J. İmre
Asistan
- Katılım
- 24 Mayıs 2021
- Mesajlar
- 153
- Reaksiyon puanı
- 77
- Puanları
- 28
içim 3 gündür rahat etmediği için; iyi niyetli, görevini ve yetkilerini kötüye kullanmadan yerine getiren tüm emniyet mensuplarını konunun dışında tuttuğumu belirtmek istiyordum. kendi akrabalarım içinde de polis olanlar var. etrafımda tanıdığım ve çok düzgün insanlar olan polis tanıdıklarım da var. bu entry tamamen bu olayı yaşadığım polis üzerinden, görevini ve yetkisini kötüye kullanan polislere dikkati çekmek için yazılmıştır. toplumsal özelliğimiz olan "genelleme" yapma refleksimiz sebebiyle yine bir şeyleri düzeltmek için adım atalım derken, maalesef tam tersi etki yapıp daha çok ayrışmaya sebep olma ihtimalinden dolayı bir kez daha tekrar edeyim, işini layıkıyla yapan, vatandaşına saygı duyan tüm emniyet çalışanlarını bu konunun dışında tuttuğumun bilinmesini isterim.
neresinden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum. bu ülkede nasıl yaşamaya devam edeceğiz inanın bunu da bilmiyorum. sinirim henüz geçmemişken saat 19:30 sıralarında yenikapı marmaray girişindeki polis arama noktasında başıma gelenleri anlatmaya çalışacağım.
arkadaşımla marmaray girişine yakın bir noktada buluşup, marmaray gişelerine gitmek için yürümeye başladık. 8-10 polis gişelere gelmeden hemen önce arama yapıyorlardı. sırt çantam ve kulağımda kulaklığımla beni arayacak polis hangisi diye bakınırken 2 polisin arasında geniş bir boşluk oluştu. herhalde beni aramayacaklar deyip (herkes yaşamıştır, kalabalık sebebiyle arada kaynadığınız olmuştur) boşluktan geçecekken, 26-27 yaşlarında, sakallı, polis yelekli olanlarından biri bir anda önümü kesti. sert ve aşağılayıcı bir ifadeyle "geç şuraya, aç çantanı" dedi. ben de yaklaşık 1 saniyelik bir süre içerisinde "neyse belaya bulaşmayayım şimdi" diye düşünüp arama noktasına hareketlenecekken aynı polis ne olduğunu anlamadan sert bir hareketle kulağımdaki kulaklığı kordonundan çekip, "şimdi daha iyi duyarsın" dedi. halbuki onu duyduğumun zaten farkındaydı, kulaklıkta bir müzik çalmıyordu. en küçük bir mimikle dahi tepki vermeden arama masasına doğru çantamı açmak için hareketlendiğimi görmüştü. hiçbir agresif hareketim olmamıştı. kulaklığı çekince bi an şok yaşadım. kan beynime sıçradı! hafif tepkili bir ifade ile "bi dakka niye kulaklığı çekiyorsun" dedim. "ne diyosun ulan sen" dedi. kolumdan sert bir şekilde tutup yine sert bir hareketle kafasıyla kafamı ittirdi. horozlanma diyelim buna, tahmin edersiniz. "bi dakka napıyosun, polis olunca bunu yapma hakkın mı doğuyor" gibi bir şeyler söyledim. o anki şok duygusuyla "aldık durup dururken başımıza belayı" diye düşündüm. ben bunları söyleyince aynı polis bir anda konuyu saptırıp "alın bunu, çantasını aratmıyor, şüpheli davranıyor. içeride aranacak" demeye başladı. bir anda bütün polisler üzerime gelip, çekiştirmeye başladılar, ciddi bir kargaşa vardı (görüntüleri mutlaka vardır) diğer polislerden biri, "çantanı aratmadığın için şüpheli konumundasın. içeride aranacaksın" dedi. bundan önce ilk olayı yaşadığım polis de "gel şimdi seni içeride arayalım da gör bakalım" gibi sözlerle tehdide başladı. o arada bir sürü şey söyledi ama aklımda kalanlar bunlar. olaylar bu noktaya gelince artık güzel bir dayak yiyeceğimi düşündüğüm için içeri girmek istemedim. "arayın üzerimi gideyim, durup dururken bu yaşadıklarıma inanamıyorum " gibi sözler söylemeye başladım. arkadaşım da araya girip engel olmaya çalışıyor ama onu da hırpalıyorlardı. ikimizi de arka tarafta bir odaya aldılar. ikimiz ve yaklaşık 8-10 polis bizi sindirmeye başladı. olayı ilk yaşadığım polis üzerimizi çekiştirip durmaya, itiştirip, hırpalamaya devam ediyordu. arkadaşım, "yapma böyle, yanlış yapıyorsun" dedikçe daha çok hırslanıyor, dilini dişlerine sıkıştırıp, kafa atma hareketi yapıyordu. "bir dakika dinler misiniz?, lütfen bir dinleyin, şu an yaşadıklarıma inanamıyorum, haksızlık yapıyorsunuz. ben hiçbir şey yapmadım." diye anlatmaya çalışırken olayı yaşadığım polis, konuyu detayıyla anlattığımda yaptığı haksızlık ortaya çıkacağı için bir anda "üzerimi aratmam dedi" diye iftira attı. halbuki bırakın aratmam demeyi, ağzımdan tek bir harf çıkmamıştı. tabii ki herkes onun dediğine inanıyor, beni dinlemiyorlardı. o an yaşadığım haksızlığa uğrama hissini hiç kimsenin yaşamamasını dilerim. büyük bir çaresizlik. sinirden ve tedirginlikten bütün vücudum titrerken söylemek istediklerimi tam olarak ifade edemiyordum. diğer polisler bu ilk polisi çekip dışarı çıkardılar, çünkü bir gram bile geri vites yapmıyordu. yaşı daha büyük olan polislerden biri yine aşağılar bir ifadeyle "he söyle söyle, ne diyeceksin söyle" dedi. anlatmaya çalıştım. umurlarında bile değildi. hala akıl verip, aşağılar ifadelerle konuşmaya devam ediyorlardı. bu arada, içindeki her şeyi dağıtıp sözde aratmak istemediğim çantamı arıyorlardı. sonra bir tanesi beni dışarı çıkarıp, yine akıl vererek, "hadi git şimdi" dedi. %100 alttan aldığım için başıma bu kadarı geldi, eğer %99 kadar alttan almış olsam, muhtemelen bunları yazacak durumda olmayabilirdim.
şimdi bunları neden yazdım? belki birileri bu yazdıklarımı görür, bana bunları yaşatan o sakallı yeni yetme polise haddini bildirir. sen vatandaşa nasıl böyle davranırsın diye sorar. tabii ki hiçbir şey olmayacak biliyorum, biliyoruz. peki güzel ülkemizdeki bu vicdansızlık problemi ne olacak? bunları yapan adam akşam yatağına kafasını huzurlu bir şekilde koyma rahatlığına aldığı hangi aile, okul eğitimiyle kavuştu.
kamera görüntüleri %100 vardır. keşke birilerinin kulağına gitse de, şu görüntüler ortaya bir çıksa, polis vatandaşına sıfır suçu varken nasıl davranıyormuş oturup izlesek.
selam olsun sana sakallı, vicdansız, yalancı polis kardeş...
Neyse bir şey yapmayacağım uğraşmak istemiyorum. Şikayet falan yok.
neresinden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum. bu ülkede nasıl yaşamaya devam edeceğiz inanın bunu da bilmiyorum. sinirim henüz geçmemişken saat 19:30 sıralarında yenikapı marmaray girişindeki polis arama noktasında başıma gelenleri anlatmaya çalışacağım.
arkadaşımla marmaray girişine yakın bir noktada buluşup, marmaray gişelerine gitmek için yürümeye başladık. 8-10 polis gişelere gelmeden hemen önce arama yapıyorlardı. sırt çantam ve kulağımda kulaklığımla beni arayacak polis hangisi diye bakınırken 2 polisin arasında geniş bir boşluk oluştu. herhalde beni aramayacaklar deyip (herkes yaşamıştır, kalabalık sebebiyle arada kaynadığınız olmuştur) boşluktan geçecekken, 26-27 yaşlarında, sakallı, polis yelekli olanlarından biri bir anda önümü kesti. sert ve aşağılayıcı bir ifadeyle "geç şuraya, aç çantanı" dedi. ben de yaklaşık 1 saniyelik bir süre içerisinde "neyse belaya bulaşmayayım şimdi" diye düşünüp arama noktasına hareketlenecekken aynı polis ne olduğunu anlamadan sert bir hareketle kulağımdaki kulaklığı kordonundan çekip, "şimdi daha iyi duyarsın" dedi. halbuki onu duyduğumun zaten farkındaydı, kulaklıkta bir müzik çalmıyordu. en küçük bir mimikle dahi tepki vermeden arama masasına doğru çantamı açmak için hareketlendiğimi görmüştü. hiçbir agresif hareketim olmamıştı. kulaklığı çekince bi an şok yaşadım. kan beynime sıçradı! hafif tepkili bir ifade ile "bi dakka niye kulaklığı çekiyorsun" dedim. "ne diyosun ulan sen" dedi. kolumdan sert bir şekilde tutup yine sert bir hareketle kafasıyla kafamı ittirdi. horozlanma diyelim buna, tahmin edersiniz. "bi dakka napıyosun, polis olunca bunu yapma hakkın mı doğuyor" gibi bir şeyler söyledim. o anki şok duygusuyla "aldık durup dururken başımıza belayı" diye düşündüm. ben bunları söyleyince aynı polis bir anda konuyu saptırıp "alın bunu, çantasını aratmıyor, şüpheli davranıyor. içeride aranacak" demeye başladı. bir anda bütün polisler üzerime gelip, çekiştirmeye başladılar, ciddi bir kargaşa vardı (görüntüleri mutlaka vardır) diğer polislerden biri, "çantanı aratmadığın için şüpheli konumundasın. içeride aranacaksın" dedi. bundan önce ilk olayı yaşadığım polis de "gel şimdi seni içeride arayalım da gör bakalım" gibi sözlerle tehdide başladı. o arada bir sürü şey söyledi ama aklımda kalanlar bunlar. olaylar bu noktaya gelince artık güzel bir dayak yiyeceğimi düşündüğüm için içeri girmek istemedim. "arayın üzerimi gideyim, durup dururken bu yaşadıklarıma inanamıyorum " gibi sözler söylemeye başladım. arkadaşım da araya girip engel olmaya çalışıyor ama onu da hırpalıyorlardı. ikimizi de arka tarafta bir odaya aldılar. ikimiz ve yaklaşık 8-10 polis bizi sindirmeye başladı. olayı ilk yaşadığım polis üzerimizi çekiştirip durmaya, itiştirip, hırpalamaya devam ediyordu. arkadaşım, "yapma böyle, yanlış yapıyorsun" dedikçe daha çok hırslanıyor, dilini dişlerine sıkıştırıp, kafa atma hareketi yapıyordu. "bir dakika dinler misiniz?, lütfen bir dinleyin, şu an yaşadıklarıma inanamıyorum, haksızlık yapıyorsunuz. ben hiçbir şey yapmadım." diye anlatmaya çalışırken olayı yaşadığım polis, konuyu detayıyla anlattığımda yaptığı haksızlık ortaya çıkacağı için bir anda "üzerimi aratmam dedi" diye iftira attı. halbuki bırakın aratmam demeyi, ağzımdan tek bir harf çıkmamıştı. tabii ki herkes onun dediğine inanıyor, beni dinlemiyorlardı. o an yaşadığım haksızlığa uğrama hissini hiç kimsenin yaşamamasını dilerim. büyük bir çaresizlik. sinirden ve tedirginlikten bütün vücudum titrerken söylemek istediklerimi tam olarak ifade edemiyordum. diğer polisler bu ilk polisi çekip dışarı çıkardılar, çünkü bir gram bile geri vites yapmıyordu. yaşı daha büyük olan polislerden biri yine aşağılar bir ifadeyle "he söyle söyle, ne diyeceksin söyle" dedi. anlatmaya çalıştım. umurlarında bile değildi. hala akıl verip, aşağılar ifadelerle konuşmaya devam ediyorlardı. bu arada, içindeki her şeyi dağıtıp sözde aratmak istemediğim çantamı arıyorlardı. sonra bir tanesi beni dışarı çıkarıp, yine akıl vererek, "hadi git şimdi" dedi. %100 alttan aldığım için başıma bu kadarı geldi, eğer %99 kadar alttan almış olsam, muhtemelen bunları yazacak durumda olmayabilirdim.
şimdi bunları neden yazdım? belki birileri bu yazdıklarımı görür, bana bunları yaşatan o sakallı yeni yetme polise haddini bildirir. sen vatandaşa nasıl böyle davranırsın diye sorar. tabii ki hiçbir şey olmayacak biliyorum, biliyoruz. peki güzel ülkemizdeki bu vicdansızlık problemi ne olacak? bunları yapan adam akşam yatağına kafasını huzurlu bir şekilde koyma rahatlığına aldığı hangi aile, okul eğitimiyle kavuştu.
kamera görüntüleri %100 vardır. keşke birilerinin kulağına gitse de, şu görüntüler ortaya bir çıksa, polis vatandaşına sıfır suçu varken nasıl davranıyormuş oturup izlesek.
selam olsun sana sakallı, vicdansız, yalancı polis kardeş...
Neyse bir şey yapmayacağım uğraşmak istemiyorum. Şikayet falan yok.