Resûlullaha âşıktı
Mescid-i Nebî ilk inşâ edilince, hutbe okumak
için minber yoktu önceleri.
Bir "Hurma kütüğü" vardı mescid içinde.
Hattâ adı bile vardı bu kütüğün:
"Hannâne"
Bu kütük, cansızdı, ama
âşıktı Resûlullaha
Efendimiz aleyhisselam
Cuma hutbesini buna dayanarak
okuyorlardı.
Sonraları bir "Minber" yapıldı.
Ve ilk Cuma günü,
Efendimiz aleyhisselam
Hutbe okumak için bu minbere
çıktılar.
Tam hutbeyi okuyacaklardı ki, kütükten,
garip sesler gelmeye başladı.
"Ağlama" ve "İnleme" sesleriydi bunlar.
Kütüğün ağlama sesleri kesilmeyince,
Efendimiz aleyhisselam
minberden inip, o
"Hurma kütüğü"nün
yanına vardılar.
Ve şefkatle okşadılar onu.
Ânında kesildi ağlaması.
Sonra eshâba dönüp;
Ey eshâbım, inip de onu okşamasaydım,
kıyâmete kadar böyle ağlayacaktı.
buyurdular.
Sonra seslendiler o kütüğe:
İster seni bahçeye dikeyim. Tekrar dal budak sal.
İstersen Cennete dikeyim. Allah dostları
yesin meyvelerinden!
Kütükten cevap geldi:
Yâ Resûlallah! Cennete dikin beni!
Efendimiz aleyhisselam;
Âhireti dünyâya tercih etti
buyurdular.
Bu, bir mûcize idi.
Allahü teâlâ her şeye kadirdir.
Dilerse bir "Taş"a da lisan verir,
bir"Kuru kütüğe" de.
Kaynak: Gelen Kutum