- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,457
- Reaksiyon puanı
- 528
- Puanları
- 0
Çağımız iletişm çağı.. internet çağı.. internet ile tanışmayan, hayatına internet girmemiş insan sayısı çok kısıtlı desek herhalde abartılı olmaz..Hayatın içerisinde bu kadar yeralınca doğal olarak ticari anlamda da şirketlere markalara yeni yeni kapılar açıyor..
Markalar deyince tabi ki aklınıza reklamlarda gazetelerde takip ettiğimiz dev markalar geliyor..ama bir de spor kulüplerini düşünün.. 4 büyük kulübü özellikle.. Fenerbahçe'yi Galatasaray'ı Beşiktaş ve Trabzonspor'u...
Kulüpler son dönemde klasik pazarlama anlayışlarını bir kenara bırakarak stat ve tribün isimlerinden tutun formaların her köşelerine cep telefonundan televizyon yayınlarına kadar çok geniş alanda adlarını duyurmaya çalışıyorlar..milyonlarca kişiden oluşan taraftar kitlelerinin bağlılığını ve gücünü kulübe gelir olarak döndürmeyi hedefliyorlar..böylece rekabeti sahalardan cep telefonu abonesi sayısına kredi kartı sayısına yayıyorlar..
Gazetelerde Galatasaray ile Fenerbahçe'nin kredi kartı kullanıcı sayısındaki rekabetini. Cep telefonu abonesi sayısında Beşiktaş ve Trabzon'un nasıl hızla yol aldıklarını takip ediyoruz..
Bu rekabetin son örneğinde kulüpler birer GSM operatörü haline geldi.. Fenercell geçtiğiimiz günlerde 100 bin aboneye ulaşarak pazarda önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi..GSMobile ve KartallCell ile TrabzonCell de yakından takip ediyorlar..Bu uygulam ile tüm taraftar kullandıkları GSM numarasını değiştirmeden kendi takımlarının operatörüne numarasını taşıyarak kullüplerine destek olabiliyorlar..sektörden takip ettiğim kadarıyla bu uygulamanın yeni örneği olarak yakında ADSL'i de görebiliriz..
Yani GSM'den sonra taraftar ADSL'i de görebileceğiz..Fenerbahçe Galatasaray rekabetini ADSL aboneliğinde de izleyebileceğiz.. Böylece internet kullanan taraftarlar ADSL abonelikleri ile de kulüplerine destek olma imkanı bulabilecek.. bakalım yeni dönemde daha neler göreceğiz..
Fatura kesmeden alternatif olunur mu?
Telekom sektörü çok hızlı değişiyor.. Türkiye son yıllarda attığı adımlarla 5 yıl gibi kısa bir sürede tüm sektörü liberal hale getirdi..Bu süre dünya örneklerine bakıldığında çok kısa sürede sektörün serbestleştirildiği görülüyor. Öncelikle bu konuda ötürü sektörün düzenleyici kurulu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nu (BTK) kutlamak gerek..
Şu anda hiçbir kısıtlama olmadan gerekli izinleri alan tüm firmalar istedikleri telekom hizmetine yatırım yapabiliyor. ve herhangi bir kısıtlama olmadan istediği hizmeti istediği altyapı yatırımını yapabiliyor.. altyapı yatırım yapmak istemeyen ve daha küçük yatırımlarla daha az risk alarak hizmet vermek isteyen şirketler ise Türk Telekom'un altyapısını kullanarak hizmet veriyor..Bu hizmet sektörün düzenleyicisi BTK'nın belirlediği şartlarda gerçekleştiriliyor.. Bu şirketler kendilerini alternatif telekom operatörleri olarak tanımlıyor. Türk Telekom'a alternatif olmaya çalışıyorlar..
Bu operatörler arasında fiber altyapısı döşeyerek hizmet verenler de var.. daha çok kurumsal abonelere hizmet vermeyi hedefleyen de var.. daha çok 10xx şeklinde dört habeli ön kod ile arama hizmeti vermeye odaklanan da var.. son günlerde değişik yayın organlarında rastladığım bir haber BTK'nın işinin ne kadar zor olduğunu düşündürttü bana..BTK bahsettiğim bu alternatif operatörlerin büyümesi için onları destekleyici ve koruyucu önlemler alıyor..10xx şeklindeki kodlu arama hizmeti bunlarda birisi.. çünkü bu hizmet ile Türk Telekom'un altyapısı üzerinden hizmet vermek ve hatta Türk Telekom'un faturası ile tahsilat imkanı getiriliyor..
BTK'nn getirdiği bu hizmet sayesinde bu hizmeti veren şirketler gelir elde edip cirolarını büyütme imkanı buluyor. elde edilen cirolar belli bir büyüklüğe ulaşınca (10 milyon TL) BTk haklı olarak artık şirketlerin hizmet vermek için tüketiciler ile sözleşme yapmasını ve kendi faturalarını kesmesini istiyor.. Ama gelin görün ki şirketler bunu kendilerine zarar verecek bir adım olarak görüyor.. Bir yandan alternatif olmaya çalışan şirketlerin "kendi sözleşmenizi yapın kendi faturanızı kesin 10 milyon TL gelir elde ettinz gerekli büyüklüğe ulaştınız" sözlerine verdiği tepkiyi bu yüzden anlamak pek mümkün olmuyor...
KAYNAK
Markalar deyince tabi ki aklınıza reklamlarda gazetelerde takip ettiğimiz dev markalar geliyor..ama bir de spor kulüplerini düşünün.. 4 büyük kulübü özellikle.. Fenerbahçe'yi Galatasaray'ı Beşiktaş ve Trabzonspor'u...
Kulüpler son dönemde klasik pazarlama anlayışlarını bir kenara bırakarak stat ve tribün isimlerinden tutun formaların her köşelerine cep telefonundan televizyon yayınlarına kadar çok geniş alanda adlarını duyurmaya çalışıyorlar..milyonlarca kişiden oluşan taraftar kitlelerinin bağlılığını ve gücünü kulübe gelir olarak döndürmeyi hedefliyorlar..böylece rekabeti sahalardan cep telefonu abonesi sayısına kredi kartı sayısına yayıyorlar..
Gazetelerde Galatasaray ile Fenerbahçe'nin kredi kartı kullanıcı sayısındaki rekabetini. Cep telefonu abonesi sayısında Beşiktaş ve Trabzon'un nasıl hızla yol aldıklarını takip ediyoruz..
Bu rekabetin son örneğinde kulüpler birer GSM operatörü haline geldi.. Fenercell geçtiğiimiz günlerde 100 bin aboneye ulaşarak pazarda önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi..GSMobile ve KartallCell ile TrabzonCell de yakından takip ediyorlar..Bu uygulam ile tüm taraftar kullandıkları GSM numarasını değiştirmeden kendi takımlarının operatörüne numarasını taşıyarak kullüplerine destek olabiliyorlar..sektörden takip ettiğim kadarıyla bu uygulamanın yeni örneği olarak yakında ADSL'i de görebiliriz..
Yani GSM'den sonra taraftar ADSL'i de görebileceğiz..Fenerbahçe Galatasaray rekabetini ADSL aboneliğinde de izleyebileceğiz.. Böylece internet kullanan taraftarlar ADSL abonelikleri ile de kulüplerine destek olma imkanı bulabilecek.. bakalım yeni dönemde daha neler göreceğiz..
Fatura kesmeden alternatif olunur mu?
Telekom sektörü çok hızlı değişiyor.. Türkiye son yıllarda attığı adımlarla 5 yıl gibi kısa bir sürede tüm sektörü liberal hale getirdi..Bu süre dünya örneklerine bakıldığında çok kısa sürede sektörün serbestleştirildiği görülüyor. Öncelikle bu konuda ötürü sektörün düzenleyici kurulu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nu (BTK) kutlamak gerek..
Şu anda hiçbir kısıtlama olmadan gerekli izinleri alan tüm firmalar istedikleri telekom hizmetine yatırım yapabiliyor. ve herhangi bir kısıtlama olmadan istediği hizmeti istediği altyapı yatırımını yapabiliyor.. altyapı yatırım yapmak istemeyen ve daha küçük yatırımlarla daha az risk alarak hizmet vermek isteyen şirketler ise Türk Telekom'un altyapısını kullanarak hizmet veriyor..Bu hizmet sektörün düzenleyicisi BTK'nın belirlediği şartlarda gerçekleştiriliyor.. Bu şirketler kendilerini alternatif telekom operatörleri olarak tanımlıyor. Türk Telekom'a alternatif olmaya çalışıyorlar..
Bu operatörler arasında fiber altyapısı döşeyerek hizmet verenler de var.. daha çok kurumsal abonelere hizmet vermeyi hedefleyen de var.. daha çok 10xx şeklinde dört habeli ön kod ile arama hizmeti vermeye odaklanan da var.. son günlerde değişik yayın organlarında rastladığım bir haber BTK'nın işinin ne kadar zor olduğunu düşündürttü bana..BTK bahsettiğim bu alternatif operatörlerin büyümesi için onları destekleyici ve koruyucu önlemler alıyor..10xx şeklindeki kodlu arama hizmeti bunlarda birisi.. çünkü bu hizmet ile Türk Telekom'un altyapısı üzerinden hizmet vermek ve hatta Türk Telekom'un faturası ile tahsilat imkanı getiriliyor..
BTK'nn getirdiği bu hizmet sayesinde bu hizmeti veren şirketler gelir elde edip cirolarını büyütme imkanı buluyor. elde edilen cirolar belli bir büyüklüğe ulaşınca (10 milyon TL) BTk haklı olarak artık şirketlerin hizmet vermek için tüketiciler ile sözleşme yapmasını ve kendi faturalarını kesmesini istiyor.. Ama gelin görün ki şirketler bunu kendilerine zarar verecek bir adım olarak görüyor.. Bir yandan alternatif olmaya çalışan şirketlerin "kendi sözleşmenizi yapın kendi faturanızı kesin 10 milyon TL gelir elde ettinz gerekli büyüklüğe ulaştınız" sözlerine verdiği tepkiyi bu yüzden anlamak pek mümkün olmuyor...
KAYNAK
