LaX
Asistan
- Katılım
- 22 Ekim 2009
- Mesajlar
- 280
- Reaksiyon puanı
- 5
- Puanları
- 0
Günlerden bir gün yine bir gezmek tozmak amacıyla Sirkeci'ye bir yolculuk yapasım geldi. Bilenler bilir. Eminönün'de, Sultanahmet'de filan turist boldur. Neyse, geziyordum bir kaç turist gördüm. Bir tanesi yürürken arkamdan omzumu dürttü. Arkama baktım, hava birazcık soğuktu. Adam ile kadın. Arkalarında bir sırt çantası, bacaklarında şort, üstünde penye tipinde birşeyler giyinmişler. Gözlüklü abimiz şöyle buyurdu; hey, where is Ayasofya or Pierre Loti dedi. Bende tam olarak bilmiyordum tabi. Onu bırak, ingilizce olarak tarif ederken şaşırır insan. Kafamda canlandırırken, "şurdan sağa döncen burdan sola döncen" dedim. "What!" dedi. Ondan sonra "Sorry. Şuradan go, sonra burdan go" dediğimi hatırlıyorum. Adam birşeyler mırıldandı ama anlamadım. Yanındaki çilli kadında eşiydi sanırım, o da birşeyler mırıldandı ve gittiler.
Saat geç olmuştu ve hava kararmıştı. Alacağımı aldım, gezeceğimi gezdim. Eve dönme vakti gelmişti. Jetonu fırlattım deliğe, geçtim inleye inleye. Bir baktım tren kalkıyor, koşa koşa koştum kapısına dayandım. Arkadaki güvenlikler bağırdı "şşt! oğlum asılma trene, asılma!" Çare yoktu, asılmayı sevmem ama 2. durağa gidene kadar asıla saçıla gittik. Neyse, durduktan sonra girdim içeri. Bir de ne göreyim? Gözlüklü abimiz ile çilli kadın orada, tesadüfün böylesi. Boş yer olarak bir tek orası vardı oturmak için. Bir arada bir derede kaldım. Sonra baktım olmayacak "Heee, Hi!" dedim oturdum. "Oh, Hello! How are you" dedi. Bana bak şimdi filan dedi galiba sonra poşetten bir çubuk çıkarttı. Bir an korktum, sonra ayağa kalkıp bir antenmiş gibi çubuğu açtı ve tutunma yerlerine astı. Herkes onu izliyordu. Çilli kadında övünerek gülüyordu. Baktım, barfiks çekecek düşüncesindeydim. Tren giderken 10 tane barfiks çekti. Sonra gel dedi. Gider miyim? Gitmedim tabi. Elimden tutup kaldırdı beni. Dedim herhalde bende barfiks çekicem. Trenin o vagonu ne hayırsa çok dolu değildi. Önce, "Sorry, sorry" deyip eliyle insanları ittirdi. Sonra bana çubuğu işaret etti. Ben şaşkınlıkla izleyip dinliyorum bu arada. Bir anda şınav pozisyonu aldı. Eli ile üstüme çık işareti verdi. Çıktım bende. Tuttum çubuğu, şınav çekerek beni kaldırdı. Anlayacağınız, artık beni güçsüz yerine mi koymak istedi, yoksa başka bir şey mi anlatmak istedi açıkcası anlamadım
1-2 dk sonra gülüşe gülüşe ben inceğim yere gelip indim. Eve giderken halen gülüyordum
Saat geç olmuştu ve hava kararmıştı. Alacağımı aldım, gezeceğimi gezdim. Eve dönme vakti gelmişti. Jetonu fırlattım deliğe, geçtim inleye inleye. Bir baktım tren kalkıyor, koşa koşa koştum kapısına dayandım. Arkadaki güvenlikler bağırdı "şşt! oğlum asılma trene, asılma!" Çare yoktu, asılmayı sevmem ama 2. durağa gidene kadar asıla saçıla gittik. Neyse, durduktan sonra girdim içeri. Bir de ne göreyim? Gözlüklü abimiz ile çilli kadın orada, tesadüfün böylesi. Boş yer olarak bir tek orası vardı oturmak için. Bir arada bir derede kaldım. Sonra baktım olmayacak "Heee, Hi!" dedim oturdum. "Oh, Hello! How are you" dedi. Bana bak şimdi filan dedi galiba sonra poşetten bir çubuk çıkarttı. Bir an korktum, sonra ayağa kalkıp bir antenmiş gibi çubuğu açtı ve tutunma yerlerine astı. Herkes onu izliyordu. Çilli kadında övünerek gülüyordu. Baktım, barfiks çekecek düşüncesindeydim. Tren giderken 10 tane barfiks çekti. Sonra gel dedi. Gider miyim? Gitmedim tabi. Elimden tutup kaldırdı beni. Dedim herhalde bende barfiks çekicem. Trenin o vagonu ne hayırsa çok dolu değildi. Önce, "Sorry, sorry" deyip eliyle insanları ittirdi. Sonra bana çubuğu işaret etti. Ben şaşkınlıkla izleyip dinliyorum bu arada. Bir anda şınav pozisyonu aldı. Eli ile üstüme çık işareti verdi. Çıktım bende. Tuttum çubuğu, şınav çekerek beni kaldırdı. Anlayacağınız, artık beni güçsüz yerine mi koymak istedi, yoksa başka bir şey mi anlatmak istedi açıkcası anlamadım
1-2 dk sonra gülüşe gülüşe ben inceğim yere gelip indim. Eve giderken halen gülüyordum 
