sansr
Doçent
- Katılım
- 18 Ağustos 2009
- Mesajlar
- 723
- Reaksiyon puanı
- 17
- Puanları
- 0
Erdoğan'dan mesajlar"Şehit askerle, ölen terörist annesinin kıblesi aynıdır"
13.10.2009
GAZETE HABERTURK
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Ankara’da
düzenlenen Din Şûrası’nın açılışında yaptığı konuşmada bilim ve fikir insanlarının Türk milletinin yanı sıra tüm insanlığı ve tüm dünyayı yakından
ilgilendiren sorunlara beyin fırtınası ile cevap arayacaklarını söyledi. Cevap bekleyen çok soru, çok sorun olduğunu belirten Erdoğan, şûranın bu cevapları
vermesi durumunda özellikle milletin huzur bulacağını söyledi. Erdoğan din görevlileri ve ilahiyatçılara güncel olayları kapsayan şu mesajları verdi:
AÇILIMA DİNİN ETKİSİ: Oğlunu her ne sebeple olursa olsun kaybeden annelerin oğullarının cenazesi başında aynı Yasin’i, aynı Fatiha’yı okuduklarını ve cemaatin aynı kıbleye yöneldiğini ifade ediyorum. ‘Başbakan demokratik açılımı din üzeriden mi gerçekleştirecek?’ şeklinde fikir yürütenler ortaya çıktı.
Dinin istismarı ne kadar yanlışsa, dinin toplumsal problemleri çözmede oynayabileceği sosyal rolü görmezden gelmek de o denli yanlıştır. Yapılan yanlışların, var olan yanlış tablonun dinimizin özüyle çeliştiği de bir gerçektir.
GAZALİ ÖRNEĞİ: Her alanda olduğu gibi dini ilimler alanında da eski bilinenleri gözden geçirme, güncelleme, bugünün dünyasına ve taleplerine göre çözümler üretme zamanıdır. Yalnız altını çiziyorum; yanlış anlaşılmalara
vesile olmasın, kastettiğim asla ve asla dinde reform değildir. Bilim dilinde özellikle de ilahiyat biliminin dilinde bir reformun kaçınılmaz olduğu da bir gerçek. Elbette din kâmildir. Ancak bizim dinden anladıklarımız, dini anlayışımız ve düşüncemiz tekâmül etmek, gelişmek durumundadır. Ünlü
İslam âlimi Gazali kelam gibi ağır bir ilimle yoğunlaşırken eş zamanlı olarak
halkla irtibatını muhafaza etmiş, halkın anlayabileceği bir dil inşa etmiş ve İhya’u Ulumud-din adlı bugün bile başucukitabı olan eseriyle halkla arasına bir köprü kurmuştur.
‘Boşluğu medya vaizleri dolduruyor’
MEDYA VAİZLERİ: Halktan halkın ihtiyaçlarından taleplerinden güncel
meselelerden kopuk bir bilim dili, halk arasında boşluk doğuracaktır. Çünkü
biz insanlara akıllarının anlayacağı dille hitap etmek durumundayız. Bu boşluk da bugün ibretle şahit olduğumuz gibi ‘medya vaizleri’ tarafından doldurulacaktır.
TİPLER GELİP DOLDURUR: Tüm dün yada spor siyaset ve din konusunda
herkes kendini ehil olarak görüyor. Kahve köşelerinden televizyon ekranlarına kadar her ortamda insanlar bilseler de bilmeseler de kendilerini en az bir profesör kadar birikimli görüyorlar. Özellikle din alanında böyle bir fikir serdetme, görüş bildirme, akıl yürütme cesaretinin oluşması bir boşluğun doldurulduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Onun için ben değerli hocalarıma ‘boşluk bırakmayın’ diyorum. Eğer siz boşluk bırakırsanız, ne istikameti belli olan, ne de herhangi bir birikimi olan bu tipler gelip oraları dolduracaktır.
LAİKLİK OLGUNLAŞTI: Herhangi bir din istismarını, dinin kendisine saygısızlık olarak görüyorum. Laikliğin istismarı, bilimsellikten, toplumsal gerçeklerden ve evrensel uygulamalardan uzak şekilde yorumlanması ve uygulanması da
doğru değildir. Türkiye on yıllar boyunca bu tartışmaları sağlıksız bir zemin de yapmıştır ve buna çok ağır bedeller ödemiştir. Son dönemde bu noktada oluş muş olgunluk, ülkemiz ve geleceğimiz adına umut vericidir.
Fatura yine İslam'a kesildi
“IRAK işgal edildi. Gazze’de çocukların üzerine yağan fosfor bombalarını tüm dünya tüm insanlık rahat koltuklarında, emniyetli yuvalarında izledi. Bunlar yapılırken uluslararası tartışma platformlarında zaman zaman ne yazık ki İslami terör ifadelerini kullanmak suretiyle Müslümanlara ve İslam’a fatura
kesilmeye gayret edildi. Bunlara karşı çok ciddi, omurgalı duruşun, haysiyetli duruşun, onurlu bir duruşun olmasını ne İslam dünyasında ne de farklı objektif bakabilecek mercilerden göremedik ama beklerdik.”
kaynak
13.10.2009

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Ankara’da
düzenlenen Din Şûrası’nın açılışında yaptığı konuşmada bilim ve fikir insanlarının Türk milletinin yanı sıra tüm insanlığı ve tüm dünyayı yakından
ilgilendiren sorunlara beyin fırtınası ile cevap arayacaklarını söyledi. Cevap bekleyen çok soru, çok sorun olduğunu belirten Erdoğan, şûranın bu cevapları
vermesi durumunda özellikle milletin huzur bulacağını söyledi. Erdoğan din görevlileri ve ilahiyatçılara güncel olayları kapsayan şu mesajları verdi:
AÇILIMA DİNİN ETKİSİ: Oğlunu her ne sebeple olursa olsun kaybeden annelerin oğullarının cenazesi başında aynı Yasin’i, aynı Fatiha’yı okuduklarını ve cemaatin aynı kıbleye yöneldiğini ifade ediyorum. ‘Başbakan demokratik açılımı din üzeriden mi gerçekleştirecek?’ şeklinde fikir yürütenler ortaya çıktı.
Dinin istismarı ne kadar yanlışsa, dinin toplumsal problemleri çözmede oynayabileceği sosyal rolü görmezden gelmek de o denli yanlıştır. Yapılan yanlışların, var olan yanlış tablonun dinimizin özüyle çeliştiği de bir gerçektir.
GAZALİ ÖRNEĞİ: Her alanda olduğu gibi dini ilimler alanında da eski bilinenleri gözden geçirme, güncelleme, bugünün dünyasına ve taleplerine göre çözümler üretme zamanıdır. Yalnız altını çiziyorum; yanlış anlaşılmalara
vesile olmasın, kastettiğim asla ve asla dinde reform değildir. Bilim dilinde özellikle de ilahiyat biliminin dilinde bir reformun kaçınılmaz olduğu da bir gerçek. Elbette din kâmildir. Ancak bizim dinden anladıklarımız, dini anlayışımız ve düşüncemiz tekâmül etmek, gelişmek durumundadır. Ünlü
İslam âlimi Gazali kelam gibi ağır bir ilimle yoğunlaşırken eş zamanlı olarak
halkla irtibatını muhafaza etmiş, halkın anlayabileceği bir dil inşa etmiş ve İhya’u Ulumud-din adlı bugün bile başucukitabı olan eseriyle halkla arasına bir köprü kurmuştur.
‘Boşluğu medya vaizleri dolduruyor’
MEDYA VAİZLERİ: Halktan halkın ihtiyaçlarından taleplerinden güncel
meselelerden kopuk bir bilim dili, halk arasında boşluk doğuracaktır. Çünkü
biz insanlara akıllarının anlayacağı dille hitap etmek durumundayız. Bu boşluk da bugün ibretle şahit olduğumuz gibi ‘medya vaizleri’ tarafından doldurulacaktır.
TİPLER GELİP DOLDURUR: Tüm dün yada spor siyaset ve din konusunda
herkes kendini ehil olarak görüyor. Kahve köşelerinden televizyon ekranlarına kadar her ortamda insanlar bilseler de bilmeseler de kendilerini en az bir profesör kadar birikimli görüyorlar. Özellikle din alanında böyle bir fikir serdetme, görüş bildirme, akıl yürütme cesaretinin oluşması bir boşluğun doldurulduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Onun için ben değerli hocalarıma ‘boşluk bırakmayın’ diyorum. Eğer siz boşluk bırakırsanız, ne istikameti belli olan, ne de herhangi bir birikimi olan bu tipler gelip oraları dolduracaktır.
LAİKLİK OLGUNLAŞTI: Herhangi bir din istismarını, dinin kendisine saygısızlık olarak görüyorum. Laikliğin istismarı, bilimsellikten, toplumsal gerçeklerden ve evrensel uygulamalardan uzak şekilde yorumlanması ve uygulanması da
doğru değildir. Türkiye on yıllar boyunca bu tartışmaları sağlıksız bir zemin de yapmıştır ve buna çok ağır bedeller ödemiştir. Son dönemde bu noktada oluş muş olgunluk, ülkemiz ve geleceğimiz adına umut vericidir.
Fatura yine İslam'a kesildi
“IRAK işgal edildi. Gazze’de çocukların üzerine yağan fosfor bombalarını tüm dünya tüm insanlık rahat koltuklarında, emniyetli yuvalarında izledi. Bunlar yapılırken uluslararası tartışma platformlarında zaman zaman ne yazık ki İslami terör ifadelerini kullanmak suretiyle Müslümanlara ve İslam’a fatura
kesilmeye gayret edildi. Bunlara karşı çok ciddi, omurgalı duruşun, haysiyetli duruşun, onurlu bir duruşun olmasını ne İslam dünyasında ne de farklı objektif bakabilecek mercilerden göremedik ama beklerdik.”
kaynak