Murataltug
Dekan
- Katılım
- 15 Ekim 2017
- Mesajlar
- 5,873
- Reaksiyon puanı
- 3,096
- Puanları
- 293
- Yaş
- 39
Pir Sultan Abdal Sözleri
Demiri, demirle dövdüler; Biri sıcak, biri soğuktu. İnsanı, insanla kırdılar; Biri aç, biri toktu.
Bir halden bilmez cahile, Kul eyledi zaman bizi.
Benden selam olsun ev külfetine Çıkıp ele karsı ağlamasınlar.
Dostum beni ısmarlamış, gel diye, Gideçegim ama yol bozuk, bozuk.
Alem çiçek olsa, arı ben olsam Dost dilinden tatlı bal bulamadım
Yad ellerde kalmak kula hatadır Sal Allah’ım, sal sılama varayım.
Cehennem dediğinde dal odun yoktur. Herkes ateşini buradan götürür.
Yağmur gibi yağar taşlar başıma İllede dostun bir fiskesi yaralar beni.
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım, Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.
Bir kişi Hakk’ın emrinde olmazsa Ona nesne gelmez, selamın almam.
Gönüldür cennet yapısı Nur ile aydın kapısı Kıldan incedir köprüsü Geçebilirsen beri gel.
Karga konsa gülistana Gülün kadrini ne bilir Kendi kadrini bilmeyen Elin kadrini ne bilir.
Gel benim sarı tamburam Sen ne için inilersin İçim oyuk derdim büyük Ben anınçün inilerim.
Gel ahımı alma güzel, Bir ah yerde kalmaz imiş, Gaziler fani dünyada, Pir ağlatan gülmez imiş.
Hak bizi yoktan var etti Şükür yoktan vara geldim Yedi kat arsa asılı Kandildeki nura geldim.
Derdim çoktur hangisine yanayım, Yürekte yareler türlü türlüdür.
Herkese gönlünce ver deli gönül.
Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yoğruldum Kazana girdim kavruldum Meydana yenmeğe geldim.
İman eder, amel etmez Hakk’ın buyruguna gitmez Hiç böyle bir seytan var mı?
Sana aşık olan çekmez mi ahı Getir and içelim Kelamullahı Ne sen beni unut ne de ben seni.
Konuş ki ehl ile olasın ehil Konuşma cahille olursun cahil Kişi itibardan düşer mi düşer.
Yanlış fetva ile yola gidilmez,
Arı birlik ile yapar yapıyı, Birlik ile bitmeyende bal olmaz.
En iyi dostundan sakın sen seni.
Herkes ettiğini elbette bulur,
Hatırın yıkarlar hatır yıkınca
Nasihatim dinle, sakın gururdan. Hünerin var ise kendini devşir, Söyleyecek sözü kalbinde pişir
Ululuk büyüklük Hakk’a yaraşır
Ne kadar bilsen de bilire danış Danışan dağları aşar mı aşar Danışmadan yola gitse bir kişi Yorulup yollardan şaşar mı şaşar.
Bir öğüdüm vardır sana söyleyem En iyi dostundan sakın sen seni
Ummadık taş başa düşer mi düşer
Sensin bu gönlümün şahı sultanı Yaradan Allah’tır benim vekilim Veren Allah yine alır o canı
Gönül bir gemidir, akıl dümeni Akıl dümen, ya söyleyen dil nedir?
Hakk’ın yarattığı kul bana n’eyler, Kendi kalbin arıt, bize ilişme Bendeki küfr sendek’imana neyler?
Ben dervişim dersin dava kılarsın Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır
Kurdun işi namert lokmasın yemek Hak için adanan kurbana n’eyler?
Dertli olmayanlar derde yanar mı Sâdık derviş ikrârından döner mi Dertsiz bülbül gül dalına konar mı Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?
Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma Çalıya çırpıya değip ileşme Toz toz olup topraklara karışma Harman yeli gibi es deli gönül.
Kara toprak gibi sakin ol otur Hak’tan ne gelirse kabul et getir Bahar aylarının yemişin bitir.
Demiri, demirle dövdüler; Biri sıcak, biri soğuktu. İnsanı, insanla kırdılar; Biri aç, biri toktu.
Bir halden bilmez cahile, Kul eyledi zaman bizi.
Benden selam olsun ev külfetine Çıkıp ele karsı ağlamasınlar.
Dostum beni ısmarlamış, gel diye, Gideçegim ama yol bozuk, bozuk.
Alem çiçek olsa, arı ben olsam Dost dilinden tatlı bal bulamadım
Yad ellerde kalmak kula hatadır Sal Allah’ım, sal sılama varayım.
Cehennem dediğinde dal odun yoktur. Herkes ateşini buradan götürür.
Yağmur gibi yağar taşlar başıma İllede dostun bir fiskesi yaralar beni.
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım, Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.
Bir kişi Hakk’ın emrinde olmazsa Ona nesne gelmez, selamın almam.
Gönüldür cennet yapısı Nur ile aydın kapısı Kıldan incedir köprüsü Geçebilirsen beri gel.
Karga konsa gülistana Gülün kadrini ne bilir Kendi kadrini bilmeyen Elin kadrini ne bilir.
Gel benim sarı tamburam Sen ne için inilersin İçim oyuk derdim büyük Ben anınçün inilerim.
Gel ahımı alma güzel, Bir ah yerde kalmaz imiş, Gaziler fani dünyada, Pir ağlatan gülmez imiş.
Hak bizi yoktan var etti Şükür yoktan vara geldim Yedi kat arsa asılı Kandildeki nura geldim.
Derdim çoktur hangisine yanayım, Yürekte yareler türlü türlüdür.
Herkese gönlünce ver deli gönül.
Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yoğruldum Kazana girdim kavruldum Meydana yenmeğe geldim.
İman eder, amel etmez Hakk’ın buyruguna gitmez Hiç böyle bir seytan var mı?
Sana aşık olan çekmez mi ahı Getir and içelim Kelamullahı Ne sen beni unut ne de ben seni.
Konuş ki ehl ile olasın ehil Konuşma cahille olursun cahil Kişi itibardan düşer mi düşer.
Yanlış fetva ile yola gidilmez,
Arı birlik ile yapar yapıyı, Birlik ile bitmeyende bal olmaz.
En iyi dostundan sakın sen seni.
Herkes ettiğini elbette bulur,
Hatırın yıkarlar hatır yıkınca
Nasihatim dinle, sakın gururdan. Hünerin var ise kendini devşir, Söyleyecek sözü kalbinde pişir
Ululuk büyüklük Hakk’a yaraşır
Ne kadar bilsen de bilire danış Danışan dağları aşar mı aşar Danışmadan yola gitse bir kişi Yorulup yollardan şaşar mı şaşar.
Bir öğüdüm vardır sana söyleyem En iyi dostundan sakın sen seni
Ummadık taş başa düşer mi düşer
Sensin bu gönlümün şahı sultanı Yaradan Allah’tır benim vekilim Veren Allah yine alır o canı
Gönül bir gemidir, akıl dümeni Akıl dümen, ya söyleyen dil nedir?
Hakk’ın yarattığı kul bana n’eyler, Kendi kalbin arıt, bize ilişme Bendeki küfr sendek’imana neyler?
Ben dervişim dersin dava kılarsın Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır
Kurdun işi namert lokmasın yemek Hak için adanan kurbana n’eyler?
Dertli olmayanlar derde yanar mı Sâdık derviş ikrârından döner mi Dertsiz bülbül gül dalına konar mı Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?
Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma Çalıya çırpıya değip ileşme Toz toz olup topraklara karışma Harman yeli gibi es deli gönül.
Kara toprak gibi sakin ol otur Hak’tan ne gelirse kabul et getir Bahar aylarının yemişin bitir.