- Katılım
- 16 Ocak 2017
- Mesajlar
- 23,430
- Reaksiyon puanı
- 15,467
- Puanları
- 8,958
- Ben kendim gibiyim, herkes de kendisi kadardır.
- Hayatı yaşamak lazım. 'Ne olacak acaba yarın?' diye düşünmeden... Tolstoy'u okumak lazım, Dostoyevski'yi okumak lazım, Yaşar Kemal'i okumak lazım, Orhan Veli'yi, Sait Faik'i bilmek lazım; Erkan Oğur'u dinlemek lazım, dünya müziğiyle etnik müzikle yakınlık kurmak lazım. Hacı Arif'i tanımak lazım, Itri'yi bilmek lazım. Bunlarla yaşadıkça hayatın zenginleşir ve zaten sen kendi hayatını kurarsın o zaman. Benim tavsiye ettiğim hayat budur yeğen!
- "Yeğen' diye başlayıp gençlere bir hayat tavsiyesi verseniz Tuncel Kurtiz olarak..." ricası üzerine söyledikleri.
- Sanatçı, çağının yansıtıcısıdır. Ama nasıl yansıtır? Mesele orada. Duvarıma yazdığım yazı şuydu: Aktaramadığım şey gereksizdir. Mutlaka aktarmak isterim.
- Şiirimiz çok iyi... Şiirde dünya çapındayız abi bana sorarsan.
- Kenan İmirzalıoğu ile Edremit, Çamlıbel'deki söyleşisinden
- Tarık Buğra'nın Küçük Ağa'sını okudum. Yılmaz'a bu romanı film yapalım demiştim.
- Ustalığı kabul etmiyorum. Ustalık zanaatta olur, ama sanatta olmaz. Sanatçı bildiğini tekrar eden değil, kendini yeni baştan yaratan ve daima arayandır. Talebe olmayı tercih ederim.
- Yarın unutulacaktır, televizyon şöhreti. Yeni diziler gelip, götürecektir onu. Beni en ufak şekilde etkilemiyor; alkışlar, gürültüler, fotoğraf çektirmek istenmesi. Yarın unutulacağını, çok iyi biliyorum. Ben nereden geldiğimi biliyorum; Anadolu yollarının tozunu yuttum, sırtımda kalas taşıdım, dekor taşıdım. Valiler, belediye başkanları beni yemeğe beklerdi, gitmezdim; önce kamyona yüklerdim, son malzemeyi. Kısacası, bu şöhretin bana kazandırdığı, fazladan hissettirdiği bir şey yok.[4]