Rehber Red Dragon (Kızıl Ejder) Tüm ruh hastaları bu filmde! / IMDb Puanı 7.2 / 4 Ödül 10 Adaylık

Bu konuyu okuyanlar

Buse Özübek

SDN
SDN
Katılım
31 Aralık 2021
Mesajlar
345
Reaksiyon puanı
260
Puanları
63
Yaş
29


Orkestra şefi’nin orkestrasını aşkla yönetmesiyle başlıyor film. Ve seyirciler arasında o keskin, o asil bakışlı adam Anthony Hopkins. Filmde Anthony Hopkins karşımıza daha önce Kuzuların Sessizliğinde izlediğimiz Dr. Hannibal olarak çıkıyor. “Her gününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın!” Dr. Hannibal’dan sahneye harika bir giriş cümlesi... Kalabalık bir yemek masasında müzisyenlerden birinin kayıp olduğu konuşulurken, bir yandan da yemekler yeniliyor. Bu sahnede karakterleri tanıyoruz. Ne kadar normal bir sahne gibi gözüküyor değil mi? Ama aslında hiçte normal bir sahne değil, Dr. Hannibal onlara insan eti yediriyor!


Ve samimi bir sorgulama sahnesi var karşımızda, FBI ajanı Will Graham ve Anthony Hopkins’in gerilim dolu bu sahnesi seyirciyi filmde tutmayı ilk 5 dakikada başarıyor. Will suçlunun kişiliğini tam tespit edemese de, ona çok yaklaştığını Anthony ile paylaşıyor. Tüm sakinliği ile ajanı dinleyen Dr. Hannibal tehlikeli bakışlarıyla biraz sonra kopacak olan kıyameti haber veriyor. Aslında karşılıklı konuşan iki yakın dost gibi gözüküyorlar fakat sinemanın şifrelerini çözmüş bir izleyici bir sonraki sahnenin ne olacağını kolaylıkla sezebilir. Dr. Hannibal hemen geleceğini söyleyerek ajanı tek başına bırakır. Gerilim dolu yakın plan görüntülerin ardından ajan Will şüpheli bir şeyleri bulmasıyla, Dr. Hannibal Will’in karnına bıçak saplaması bir olur. Yere yığılan Will Dr. Hannibal’ı vurur! Dr. Hannibal vurmak bu kadar kolay mıydı? İşte şimdi şaşırdım. Bu sahne ile ajan Will’in ne kadar yetenekli bir ajan olduğunu seyirciler anlar. Bir izleyici olarak heyecanla sonraki sahneleri bekliyorum...



Vee işte şimdi hikaye başlıyor... FBI ajanı Will Graham ailesi ile birlikte Florida’da sakin bir yaşam sürerken, kendisinden acil bir vakayla ilgili destek istenmesi sonucu ailesini ikna edip yeniden ajanlık görevine giriş yapıyor. Boş bir ev sahnesi, taze kan kokuları... Gerilim sahnelerin olmazsa olmazı öyle değil mi? Sessiz adımlar, yavaşça merdivenden yukarı süzülen kamera ve kapı gıcırtısı... Sonrasında da muhtemelen kanlı bıçak ya da kana bulanmış başka bir şeyler göreceğiz. Ve öyle de oldu. Bu sahne biraz klişe olmuş. Senaristler Thomas Harris ve Ted Tally önyargılı davranıp benim gibi hemen sahneye çamur atanların olacağını öngörebildiğinden olsa gerek, öyle bir karakter yaratmışlar ki ajan Will sayesinde bu klişe sahneyi yıkmışlar. Sahneye geri dönelim ajan Will kanlı yatağı gördükten sonra sanki olaya şahit olmuş gibi empati hissi ve özel güçleri sayesinde neler olduğunu anında tespit edebildiğini görüyoruz. Will, katilin kurbana ne eziyetler çektirdiğini görebiliyor. Ayna parçalarını kurbanlarının gözlerine sokması ve öldürdüğü kişileri aynı odaya toplaması.. Tüm bunları sanki görmüş gibi söyleyebiliyor peki ama nasıl? Film bir yerinde merak uyandırmalıydı, işte o kısma geldik.





Katil kurbanlarının ve farklı cisimlerin de fotoğraflarını çekmiş. Tüm bu fotoğraflara ulaşan ajan Will tek tek fotoğrafları inceliyor. İncelerken, çekilen karelerin içinde o anlara şahitlik ediyor ekrana da Will’in gördüğü sahneler geliyor ve gerilim yeniden merak duygusu ile birlikte canlanmış oluyor. Bu sahneyi çok sevdim. Seyirci ile ajan Will arasında bir bağ oluşturulmak istenmiş. Will’in özel yeteneğine artık seyirci de ortaktır. Bu bağ sayesinde Will izleyenlerin favorisi haline gelebilir. Will’in başına gelecek bu olaylar aynı zamanda izleyenin de başına gelecekmiş duygusu yaratılmak istenmiştir. Böylelikle izleyeci sahnelerin içinde kendisinden bir parça yakalayarak, diğer sahneleri kaçırmadan izleyecektir. İzlemekle kalmayıp, hissedecektir.



Ajan Will bir grup insana katilin işkencelerini sanki kendisi de bu planın içinde varmış gibi büyük bir kesinlikle anlatır. Ona karşı çıkan elbette olmaz işinde isim yapmış ve güvenillir bir ajandır kendisi. Heyecanlı ve meraklı gözlerle bu sahneyi de kaçırmadan izlemek istiyoruz. Bir önceki sahnede Will ve seyirci arasında kurulan etkileşimin izlerini bu sahnede görmeye başladık bile. ?
Will’in anlattıklarından sonra genç bir kadın bizim de merak ettiğimiz bir soruyu sordu. “Neden?”
Will’in yanıtı gecikmedi. “Çünkü cinayetleri onu tanrı yapıyor. Siz bundan vazgeçer miydiniz?”

Dr. Hannibal ve Will işte katil ve ajanın karşılaşması. Keyif dolu bir sahne daha! Film renginden, müziğine kadar senaryoya uygun olarak tasarlanmış. Filmde gördüğümüz soğuk renk tonları bizi üşütmeye yetiyor. Sinema dilinde filmin renginin mavi ve tonlarını görüyorsak o film gerilim, korku içerir. Örneğin bu filme ortasında denk gelseniz filmin renginden, müziğine kadar gerilim filmi olduğunu anlarsınız.

Will sessiz adımlarla Dr. Hannibal’in olduğu parmaklığa gelir. İkili arasındaki diyaloglar müthiş heyecanlı şekilde başlar ve işte o inanılmaz diyaloglar gelir. Dr. Hannibal’in “Beni nasıl yakaladın?” sorusuna Will’in “Dezavantajın var, akıl sağlığın yerinde değil.” Demesiyle kameranın yavaş hareketlerle Dr. Hannibal’a yaklaşıp o değişmeyen ifadesindeki donuk bakışlarını, mimik yapmadan göz bebeklerinden anlayabiliyoruz.

Gözlerinin mavi olması da filmin renk tonlarına ne kadar da uyuyor öyle değil mi! Cast seçimi ve senaryo birbirini tamamlayan yapboz gibi... Seri katil rolünü Anthony Hopkins’e inanılmaz yakıştırıyorum. Ve bu adama olan hayranlığım, bu filmlerindeki performansla daha da pekişiyor. Gerçekten seri katil olduğuna o kadar çok ikna etti ki beni, normalde de böyle değilsin değil mi? Bu tarz sorular sorarken buluyorum kendimi. Kendisiyle oyunculuğu ve yaşamı hakkında 2 gün kesintisiz sohbet edebilirim. Sahneye geri dönecek olursam, bu sahnede Dr. Hannibal, Will’e aramızda benzerlik var sen de bendensin diyerek onu tuzağa düşürmeye çalışıyor. Karşımızda iki tane zeki adam var yalnızca birisi ruh hastası. Will, Dr. Hannibal’dan Kızıl Ejder lakaplı teröristi yakalamak için destek istiyor. Ruh hastası ve seri katilden destek istemek ne kadar mantıklı geldi size bilmiyorum. Ama Will’in vardır bir bildiği..





Peki ya Kızıl Ejder nerde ve ne yapıyor? Kaçarak saklananlardan değil, kendisini göstererek saklananlardan mı? Seri katiller iyilik yapabilir mi? Bu sorunun cevabı sanırım bu sahnede gizli... Gözleri görmeyen bir kadını evine kadar bırakan bir genç adam var. Yağmur yağdığı için tamamen doğaçlama gelişen bu sahnede herhangi bir gerilime şahit olmayız fakat sonradan durumlar değişecek mi belli olmaz. Peki ya bu adam Kızıl Ejder midir? Seyircinin aklında bir sürü soru oluşturan bu sahne, filmin devamını izleyip cevabı bulabilmemiz için önemli.



Will ailesinin güvenliği için onları bulamayacakları bir yere taşınmalarını sağlar. Ve eşine atış dersleri verir. Kızıl Ejder ajan Will’in peşindedir. Will de Kızıl Ejder’i arıyor. Bu iş fazlasıyla ürkütücü olmaya başladı bile. Bakalım ilk kim kimi yakalayacak? Biz sorularımızı sorarken Kızıl Ejder ilk olarak haber yayınlayan muhbiri yakalar. Bu da çevresindekileri tehdit edecek bir unsur olacaktır. Ajan Will’in tahminleri doğru çıkar. Muhbiri canlı canlı yer. Onun öncesinde kendisine hayran olması için önceki cinayetlerinden resimleri gösterir. Ne hayranlık gösterisi ama! Tam bir psikopat. Aramızda da buna benzer psikopatlar var. Ellerini kollarını sallayarak insanların arasında gezen psikopatlar... O yüzden çok dikkatli olmalıyız sonumuz muhbire benzeyebilir... Kızıl Ejder filminden Türkiye gündemine nasıl bir geçiş yaptım bende anlamadım. ? Mide bulandırıcı bir sahneydi gerçekten... Bakalım neler oluyor filmde...





Filmin başlarında gördüğümüz ve aklımızda soru işareti kalan sahnenin cevabını bu sahnede alıyoruz. Neydi o soru işareti bir hatırlayalım istiyorum. Kızıl Ejder gözleri görmeyen bir kadına iş çıkışı yardım etmek durumunda kalıyordu ve kendisini “D” diye tanıtmış olduğu genç kadın onu evine davet ediyordu. Ona zarar verip vermeme konusunda kararsız kalan “D” bu sahnede, kendisi ile çatışıyor. Aşk nelere kadir sevgili okurlar... Seri katil de olsan, ruh hastası da olsan aşık olunca kendinden ödün verebiliyorsun... Bu sahnede kendi iç çatışmasını gözler önüne seren Kızıl Ejder; "Hayır bunu ona yapma, o iyi bir insan" diyerek kendisini vurmak istedi. İnanamadım gerçekten... Gözleri görmeyen kadın “D”ye her dokunuşunda ve yaklaşımında “D” kadına saldırmamak için kendisini zor tutuyor. Bu sahnede gerçekten nefesler kesildi... Ona zarar vermemek için ondan kaçıyor... Kızıl Ejder’den aşkı öğrenecek değiliz ama en azından buradan şu çıkarımı yapabiliriz. Sevgi insana zarar verecek hiçbir şey yapmaz, yaptırmaz!






Senaristler, Thomas Harris ve Ted Tally izleyeni şaşırtıp Kızıl Ejder karakterinin kendisini vurmadığını, boşa ateş ettiğini son sahne ile gösteriyor. “Bu adam ölmedi mi yaaa” dediğinizi duyar gibiyim.. Meğer ateşi boşa çekmiş... Kamera o an onu çekmediği için bunu anlayamıyoruz, öldü zannediyoruz tabi. Bizim gibi zanneden birisi daha var o da zavallım ajan Will Graham. “Neyden korkuyorsan bir gün gerçek olacağını bil ve ona hazırlıklı ol” diye ünlü düşünür Socrates söylemiş. Will’in en büyük korkusu ailesine zarar gelmesi. Kızıl Ejder, Will’in evinde işte korkulan gerçek oldu! Will Kızıl Ejder’i zekası sayesinde alt etmiş oluyor. Oğlunun tüm bu anlara şahit olması ilerleyen yıllarda büyük travmalara yol açacağı kesin.
 
Son düzenleme:
Üst