler de, yeni tarifelerini iyi bir fiyatla çıkartma çabası içindeler. Elektriğe zam yapılması kaçınılmaz” diyor.

NE KADAR ZAM İTHAL EDİLECEK TARTIŞMASI
Aslında uzun lafın kısası Türkiye, doğalgazda dışarıya bağımlılığının yüksek olması nedeniyle tüketicilerin ve sanayicilerin elektrik faturalarına 'ithal edilecek' olan zammın oranını belirlemeye çalışıyor. Burada da özellikle 50 milyar doları aşan bir doğalgaz ithalatının yarattığı doğalgaz lobisinin büyük bir etkisi olduğu düşünülüyor.

İTHALATA DAYALI ÜRETİME İZİN
Öte yandan bugün alınan bir diğer karar, kafalarda soru işaretlerinin daha da artmasına neden olmuş durumda.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, özel sektörün Irak’tan doğalgaz ithalatı yapmasının önünü açan bir karara imza attı. Irak’tan doğalgaz ithal edecek özel sektör firmalara 9 Nisan’a kadar başvuru mühleti tanıyan EPDK, ithalat başvurularını 2014-2033 dönemi için ve 700 milyon ila 3.2 milyar metreküp olarak tanımladı.
Yani 2014 yılında 700 milyon metreküp doğalgaz ithal edebilecek olan özel sektör şirketleri, yıl yıl artan bir sistemle 2033 yılında 3.2 milyar metreküpe kadar doğalgaz ithal edebilecek.

BAKAN YILDIZ, “HEDEF 2023'TE SIFIR İTHALAT” DERKEN...
Uzun ve ağır geçen kış şartları nedeniyle Türkiye’nin enerji bağımlılığının dönem dönem elektrik kesintilerine bile varan noktaya ulaşması, hızla yükselen Türkiye ekonomisinin en zayıf karnının ithal kaynaklı enerji bağımlılığı olduğunun hükümet cephesinden de sıklıkla dile getirilmesinin ardından alınan bu karar tartışmalara neden olacak gibi görünüyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, “2023’te petrol ve doğalgaz ithal etmeyen bir Türkiye planlıyoruz” sözlerinin ardından gelen bu karar sonrasında en önemli soru işareti de şu oldu: Türkiye ithalata bağımlı hale mi getiriliyor? Doğalgaz lobisi, Türkiye’yi stratejik olarak dışarıya bağımlı bir ülke olmaya mı sürüklüyor?

61 YIL ÖMRÜ KALAN KAYNAĞA TAM BAĞIMLILIK
Türkiye’nin enerji istatistikleri aslında kapıdaki büyük tehlikeyi çok net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Türkiye bir süre önce dünyanın en büyük 10 doğalgaz ithalatçısı sıralamasına girdi. Petrolde yüzde 98, doğalgazda ise yüzde 91 oranında dışarıya bağımlı olan Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin yüzde 51’i doğalgaza bağımlı.
728631_38c5a566d59a1e5b367b9c76e5c09b6d.jpg

Halbuki global enerji tüketiminde doğalgaza bağımlılık oranı ortalama yüzde 26 seviyelerinde bulunuyor. Dünyadaki toplam doğalgaz rezervlerinin tüm dünyayı yaklaşık 61 yıl taşıyabilecek düzeyde olması nedeniyle doğalgazı kendisi üreten ve dışarıya ihraç eden ülkelerin bile elektrik üretiminde doğalgaz bağımlılığını yüzde 25-30 aralığında tuttuğu, en büyük doğalgaz üreticilerinden biri olan İran’ın bile elektrik ihtiyacının ancak yarısı doğalgaza bağımlı.

STRATEJİK MUSLUĞU 5 ÜLKENİN ELİNE VERMEK
Bu durum aynı zamanda oldukça stratejik bir nokta olan Türkiye’nin enerji güvenliğini de 5 ülkeye bağımlı hale getiriyor. Türkiye’ye akan doğalgazın musluğu 5 ülkenin elinde. Bu muslukta Rusya’nın yüzde 51, İran’ın yüzde 16, Cezayir’in yüzde 14, Azerbaycan’ın yüzde 12, Nijerya’nın ise yüzde 3 payı var.
Avrupa Birliği’nin Rusya’ya olan doğalgaz bağımlılığını en önemli stratejik tartışma konusu haline getirip forumlarla tartıştığı dönemde Türkiye de yaşadığımız son kışta bu riskin etkisini en derin şekilde hissetti. Ülkelerin kendi ihtiyaçları nedeniyle doğalgaz musluğunu kapattığı, İran’ın ise ABD’nin dayatmasıyla uygulanma kararı verilen ambargo nedeniyle musluğu kapatma sinyali verdiği yakın geçmişte Türkiye, yaşanabilecek bir enerji krizine karşı önlem arayışlarına girişti.

ULUSLARARASI KURULUŞLARDAN DOĞALGAZ 'SOS'İ
Özel sektörün doğalgaz ithalatına verilen son izin kararı ve elektrik fiyatlarına zam baskısının da işte bu nedenle Türkiye’yi daha da ithal enerjiye özellikle de doğalgaza bağımlı hale getirip getirmeyeceği şüphelerini artırmış durumda.
Diğer yandan Türkiye’nin dışa bağımlı enerji yapısı uluslararası kuruluşların da “SOS” unsuru olarak gördüğü riskler arasına alındı.
İngiltere merkezli Deloitte’in Türk uzmanları tarafından hazırlanan Türkiye Doğal Gaz Piyasası raporunda Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı doğal gaz arz açığı riskine dikkat çekiliyor. Raporda özellikle 2015-2017 arası riskli bir dönem olarak nitelendiriliyor.
Benzer şekilde Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Fatih Birol da, petrol ve doğalgazda enerjideki ithal faturalarının Türkiye'nin başını ağrıtacağının altını çizerek, “Hem doğalgaz hem de petrol tüketimimiz, ithalimiz artacak ve böylece ödeyeceğimiz para artacak. Bu, Türkiye'nin cari açığı konusunda son derece önemlidir. Türkiye, uzun yıllar enerji ithal edecek ve bu da önemli sorunlara yol açabilir” diyor.

FATURA YILDA ORTALAMA YÜZDE 11 ŞİŞİYOR
2006 ve 2009 arasında doğalgazda artan fiyatlar da bu projeksiyonu doğrular nitelikte.
Sanayi sektörü için 2006’da 107 kilokalori için 352.69 dolar olan ağırlıklı ortalama doğalgaz maliyeti 2009’da 467.62 dolara, konut için 415.43 dolardan 568.99 dolara, elektrik üretiminde ise 349.35 dolardan 466.28 dolara kadar yükseldi.
Yani üç yılda yüzde 33, yılda ise ortalama yüzde 11 oranında artan bir doğalgaz fiyatı dikkat çekiyor. Bu aynı zamanda kontrol altına alınmaya çalışılan enflasyon konusunda da Merkez Bankası'nın elini giderek zorluyor.

SANAYİCİ İSYANDA
Doğalgaz fiyatları ve döviz kurlarına endeksli enerji faturasının sürekli artması nedeniyle elektrik faturalarından şikayetçi olan tüketicilerin yanında sanayiciden de ikaz nidaları yükseliyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, Türkiye'nin enerjide yüksek oranda dışa bağımlı olduğunu belirterek, ''Büyümemiz hızlandıkça enerji talebimiz ve dolayısıyla enerji faturamız da artmakta. Enerjideki bu durumun, hem ekonomik hem politik ve hem de stratejik olarak bazı riskler içerdiği ortada. Bu risklerin üstesinden gelebilmek için yapmamız gereken, akılcı, sürdürülebilir, uzun vadeli enerji politikaları geliştirmek ve hayata geçirmek'' diyor.

DIŞ TİCARETİ ELEKTRİK ÇARPIYOR
Türkiye'nin enerji ithalatı 2000-2010 yılları arasında toplam ithalat içerisinde yüzde 17'lik paya ulaştı. Cari açık kalemlerine vurulan veya vurulacak bütün neşterlere karşılık doğalgaza
bağımlı elektrik üretimi nedeniyle 40 milyar doları aştı. 2011'de ise bu fatura 50 milyar doların da üzerine çıktı. Bugün dış ticaret açığının üçte biri enerji ithalatından kaynaklanıyor.
728631_54deb9ea203e360aaf98495ef41a5346.jpg

haberturk
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Baraj yapılacak... Ayağa kalkarlar! Yok doğal çevre bozulacak, yok köyler su altında kalacak,yok güzellikler su altında kalacak...
Termik Santral Yapılacak... Ayağa kalkarlar! Yok çevre bozulacak, yok hava kirlenecek! yok şu olacak, yok bu olacak...
Nükleer Santral Yapılacak... Ayağa kalkarlar! Yok biz işletemeyiz! Yok biz patlatırız! Yok patlarsa ülke yıkılır! Yok çevre kirlenir! Yok atığını ne yapacağız!

Eee enerji mi kullanmayalım?

Rüzgar var... Güneş var...

Hee zaten Türkiye'de bir köy! Rüzgar enerjisi ile Güneş enerjisi ile bu ülkenin ihtiyacını karşılayabileceksin!


Türkiye'nin en büyük sorunu Cari Açık. Cari Açığın en büyük nedeni enerjide dışarıya bağımlı oluşumuz!

Bu ülkede acilen Nükleer santral kurulmalı
Barajların sayıları artmalı.
Linyit kaynaklarının yeterli olduğu yerlerde Termik Santraller yapılmalı!

Çevre gibi güzel başlıklar altında bizi dışarının kölesi haline getiriyorlar millet farkında değil!

Çevrecilik iyi güzel bir şey buna kimsenin lafı yok!

Ama O Çevreciyim diye tüm dünyada nam salmış olanların kimlerin uşağı olduğunu da bir araştırın isterseniz!
 

-Hewal-

Dekan
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,206
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
Nükleer santral da yapsak artık bir cacık olmaz bu saatten sonra.
 

mustang

Dekan
Katılım
30 Ekim 2008
Mesajlar
8,663
Reaksiyon puanı
34
Puanları
48
Çevreci geçinenlerin kulakları çınlasın.
Yenilenebilir enerji safsatasınıda geçiniz efendim,Türkiye 10 milyon nüfuslu bir şehir değil .
 

birimfonksiyon

Öğrenci
Katılım
9 Mart 2009
Mesajlar
40
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Daha çok üreterek değil daha az tüketerekde biraz olsun çözüme katkı sağlarız....
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Daha çok üreterek değil daha az tüketerekde biraz olsun çözüme katkı sağlarız....

Türkiye'nin enerji ihtiyacı konutlar nedeniyle değil sanayi üretimi nedeniyle oluşuyor!...

Evlerde enerji tasarrufu yapabiliriz elbet ama bu sadece bizim faturalarımızı bir nebze etkiler. Ülkenin enerji ihtiyacı konusunda büyük bir fark yaratmaz.

Sanayide ise enerji tüketimini kısmak demek üretimi azaltmak demek. Üretimi azaltmak demek, ihracatı azaltmak demek, ihracatın azalması demek, Dış ticaret açığının büyümesi ülkenin borçlanması demek, istihdamın azalması işsizliğin artması demek.

Ülkenin dünya ile rekabette geri kalması demek.

Bugün bile kullandığımız enerji sanayide rekabet ettiğimiz ülkelere göre çok pahalı.

Sen bir ürünü 5 liraya imal ediyorsan, Rakip ülke 3 liraya imal ediyor.

Onunla rekabet edebilmen için bu kez başka yerlerden kısıp maliyeti 3 liraya düşürmeye çalışıyorsun. En kolay kalem işçi ücretlerini düşük tutmak, kaçak işçi çalıştırıp sigorta primlerini ödememek. ya da malzemeden çalıp kalitesiz ürün üretmek demek.

Sanayide tüketilen elektriğin fiyatının rekabet edilen ülkelerin seviyesine düşmesi için elektriğin ülkemizde üretilmesi şart.
 

ALPARS

Profesör
Katılım
2 Ağustos 2011
Mesajlar
3,883
Reaksiyon puanı
8
Puanları
38
Nükleere EVET!

Çevreci geçinenleri amazona göndermek lazım.
 

MBrv

Profesör
Katılım
20 Eylül 2009
Mesajlar
1,761
Reaksiyon puanı
23
Puanları
38
Türkiye enerjiye olan ihtiyacının %74 ' ünü ithal eden bir ülke. Bu yüzden kesinlikle 1 değil en az 3 tane nükleer santral kurulmalı.

Bugün bakıldığında dünya üzerinde 400'den fazla nükleer enerji santrali vardır ve bunlar dünyanın toplam elektrik ihtiyacının %15'ini sağlayacak kapasitede çalışmaktadırlar.
Örneğin Fransa, elektrik ihtiyacının %77'sini nükleer reaktörlerinden sağlamaktadır. Asıl ilginç olan ise Türkiye’ de Nükleer Enerjiye karşı yapılan eylemleri Fransa bizzat desteklemekte ve Fransız eylemciler ön planda yer almaktadır !

Ayrıca Nükleer Santralden çıkan atıklar, termik santralden çıkan atıklardan çok çok daha az. Daha zararlı ancak kontrol ederek bu durum avantaj haline getiriliyor zaten. Örneğin; 1000 MW' lık bir santralden yılda yaklaşık 20-25 ton atık dediğimiz kullanılmış "uranyum yakıt çubukları" çıkar. Bu çubuklar büyük bir havuzda depolanır. Ama öylece bırakılmaz. Çünkü teknoloji sürekli gelişiyor ve bu yakıt çubukları defalarca kullanılabilmektedir. Yine ilginç bir nokta ise bu kullanılmış atıklara (yakıt çubuklara) sürekli talip olan 2 ülke vardır. Bunlar Fransa ve Rusya. Ama satıcı ülke bulamadıkları için alım yapamamaktadır :)

Malesef bu gerçekler sürekli ört-bas edilerek, medya üzerinden bilgi kirliliği sayesinde çevreciyim diye geçinenlerin aslında ülkemize ne büyük zararlar verdiklerinin farkında değiller.

Kim bilir asıl amaçları belki de budur !
 

desperado64

Rektör
Katılım
14 Ağustos 2008
Mesajlar
12,240
Reaksiyon puanı
104
Puanları
63
Bu hep 500 metrede gezinenler yüzünden bu ülke gelişmiyor. Bu ülkeye nükleer şart arkadeşş başka yolu yok.
 
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
7,862
Reaksiyon puanı
31
Puanları
48
Bu kadar dışarıya bağlıysak hala ne diye bir adım atılmıyor nükleer enerji konusunda:glare:
 

-Hewal-

Dekan
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,206
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
Nükleer adım atilsa bile işlenmiş uranyum u batılı bir kaç ülkeden alma zorunluluğumuz var her halükarda dışa bağımlıyiz.
 
Üst