Tartarus
Profesör
- Katılım
- 18 Ağustos 2006
- Mesajlar
- 1,241
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 0
Sayıları kaçtı?
On iki mi, on üç mü?
Çok fazla yani!
Kısaca anmak gerektiğinde “Şırnak Şehitleri” diyerek cümle tamamlanabiliyor.
Bundan sonrasını takip edebilmek için bir zahmet adlarını okuyalım:
Astsubay Ahmet Sarıoğlu ile Bayram Güzel, Turgay Salgur, Mehmet Uyar, Seyfi Altuntaş, Mehmet Yıldırım, Mehmet Uçarı, Kasım Aksoy, A. Şükrü Karataş, Emrah Eryılmaz, Sıddık Küçükgöz, Fetullah Selçuk ve Mehmet Coşkun…
Her biri Anadolu"nun dört bir yanından gelmişlerdi, dört bir yanına döndüler.
Sessiz sedasız uğurlanmışlardı, bando ile karşılandılar!
Ahmet Sarıoğlu Malatya"dan, Bayram Güzel Denizli Kurtluca köyünden, Mehmet Uyar Şanlıurfa"dan, Turgay Salgur Kars"ın Yolaçan köyünden, Seyfi Altuntaş Samsun Ayvacık"tan, Mehmet Yıldırım Konya Kadıhan"dan, Mehmet Uçarı Konya Kulu"dan, A. Şükrü Karataş Erzurum Karayazı Tosunlu köyünden, Emrah Eryılmaz Niğde Kilkere"den, Sıdık Küçükgöz Çorum Aşılıarmut köyünden, Fethullah Selçuk Diyarbakır Satı köyünden, Mehmet Coşkun Gaziantep"ten gelmişlerdi.
İsimlerinin yanında yer alan yerleşimlerde toprağa verildiler.
Ölümleri toplu katliam kategorine girdiği için yankı yaptı.
Basın uzun zamandır ilk kez gazeteciliğini hatırladı, muhabirlerini şehitlerin evlerine yolladı.
Milliyet"ten Ümran Avcı"nın gittiği Gaziantep"te Mehmet Coşkun"un evini çarpıcı biçimde sergiledi:
“Şehitin evinde cam çerçeve yok!”
İçerde ise eşya yok. Sadece yere serili kilimler ve kenara yığılmış yataklar var.
Annesi Hazal"ın Türkçe bilmediğini oğlu için Kürtçe ağıtlar yaktığını ise yerel gazeteler haberlerinde ayrıntı olarak verdiler.
Yüreği yanık annenin Kürtçe ağlaması ülkenin bütünlüğü açısından bu aşamada doğru olmazdı!
“Şırnak Şehitleri”nden onbaşı Kasım Aksoy"un Şanlıurfa Betaş köyündeki evinde yetim kızları 3 yaşındaki Güneş ile 2 yaşındaki Zeliha çorapsız yalınayak dolaşıyorlardı. Babaları şehit olunca Valilik onları giydirdi!
Gaziantep Valiliği ise Şehit Mehmet"in camsız çerçevesiz evine taziye sırasında henüz cam taktırmamıştı. Belki taktırır!..
Şehitler için Haber Türk televizyonu büyük bir kampanya başlattı.
Herkes para veriyor.
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde 33 milyon YTL toplanmıştı.
Fatih Terim ve Milli Takım futbolcuları aralarında 1 milyon YTL toplayarak kampanyaya önemli bir destek verdiler.
Anadolu"nun saf ve temiz çocuklarının “çok yoksul” hallerini ancak onlar “şehit” olduklarına öğreniyoruz. Şehit olmasalardı ne cam çerçevesiz evlerde yaşadıklarını, ne de çocuklarının ayaklarında çorap bile bulunmadığını bilecektik.
Gençler şehit oldular, Türkiye onların fakir olduğunu fark etti.
Hemen herkes elini cebine attı.
Alın size para!
Korkmayın siz ölün, biz paranızı veririz!
Nazım ALPMAN
[size=8pt]Alıntıdır[/size]
http://www.heroestr.net/forum/index.php?showtopic=1704
On iki mi, on üç mü?
Çok fazla yani!
Kısaca anmak gerektiğinde “Şırnak Şehitleri” diyerek cümle tamamlanabiliyor.
Bundan sonrasını takip edebilmek için bir zahmet adlarını okuyalım:
Astsubay Ahmet Sarıoğlu ile Bayram Güzel, Turgay Salgur, Mehmet Uyar, Seyfi Altuntaş, Mehmet Yıldırım, Mehmet Uçarı, Kasım Aksoy, A. Şükrü Karataş, Emrah Eryılmaz, Sıddık Küçükgöz, Fetullah Selçuk ve Mehmet Coşkun…
Her biri Anadolu"nun dört bir yanından gelmişlerdi, dört bir yanına döndüler.
Sessiz sedasız uğurlanmışlardı, bando ile karşılandılar!
Ahmet Sarıoğlu Malatya"dan, Bayram Güzel Denizli Kurtluca köyünden, Mehmet Uyar Şanlıurfa"dan, Turgay Salgur Kars"ın Yolaçan köyünden, Seyfi Altuntaş Samsun Ayvacık"tan, Mehmet Yıldırım Konya Kadıhan"dan, Mehmet Uçarı Konya Kulu"dan, A. Şükrü Karataş Erzurum Karayazı Tosunlu köyünden, Emrah Eryılmaz Niğde Kilkere"den, Sıdık Küçükgöz Çorum Aşılıarmut köyünden, Fethullah Selçuk Diyarbakır Satı köyünden, Mehmet Coşkun Gaziantep"ten gelmişlerdi.
İsimlerinin yanında yer alan yerleşimlerde toprağa verildiler.
Ölümleri toplu katliam kategorine girdiği için yankı yaptı.
Basın uzun zamandır ilk kez gazeteciliğini hatırladı, muhabirlerini şehitlerin evlerine yolladı.
Milliyet"ten Ümran Avcı"nın gittiği Gaziantep"te Mehmet Coşkun"un evini çarpıcı biçimde sergiledi:
“Şehitin evinde cam çerçeve yok!”
İçerde ise eşya yok. Sadece yere serili kilimler ve kenara yığılmış yataklar var.
Annesi Hazal"ın Türkçe bilmediğini oğlu için Kürtçe ağıtlar yaktığını ise yerel gazeteler haberlerinde ayrıntı olarak verdiler.
Yüreği yanık annenin Kürtçe ağlaması ülkenin bütünlüğü açısından bu aşamada doğru olmazdı!
“Şırnak Şehitleri”nden onbaşı Kasım Aksoy"un Şanlıurfa Betaş köyündeki evinde yetim kızları 3 yaşındaki Güneş ile 2 yaşındaki Zeliha çorapsız yalınayak dolaşıyorlardı. Babaları şehit olunca Valilik onları giydirdi!
Gaziantep Valiliği ise Şehit Mehmet"in camsız çerçevesiz evine taziye sırasında henüz cam taktırmamıştı. Belki taktırır!..
Şehitler için Haber Türk televizyonu büyük bir kampanya başlattı.
Herkes para veriyor.
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde 33 milyon YTL toplanmıştı.
Fatih Terim ve Milli Takım futbolcuları aralarında 1 milyon YTL toplayarak kampanyaya önemli bir destek verdiler.
Anadolu"nun saf ve temiz çocuklarının “çok yoksul” hallerini ancak onlar “şehit” olduklarına öğreniyoruz. Şehit olmasalardı ne cam çerçevesiz evlerde yaşadıklarını, ne de çocuklarının ayaklarında çorap bile bulunmadığını bilecektik.
Gençler şehit oldular, Türkiye onların fakir olduğunu fark etti.
Hemen herkes elini cebine attı.
Alın size para!
Korkmayın siz ölün, biz paranızı veririz!
Nazım ALPMAN
[size=8pt]Alıntıdır[/size]
http://www.heroestr.net/forum/index.php?showtopic=1704