Tartışmanın 10 zararı vardır

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan cheleby
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

cheleby

Profesör
Katılım
8 Mayıs 2009
Mesajlar
2,717
Reaksiyon puanı
227
Puanları
243
1- Tartışma hasede yol açar

Hadis-i şerifte, (Hased, ateşin odunu yediği gibi, hasenatı yer) buyuruldu. (İbni Mace)
Tartışmada galip gelen de, mağlup olan da zararlıdır. Mağlup olana, (Falanca senden daha ileri görüşlüdür) denince, galip gelene haset etmeye başlar. Tartışmada galip gelen kimse, kendini üstün görmeye başlar. (Falanca, kendi yoluna girmek için beni davet etmişti. Fakat kendisi hakkı görünce bizim yolumuza girmeye mecbur kaldı) der, kendini üstün görmeye çalışır. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, kibredeni alçaltır, tevazu edeni yükseltir) buyuruldu. (Taberani)

2- Hakkı küçük görmeye sebep olur

Tartışmacı, kendini üstün görme hastalığından kurtulamaz. Her zaman kendisinin hakim olmasını ister. (Niye hep kendin konuşuyorsun) diyenlere, (Biz böyle davranmakla ilmin izzetini koruyoruz) der. Hasmının bildirdiklerine önem vermez, onun delillerini küçük görür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hakkı küçük görmek kibirdendir.) [İ.Gazali]

3- Kin tutmaya yol açar

Kendi fikrinin kabul edilmediğini gören tartışmacı, karşısındakine kin besler, bazen ömür boyu onu affetmez. Kin bir felakettir. Hadis-i şerifte, (Mümin kinci olmaz) buyurulmuştur. (İ.Gazali)

4- Gıybete sebep olur

Tartışmacı, hasmının sözlerini naklederek, (O şöyle dedi, ben şöyle cevap verdim) diyerek kendini gıybetten kurtaramaz. Her ne kadar hasmının söylediği sözleri doğru olarak nakletse bile, maksadı onun acizliğini göstermek olduğu için, hasmı da bu konuşmalardan razı olmayacağına göre, sözleri gıybet olur. Halbuki Allahü teâlâ gıybet etmeyi, ölü eti yemeye benzetmiştir.

5- Övünmeye sebep olur

Tartışmacı, galip gelirse, kendini övmekten kurtaramaz. (Şu delilleri getirerek onu susturdum) diye kendini över. Halbuki, (Çirkin olan doğru, kişinin kendini övmesidir) denilmiştir. Allahü teâlâ da kendimizi övmekten bizi men ederek, (Elbette Allah</ACRONYM>, kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez) buyurmaktadır. (Lokman18 )

Arkadaşını mağlup etmekle övünen bir cemiyette, kardeşliğin tesisi mümkün olur mu? Övünmek, başkasını hakir, aşağı görmekten ileri gelir. Halbuki hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Din kardeşini hakir görmek, kötülük olarak yeter.) [Müslim]

6- Kusur araştırmaya sebep olur

Tartışmacı, hasmını yenmek için onun gizli kusurlarını araştırmaktan kendini alamaz. Nerede ne demiş, diye araştırır. Halbuki Allahü teâlâ, tecessüs etmeyi, yani başkalarının kusurlarını araştırmayı men etmiştir. Tartışmacı, hasmının bedeni kusurlarını imâ ile de olsa söyler. Mesela; hasmı gözlüklü ise, (Bu gerçekler gözlükle görülmez, gerçeği görmek için gözlük kâfi değildir) diyerek hasmının, gözündeki kusurunu, bedeni kusurlarını ilmi noksanlığı için bir özür sayar.

7- Zarara sevinmeye sebep olur

Tartışmacı, hasmının yenilerek kötü duruma düşmesine sevinir.
Halbuki hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kendisi için sevdiğini, din kardeşi için sevmeyen kâmil mümin olamaz.) [Buhari]

8- Nifaka, riyaya yol açar

Tartışmacı, zahiren hasmına sevgi gösterir. O ise bu sevgisinin yalan olduğunu bilir. Bu ise nifaktır, münafıklık alametidir. Tartışmacı halkın gözüne, gönlüne girebilmek için bazen demagojiye sapar. Halka yaranmak ise riyadır. Hadis-i şerifte, (Riya küçük şirktir) buyuruldu. (Taberani)
Dil ile sevgi gösterip, kalben bir mümine buğzeden, lanete müstahak olur.

9- Hakkı kabul etmemeye sebep olur

Tartışmacının nefret ettiği şey, hakkın hasmının ağzından çıkmasıdır. Halbuki hakkı kabul etmemek büyük felakettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat edendir.) [Buhari]

10- İnada sebep olur

İnat, karşımızdakini aşağı görmeye, ondan nefret etmeye, ona düşmanlık beslemeye yol açar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Din kardeşine itiraz etme, boş konuşma, [üzücü] şaka yapma ve verdiğin sözden cayma!)

Kaynak
 

wenus

Asistan
Katılım
14 Haziran 2009
Mesajlar
126
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Hikmetler
Mehmet Oruç
mehmet.oruc@tg.com.tr
07 Mart 2010 Pazar



&#8220;Münâkaşa ve münâzara yapma!&#8221;

Mısır&#8217;da yetişen büyük velîlerden Şeyh İbni Nûh hazretleri, talebelerinden birine şöyle nasîhat etti:

&#8220;İnsanlara karşı kendinde şu vasıfları bulundur:

1- Onlara karşı yumuşak konuş.
2- İnsanlarla münâkaşa ve münâzara yapma.
3- Herkese güler yüz göster.
4 - İnsanların arasında selâmı yay.
5- Onlardan aç olanları doyur.

İnsanlar arasında şunlara da riâyet et:

1- Onlara düşmanlık yapma.
2- Onlarla inatlaşma.
3- Onlar arasında lüzumsuz konuşma.
4- Onların kusûr ve eksiklerini ortaya koyma!


Her zaman şu hususlara riâyet et:

1- Evini temiz tut!
2- Gıybeti terk et!
3- Âhiret işlerine sarıl!
4- Dâimâ Allahü teâlâyı an, O&#8217;nu hâtırından çıkarma!


Bunlardan sonra şunları yap:

Senden ayrılacak şeyden, o seni terk etmeden önce, sen ondan ayrıl.
Sana lâzım olacak şeye, o şey sana lâzım olmadan önce, ona sâhib ol!
Takvâya sarıl!
Her şeyi Allah için yap!

Bütün hayırlar şu beş şeydedir:

1- Allah için sevmek.
2- Allahü teâlâya kulluk vazifelerini samîmî ve doğru olarak yapmak.
3- Allahü teâlânın emirlerine uymak.
4- Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerden sakınmak.
5- Allahü teâlâdan uzaklaştıracak işleri bırakıp, O&#8217;nun rızâsını kazandıracak işleri yapmak.


Bunlardan sonra şu beş şeyi yapmalıdır:

1- Allahü teâlânın sevdiğini sevmek.
2- Allahü teâlânın buğzettiğine buğzetmek.
3- Allah için sabretmek.
4- Allahü teâlânın hükmüne rızâ göstermek.
5- Her işini Allahü teâlâya havâle etmek. Allahü teâlânın dilediği ve takdîr ettiğini güzel görmek.

Şu hasletleri kendinde bulundur:

Ahlâkını iyi yap.
Vakitlerinin kıymetini bil.
Kaçırdığın şeye üzülme.
Gelenden memnûn ol.
Allahü teâlânın bütün mahlûkâtına karşı şefkatli ol.


İnsanlarla arkadaşlık ederken şunlara riâyet et:

Onlardan gelen eziyet ve sıkıntılara sabret. Fakat sen onlara kat&#8217;iyyen eziyet etme. İyi olsun, kötü olsun, herkese iyilik yap. Onlara adâletle muâmele et. Onlara Allah için nasîhatte bulun.&#8221;


 

wenus

Asistan
Katılım
14 Haziran 2009
Mesajlar
126
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Bir mümin, kendi menfaati için bağırırsa, bu öfkedir, şeytanîdir. Ancak, karşısındaki müminin menfaati için yüksek sesle konuşursa, bağırırsa, bu rahmanîdir, buna gayret denir.

Nefsin karıştığı şey çok tehlikelidir. Şeytan insanın imanını, öfkelendiği zaman daha kolay bozar.

Peygamber efendimiz üç kere, (Lâ tagdab, lâ tagdab, lâ tagdab) yani (Öfkelenme!) buyuruyor. Öfke, aklı da imanı da giderebilir..

Haklı olduğu zaman bile münakaşa etmeyene, başkasını kırmayana Cennette köşk verilecektir. Eğer şaka da olsa yalan söylemezse, Cennetin ortasında ona köşk verilecektir.

Peygamber efendimiz, (Ben kefilim) buyuruyor. Yine, (İçinizde asıl pehlivan, öfkelenince öfkesini yenendir) buyuruyor. Bir kimse kalb kırdığı zaman, Kâbe&#8217;yi yetmiş defa yıkmış gibi günaha girer, kul hakkına da girmiş olur.


Bir insana, Ehl-i sünnet itikadını ve ilmihal bilgilerini doğru olarak anlatan bir kitap vermek çok sevabdır. Peygamber efendimiz, (Bid&#8217;atler yayıldığı zaman, bir sünnetimi açığa çıkarana yüz şehid sevabı verilir) buyuruyor. Vereceğimiz kitapta kaç tane sünnet, kaç tane vacib, kaç tane farz var. En önemlisi de, iman var. Yani yüz şehid sevabından çok daha fazla sevab kazanır insan. Bu fırsatı kaçırmamak gerekir.

Allah için dostluk ve bir araya gelmek, çok kıymetlidir. Bir iki kişi, Allah için toplanıp bir iki nefes Allah&#8217;tan bahsederse oraya melekler gıpta ederler.

Ahir zamanda, doğru bir şekilde iman edip namaz kılmak ve haramlardan sakınmak, en büyük keramet olur.

Dünyada hiçbir şeyin yaratılışı tesadüfî değildir, başıboşluk yoktur. Her şey, hesap kitap dâhilindedir. Allahü teâlâ Kur&#8217;an-ı kerimde mealen, (Ben, insanları ve cinleri bana ibadet etsinler, beni tanısınlar diye yarattım) buyuruyor. Yaradılış gayemiz ne ise, o gayeye uygun yaşamaya çalışmalıyız.

Allahü teâlâ ihsan sahibidir. İnsanların kusurlarına bakmadan, bol bol ihsan eder. Merhametle muamele eder. Şayet adaletle muamele etse, hepimiz mahvoluruz. Adalet, hak ettiğini vermek, ihsan ise, hak ettiğinden fazlasını vermektir.

İnsan, acaba ben Rabbimin indinde makbul müyüm, değil miyim, insanlardan dua alabiliyor muyum diye düşünürse, daha faydalı işler yapma gayreti artar.
 
Üst