tugbagaleri
Profesör
- Katılım
- 13 Mayıs 2006
- Mesajlar
- 2,224
- Reaksiyon puanı
- 47
- Puanları
- 228
Huseyin Ozkok /Fotomaç
Hatırlarsınız, bir aralar bitmeyen sakızla ilgili bir reklam vardı radyo ve televizyonlarda. Uzun zamandan beri "çiğnenmekte" olan Galatasaray'ın Seyrantepe stat hikayesi de adeta bitmeyen bir sakıza dönmüştü ve sonunda temel atıldı ve sakız bitti.
Galatasaray'ın stat konusunu aslında iki açısı ile birbirine bağlı olmadan değerlendirmek gerekir. Birincisi TOKİ'nin bu stadı yapıp yapmaması gerektiği konusu, ikincisi ise Galatasaray'ın Mecidiyeköy'de kalıp oraya yeni bir stat yapmalı mı yapmamalı mı konusu.
Biliyorsunuz TOKİ'nin bu stadı yapmasına karşı olanlar bu stat sanki Galatasaray'a hibe ediliyormuş gibi bir izlenim yaratmaya çalıştılar. Bir kere şunu hemen belirtmek gerekir ki Galatasaray Stadı'nı devlete yaptırmıyor. Devletin kar amaçlı ticari bir kuruluşu olan TOKİ arazinin üst kullanım hakkına sahip olan Galatasaray ile bir ticari anlaşmaya vararak para kazanmak amacı ile bu stadı yapıyor. Yani Galatasaray, stadını Seyrantepe'ye taşıyarak devlete para kazandırıyor. Bilindiği gibi Galatasaray, üst kullanım hakkına sahip olduğu mevcut Ali Sami Yen arazisini devlete bıraktı. Devlet bu araziyi ihaleye çıkardı. Araziyi alan müteahhit firma bu arazinin karşılığında Galatasaray'a bir stat yapacak stadın parasını mevcut araziye yapacağı binadan çıkaracak. Üstüne üstlük devlete de 100 milyon dolar ödeyecek, kira bedeli üzerinden yılda 2 milyon dolardan 60 yıllık kirayı devlete peşin ödemiş olacak. TOKİ devlete ait ticari bir kuruluş. İnşaattan para kazanıyor. Keyfe keder cebinden para ödeyemez zaten bunu yapmasına yasalar izin vermez.
İkinci konu ise daha çok Galatasaray camiasının bir bölümü tarafından gündeme getirilmekte. Bu Galatasaraylılar, uzun zaman Galatasaray'ın Mecidiyeköy'e yeni bir stat yapması gerektiğini söylediler. Ancak kimsenin aklına Mecidiyeköy'e 52 bin kişi kapasiteli bir stat yapılır mı diye sormak gelmedi. Bu aynen Olimpiyat Stadı'nın yapılıp ardından yolların yapılmasının akıllara gelmesine benziyor. Ali Sami Yen şu anki hali ile en fazla 25 bin seyirci alıyor. Maçların dolmadığı günlerde bile Mecidiyeköy trafiği alt üst oluyor ve maça arabaları ile gelenler park yeri bulamıyorlar. Peki aynı yere 52 bin kişilik stat yapılınca bu kapasitede bir stadın çevre için yaratacağı sorunlar ne olacak? Bunla ilgili güzel bir örnek vermek istiyorum. Salzburg takımının stadı Euro 2008 için 17 bin kapasiteden 32 bine çıkarıldı. Ama Salzburg belediyesi buna geçici olarak izin verdi. Belediye stadın bulunduğu yerin 32 bin seyirci kapasitesini kaldıracak koşulara sahip olmadığı için Euro 2008 sonrası stadyumun tekrar eski kapasitesine dönmesi gerektiğini söylüyor. Stadı küçültmek istemeyen kulüp ile belediye arasında şimdiden bir tartışma yaşanıyor ve şu anda da Salzburg'a 17 bin den fazla seyirci alma izni verilmiyor. Dolayısıyla bir yere stat yapmayı planlarken ilk önce stadın güzelliği büyüklüğünü değil yapılması gereken yerin çevre planlaması ile birlikte işe başlamak gerekiyor. Bu iş ülkemizde böyle olsa bugün Olimpiyat Stadı başka yerde olabilirdi.
Zaten Mecidiyeköy'e tasarlanan büyüklükte bir stadı nasıl sığdıracaksınız, o da ayrı bir konu. Daha küçüğü yapılsın diyenler rakibiniz 52 bin üzerinden gelir elde ederken siz örneğin 30 bin kişilik gelire mi razı olacaksınız. Dolayısıyla TOKİ Galatasaray anlaşmasında bir sakatlık yoktur ve Galatasaray'ın Seyrantepe'ye gitmesi doğrudur.