Bu konuyu okuyanlar

Mtn S

Onursal Üye
Emektar
Katılım
16 Ocak 2017
Mesajlar
23,347
Reaksiyon puanı
15,350
Puanları
113
  • Aslında her kitap, içinde yazıldığı kültürel atmosferin izlerini taşır. Bunları aştığı ve uzun soluklu tezlere dayandığı ölçüde bilimsellik iddiasına hak kazanır ve kalıcı olur.
  • Bizdeki Osmanlı özlemi daha çok İslamcı bir devlet yapısı özlemi olarak ortaya çıktı, fakat gelinen noktada bizi bölgede daha da yalnızlaştırmaktan öte bir işlev görmedi.
  • Türkler ne Müslümanlığı, ne milliyetçiliği, ne liberalizmi, ne de sosyalizmi icat ettiler. Bunların hepsi de dışarıdan geldi. Sadece Türkiye’yi incelemek bize Türkiye gerçeğini öğretmez, daha da kötüsü Türkiye dışına kuşkuyla, kaygıyla bakmamıza yol açar. Yapılacak şey Batı’dan ‘felsefe’ ithal etmek değildir, hayali bir ‘Doğu-Batı sentezi’ peşinde koşmak hiç değildir. Yapılacak şey, günümüzde ‘Batı’ adı altında toplanan çelişkiler yumağına bilimsel ve eleştirel yöntemle yaklaşmak, Türkiye’yi bu büyük resim içinde kavramak ve uygarlık kavgamızı da halk güçleriyle, fakat küresel dayanışma olanaklarını da ihmal etmeden yürütmektedir. Ben, bilimsel çalışmaları da bu kavganın bir parçası, hem de önemli bir parçası olarak görüyorum ve tarih, toplum bilimleri ve felsefe alanındaki çalışmalarımda, kendi olanaklarım dâhilinde, bu kavgaya katkıda bulunmaya çalıştım.
 
Üst