aliihsangs12
Profesör
- Katılım
- 29 Nisan 2008
- Mesajlar
- 1,348
- Reaksiyon puanı
- 4
- Puanları
- 0
Futbolseverlerin ya delice sevdiği ya da delice nefret ettiği Terim, ayrılık kararlarını hep zaferlerden sonra veriyor. Neden? “Asıl önemli olan benim” mesajı mı vermek istiyor, reklamı mı seviyor yoksa anlık mı yaşıyor? Spor yazarları değerlendirdi.
HAKAN ÜNSAL: ‘ASIL ÖNEMLİ BENİM’ MESAJI VERDİ
“Almanya gibi kupaya uzanacak bir takımı gösterdiğimiz performansla sahadan sildiğimiz bir maçın hemen ardından veda açıklamasının yapılması zamansız oldu, aynen Çek Cumhuriyeti karşılaşmasının sonrası gibi... Üç gün sonra da veda açıklamasını yapabilirdi. Medya ve futbolseverler Almanya maçındaki futbolu konuşmak yerine “Terim gidecek mi, kalacak mı?” sorusuna yanıt aradı.
Fatih Terim kendi doğrularına inanan ve yanlış olsa bile yapan birisidir. Turnuva içinde çok eleştirildiği için o eleştirilere kazandığı Çek Cumhuriyeti maçından sonra direkt cevap vermişti. Güçlü olduğu pozisyonda kendisine yapılan eleştirilere cevap veriyor. Son olayda milli maçın hemen ardından veda konuşması yapması objektifleri tamamen kendi üzerine çekti, “Başarıda asıl önemli faktör benim” mesajı verdi.
Terim, bu başarıyı ve rüzgarı da arkasına aldıktan sonra hep içinde kalmış bir ukde olan İtalya’ya dönmek isteyecektir.
Öyle ya da böyle Terim’i milli takımın başında tutmamız gerekiyor. Terim’in yerine geçecek yerli bir teknik adamımız şu an yok. Yabancı çalıştırıcaların da bir iki isim dışında Terim’in yerini alması zor.
Bence Türk futbolunun geleceği için ve uzun vadeli planlamada Fatih Terim’in mutlaka milli takımın başında kalması gerekiyor. Federasyonun tavrı ve hocayı ikna edebilmesi futbolumuz geleceği için çok önemli.”
MEHMET DEMİRKOL: TERİM ARADA KALDI
“Madde madde sıralamakta yarar var:
* 1- Fatih Terim tarihin en başarılı Türk teknik direktörü.
* 2- Bu yüzden ona ‘imparator’ dedik.
* 3- İmparator yüceltici bir unvandı ancak Fatih Terim sanırım bunu gerçek zannetti.
* 4- Bazen insanın egosu o kadar büyük olur ki, kendi çok büyük başarısını bile gölgede bırakır.
* 5- Onunla ilgilenen Avrupa kulüpleri olduğunu biliyoruz. Birçok kulübün kısa ya da uzun listesinde Fatih Terim ismi var. Ancak mesela Arsenal’in listesinde de Semih Şentürk’ün adı var.
* 6- Fatih Terim büyük egosu yüzünden bu durumu Semih gibi değerlendirmiyor.
* 7- Terim’in maaşı bile tartışma konusu olduğunda bu onun için en ağır yenilgiden daha büyük bir hezimet oluyor.
Sonuç, Fatih Terim ya tartışmasız olarak -maaşıyla, yetkisiyle, imparatorluğuyla- milli takımın başında kalacağı şartları oluşturmak ya da bir Avrupa kulübüne gitmek arasında kalmış durumda. Bana sorarsanız ondan başka bir seçenek olmadığı fikri herkes tarafından kabul edildiği gün Terim milli takımdan ayrılacak. Bundan önce milli takım ayrılışında, Galatasaray’ı bırakışında ve Fiorentina’dan ayrılışında hep aynı senaryo vardı. Bunun olmasını beklemek yanlış olmaz. Ancak tabii ki bir istisna da olabilir. Tıpkı İspanya’nın finale kalışı gibi...”
UĞUR VARDAN: AZİZ YILDIRIM’I HATIRLATTI
“Terim’in istifa sözcüğünü dillendirmesinin ardında, bence hem ‘Bu çekilecek çile değil’ de var, hem de federasyon karşısında elini güçlendirme kaygısı da. Terim, kimi hatalar yapsa da karşısındaki en büyük cephenin, yani spor basınının da çok mantıklı bir yapı barındırmadığı, sonuca göre yorum ürettiği bir gerçek. Şimdi kazanan Terim ve son birkaç gündür “Hocam, senden büyüğü yok’ yazılarını okuyup duruyoruz.
Terim’in restini federasyonun gördüğü de bir başka gerçek. Bu biraz da Aziz Yıldırım’ın istifasını hatırlattı bana. Evet, İtalya’da takım çalıştırmak gurur verici bir olay ama Dünya Kupası 2010 sınavına girmek ve kendisini yeniden sınamak da Terim açısından kötü bir deney olmayacak. Üstelik, şimdi hem federasyona, hem de tüm çatlak seslere karşı eli çok güçlü, özellikle federasyonla olan ilişkisinde daha bağımsız ve kendi isteklerini kabul ettireceği gelecek onu bekliyor.
Üstelik Avrupa kulüpleri -İtalyanlar da dahil olmak üzere- kaçmıyor ya, 2010’dan şimdiki başarının bir benzeriyle döndüğünde yeniden onlarla çalışmayı düşünebilir...”
EBRU KILIÇOĞLU: HAREKETLERİ REKLAM İÇİNDİ
“Fatih Terim kupadan önce uluslararası bir şirketle bir menajerlik anlaşması imzaladı. Euro 2008’de biraz reklam amaçlı hareket ettiğini düşünüyorum. Sonuçta istifa verdiğinde kabul edilmeyeceğini de muhtemelen biliyordu. Zaten 2010’a kadar sözleşmesi var. Terim’in yaptığı birazcık milli takımdaki yerini teyit etmek olabilir. Karşılaşmalar başlamadan önce böyle bir arayış içerisine girdiğini de duymuştuk. Zaten Terim’in yapısı kurguyu kendi etrafında toplayan bir yapı. Buradan da örnek olarak Şenol Güneş’in aslında Fatih Terim’den milli takımlar teknik direktörü olarak daha büyük başarı elde ettiğini ama o dönemde çok az konuşulduğunu verebiliriz.
Bundan sonraki süreçte Futbol Federasyonu kalması için bastıracak. Terim de iyi bir teklif alamazsa milli takımda kalacak. Ama hem milli takımımız açısından hem de Fatih Terim’in kariyeri açısından kesinlikle veda etmesi gerekir. Bunun başka alternatifi yok. Çünkü başarılı olmasına rağmen eleştirildi. Ayrıca başarısı da çok göreceli. Ve Terim’in eleştiriler karşısında kendine hakim olamaması ülkemize zarar verdi.
Terim’in yerine gelecek teknik direktör kesinlikle yabancı olmalı. Seçilen isim kariyeriyle ön plana çıkmış, yani futbolcuların saygı göstereceği, ‘bu adam bizden çok üstte’ diyebilecekleri bir insan olmalı.”
KAYNAK: http://www.ntvmsnbc.com.tr/news/451427.asp#storyContinues

HAKAN ÜNSAL: ‘ASIL ÖNEMLİ BENİM’ MESAJI VERDİ
“Almanya gibi kupaya uzanacak bir takımı gösterdiğimiz performansla sahadan sildiğimiz bir maçın hemen ardından veda açıklamasının yapılması zamansız oldu, aynen Çek Cumhuriyeti karşılaşmasının sonrası gibi... Üç gün sonra da veda açıklamasını yapabilirdi. Medya ve futbolseverler Almanya maçındaki futbolu konuşmak yerine “Terim gidecek mi, kalacak mı?” sorusuna yanıt aradı.
Fatih Terim kendi doğrularına inanan ve yanlış olsa bile yapan birisidir. Turnuva içinde çok eleştirildiği için o eleştirilere kazandığı Çek Cumhuriyeti maçından sonra direkt cevap vermişti. Güçlü olduğu pozisyonda kendisine yapılan eleştirilere cevap veriyor. Son olayda milli maçın hemen ardından veda konuşması yapması objektifleri tamamen kendi üzerine çekti, “Başarıda asıl önemli faktör benim” mesajı verdi.
Terim, bu başarıyı ve rüzgarı da arkasına aldıktan sonra hep içinde kalmış bir ukde olan İtalya’ya dönmek isteyecektir.
Öyle ya da böyle Terim’i milli takımın başında tutmamız gerekiyor. Terim’in yerine geçecek yerli bir teknik adamımız şu an yok. Yabancı çalıştırıcaların da bir iki isim dışında Terim’in yerini alması zor.
Bence Türk futbolunun geleceği için ve uzun vadeli planlamada Fatih Terim’in mutlaka milli takımın başında kalması gerekiyor. Federasyonun tavrı ve hocayı ikna edebilmesi futbolumuz geleceği için çok önemli.”

MEHMET DEMİRKOL: TERİM ARADA KALDI
“Madde madde sıralamakta yarar var:
* 1- Fatih Terim tarihin en başarılı Türk teknik direktörü.
* 2- Bu yüzden ona ‘imparator’ dedik.
* 3- İmparator yüceltici bir unvandı ancak Fatih Terim sanırım bunu gerçek zannetti.
* 4- Bazen insanın egosu o kadar büyük olur ki, kendi çok büyük başarısını bile gölgede bırakır.
* 5- Onunla ilgilenen Avrupa kulüpleri olduğunu biliyoruz. Birçok kulübün kısa ya da uzun listesinde Fatih Terim ismi var. Ancak mesela Arsenal’in listesinde de Semih Şentürk’ün adı var.
* 6- Fatih Terim büyük egosu yüzünden bu durumu Semih gibi değerlendirmiyor.
* 7- Terim’in maaşı bile tartışma konusu olduğunda bu onun için en ağır yenilgiden daha büyük bir hezimet oluyor.
Sonuç, Fatih Terim ya tartışmasız olarak -maaşıyla, yetkisiyle, imparatorluğuyla- milli takımın başında kalacağı şartları oluşturmak ya da bir Avrupa kulübüne gitmek arasında kalmış durumda. Bana sorarsanız ondan başka bir seçenek olmadığı fikri herkes tarafından kabul edildiği gün Terim milli takımdan ayrılacak. Bundan önce milli takım ayrılışında, Galatasaray’ı bırakışında ve Fiorentina’dan ayrılışında hep aynı senaryo vardı. Bunun olmasını beklemek yanlış olmaz. Ancak tabii ki bir istisna da olabilir. Tıpkı İspanya’nın finale kalışı gibi...”
UĞUR VARDAN: AZİZ YILDIRIM’I HATIRLATTI
“Terim’in istifa sözcüğünü dillendirmesinin ardında, bence hem ‘Bu çekilecek çile değil’ de var, hem de federasyon karşısında elini güçlendirme kaygısı da. Terim, kimi hatalar yapsa da karşısındaki en büyük cephenin, yani spor basınının da çok mantıklı bir yapı barındırmadığı, sonuca göre yorum ürettiği bir gerçek. Şimdi kazanan Terim ve son birkaç gündür “Hocam, senden büyüğü yok’ yazılarını okuyup duruyoruz.
Terim’in restini federasyonun gördüğü de bir başka gerçek. Bu biraz da Aziz Yıldırım’ın istifasını hatırlattı bana. Evet, İtalya’da takım çalıştırmak gurur verici bir olay ama Dünya Kupası 2010 sınavına girmek ve kendisini yeniden sınamak da Terim açısından kötü bir deney olmayacak. Üstelik, şimdi hem federasyona, hem de tüm çatlak seslere karşı eli çok güçlü, özellikle federasyonla olan ilişkisinde daha bağımsız ve kendi isteklerini kabul ettireceği gelecek onu bekliyor.
Üstelik Avrupa kulüpleri -İtalyanlar da dahil olmak üzere- kaçmıyor ya, 2010’dan şimdiki başarının bir benzeriyle döndüğünde yeniden onlarla çalışmayı düşünebilir...”

EBRU KILIÇOĞLU: HAREKETLERİ REKLAM İÇİNDİ
“Fatih Terim kupadan önce uluslararası bir şirketle bir menajerlik anlaşması imzaladı. Euro 2008’de biraz reklam amaçlı hareket ettiğini düşünüyorum. Sonuçta istifa verdiğinde kabul edilmeyeceğini de muhtemelen biliyordu. Zaten 2010’a kadar sözleşmesi var. Terim’in yaptığı birazcık milli takımdaki yerini teyit etmek olabilir. Karşılaşmalar başlamadan önce böyle bir arayış içerisine girdiğini de duymuştuk. Zaten Terim’in yapısı kurguyu kendi etrafında toplayan bir yapı. Buradan da örnek olarak Şenol Güneş’in aslında Fatih Terim’den milli takımlar teknik direktörü olarak daha büyük başarı elde ettiğini ama o dönemde çok az konuşulduğunu verebiliriz.
Bundan sonraki süreçte Futbol Federasyonu kalması için bastıracak. Terim de iyi bir teklif alamazsa milli takımda kalacak. Ama hem milli takımımız açısından hem de Fatih Terim’in kariyeri açısından kesinlikle veda etmesi gerekir. Bunun başka alternatifi yok. Çünkü başarılı olmasına rağmen eleştirildi. Ayrıca başarısı da çok göreceli. Ve Terim’in eleştiriler karşısında kendine hakim olamaması ülkemize zarar verdi.
Terim’in yerine gelecek teknik direktör kesinlikle yabancı olmalı. Seçilen isim kariyeriyle ön plana çıkmış, yani futbolcuların saygı göstereceği, ‘bu adam bizden çok üstte’ diyebilecekleri bir insan olmalı.”
KAYNAK: http://www.ntvmsnbc.com.tr/news/451427.asp#storyContinues