Su sahip mi kabına

Bu konuyu okuyanlar

llavinya

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Çayın da ta­dı ne gü­zel­di de­min! Ko­ku­su mis gi­bi ya­yıl­mış­tı, oda­ya. Bi­raz şe­ker, bil­lur bir kır­mı­zı­lık ve off; kıv­ra­na­rak tü­ten bu­har...
Sı­ca­ğı, par­mak uç­la­rın­dan içi­ne iş­ler­ken yu­dum yu­dum içer­sin. Ama son­ra;
“Ta­dı da de­min ne gü­zel­di ça­yın” der­sin!

***

Sa­hip­le­nir­sin bi­ri­ni; onu, şu­nu, be­ni... Uzak­ta da ol­san; bi­lir­sin ki kar­şın­da­dır, san­ki ay­nı ma­sa­da!.. Ha­ni söz­ler ba­zen mek­tup sı­cak­lı­ğın­da olur ya ve­ya sa­tır­lar ba­kış­la­ra ben­zer, dem­li bir çay kı­va­mın­da!.. Um­ma­dı­ğın bir za­man­dır; kar­şı­na çı­kı­ve­rir, sa­na eri­şi­ve­rir, kal­bi­ne do­ku­nu­ve­rir...
Ona kar­şı ra­hat­sın­dır; ra­hat ko­nu­şur­sun onun­la, ra­hat ba­kar­sın, ra­hat­ça do­ku­nur­sun hat­ta ya­dır­ga­ma­ya­ca­ğı­nı, sor­gu­la­ma­ya­ca­ğı­nı bi­le­rek... Bi­lir ki ra­hat­sın ve bi­lir­sin ki ra­hat­tır... Se­nin için ko­nu­şur, ya­zar; ya­ni otur­mak­ta­sı­nız­dır kar­şı­lık­lı... Bun­ca ka­la­ba­lık­lar ve bun­ca za­man­sız­lık­lar için­den ay­rıl­mış za­man­da, der­sin ki; bir va­kit se­ni­nim ve sen de vak­ti sen kı­va­mı­na ge­ti­rip koy ma­sa­nın üs­tü­ne!

***

Şu an­da, gü­zel­sin ve­ya de­ğil; ağır­baş­lı­sın ve­ya tat­lı ka­çık; ke­der­li ve­ya ça­kır ke­yif; ha­tı­ra­la­ra do­lan­mış ve­ya ufuk­la­ra bak­mak­ta ol fark et­mez. Bü­tün sı­fat­lar “be­nim için” fı­sıl­dar se­nin ku­la­ğı­na, ve der­sin ki: Be­nim­sin!..
Bu­nun iza­hı; sa­hip­len­me duy­gu­su­dur...
Her na­sıl, ne, kim ol­du­ğum/ol­du­ğun fark et­mez ar­tık, çün­kü sa­hip­len­miş­sin­dir...
“Be­nim­sin” de­miş­sen, se­ver­sin be­ni de bu sa­hip­len­me duy­gu­suy­la... Te­ke gi­bi boy­nu­zun, bey­gir gi­bi kuy­ru­ğun ol­sa; onu bi­le se­ver­sin, sa­hip­le­miş­sen... İn­san “ar­dın­da bı­rak­tı­ğı­na” bi­le söz söy­len­sin is­te­mez, ken­diy­le il­gi­si ol­du­ğu için!

***

Hâl­bu­ki dün­ya, sa­hip­len­me ye­ri de­ğil­dir, çün­kü kim­se “sa­hip” de­ğil­dir!
Dem­lik­te­ki su da; çay­dan­lı­ğı sa­hip­len­miş­ti, ama “Ey­vah, de­di­ler. Az ön­ce do­luy­du bu çay­dan­lık!..
Ya­ni, ha ka­bın­da­ki su, ha be­de­nin­de­ki in­san; ay­nı şey!

Muammer Erkul
 

meçhul_yolcu

Müdavim
Katılım
7 Ekim 2008
Mesajlar
1,118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
"Sen, ey dünyaya şahit olmak için gelen insan! Şahitliği bırakıp da sahiplenmeyi mi omuzladın?Peki değdi mi?"
Bu dünyadaki bütün yaşamımız gündüzün bir saati kadar bir zaman diliminde birbirimizle tanıştığımız an kadar kısa bir zaman diliminden ibaret iken bütün bir hayatımızı anlık zevklerimiz, rahat bir yaşam hayallerimiz adına ateşe atmak öteki dünyada geri dönüşü olmayan, süresiz bir şekilde yok oluşumuz anlamına geliyor.
Öyle ki, sahiplenip kendimize ait zannettiğimiz her şeyin toprak olup elimizden alınacağını da düşünürsek, bu alışverişin hiç de mantıklı bir yanının olmadığı anlaşılıyor.
Dünyaya dair hiçbir şey bizde kalmayacak.Bizlere sunulan geçici hayata sıkı sıkıya sarılırsak, öteki dünyada bir daha düzeltemeyeceğimiz pişmanlıklarla yüz yüze gelebiliriz.Bizim olmayanı sahiplenmek bizleri bencil ve umursamaz bir yolculuğun asık suratlı palyaçolarına dönüştürecektir.
Öyle görülüyor ki elde ettiğimiz her kazanç bizleri bu dünyaya biraz daha bağlayan amaçlar haline dönüşüyor.Sonrasında ise bu sahip olma duygularımıza yön veremiyoruz.Gerçekten sahiplendiğimiz, bırakılması gereken yerde terk edemediğimiz bu bağımlılıklarımızın kontrol ettiği bireylere dönüşüyoruz.

Hâlbuki dünya, sahiplenme yeri değildir, çünkü kimse “sahip” değildir!
Demlikteki su da; çaydanlığı sahiplenmişti, ama “Eyvah, dediler.Az önce doluydu bu çaydanlık!..
Yani, ha kabındaki su, ha bedenindeki insan; aynı şey!

paylaşım için teşekkürler.yüreğinize sağlık.
 

llavinya

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Devamlılığı olmayan bir şeyleri sahiplenmek hataymış. Bedene değil ruha iyi bakmak lazımmış.
 
Üst