- Katılım
- 11 Aralık 2008
- Mesajlar
- 15,332
- Reaksiyon puanı
- 177
- Puanları
- 3,243

Yenildik kabul et, bu aşkın ağırlığının altında ezildik. İkimiz de ümitliydik, ikimiz de aşka hasret... Birbirimizi bulduğumuz günü milat saydık, öncemiz yoktu bir tek biz vardık. Ben seni deniz bilirdim, kendimi de o denize akan nehir. İşim gücüm sana ulaşmaktı, sana kavuşmak... Buluştuğumuz her an başka her şeyi unutur bir tek aşka sığınırdık... Aşkımıza... Ne kelimeler yeterdi bu aşkı anlatmaya, ne dokunuşlar heyecanımızı yatıştırmaya... "Biz seninle ölür gibi öpüşür, öpüşür gibi paylaşırdık hayatı, zamansız mekanlarda ve hesapsızca..."
***
Sonra 'lal' olduk, yitirdik kelimeleri. Birbirimizin kıymetini mi bilemedik yoksa aşk mı çabucak terk etti bizi? Ben sana ulaşmak istedikçe, sana akmaya devam ettikçe med-cezir oldun çekildin. Hala bir denizdin ama benden uzaktın. Paylaştığımız tek şey sessizlik oldu bir süre sonra, ne sen cesaret edebildin ne de ben ayrılığı konuşmaya. Arada bir dökülen gözyaşlarımız haykırsa da duymadık, duymak istemedik. Ah sevgilim, ağlamayı bile beceremedik.
***
Yarattığın boşluğu doldurmak mümkün olmuyor, senden sonraki yamalı sevdalarım dikiş tutmuyor artık. Her gün aşkın intiharına tanık oluyorum ama dur diyemiyorum, elimden bir şey gelmiyor. Sana söyleyemediğim cümlelerim beynimde yankılanıp duruyor. Ya senin söyleyeceklerin? Niye konuşmaya zorlamadım seni, niye dinlemedim? Gurur mu tıkadı kulaklarımı, acı mı kör etti gözlerimi? Şimdi sensizliğin esaretini yaşarken pişmanlıklarımın sesini dinlemek neye yarar ki?
***
Hiç bitmeyecek sanmıştık ve öyle yaşamıştık. Hangimiz bıraktı diğerini, hangimiz ilk giden oldu hatırlamıyorum. Zaten ne önemi var ki... Aşkı yitirdikten sonra yapılan hataları anmak, "Ben haklıydım" demek neye yarar ki... Her akşam kapıya gözlerimi dikip sen gelecekmişsin gibi bekliyorum. Dönsen asla eskisi gibi olmayacağımızı da biliyorum. Neyse, dönmeyeceksin, asıl gerçek bu. Gerçeklerle yüzleşebilmeyi hiç beceremedim ben. Bu yüzden bekleyişimin de sonu gelmeyecek. Gözlerim hep o kapıda olacak, dilim sensizlik şarkılarında...
***
Son kez birlikte olduğumuzda gözlerinde gördüğüm o hüzün hiç çıkmıyor aklımdan. Bir de evimde asılı kalmış kokun var. Sana dair her şeyi yok ettim. Ağlayarak attım hediyelerini, fotoğraflarını yırttım. Ama bir tek kokunu silmeyi beceremedim. Dünyanın bütün parfümlerini sıksam yine de yok olmayacak biliyorum, bu yüzden uğraşmıyorum. Yalnızlık dediğin şey bir bataklık gibi, kurtulmak istedikçe çekiyor insanı içine. Kıpırdadıkça batıyorum. Ki senin bıraktığın yalnızlıktan daha acı verici bir şey yok bu hayatta benim için.
***
Sayfalarca seni yazdım yokluğunda. Anlatamadıklarımı kağıda döktüm. Kimseye okutmadım, zaten ben de yazdıktan sonra bir daha dönüp göz atmadım. Şimdi, bu sana dair son yazım olacak. Artık kalemin de hükmü kalmadı yazının da... Yaralarımla yaşamayı öğrenmeliyim. Yenildik, ben kabul ediyorum. Bu aşk ezdi beni. Sen de ezildin, bu yüzden bitmeliydi aramızdaki. Ama biz bittik diye aşk bitmiyor sevgilim. Birlikte yaşamayı beceremesek de aşk benim kalbimde sensiz de olsa yaşıyor işte. Aşk bende sadece seninle anılıyor artık. Sana veda yazısıydı bu, ama sana olan aşkıma değil. Hoşçakal sevgilim, ben aşkınla yaşamaya devam edeceğim...
Mehmet Coşkundeniz