Spor Yazarları: "İsteyince Oluyormuş!"

aliihsangs12

Profesör
Katılım
29 Nisan 2008
Mesajlar
1,348
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
3151__077splash_hberlin0gs1.jpg

Almanya’dan 3 puanla dönen Galatasaray için spor yazarları övgü dolu satırlar yazdılar. Spor yazarlarının ortak kanısı sarı-kırmızılıların isteyince çok iyi futbol oynadığı yönünde.

Galatasaray Herta Berlin karşısında sergilediği başarılı futbolla 3 puan aldı. Spor yazarları dirençli ve güzel futbolun getirisi olarak değerlendirdikleri galibiyet için "İsteyince oluyormuş" yorumlarında bulundular.

2008_09_13_galatasaray_spor_yazarlari.jpg


Osman Tanburacı (Yeni Şafak): UEFA'nın Lideri
Türkiye Skibbe'yi tartışa dursun şimdi benden dili uzunlara bir soru;
Başka Türk takımı var mı ki gruptan iki deplasman galibiyeti ile çıksın! Hem de mükemmel oynayarak, hem de Portekiz ve Alman'ı aşarak, hem de lider olarak...
Galatasaray'ı ilk kez hem de deplasmanda bu kadar şut çekerken gördüm. Lincoln tam üç net vuruş yaptı biri sol, öteki sağ çatala...
İlk çeyrekte Herta Berlin yalandan peşrev attı! Hücum ediyormuş gibi gözüktü topu bir türlü Galatasaray ceza alanına sokamadı.
Son dakikalarda Herta Berlin bütün hatlarıyla bastırdı iyi kapandık, UEFA'daki liderliği sürdürerek grup çıktık. Bu büyük bir başarıdır, gururdur, mutluluktur.
Teşekkürler Skibbe...
Teşekkürler Galatasaray...

Levent Tüzemen (Sabah): Aslan Zoru Seviyor
Üstüne basa basa söylüyorum; Galatasaraylı futbolcular maç ayrımı yapıyor. Bu, Hertha Berlin önünde bir kez daha su yüzüne çıktı. Ligde zirveden kopacak duruma geldiklerinde, Avrupa'da da zora düştüklerinde kazanmaya yönelik bir şekilde futbola iyi konsantre oluyorlar.
Galatasaraylı futbolcular istediklerinde nasıl koşacaklarını, nasıl savunma yapacaklarını ve hücuma nasıl akıllı çıkacaklarını Hertha önünde gösterdiler. Dondurucu Berlin gecesinde makine düzeninde işleyen bir Galatasaray izledik.
Galatasaray hiç panik yapmadı. Özgüvenleri yerindeydi. Hiç ezbere top atmadılar. Dar alanda kurdukları üçgenlerle ayağa isabetli paslan kullandılar. Baros gecenin en çalışkanıydı. Geriye gelip top çıkardı. Çapraz koşularla rakip defansın dengesini bozdu. Çoğu zaman tek başına duvar oldu.
Maç öncesi Berlin'de, "Galatasaray fark yer" düşüncesi hakimdi ama Galatasaray fizik olarak üstündü, ikili mücadeleleri kaybetmedi ve topa daha çok sahip olarak Hertha'yı yendi. Böylelikle Üstünel'in iddia ettiği gibi Berlin'e ismini tekrar hatırlattı.

Turgay Şeren (Akşam): Güzel Oyun, Güzel Sonuç
Galatasaray, Hertha Berlin karşısında takım olarak çok iyi oynadı. Kaleci De Sanctis'den, sol açık Kewell'a kadar her futbolcu gerekenden fazlasını ortaya koydu. Öyle güzel bir mücadele örneği verdiler ki Hertha Berlinli futbolcular Galatasaray kalesine gelmektense topu yana ve kendi kalelerine doğru oynamak mecburiyetinde kaldılar.
Bütün takım başarılıydı ancak en başarılı taraf Galatasaray'ın orta sahası ve defansıydı. Dün akşam Meira ve Servet defansın göbeğinde hiç hata yapmadılar.
Arda markaj altındaydı o bildiğimiz, istediğimiz gibi oynayamadı. Baros görevini yaptı. Güzel bir penaltı attı ve rakip defansı bayağı zorladı.
Galatasaray, Hertha Berlin'den çok daha iyi bir takım, arzu ettiğimiz sonucu alamasaydı doğrusu çok hem de çok yazık olurdu.

Hakan Ünsal (Star): Lincoln Kafa Karıştırdı
Galatasaray'a yurt dışında deplasmana gidince birşeyler oluyor. Türkiye'de deplasmanda zorlanan ve kazanamayan Galatasaray, yine bir Avrupa maçında çok iyi oynadı.
İlk yarının ilk 5 dakikasında etkili olmaya çalışan Hertha Berlin, bu dakikadan sonra resmen Galatasaray'ın baskısı ve presi altında ezildi.
Hertha'lı defans oyuncuları Galatasaray'ın forvet ve arkasındaki üçlüsünü ceza sahasına hiç sokmadılar. Zaten Hertha kalecisi ile karşı karşıya bir pozisyon yoktu. İşte bu yüzden özellikle Lincoln bulduğu fırsatlarda uzaktan ve etkili vurdu.
Bu Lincoln'ü görünce kafam karıştı. Madem bu kadar etkili vurabiliyorsun, neden Süper Lig'de vurmazsın, anlamam. Galatasaray orta alanında Barış ve Mehmet Topal çok koştular ve iyi mücadele ettiler. Bu iki oyuncunun mücadelesi, arkadaki Servet ve Meira'nın da rahatlamasını sağladı. Galatasaray güzel oynadığı maçtan Baros'un penaltı golüyle 3 puanla ayrılırken, gruptan da çıkmış oldu.

Ahmet Çakır (Zaman): Şimdi Zaferi Kutlama Zamanı
Futbolda tarih yazmak her zaman maç sonuçlarıyla olmaz. Dün gece Berlin'de belki de dünya futbol tarihinde eşine ender rastlanacak bir olay yaşandı. Tribünlerdeki 60 bin civarındaki seyircinin büyük bölümü G.Saray taraftarıydı. Maç öncesinde söylenen "Sarı-Kırmızılı taraftarlar 40 bin bilet aldı" sözü gerçeğe epeyce yakındı.
İşte bu ortamda önce tribünde yazılan tarih, sonra sahaya yansıdı. Daha doğrusu tekerrür etti. Çünkü 1999'da da Şampiyonlar Ligi'nde grupta yaptığı 4 maçta sadece 1 puan alabilmiş olan Galatasaray, yine bu statta Hertha Berlin'i 4-1 yenerek ayağa kalkmış, ardından da Milan'ı 3-2'yle geçerek UEFA Kupası'na tarihi yürüyüşünü başlatmıştı.
Galatasaray her şeyi yapıyordu. Ama golü nasıl bulacağı belirsizdi. O iş de Lincoln'e kalmış gibiydi. Çünkü gole en yaklaştığı anlar Brezilyalı yıldızın iki müthiş şutuyla olmuştu. Kewell ve Baros'un bu tarihi gecenin biraz sönük kalan adamları oluşu Sarı-Kırmızılı takımın golü bulmakta zorlanmasının en önemli nedeniydi.
Sarı-Kırmızılı takımın Avrupa fatihi unvanını bir kez daha ne kadar haklı olarak edindiğini gösteren dün geceki karşılaşma Teknik Direktör Michael Skibbe'nin de derin bir soluk almasını sağlayacaktır. Artık gruptan lider çıkma şansını bir kat daha artıran Sarı-Kırmızılı takım, bu sezonki parçalı bulutlu havayı bundan sonra dağıtacaktır.

Cüneyt Tanman (Takvim): Cimbom İsterse...
Galatasaray şaşırtmaya devam ediyor. SarıKırmızılılar Fenerbahçe, Ankaraspor, Hacettepe ve Metalist maçlarından çok farklı olmayan bir kadro, aynı sistem fakat siyahla beyaz kadar farklı bir görüntü sergiledi.
Galatasaray, özellikle maçın ilk 60 dakikasında Hertha Berlin'i adeta sahadan sildi. 60'dan sonra biraz yorulur gibi oldu. Hertha'nın iki tane net pozisyonu var. Bunlar olsa belki sıkıntı yaşanabilirdi ama penaltının çok güzel zamanda gelmesi Galatasaray'ın güzel futbolunu galibiyetle kapatmasını sağladı.
Metalist maçında hayal kırıklığı yaşatmıştı ama dün akşamki futbolu aldığı 3 puanla grup liderliği yolunda büyük bir avantaj sağladı. Daha da önemlisi UEFA'da final oynamak için ne kadar iddialı olduğunu kanıtladı.

Yalçın Dümer (Fanatik): Zafere Kaçış
İnanılmaz bir atmosfer. Berlin Olimpiyat Stadı'nın dün geceki makyaj rengi Sarı-Kırmızı. 40-45 bin Türk ve müthiş bir senfoni, ruha ruh katan. Ölüyü diriltir vallahi. Lincoln kaptan. Ultra şık. Kulaklarınız çınlasın, anlayan anlar.
Ayhan'ın yokluğu ne yalan söyleyeyim herkesi tedirgin ediyordu. Ama Mehmet Topal ve Barış Özbek kimsenin hasretini çektirmedi. Ayrıca haftalardır, ısrarla olmazsa olmaz diye iddia etiiğim Barış Özbek'in arzusu diğerlerinden biraz daha fiyakalıydı.
Servet, Metalist maçını geçmişe gömen hareketleri, sonradan oyuna giren Emre'nin can alıcı kademeleri, Sanctis'in güvenli eldivenleri zafere giden yolun haritasıydı sanki. Son olarak bütün takımı kutluyor, ayrıca Lincoln ve Barış'a selamlarımı gönderiyorum. Yahu bu takıma bir şey oluyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bir öyle bir böyle. Ama Avrupa'da mükemmelin ötesinde.

Kaynak
 
Üst