- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,456
- Reaksiyon puanı
- 530
- Puanları
- 0
Show TV’nin büyük ilgi gören “Canlı Para” yarışmasında heyecan dolu anlar yaşandı az önce!..
Ceren ve Nazlı 650 bin TL ile geldikleri finalde Türk Televizyon tarihinin en büyük ödülünü kaybettiler!..
İki arkadaşı şoke eden ve 650 bin TL’den eden soruya gelince:
Hangi eser daha önce yapılmıştır?
Eyfel Kulesi
Özgürlük Heykeli
Ceren ve Nazlı 650 TL’yi Eyfel Kulesi şıkkına koyunca ceplerine tek kuruş koymadan evlerinin yolunu tuttular…
Büyük para kaybeden Ceren ve Nazlı, canlı yayında büyük üzüntü yaşadılar...
UçanKuş
Türkiye Nazlı Yalçın ve Ceren Güler’i “Canlı Para” programında, tek bir soruyla 650 bin lira kaybettiklerinde tanıdı. 7’nci soruya kadar 1 milyonla gelen Yalçın ve Güler, tam kazandıkları parayla neler yapacaklarının hayalini kurmaya başlamışlardı ki, “Eiffel Kulesi” yanıtıyla yıkıldılar. şimdi “hayırlısı değilmiş” diyerek yola devam ediyorlar. Hayalleri ise sponsorların insafına kalmış durumda!
Önce “geçmiş olsun” mu desek?
- Nazlı: Sağlık olsun diyelim, daha iyi...
Yarışmaya katılmayı hanginiz istemişti?
- Ceren: ıki haftadır yarışmayı izliyordum. Açıkçası ilgimi çekiyordu, sorular ilginç geliyordu. Katılmak ise hiç aklımda yoktu. Ama Nazlı bana “Canlı Para’ya başvurdum” deyince birlikte yarışmaya karar verdik. Başvurudan üç gün sonra da kendimizi stüdyoda bulduk.
Genel kültürünüze çok mu güveniyordunuz?
- Nazlı: Epey güveniyorduk. Çok ters köşe sorular da oluyor ama genel olarak kendimize güvendiğimizi söyleyebilirim.
- Ceren: Orada farklı bir heyecan var. Bildiği konuda bile insanın nutku tutuluyor, emin olamıyor. Bir de soruların tarzları sürekli değişiyor. Kitap kurdu olsanız bile cevaplayamayacağınız sorularla karşılaşabiliyorsunuz.
- Nazlı: Kendimize güveniyorduk ama magazin ve televizyon sorulsa yanıtlayamazdık.
İyi de gidiyordunuz aslında... Ama Eiffel Kulesi bitirdi sizi resmen!
- Nazlı: Evet çok iyi gidiyorduk. 7’nci soruya kadar 1 milyonu hiç bölmedik. Zaten ilk programda 5’inci soruda kalmıştık. ıkinci gün tekrar yarıştık.
- Ceren: Biz kimseye haber vermeden gitmiştik ama ikinci güne kalınca herkesin haberi oldu tabii...
“BU PARAYI ALIRIZ” DİYE DÜŞÜNMEDİK HİÇ
İkinci gün programa giderken “Oldu bu iş, alacağız parayı” dediniz mi?
- Ceren: Yok, hiç öyle bir havada değildik.
- Nazlı: Biz zaten sonuna kadar gidip de o parayı alacağımızı düşünmedik. ınsanlara da “Son soruda kesin kazık sorarlar” diyorduk. Bir kere bile “Biz bu parayı alırız” demedik.
Tek bir yanlış yanıtla büyük ödülü kaybettiniz. O an ilk düşündüğünüz ne oldu?
- Ceren: Hep “Yarışmanın hakkını verelim, eğlenelim” diyordum. Öyle de oldu. Kazanırsak cilası olacaktı. Bir şey kazanamadık belki ama aklımızın ucundan bile geçmeyecek kadar güzel tepkiler aldık. Bu da güzel bir deneyim oldu.
- Nazlı: 100 bin kaybedenler bile büyük tepkiler verirken biz kaybedince güldük, “sağlık olsun” dedik. Kaybettik diye şoka girdiğimizi sanmışlar. Kulise gittik, insanlar üzgün, biz “Canımız sağolsun” diyoruz.
- Ceren: Zaten o para bizim değildi ki, kazansaydık bizim olacaktı. Kaybettik, bizim için bir şey değişmedi. “Eğer hayırlı olacaksa gelsin bu para” diyorduk, çünkü nsanlar o paraları kazandıktan sonra büyük talihsizlikler yaşayabiliyorlar. Demek ki hayırlı değilmiş.
BİZ BU İŞİ KIVIRIR CANLI YAYIN SUNARIZ
Profesyonel yarışmacı gibiydiniz. Bu katıldığınız ilk yarışma mıydı?
- Ceren: Evet, ilkti. Sözleşme uyarınca bir sene boyunca başka yarışmalara da katılamayız.
- Nazlı: İlk gün biraz tutuktuk ama sonra açıldık. Ceren profesyonel bir sunucu gibiydi. Bence ikimiz de bu işi kıvırabiliriz, canlı yayın sunabiliriz!
Daha önce ne iş yapıyordunuz? Yarışmaya katılma amacınız neydi?
- Nazlı: Üniversitenin son senesinde NTV’de staj yaptım. Sonra Londra’ya gittim. “32. Gün” ekibindeydim. Editörlük ve yazarlık yaptım. Fox’un Türkiye kurucu ekibinde yer aldım. Ama benim yapmak istediklerimle ülkede yapılan habercilik uymayınca sinemaya yöneldim. Arada oyunculuk ve kısa film atölyeleri oldu. Bir dönem şişe Cam’da Almanya ihracatına baktım. Ardından iki sene boyunca yönetmenlik kursuna devam ettim. Bu yaz bir arkadaşımın film setinde çalıştım. Ocak ayı gibi Mardin’de kendi kısa filmimi çekeceğim. O filmle uluslarası festivallere katılmak istiyorum. Bu parayı kazansaydık, sponsor aramak yerine kendi filmimi finanse edebilecektim. New York’ta yönetmenlik master’ı yapmak da vardı aklımda ama bize o parayı kaybettiren cevaptan sonra bir daha gitmem herhalde New York’a (gülüyor)...
- Ceren: Ben Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. Bir danışmanlık firmasında çalışıyorum. Benim en keyif aldığım ve kendimi geliştirmek istediğim alan müzikti. Biraz daha eğitim almak, kendimi donanımlı hissettikten sonra da alternatif bir kariyer yapmak istiyordum.
ÖDÜLÜ KAZANSAYDIK GÖNLÜMÜZCE GEZERDİK
Siz ne zamandan beri tanışıyorsunuz?
- Nazlı: Bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. Beş-altı sene oldu. Yarışma boyunca Ceren bende kaldı. Ceren evine gittiğinde çok üzüldüm. Kendimi yalnız hissedip ağladım hatta. Ceren bile bunu şimdi duyuyor. Herkes paraya üzülürken ben onun gittiğine üzülüyordum. Parayı alsaydık “Bir villa alalım, hep birlikte yaşayalım” derdim kesin.
Bundan sonra ne yapmak istiyorsunuz?
- Nazlı: Cem Yılmaz’ın setinde olmak istiyorum, duyduğum kadarıyla muhteşem bir setmiş. Nuri Bilge Ceylan ve Yeşim Ustaoğlu’nun da setinde bulunmayı çok isterim. Tabii bunlar hemen olacak şeyler değil.
Parayı kazansaydınız başka neler değişirdi hayatınızda?
- Ceren: Ben evleneli üç ay oldu, eşimle görmek istediğimiz ülkeler vardı. Oralara giderdik herhalde.
- Nazlı: Ben gezmeyi, fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Dediğim gibi hem film için hem de gezmek için bütçem olurdu.
KUZENİMLE REYTİNG YARIŞINA GİRMİŞİM
Cumartesi günü en çok izlenen program “Yahşi Cazibe”, ikincisi de siz oldunuz. Bu konuda ne diyeceksiniz?
- Nazlı: ışin komik yanı o dizide de kuzenim Gökçe Özyol oynuyor, Barış karakterini canlandırıyor. Onunla konuştum, “Bir sizi bir de kendi dizimi izliyordum o akşam. Ama ikinci olmuşsunuz, bizi geçemediniz” dedi. Kuzenimle reyting yarışına girmek garipti gerçekten...
Kelebek

Ceren ve Nazlı 650 bin TL ile geldikleri finalde Türk Televizyon tarihinin en büyük ödülünü kaybettiler!..
İki arkadaşı şoke eden ve 650 bin TL’den eden soruya gelince:
Hangi eser daha önce yapılmıştır?
Eyfel Kulesi
Özgürlük Heykeli
Ceren ve Nazlı 650 TL’yi Eyfel Kulesi şıkkına koyunca ceplerine tek kuruş koymadan evlerinin yolunu tuttular…
Büyük para kaybeden Ceren ve Nazlı, canlı yayında büyük üzüntü yaşadılar...

UçanKuş
Türkiye Nazlı Yalçın ve Ceren Güler’i “Canlı Para” programında, tek bir soruyla 650 bin lira kaybettiklerinde tanıdı. 7’nci soruya kadar 1 milyonla gelen Yalçın ve Güler, tam kazandıkları parayla neler yapacaklarının hayalini kurmaya başlamışlardı ki, “Eiffel Kulesi” yanıtıyla yıkıldılar. şimdi “hayırlısı değilmiş” diyerek yola devam ediyorlar. Hayalleri ise sponsorların insafına kalmış durumda!

Önce “geçmiş olsun” mu desek?
- Nazlı: Sağlık olsun diyelim, daha iyi...
Yarışmaya katılmayı hanginiz istemişti?
- Ceren: ıki haftadır yarışmayı izliyordum. Açıkçası ilgimi çekiyordu, sorular ilginç geliyordu. Katılmak ise hiç aklımda yoktu. Ama Nazlı bana “Canlı Para’ya başvurdum” deyince birlikte yarışmaya karar verdik. Başvurudan üç gün sonra da kendimizi stüdyoda bulduk.
Genel kültürünüze çok mu güveniyordunuz?
- Nazlı: Epey güveniyorduk. Çok ters köşe sorular da oluyor ama genel olarak kendimize güvendiğimizi söyleyebilirim.
- Ceren: Orada farklı bir heyecan var. Bildiği konuda bile insanın nutku tutuluyor, emin olamıyor. Bir de soruların tarzları sürekli değişiyor. Kitap kurdu olsanız bile cevaplayamayacağınız sorularla karşılaşabiliyorsunuz.
- Nazlı: Kendimize güveniyorduk ama magazin ve televizyon sorulsa yanıtlayamazdık.
İyi de gidiyordunuz aslında... Ama Eiffel Kulesi bitirdi sizi resmen!
- Nazlı: Evet çok iyi gidiyorduk. 7’nci soruya kadar 1 milyonu hiç bölmedik. Zaten ilk programda 5’inci soruda kalmıştık. ıkinci gün tekrar yarıştık.
- Ceren: Biz kimseye haber vermeden gitmiştik ama ikinci güne kalınca herkesin haberi oldu tabii...

“BU PARAYI ALIRIZ” DİYE DÜŞÜNMEDİK HİÇ
İkinci gün programa giderken “Oldu bu iş, alacağız parayı” dediniz mi?
- Ceren: Yok, hiç öyle bir havada değildik.
- Nazlı: Biz zaten sonuna kadar gidip de o parayı alacağımızı düşünmedik. ınsanlara da “Son soruda kesin kazık sorarlar” diyorduk. Bir kere bile “Biz bu parayı alırız” demedik.
Tek bir yanlış yanıtla büyük ödülü kaybettiniz. O an ilk düşündüğünüz ne oldu?
- Ceren: Hep “Yarışmanın hakkını verelim, eğlenelim” diyordum. Öyle de oldu. Kazanırsak cilası olacaktı. Bir şey kazanamadık belki ama aklımızın ucundan bile geçmeyecek kadar güzel tepkiler aldık. Bu da güzel bir deneyim oldu.
- Nazlı: 100 bin kaybedenler bile büyük tepkiler verirken biz kaybedince güldük, “sağlık olsun” dedik. Kaybettik diye şoka girdiğimizi sanmışlar. Kulise gittik, insanlar üzgün, biz “Canımız sağolsun” diyoruz.
- Ceren: Zaten o para bizim değildi ki, kazansaydık bizim olacaktı. Kaybettik, bizim için bir şey değişmedi. “Eğer hayırlı olacaksa gelsin bu para” diyorduk, çünkü nsanlar o paraları kazandıktan sonra büyük talihsizlikler yaşayabiliyorlar. Demek ki hayırlı değilmiş.

BİZ BU İŞİ KIVIRIR CANLI YAYIN SUNARIZ
Profesyonel yarışmacı gibiydiniz. Bu katıldığınız ilk yarışma mıydı?
- Ceren: Evet, ilkti. Sözleşme uyarınca bir sene boyunca başka yarışmalara da katılamayız.
- Nazlı: İlk gün biraz tutuktuk ama sonra açıldık. Ceren profesyonel bir sunucu gibiydi. Bence ikimiz de bu işi kıvırabiliriz, canlı yayın sunabiliriz!
Daha önce ne iş yapıyordunuz? Yarışmaya katılma amacınız neydi?
- Nazlı: Üniversitenin son senesinde NTV’de staj yaptım. Sonra Londra’ya gittim. “32. Gün” ekibindeydim. Editörlük ve yazarlık yaptım. Fox’un Türkiye kurucu ekibinde yer aldım. Ama benim yapmak istediklerimle ülkede yapılan habercilik uymayınca sinemaya yöneldim. Arada oyunculuk ve kısa film atölyeleri oldu. Bir dönem şişe Cam’da Almanya ihracatına baktım. Ardından iki sene boyunca yönetmenlik kursuna devam ettim. Bu yaz bir arkadaşımın film setinde çalıştım. Ocak ayı gibi Mardin’de kendi kısa filmimi çekeceğim. O filmle uluslarası festivallere katılmak istiyorum. Bu parayı kazansaydık, sponsor aramak yerine kendi filmimi finanse edebilecektim. New York’ta yönetmenlik master’ı yapmak da vardı aklımda ama bize o parayı kaybettiren cevaptan sonra bir daha gitmem herhalde New York’a (gülüyor)...
- Ceren: Ben Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. Bir danışmanlık firmasında çalışıyorum. Benim en keyif aldığım ve kendimi geliştirmek istediğim alan müzikti. Biraz daha eğitim almak, kendimi donanımlı hissettikten sonra da alternatif bir kariyer yapmak istiyordum.

ÖDÜLÜ KAZANSAYDIK GÖNLÜMÜZCE GEZERDİK
Siz ne zamandan beri tanışıyorsunuz?
- Nazlı: Bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. Beş-altı sene oldu. Yarışma boyunca Ceren bende kaldı. Ceren evine gittiğinde çok üzüldüm. Kendimi yalnız hissedip ağladım hatta. Ceren bile bunu şimdi duyuyor. Herkes paraya üzülürken ben onun gittiğine üzülüyordum. Parayı alsaydık “Bir villa alalım, hep birlikte yaşayalım” derdim kesin.
Bundan sonra ne yapmak istiyorsunuz?
- Nazlı: Cem Yılmaz’ın setinde olmak istiyorum, duyduğum kadarıyla muhteşem bir setmiş. Nuri Bilge Ceylan ve Yeşim Ustaoğlu’nun da setinde bulunmayı çok isterim. Tabii bunlar hemen olacak şeyler değil.
Parayı kazansaydınız başka neler değişirdi hayatınızda?
- Ceren: Ben evleneli üç ay oldu, eşimle görmek istediğimiz ülkeler vardı. Oralara giderdik herhalde.
- Nazlı: Ben gezmeyi, fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Dediğim gibi hem film için hem de gezmek için bütçem olurdu.

KUZENİMLE REYTİNG YARIŞINA GİRMİŞİM
Cumartesi günü en çok izlenen program “Yahşi Cazibe”, ikincisi de siz oldunuz. Bu konuda ne diyeceksiniz?
- Nazlı: ışin komik yanı o dizide de kuzenim Gökçe Özyol oynuyor, Barış karakterini canlandırıyor. Onunla konuştum, “Bir sizi bir de kendi dizimi izliyordum o akşam. Ama ikinci olmuşsunuz, bizi geçemediniz” dedi. Kuzenimle reyting yarışına girmek garipti gerçekten...


Kelebek