PC Hocası
Öğrenci
- Katılım
- 27 Temmuz 2020
- Mesajlar
- 9
- Reaksiyon puanı
- 5
- Puanları
- 3
- Yaş
- 25
Yeniden yapılanma dönemi[değiştir | kaynağı değiştir](KAYNAK: WİKİPEDİA)
2011 yılının son aylarından itibaren TÜBİTAK bünyesinde yeniden yapılanma çalışmaları neticesinde proje yöneticileri ve geliştirici ekip dağıtılarak tasfiye edildi.[2] İdari ve teknolojik olarak köklü değişikliklerin yaşandığı[3] bu süreçte son sürüm olan Pardus 2011 sürümünün bakımı yapılmadı. Mevcut sürümlerin bakımlarının ve yeniden yapılanma çalışmalarının içeriği konusunda resmî açıklamaların yapılmaması Pardus kullanıcıları arasında projenin sona erdiğine dair haberlerin yayılmasına neden oldu.[4] Ocak 2012'de Pardus 2011 bireysel sürümününe güncelleme desteğinin sona erdiği e-posta listeleri üzerinden duyuruldu.[5]
2 Mart 2012'de projenin resmî sitesinden 23-24 Mart 2012 tarihlerinde “Pardus’un Yarını Çalıştayı” adında, projenin yeniden nasıl sürdürüleceğine dair bir çalışma yapılacağı açıklandı.[6] Sadece davetlilere açık olan çalıştayda Pardus hakkında kararlar alacak bir kurul oluşturulmasına ve bu kurulun aşağıdaki üyelerden oluşmasına karar verildi.[7]
Ayrıca kurul üyelerinin kendi temsil ettikleri topluluklardan seçim yoluyla belirleneceği ve Pardus’un en önemli hedefinin en iyi Türkçe desteği veren işletim sistemi haline gelmek olduğu belirtildi.[9]
19 Haziran 2012 tarihinde ULAKBİM Başkanı Dr. Ahmet Kaplan ve Pardus Proje Yöneticisi Abdullah Erol projenin hedeflerini açıkladıkları bir basın toplantısı düzenlediler.[10][11] Abdullah Erol'un proje yöneticisi olduğu bu toplantı ile kamuoyu tarafından öğrenildi. Toplantıda özetle FATİH Projesindeki akıllı tahtalarda Pardus kullanılacağı, yeni bir kurumsal sürüm hazırlandığı, sunucu ve mobil sürümler yapılacağı ve özel sektörle işbirliklerine gidileceği belirtildi. Bu vaatler Pardus topluluğu tarafından şüphe ile karşılandı[12][13] (Abdullah Erol 2016 yılı Ağustos ayında FETÖ soruşturmaları kapsamında görevinden alındı[1]).
Pardus danışma kurulu ilk toplantısını 29 Haziran 2012 tarihinde Ankara'da ULAKBİM'de yaptı. Fakat toplantıdan bir gün önce projenin bir Debian derlemesini bazı ekran görüntülerini değiştirerek Pardus 2011 adı altında FATİH projesi kapsamındaki akıllı tahtalara yüklediği ve okullara dağıttığı ortaya çıktı.[14][15]
Toplantıda TÜBİTAK'ın mevcut sözleşmeleri ve taahhütleri gereği akıllı tahtalara yüklemek ve bazı kurumlardaki masaüstü bilgisayarlardaki Pardus sürümlerini hızlıca güncellemek için Debian dağıtımını kullandığı, Pardus için geliştirilen PİSİ gibi projelerin bu yeni Debian sürümüne eklenemediği, akıllı tahtaların da Pardus ile çalıştırılamadığı için Debian kullanıldığı, bu işlemler için Vestel firması ile işbirliği yapıldığı öğrenildi (Oysa CEBİT 2011'de Pardus çalıştıran bir akıllı tahta sunulmuştu[16]). Ayrıca Danışma Kurulu'nun henüz resmî olarak kurulmamış olduğu, bunun için TÜBİTAK bilim kurulunun yetki devri işlemi yapması gerektiği ortaya çıktı.[17] Bu şartlar altında üyeler TÜBİTAK'ın onaylanmasını istediği bazı kararları (Debian sürümü hakkında) onaylamadı ve kurulun resmî oluşumunun tamamlamasının beklenmesine karar verildi. Ayrıca Pardus hakkında kararları vereceği çalıştayda tespit edilmiş olan Danışma Kurulu toplanmadan ve kamuoyuna bilgilendirme yapılmadan TÜBİTAK'ın Pardus'un yeni sürümünde Debian'ı kullanmaya karar vermiş olması ve toplantının kurulun resmî oluşumu açısından daha erken yapılmamış olması Pardus topluluğunda şaşkınlıkla karşılandı.[18][19] Fakat TÜBİTAK danışma kurulunu bir daha toplamadı ve bu kurul işlev kazanamadı.
2012 yılı ilk yarısında Fatih Projesi kapsamında okullara gönderilen etkileşimli tahtalarda Pardus logolu Debian işletim sisteminin kullanıldığı görüldü. 2012 yılı ikinci yarısında TÜBİTAK yeni geliştiriciler istihdam ederek yeni sürüm hazırlıklarına başladı. 25 Ocak 2013'te Debian tabanlı ilk kararlı Pardus sürümü "Pardus 2013 Anadolu Parsı" adı ile yayınlandı. Böylece Pardus projesi kapsamında 2012 yılına kadar geliştirilmiş olan Pardus'a özgü PİSİ paket yönetim sistemi, ÇOMAR yapılandırma yöneticisi, YALI kurulum aracı, Müdür açılış sistemi, Kaptan ilk ayar sihirbazı ve diğer irili ufaklı tüm projeler terk edilerek tamamen Debian tabanına geçilmiş oldu. Ayrıca 2013 yılının ilk aylarında TÜBİTAK geliştiricilerinin üye olduğu, destek kanalı olarak tanındığı ve onayladığı topluluk sitesi parduslinux.org açıldı.
Terk edilen Pardus projeleri[değiştir | kaynağı değiştir]
2013 yılında yayınlanan Pardus 2013 sürümü ile beraber Debian tabanına geçilmiştir. Debian tabanına geçilmeden önce Pardus projesi kapsamında üretilen belli başlı özgün projeler aşağıda listelenmiştir. Bu projeler ile ilgili teknik dokümanlara developer.pardus.org.tr adresinden ulaşabilir.
Birde Bunu Okuyun: KAYNAK PARDUS FORUM
Milli İşletim Sistemine Yöneltilen Eleştiriler
Asrımızın enaniyet asrı olması hasebi ile eleştiri çok kolay yapılabiliyor. İnsanlar çoğu zaman haktan uzak eleştirileri kolayca yapabiliyorlar. “…çok bilgi sahibi değilim ama…” şeklinde başlayan cümlelerin üstüne koca koca eleştiri binaları dikiyorlar. Düşündürüyor… İyi ki bilgi sahibi değil. Demek ki gökdelenler dikecekti…
Gerek forumlarda, gerekse bilişim sitelerinde Milli İşletim Sistemi ismi altında dağıtılan “yeni Pardus” (Debian Tabanlı) hakkında yazılar ve cevaplar bolca yer alıyor. Bazılarını burada zikredelim.
En birincisi ve akıldan en uzağı: “Niçin Linux çekirdeği kullanıyorsunuz?” Bu mevzuya şöyle yaklaşalım: Eğer Linux çekirdeği kullanmayalım diyeceksek kendimiz yazacağız değil mi? Doğru. Elbette bizim malımız olsun. Peki bunun maliyeti nedir? Hiç düşündük mü? Linux çekirdeği 1991 yılından beri geliştiriliyor, hala geliştirilmektedir. Yani 2017 yılı için üzerinden 26 yıl geçmiş. Ve şu an itibariyle 20.000.000 (20milyon, o kadar çok sıfır var ki bir de göze az görünsün diye yazıyla yazdım) satır kod ihtiva ediyor. Peki bu çekirdeği 26 yılda kaç programcı, proje yöneticisi, test uzmanı… toplamda kaç kişi bu duruma getirdi dersiniz. Bu rakam resmi sitede zikredilmemiş lakin, 10.000(on bin)lere yakın gönüllü insanın çalıştığı tahmin ediliyor. Bizim “ille de çekirdeğimiz de bizim olsun” ısrarımızın maliyeti ne olur? 20Den fazla yıl, bir sürü personel ve çok ciddi bir maliyet. Maliyeti kestirmek mümkün değil. Sonra gönüllü insanların ulaştırdığı bir noktaya ücretle çalışacak insanların ulaştırıp ulaştıramayacağı bilinmiyor. Yazılım projelerinin ancak %20-30u başarıya ulaşıp geri kalanlarının hüsrana uğradığı da hesaba katılırsa ortada böyle bir ürün varken niçin bu badireleri ve maliyeti göze alalım.
Bir düşünün dünya yazılım devi Google sunucularında Linux kullanıyor. Cep telefonu yazılımının (Android) çekirdeği Linux. Koskoca Google niçin yeni bir çekirdek yazdırmıyor da olanı kullanıyor. Cevabı çok açık ortada çok mükemmel bir işletim sistemi çekirdeği varken böyle bir işe girişmeyi akıl işi olarak görmüyor.
Sonra donanım üreticileri (modem, switch, firewall, router vs.) bir sürü cihaz niçin Linux çekirdeğini tercih ediyor? Çünkü onlar çekirdeği de biz üretelim deselerdi cihazı 3-4 kat daha fazla maliyetle satın alıyor olacaktık.
Sizin bu konuda böyle bir fikriniz olabilir. Lakin hayat böyle devam etmiyor. Pratikteki yöntem bu. Ortada hazır, güzel, açık kaynak bir çözüm varken kimse yeniden keşfetmiyor, keşfetmeye uğraşmıyor.
İkincisi: “Niçin Debian tabanlı bir dağıtım yaptınız?” Aslında “Niçin Debian tabanlı?” suallerinin de temelinde niçin temel bir dağıtım yapmıyoruz fikridir. Yani o kadar milliyetçiyiz ki dağıtımımız bile yerli olsun. Başkasının üzerine bina edilen olmasın. Sıfırdan oluşturalım. Şimdi biraz Debian dağıtımından bahsedelim.
Debian Dünya’nın çeşitli bölgelerindeki gönüllüler tarafından hazırlanan tamamen özgür bir Linux dağıtımıdır.
Dünyanın en büyük masaüstü dağıtımlarından olan Ubuntu, Mint gibi dağıtımlarda Debian tabanlıdır. Bu da niçin tercih edildiğine dair bize bazı fikirler veriyor.
Şu an itibariyle 43.000’in üzerinde tamamen özgür paket desteği ile gelmektedir. Bu ne demek oluyor? İnsanların kullanmak isteyecekleri programların çoğunu deposuna eklemiş oluyor. İhtiyacımızın büyük bir kısmını karşılayan bir dağıtım haline gelmiş bir dağıtım. Kalan kısmı için ise web sitelerini veya diğer dağıtımların depolarını (ubuntu, mint) kullanabiliriz.
Bu Debianı çok güçlü kılıyor. Zaten iki büyük dağıtımdan birisi. RedHat ve Debian. RedHat’in ticari bir sürüm olduğu düşünüldüğünde “Debian açık kaynak ruhunu koruyan temel dağıtım” olarak öne çıkıyor.
Evet yerli bir dağıtım oluştururken ya 43.000 (43bin) adetle ciddi paket desteği olan bir dağıtımı esas alacaktık. Veya da sıfırdan dağıtım oluşturacaktık. Eğer 10-15 yazılımcı ve sistemciniz varsa arkanızda da bir kominiti yoksa nasıl bir dağıtım yapılmaya kalkılır? Bunun cevabını Pardus(eski pardus, Şimdilerde Pisi Linux) aldı. Nerede? Akıllı tahtalarda… Geliştirici ekip 2003’den beri üzerinde çalıştıkları Pardus’a 2013 yılında hala akıllı tahta desteğini kazandıramamışlardı. Neden eski Pardus’la devam edemediğimizin cevabı olmuyor mu bu… Çözüm ise alel-acele de olsa yerindeydi. 10-15 kişilik bir ekiple dağıtım yapamazsınız. Yaparsanız da çuvallarsınız. Nitekim çuvalladık. Neyse ki ani verilmiş de olsa karar yerindeydi ve Debian tabanına geçildi.
Şimdi arkamızda büyük bir kominiti desteği var. Biz sadece özelleştiriyoruz. (Elbette Lider, Ahtapot, Engerek vs uygulamalar var. Bunları nazara almıyorum. Çünkü bunların bir kısmı kominiti ile bazıları da satın-alma yoluyla yapılıyor) Özelleştirme ise bizim Pardus ekibinin altından kalkabileceği bir iş. Bizim ekibin gücü özelleştirmeye yetebilir. Geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya da gücü elbette yetmez. Çünkü hiç kolay bir iş değil. Yaygınlaştırmanın oyu ise ekosistemin oluşması. Özel sektörün bu işi yapması. Yoksa çok büyük bir insan kaynağı gerektirir. Ne gerek var, kamuya bu kadar adam yığalım. Özel sektör bu işi çok güzel de yapar.
Pisi Linux hakkında da şunları söyleyelim. Muhakkak meraklı olanlar var ki devam ediyor. Ama kamunun kullanımı için uygun olmadığını zaten gördük. Kişisel bilgisayarlarda kullanılabilir, ama kamu için uygun değil. Bunun çok sebebi var. Burası yeri olmadığı için bu konuyu geçmek istiyorum.
Yine bu başlık altında başka şeyler söyleyen arkadaşlar da var. Bir kaçını alalım:
1- “Kesinlikle ve kesinlikle bize özgü şeyler olmalı. Debiandan şu an farkı yok.”: Olmasın, ne olur. Kullanıma tesiri nedir? Herkesin kullandığı olsa ne kaybederiz. Aksine çoğunluğun kullandığı bir işletim sisteminin desteği her zaman fazladır. Sorunlar kolayca çözülür.
2- “KDE masaüstü güzel buradan devam edilsin” : Kamu kullanıcıları için düşük maliyet çok önemli. XFCE masaüstü gayet hızlı ve kolay kullanıma sahip, performansı yüksek. Kamu kullanıcısın şatafatlı ekranlara ihtiyacı yok. Ama KDE de mevcut. Fakat Tübitak XFCE tavsiye ediyor. Tavsiyesinde haklı. Bu bir kamu işletim sistemi. Her ikisi de devam etsin ne olur?
3- “Hali hazırda pisi linux adında PARDUS ULUSAL DAĞITIM sistemi mevcut iken daha fazla yerli gnu gpl yazılım içeriyorken, tekrar yola 0 dan başlanması ve debian tabanlı nerdeyse 0 emek içeren bir makyaj sisteminin MİLLİ diye kakalanmasıdır. Aynı zamanda tüm bu gelişi güzel yüzeysel çabayı ekibin ve çevresindeki kitlenin tecrübesizliği sonucu olarak değil de mevcut siyasal gel gitlerin ortaya çıkardığı bir durum olarak görüyorum” : Zaten yukarıda Pisi Linux’un (Eski Pardusu kastediyorum, yoksa şu an http://www.pisilinux.org 258 dan yayın yapan dağıtım mevzu-u bahis değil) kamu kullanımında çuvalladığından bahsettik. Sonra tekrardan yola sıfırdan başlamadık. Aksine arkasında büyük bir kominitinin desteği ve 43.000 paketle gelen bir dağıtımın üzerine bina ettik. Hele “nerdeyse 0 emek içeren bir makyaj sistemi” denilmesi tam bir hukuksuzluk. Çok ciddi bir emek harcanmış. Kamumun bütün ihtiyaçları düşünülmüş, e-imzadan java kadar kamunun kullanmakta olduğu bileşenler eklenmiş. Hazır bir dağıtım. Kurulumu da Pisi Linux gibi 30dk(Sitesinde bu şekilde) sürmüyor. 4-5 dakikada XFCE sürümü benim bilgisayarıma kurulabiliyor. Böyle bir çalışma nasıl 0 emekle suçlanır. “siyasal gel gitlerin ortaya çıkardığı bir durum” denilmesi de ayrı bir vehamet. Siyasilerin Pardus’u Pisi Linux’tan Debian’a geçirmelerinde nasıl bir Siyasi çıkar mevcuttur, merak halindeyim.
Hasıl-ı Velkelam Pardus yoluna emin adımlarla ilerliyor. Aman herkes bunu kullansın, kullanmayan kalmasın derdi de yok. Hazır olan kullanmaya başlasın. Hem de hemen değil. Emin adımlarla ilerleyerek yapsın bunu…
Yorum yapmayacağım demiştim ama israfçıllar yaa.
2011 yılının son aylarından itibaren TÜBİTAK bünyesinde yeniden yapılanma çalışmaları neticesinde proje yöneticileri ve geliştirici ekip dağıtılarak tasfiye edildi.[2] İdari ve teknolojik olarak köklü değişikliklerin yaşandığı[3] bu süreçte son sürüm olan Pardus 2011 sürümünün bakımı yapılmadı. Mevcut sürümlerin bakımlarının ve yeniden yapılanma çalışmalarının içeriği konusunda resmî açıklamaların yapılmaması Pardus kullanıcıları arasında projenin sona erdiğine dair haberlerin yayılmasına neden oldu.[4] Ocak 2012'de Pardus 2011 bireysel sürümününe güncelleme desteğinin sona erdiği e-posta listeleri üzerinden duyuruldu.[5]
2 Mart 2012'de projenin resmî sitesinden 23-24 Mart 2012 tarihlerinde “Pardus’un Yarını Çalıştayı” adında, projenin yeniden nasıl sürdürüleceğine dair bir çalışma yapılacağı açıklandı.[6] Sadece davetlilere açık olan çalıştayda Pardus hakkında kararlar alacak bir kurul oluşturulmasına ve bu kurulun aşağıdaki üyelerden oluşmasına karar verildi.[7]
|
|
19 Haziran 2012 tarihinde ULAKBİM Başkanı Dr. Ahmet Kaplan ve Pardus Proje Yöneticisi Abdullah Erol projenin hedeflerini açıkladıkları bir basın toplantısı düzenlediler.[10][11] Abdullah Erol'un proje yöneticisi olduğu bu toplantı ile kamuoyu tarafından öğrenildi. Toplantıda özetle FATİH Projesindeki akıllı tahtalarda Pardus kullanılacağı, yeni bir kurumsal sürüm hazırlandığı, sunucu ve mobil sürümler yapılacağı ve özel sektörle işbirliklerine gidileceği belirtildi. Bu vaatler Pardus topluluğu tarafından şüphe ile karşılandı[12][13] (Abdullah Erol 2016 yılı Ağustos ayında FETÖ soruşturmaları kapsamında görevinden alındı[1]).
Pardus danışma kurulu ilk toplantısını 29 Haziran 2012 tarihinde Ankara'da ULAKBİM'de yaptı. Fakat toplantıdan bir gün önce projenin bir Debian derlemesini bazı ekran görüntülerini değiştirerek Pardus 2011 adı altında FATİH projesi kapsamındaki akıllı tahtalara yüklediği ve okullara dağıttığı ortaya çıktı.[14][15]
Toplantıda TÜBİTAK'ın mevcut sözleşmeleri ve taahhütleri gereği akıllı tahtalara yüklemek ve bazı kurumlardaki masaüstü bilgisayarlardaki Pardus sürümlerini hızlıca güncellemek için Debian dağıtımını kullandığı, Pardus için geliştirilen PİSİ gibi projelerin bu yeni Debian sürümüne eklenemediği, akıllı tahtaların da Pardus ile çalıştırılamadığı için Debian kullanıldığı, bu işlemler için Vestel firması ile işbirliği yapıldığı öğrenildi (Oysa CEBİT 2011'de Pardus çalıştıran bir akıllı tahta sunulmuştu[16]). Ayrıca Danışma Kurulu'nun henüz resmî olarak kurulmamış olduğu, bunun için TÜBİTAK bilim kurulunun yetki devri işlemi yapması gerektiği ortaya çıktı.[17] Bu şartlar altında üyeler TÜBİTAK'ın onaylanmasını istediği bazı kararları (Debian sürümü hakkında) onaylamadı ve kurulun resmî oluşumunun tamamlamasının beklenmesine karar verildi. Ayrıca Pardus hakkında kararları vereceği çalıştayda tespit edilmiş olan Danışma Kurulu toplanmadan ve kamuoyuna bilgilendirme yapılmadan TÜBİTAK'ın Pardus'un yeni sürümünde Debian'ı kullanmaya karar vermiş olması ve toplantının kurulun resmî oluşumu açısından daha erken yapılmamış olması Pardus topluluğunda şaşkınlıkla karşılandı.[18][19] Fakat TÜBİTAK danışma kurulunu bir daha toplamadı ve bu kurul işlev kazanamadı.
2012 yılı ilk yarısında Fatih Projesi kapsamında okullara gönderilen etkileşimli tahtalarda Pardus logolu Debian işletim sisteminin kullanıldığı görüldü. 2012 yılı ikinci yarısında TÜBİTAK yeni geliştiriciler istihdam ederek yeni sürüm hazırlıklarına başladı. 25 Ocak 2013'te Debian tabanlı ilk kararlı Pardus sürümü "Pardus 2013 Anadolu Parsı" adı ile yayınlandı. Böylece Pardus projesi kapsamında 2012 yılına kadar geliştirilmiş olan Pardus'a özgü PİSİ paket yönetim sistemi, ÇOMAR yapılandırma yöneticisi, YALI kurulum aracı, Müdür açılış sistemi, Kaptan ilk ayar sihirbazı ve diğer irili ufaklı tüm projeler terk edilerek tamamen Debian tabanına geçilmiş oldu. Ayrıca 2013 yılının ilk aylarında TÜBİTAK geliştiricilerinin üye olduğu, destek kanalı olarak tanındığı ve onayladığı topluluk sitesi parduslinux.org açıldı.
Terk edilen Pardus projeleri[değiştir | kaynağı değiştir]
2013 yılında yayınlanan Pardus 2013 sürümü ile beraber Debian tabanına geçilmiştir. Debian tabanına geçilmeden önce Pardus projesi kapsamında üretilen belli başlı özgün projeler aşağıda listelenmiştir. Bu projeler ile ilgili teknik dokümanlara developer.pardus.org.tr adresinden ulaşabilir.
ÇOMAR | Sistemin düzgün çalışması için gerekli olan donanım, açılış, ağ, kullanıcı, zaman, görüntü gibi ayarların mümkün olduğu kadar otomatik bir biçimde yapılmasını sağlayan yapılandırma yönetim sistemi. |
PİSİ | Python dilinde yazılmış bir paket yönetim sistemi. Bağımlılıkları takip ederek paket inşa etme, kurma, kaldırma, yükseltme ve benzeri işlevleri yerine getirir. Kullanıcılar için bir grafiksel arayüz ve kapsamlı bir komut satırı arayüzü içerir. |
YALI | Pardus'un bilgisayara kurulmasını sağlayan grafiksel kurulum aracı. |
Kaptan | Pardus kurulumu sonrasında kullanıcıyı karşılayarak, masaüstünün kolayca kişiselleştirebilmesini sağlayan bir ilk ayar sihirbazı. |
Müdür | Python dilinde yazılmış yeni bir init sistemi. Sistemin açılış sürecini düzenler, hızlı bir şekilde açılışı gerçekleştirir. ÇOMAR ile entegre çalışır. |
Paket Yöneticisi | Pardus paket depolarına bağlanarak kullanıcının yeni paketler kurmasını, yayımlanan güncellemelerin yüklenmesini ve gerek duyulmayan yazılımların bilgisayardan kaldırılmasını sağlayan PİSİ’nin grafiksel arayüzü. |
Kullanıcı Yöneticisi | Bilgisayarı kullanacak kullanıcıların tanımlanması ve kullanıcı yetkilerinin detaylı bir şekilde ayarlanabilmesini sağlar. |
Güvenlik Duvarı Yöneticisi | Bilgisayara gelen ya da giden bağlantılara engelleme/izin verme, yerel ağdan internet paylaşımını engeleme/izin verme gibi kontrollerin yapılabilmesini sağlar. |
Açılış Yöneticisi | Bilgisayar açılışında ekrana gelen işletim sistemi seçme menüsünü düzenlemeyi sağlar. |
Disk Yöneticisi | Disk bölümlerinin bağlanması ve disk bölümlerinin kullanımı ile ilgili ayarlamaların yapılabilmesini sağlar. |
Geçmiş Yöneticisi | Paket kurma/güncelleme/kaldırma işlemlerinin kayıtlarını tutarak, kullanıcının bir paket kurma, güncelleme ya da kaldırma işlemi sonrasında herhangi bir sorun yaşanması halinde belirli bir tarihe geri dönebilmesini sağlar. |
Servis Yöneticisi | Sistemdeki tüm servisleri listeleyerek kullanıcının istediği servisleri kolayca açmasını ya da kapatmasını sağlar. |
Zemberek entegrasyonu | Açık kodlu doğal dil işleme kütüphanesi olan Zemberek yazılımının Pardus için genel yazım denetimi desteği vermesini sağlar. Böylece tüm masaüstünde (örneğin kullanıcı e-posta programını, kelime işlemci programını kullanırken, web sayfalarında bir ileti yazarken, vb.) Türkçe yazım denetimi sağlanmaktadır. |
Pardusman | Pardus paket depolarında seçilen paketlerin kullanılarak otomatikman bir Pardus ISO dosya oluşturulmasını sağlar. |
Ekran ayarları | Ekran kartı sürücüsü ve monitör ile ilgili tüm ayarlarının yapılması sağlayan arayüz. |
Panda | Kullanıcıların NVIDIA ve ATI ekran kartları için açık kaynak kodlu ya da sahipli sürücülerden biri seçerek kullanabilmesini sağlar. |
PTSP | |
Tulliana, Milky | Pardus'a özgü simge setleri. Bkz. Tulliana, Milky |
Milli İşletim Sistemine Yöneltilen Eleştiriler
Asrımızın enaniyet asrı olması hasebi ile eleştiri çok kolay yapılabiliyor. İnsanlar çoğu zaman haktan uzak eleştirileri kolayca yapabiliyorlar. “…çok bilgi sahibi değilim ama…” şeklinde başlayan cümlelerin üstüne koca koca eleştiri binaları dikiyorlar. Düşündürüyor… İyi ki bilgi sahibi değil. Demek ki gökdelenler dikecekti…
Gerek forumlarda, gerekse bilişim sitelerinde Milli İşletim Sistemi ismi altında dağıtılan “yeni Pardus” (Debian Tabanlı) hakkında yazılar ve cevaplar bolca yer alıyor. Bazılarını burada zikredelim.
En birincisi ve akıldan en uzağı: “Niçin Linux çekirdeği kullanıyorsunuz?” Bu mevzuya şöyle yaklaşalım: Eğer Linux çekirdeği kullanmayalım diyeceksek kendimiz yazacağız değil mi? Doğru. Elbette bizim malımız olsun. Peki bunun maliyeti nedir? Hiç düşündük mü? Linux çekirdeği 1991 yılından beri geliştiriliyor, hala geliştirilmektedir. Yani 2017 yılı için üzerinden 26 yıl geçmiş. Ve şu an itibariyle 20.000.000 (20milyon, o kadar çok sıfır var ki bir de göze az görünsün diye yazıyla yazdım) satır kod ihtiva ediyor. Peki bu çekirdeği 26 yılda kaç programcı, proje yöneticisi, test uzmanı… toplamda kaç kişi bu duruma getirdi dersiniz. Bu rakam resmi sitede zikredilmemiş lakin, 10.000(on bin)lere yakın gönüllü insanın çalıştığı tahmin ediliyor. Bizim “ille de çekirdeğimiz de bizim olsun” ısrarımızın maliyeti ne olur? 20Den fazla yıl, bir sürü personel ve çok ciddi bir maliyet. Maliyeti kestirmek mümkün değil. Sonra gönüllü insanların ulaştırdığı bir noktaya ücretle çalışacak insanların ulaştırıp ulaştıramayacağı bilinmiyor. Yazılım projelerinin ancak %20-30u başarıya ulaşıp geri kalanlarının hüsrana uğradığı da hesaba katılırsa ortada böyle bir ürün varken niçin bu badireleri ve maliyeti göze alalım.
Bir düşünün dünya yazılım devi Google sunucularında Linux kullanıyor. Cep telefonu yazılımının (Android) çekirdeği Linux. Koskoca Google niçin yeni bir çekirdek yazdırmıyor da olanı kullanıyor. Cevabı çok açık ortada çok mükemmel bir işletim sistemi çekirdeği varken böyle bir işe girişmeyi akıl işi olarak görmüyor.
Sonra donanım üreticileri (modem, switch, firewall, router vs.) bir sürü cihaz niçin Linux çekirdeğini tercih ediyor? Çünkü onlar çekirdeği de biz üretelim deselerdi cihazı 3-4 kat daha fazla maliyetle satın alıyor olacaktık.
Sizin bu konuda böyle bir fikriniz olabilir. Lakin hayat böyle devam etmiyor. Pratikteki yöntem bu. Ortada hazır, güzel, açık kaynak bir çözüm varken kimse yeniden keşfetmiyor, keşfetmeye uğraşmıyor.
İkincisi: “Niçin Debian tabanlı bir dağıtım yaptınız?” Aslında “Niçin Debian tabanlı?” suallerinin de temelinde niçin temel bir dağıtım yapmıyoruz fikridir. Yani o kadar milliyetçiyiz ki dağıtımımız bile yerli olsun. Başkasının üzerine bina edilen olmasın. Sıfırdan oluşturalım. Şimdi biraz Debian dağıtımından bahsedelim.
Debian Dünya’nın çeşitli bölgelerindeki gönüllüler tarafından hazırlanan tamamen özgür bir Linux dağıtımıdır.
Dünyanın en büyük masaüstü dağıtımlarından olan Ubuntu, Mint gibi dağıtımlarda Debian tabanlıdır. Bu da niçin tercih edildiğine dair bize bazı fikirler veriyor.
Şu an itibariyle 43.000’in üzerinde tamamen özgür paket desteği ile gelmektedir. Bu ne demek oluyor? İnsanların kullanmak isteyecekleri programların çoğunu deposuna eklemiş oluyor. İhtiyacımızın büyük bir kısmını karşılayan bir dağıtım haline gelmiş bir dağıtım. Kalan kısmı için ise web sitelerini veya diğer dağıtımların depolarını (ubuntu, mint) kullanabiliriz.
Bu Debianı çok güçlü kılıyor. Zaten iki büyük dağıtımdan birisi. RedHat ve Debian. RedHat’in ticari bir sürüm olduğu düşünüldüğünde “Debian açık kaynak ruhunu koruyan temel dağıtım” olarak öne çıkıyor.
Evet yerli bir dağıtım oluştururken ya 43.000 (43bin) adetle ciddi paket desteği olan bir dağıtımı esas alacaktık. Veya da sıfırdan dağıtım oluşturacaktık. Eğer 10-15 yazılımcı ve sistemciniz varsa arkanızda da bir kominiti yoksa nasıl bir dağıtım yapılmaya kalkılır? Bunun cevabını Pardus(eski pardus, Şimdilerde Pisi Linux) aldı. Nerede? Akıllı tahtalarda… Geliştirici ekip 2003’den beri üzerinde çalıştıkları Pardus’a 2013 yılında hala akıllı tahta desteğini kazandıramamışlardı. Neden eski Pardus’la devam edemediğimizin cevabı olmuyor mu bu… Çözüm ise alel-acele de olsa yerindeydi. 10-15 kişilik bir ekiple dağıtım yapamazsınız. Yaparsanız da çuvallarsınız. Nitekim çuvalladık. Neyse ki ani verilmiş de olsa karar yerindeydi ve Debian tabanına geçildi.
Şimdi arkamızda büyük bir kominiti desteği var. Biz sadece özelleştiriyoruz. (Elbette Lider, Ahtapot, Engerek vs uygulamalar var. Bunları nazara almıyorum. Çünkü bunların bir kısmı kominiti ile bazıları da satın-alma yoluyla yapılıyor) Özelleştirme ise bizim Pardus ekibinin altından kalkabileceği bir iş. Bizim ekibin gücü özelleştirmeye yetebilir. Geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya da gücü elbette yetmez. Çünkü hiç kolay bir iş değil. Yaygınlaştırmanın oyu ise ekosistemin oluşması. Özel sektörün bu işi yapması. Yoksa çok büyük bir insan kaynağı gerektirir. Ne gerek var, kamuya bu kadar adam yığalım. Özel sektör bu işi çok güzel de yapar.
Pisi Linux hakkında da şunları söyleyelim. Muhakkak meraklı olanlar var ki devam ediyor. Ama kamunun kullanımı için uygun olmadığını zaten gördük. Kişisel bilgisayarlarda kullanılabilir, ama kamu için uygun değil. Bunun çok sebebi var. Burası yeri olmadığı için bu konuyu geçmek istiyorum.
Yine bu başlık altında başka şeyler söyleyen arkadaşlar da var. Bir kaçını alalım:
1- “Kesinlikle ve kesinlikle bize özgü şeyler olmalı. Debiandan şu an farkı yok.”: Olmasın, ne olur. Kullanıma tesiri nedir? Herkesin kullandığı olsa ne kaybederiz. Aksine çoğunluğun kullandığı bir işletim sisteminin desteği her zaman fazladır. Sorunlar kolayca çözülür.
2- “KDE masaüstü güzel buradan devam edilsin” : Kamu kullanıcıları için düşük maliyet çok önemli. XFCE masaüstü gayet hızlı ve kolay kullanıma sahip, performansı yüksek. Kamu kullanıcısın şatafatlı ekranlara ihtiyacı yok. Ama KDE de mevcut. Fakat Tübitak XFCE tavsiye ediyor. Tavsiyesinde haklı. Bu bir kamu işletim sistemi. Her ikisi de devam etsin ne olur?
3- “Hali hazırda pisi linux adında PARDUS ULUSAL DAĞITIM sistemi mevcut iken daha fazla yerli gnu gpl yazılım içeriyorken, tekrar yola 0 dan başlanması ve debian tabanlı nerdeyse 0 emek içeren bir makyaj sisteminin MİLLİ diye kakalanmasıdır. Aynı zamanda tüm bu gelişi güzel yüzeysel çabayı ekibin ve çevresindeki kitlenin tecrübesizliği sonucu olarak değil de mevcut siyasal gel gitlerin ortaya çıkardığı bir durum olarak görüyorum” : Zaten yukarıda Pisi Linux’un (Eski Pardusu kastediyorum, yoksa şu an http://www.pisilinux.org 258 dan yayın yapan dağıtım mevzu-u bahis değil) kamu kullanımında çuvalladığından bahsettik. Sonra tekrardan yola sıfırdan başlamadık. Aksine arkasında büyük bir kominitinin desteği ve 43.000 paketle gelen bir dağıtımın üzerine bina ettik. Hele “nerdeyse 0 emek içeren bir makyaj sistemi” denilmesi tam bir hukuksuzluk. Çok ciddi bir emek harcanmış. Kamumun bütün ihtiyaçları düşünülmüş, e-imzadan java kadar kamunun kullanmakta olduğu bileşenler eklenmiş. Hazır bir dağıtım. Kurulumu da Pisi Linux gibi 30dk(Sitesinde bu şekilde) sürmüyor. 4-5 dakikada XFCE sürümü benim bilgisayarıma kurulabiliyor. Böyle bir çalışma nasıl 0 emekle suçlanır. “siyasal gel gitlerin ortaya çıkardığı bir durum” denilmesi de ayrı bir vehamet. Siyasilerin Pardus’u Pisi Linux’tan Debian’a geçirmelerinde nasıl bir Siyasi çıkar mevcuttur, merak halindeyim.
Hasıl-ı Velkelam Pardus yoluna emin adımlarla ilerliyor. Aman herkes bunu kullansın, kullanmayan kalmasın derdi de yok. Hazır olan kullanmaya başlasın. Hem de hemen değil. Emin adımlarla ilerleyerek yapsın bunu…
Mesaj otomatik birleştirildi:
Yorum yapmayacağım demiştim ama israfçıllar yaa.