Talat ile Hristofyas yarın masada

maxxdump

Dekan
Katılım
2 Nisan 2008
Mesajlar
6,377
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Yaş
40
KKTC Cumhurbaşkanı Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Hristofyas, Kıbrıs’ta 4 yılı aşkın süren durgunluğun ardından, kapsamlı Kıbrıs müzakerelerinin prosedürünü belirlemek amacıyla yarın Lefkoşa ara bölgede bir araya gelecek.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Taye-Brook Zerihoun’un ara bölgedeki ikametgahında yapılacak görüşmede, görevine yeni başlayan, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer de hazır bulunacak. Downer, adaya dün geldi.

Talat-Hristofyas görüşmesine Talat’ın BM ve AB ile Müzakerelerden Sorumlu Temsilcisi Özdil Nami ile Rum başkanlık komiseri Yorgos Yakovu da katılacak.

Törensel nitelikte olacağı belirtilen yarınki görüşmede, kapsamlı müzakerelerin prosedürü belirlenecek. Kapsamlı müzakerelerin ise 11 Eylülde başlaması öngörülüyor.

SÜREÇ 21 MARTTA BAŞLADI

Talat ve Hristofyas, Kıbrıs Rum kesiminde şubat ayında yapılan liderlik seçimlerinin ardından başlayan yeni süreç çerçevesinde 21 Mart, 23 Mayıs, 1 Temmuz ve 25 Temmuzda 4 kez bir araya geldi.

Annan planı için 24 Nisan 2004’de yapılan referandumda Rumların çözüm planını reddetmesinin ardından durgun döneme giren Kıbrıs sorununu müzakere süreci, Kıbrıs Rum kesimindeki lider değişikliğiyle hareketlenmeye başladı. Kıbrıs Rum kesiminde 24 Şubatta yapılan ikinci tur seçimlerde Rum Meclis Başkanı ve AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ın, yüzde 53.36 oy alarak, Kıbrıs Rum halkının yeni lideri olması adada “çözüm rüzgarı” estirdi.

Talat ile Hristofyas, yeni süreç çerçevesinde ilk olarak 21 Martta bir araya geldi. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Michael Möller’in ara bölgedeki ikametgahında düzenlenen ve yaklaşık 3.5 saat süren görüşmede liderler, 3 ay sonra bir araya gelmeyi kararlaştırdılar. Liderler, Lokmacı Kapısı’nın da teknik olarak mümkün olan en kısa sürede açılması için uzlaşmaya vardılar.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Möller, 21 Mart görüşmesinin ardından her iki lider adına yaptığı açıklamada, liderlerin bir dizi çalışma grubu ve teknik komiteler kurmak, gündemlerini belirlemek ve bunu mümkün olan en hızlı şekilde yapmak üzere danışmanlarının bir hafta içinde buluşmasına karar verdiklerini bildirdi. Talat ile Hristofyas’ın teknik komitelerin varacağı sonuçları kullanarak, BM Genel Sekreteri gözetiminde tam teşekküllü müzakereleri başlatmak konusunda anlaştıklarını belirten Möller, liderlerin resmi müzakerelere başlamadan önce de gerektiği sürece ve gerektiği zaman buluşmak konusunda fikir birliğine vardıklarını kaydetti.

Talat ile Hristofyas’ın 21 Martta yaptığı görüşmede varılan mutabakat uyarınca oluşturulan teknik komitelerde anlaşmaya varılan önlemler de 20 Haziranda açıklandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın BM ve AB ile Müzakerelerden Sorumlu Özel Temsilcisi Özdil Nami ile Rum başkanlık komiseri Yorgos Yakovu düzenledikleri basın toplantısında bu önlemleri açıkladılar. 6 maddeden oluşan önlemler, kültürel mirasın korunmasına yönelik eğitim programları, yol güvenliği, ambulansların karşılıklı geçişleri, ortak sağlık komitesi kurulması, çevre eğitimi ve atıklarla ilgili çalışmalar yapılmasını içeriyordu.

İki tarafın liderleri 1 Temmuzda yeniden bir araya gelerek, 4,5 saat görüştüler. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Zerihoun, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, liderlerin, “tek egemenlik ve tek vatandaşlık konusunda prensipte anlaştığını” bildirdi. Zerihoun, liderlerin, uygulamaya ilişkin detayları kapsamlı müzakerelerde ele alma konusunda da uzlaştığını açıkladı.

Liderler, 1 Temmuz görüşmesinde ilk kez teknik komite ve çalışma gruplarının faaliyetlerini gözden geçirirken, 25 Temmuzda yeniden bir araya gelerek, çalışma grupları ile teknik komitelerin çalışmalarını son kez gözden geçirmeyi kararlaştırdılar.

16 MADDELİK ÖNLEMLER

Liderlerin 25 Temmuz görüşmesi sonrasında açıklanan ve “hemen ve tamamen uygulanması için talimat verdiği” önlemler şöyle:
Ara bölgedeki yasa dışı çöp alanlarının ortadan kaldırılması ve etkilenen alanların iyileştirilmesi için işbirliği yapılması, Çevre uzmanları arasında tecrübe ve bilgi paylaşımı konusunda işbirliği yapılması,
Orman yangınlarının önlenmesi için işbirliği yapılması,
Atık yönetimi -bertaraf edilmesi ve geri kazanımı,
Su tasarrufu konusunda bilincin artırılması,
Kıbrıs’taki maden ve taş ocakları faaliyetleri konusunda ortak bir yaklaşım geliştirilmesi için işbirliği yapılması,
Biyolojik çeşitliliğin ve doğanın korunması,
Deniz kirliliğinin yönetimi ve kontrolü,
Kimyasal kirliliğin yönetimi ve kontrolü,
Asbest kirliliğinin yönetimi ve kontrolü,
Artık kullanılmayan kirli alanların yönetimi ve kontrolü,
Kıbrıs’ın taşınmaz kültürel mirasının tam listesinin derlenmesi,
İki pilot restorasyon projesinin hayata geçirilmesi,
Eğitici interaktif bir bilgisayar programının geliştirilmesi,
Kriz durumlarında işbirliği için mekanizmalar kurulması,
Suç ve suça ilişkin konularda bilgi ve istihbarat paylaşımı yapılması.




kaynak:Talat ile Hristofyas yarın masada
 

legolas4444

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Bu mehmet ali talat olacak adam türkiyenin düşmanlarından birisidir. Eğer 4 yıl kıbrısta kalmamış olsaydım kesinlikle onun hakkında böyle bir yorumda bulunmazdım..
 

emubaltaci

Rektör
Emektar
Katılım
21 Kasım 2005
Mesajlar
18,863
Reaksiyon puanı
129
Puanları
243
Bu mehmet ali talat olacak adam türkiyenin düşmanlarından birisidir. Eğer yıllarca 4 yıl kıbrısta kalmamış olsaydım kesinlikle onun hakkında böyle bir yorumda bulunmazdım..
kıbrısta türkiyi seven varmı?
hespi ingiliz somurgesi olmak istiyor
 

legolas4444

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
haklısın adamlar türkiyeden nefret ediyorlar biz olmasak alayı eoka kurbanıdı şimdi

Bu adamlar ellerinden gelse rumlardan önce Türk askerini ve türkleri adadan atarlar. İngilizler onların ruhlarını sömürmüş. Dilleri, günlük yaşantıları hatta isimleri bile onlar gibi olmuş ve olmaya devam ediyor. Onların türklükle alakaları falan kalmamış. İngilizlere benzemekten gurur duyuyorlar. Bilmiyorum bunu duydunuz mu ama bizler için şu tabiri kullanıyorlar. Hani kumsala deniz getirirde içindeki pislikleri yığar ya bu kıbrıslı olacak şahıslar bu pislikler için bir isim kullanıyorlar gerçi şimdi onu unuttum değişik bir adı vardı onun, işte bu tabiri Türkiyeden gelenler için , Türkler için kullanıyorlar. Yani bize çöplük diyorlar. Bakmayın siz yavru vatan dendiğine hepsi hikaye. İngiltereyle Türkiye çiftleşmiş ama soysuz kıbrıs babası Türkiye yerine , anası İngilterenin yavrusu olmuş..
 

MegaWolt

Profesör
Katılım
29 Mayıs 2007
Mesajlar
3,522
Reaksiyon puanı
42
Puanları
228
Bu adamlar ellerinden gelse rumlardan önce Türk askerini ve türkleri adadan atarlar. İngilizler onların ruhlarını sömürmüş. Dilleri, günlük yaşantıları hatta isimleri bile onlar gibi olmuş ve olmaya devam ediyor. Onların türklükle alakaları falan kalmamış. İngilizlere benzemekten gurur duyuyorlar. Bilmiyorum bunu duydunuz mu ama bizler için şu tabiri kullanıyorlar. Hani kumsala deniz getirirde içindeki pislikleri yığar ya bu kıbrıslı olacak şahıslar bu pislikler için bir isim kullanıyorlar gerçi şimdi onu unuttum değişik bir adı vardı onun, işte bu tabiri Türkiyeden gelenler için , Türkler için kullanıyorlar. Yani bize çöplük diyorlar. Bakmayın siz yavru vatan dendiğine hepsi hikaye. İngiltereyle Türkiye çiftleşmiş ama soysuz kıbrıs babası Türkiye yerine , anası İngilterenin yavrusu olmuş..

ben yardımcı olayım sana, "FİCA" diyorlar bize..anlamı "denizden gelen pislik"....kıbrısın büyük kısmı Türkiye vatandaşını ve askerini sevmiyor, bunu oraya giden herkes çok iyi biliyor. Ama oradaki herkes öyle demek yanlış olur. Benim çok arkadaşım var "gerçek Kıbrıs Türkü" olan...
 
Katılım
11 Aralık 2007
Mesajlar
152
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Bence mesajı başlatan arkadaş KKTC gözüyle Türkiye yorumunu yapsa iyi olurdu, sanırım kendisi oradan.
 

legolas4444

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
ben yardımcı olayım sana, "FİCA" diyorlar bize..anlamı "denizden gelen pislik"....kıbrısın büyük kısmı Türkiye vatandaşını ve askerini sevmiyor, bunu oraya giden herkes çok iyi biliyor. Ama oradaki herkes öyle demek yanlış olur. Benim çok arkadaşım var "gerçek Kıbrıs Türkü" olan...

Sağol kardeşim hatırlattığın için..Benimde kıbrıs türkü arkadaşım çok oldu. Ancak dikkatini çekmek isterim bu arkadaşlarımın aileleri savaştan sonra adaya gidip yerleşen insanların çocukları..yani kıbrıslı değiller. Savaşı gördüğü halde Türkiyeden nefret eden insan dahi gördüm.Rumlar ve ingilizler bunları halletmiş.
 
Üst