Paradoks

Bu konuyu okuyanlar

SmiLey

Müdavim
Emektar
Katılım
28 Ağustos 2009
Mesajlar
2,169
Reaksiyon puanı
55
Puanları
48
Köşeyi döndü. Az önce döndü. Yağan kara aldırmadan sokakta gezen gerizekalı adam. Ne işi vardı bu saatte burada? Çok merak ediyorum. Ve gözlerimi kapadım. Artık ben o adamım.

Yürüyorum. Az önce köşeyi dönerken ayağım kaydı. Bileğim incildi sanırım. Kar yağıyor. Bense neredeyse tatile gider gibi giyindim. İnsanlar gözlerini bana dikmişler. Sanırım deli olduğumu düşünüyorlar. Düşünsünler. Onlar hep benim yerime düşündüler şimdiye kadar. Şimdi kendim düşünmem lazım. Umursamamak lazım onları. Ama tuhaf bir şey var. Ben ne zaman insanları umursamamayı öğrendim? Ne zaman bakışlardan kaçmamaya, onlara karşı gelmeye başladım? Ben ne zaman en yakınımdakilerden uzaklaştım? Sorular çok. Cevapları meçhul. Yürüyorum sadece. Birazdan köşeyi döneceğim. Sonrası huzur. Evimde olacağım artık. Az kaldı köşeyi dönmeme. Sonra düşünmeyeceğim artık bunları.

Gözlerimi açtım. Adam yoktu. Zaten o adam köşeyi asla dönemedi. Ama yine de yok olmuuştu. Aslında o adam hiç hareket etmemişti. Sadece bulunduğu yolun sürekli yarılıyordu. Ama asla sonuca ulaşamıyordu. Kendi düşünceleri arasında kayboldu gitti.

Derken başka bir adam çıktı ortaya. Acaba bu nereden geliyordu? Pek de mutluydu hani. Nedir onu bu kadar mutlu yapan bu soğuk günde? Ve asıl soru şuydu ki; kaç dakika sürecekti bu hali? Uzun süre mutlu olamazdı bir insan. En azından ben olamamıştım. Ne yapıyor bu adam? Deli mi! Az önce araba çarpabilirdi. Neden durmadı ki? Görmemiş olamazdı arabayı. Acaba neden? Derken tekrar ortalık karanlığa büründü. Ben artık o adamdım.

Neden sanki son anda çekildim ki? Bir saniye cesaretli olsam şimdi bu kadar üzülmeyecektim. Neden vazgeçtim? Neden arabanın öylece gitmesine izin verdim. Tek bir adımla arabayla buluşacaktım halbuki. Tek bir adımda bütün sorunlarım bitecekti. Çok yaklaşmıştım. Araba da yeterince hızlıydı hani. Ne zaman korkar oldum? Ne zaman ben kendime olan inancımı kaybettim? Ve kaybettiren şey neydi? Ne olmuştu ki kaybetmiştim her şeyimi? Çok fazla şeyler oldu. Hiçbir şey net değil. Seçemiyorum. Tek bildiğim kaybetmiş olmam. Aslında şimdi eskisine göre belki daha az umursamaz bir insanım ama özgürüm. İnsan zaten kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığı anda özgür olmaz mıdır? Ama neden o adımı atamadım? Ahmak kafalıyım. Köşeyi döndükten sonra, caddede bitirelim bu işi ha? Ne dersin?

Köşeyi döndü. Ama ne araba vardı ne de bir insan. Zaten özgür de değildi. Özgürlük bir ütopyaydı zira. Çünkü bir şeyleri umursuyordu hala. Umursamıyorum dediği zaman dahi umursamamayı umursuyordu. Tümüyle kendini boşluğa bırakabilir miydi? Bıraksaydı boşluk yutardı sanırım onu. Benim de bırakmaya cesaretim yok. Tıpkı o adam gibi. Bir adım dahi atmak zor. Ama adam artık yoktu ve yoluma devam etmeliydim.

Yol boyunca hep başkalarını gözlemledim. Başkaları oldum. Onların maskesini taktım. Peki benim saklanabileceğim bir maskem var mı? Beni bakışlardan koruyacak bir maske. Hayatsa, bilmem kaçıncı kez bana ihanet etmişti. Bir daha da edecekti hani. O zaman geldiğinde takacak maskem var mı? Sorular başımı ağrıtıyordu. Bir ilaçla üstesinden gelebilirdim bu ağrının. Daha önce de yaptığım gibi. Param var mıydı acaba? Cebimi yokladığımda sadece birkaç lira ve antidepresanım vardı. Para yetmezdi ama bunun dışında kullanmadığı bir ilacı neden yanında taşır ki bir insan? Hem de hiç kullanmadığı. Sonra tekrar elimi cebime attım. İlaç yoktu. Asla var olmamıştı. Onu vareden benim onu varmış gibi algılamamdı. Az kaldı. Yolun sonuna geliyorum. Kar da şiddetini iyice azalttı. Ama bu sefer başardım. Maskem yoktu ama ben herkese bakabiliyorum. Beni yaralayan bakışlar yoktu artık. İşte bu sefer olmuştu. Şimdi köşeyi dönüyorum. Diğerlerinin dönemediği köşeydi burası. Tek ben dönecektim. Az kaldı. Yarıladım yolu. Şimdi yarıladığım kısmı yarıladım. Ve şimdi de az önce yarıladığım kısmı yarıladım. Bir dakika? Ben sürekli bu şekilde devam edersem asla dönemeyecem. Sonsuz kere yarılayacağım yolu. Asla tam anlamıyla sona ulaşamayacam. Yoksa? Ben de mi bir maskeden ibaretim? Ben de mi bir yansımayım? Ortalık da kararmaya başladı. Ama saat daha öğlen vakti. Bir saniye! Burada benden başka canlı yok. Hayı...

Sözünü bitiremeden o da yok oldu. Diğer maskeler gibi mezarlıkta artık o da. Ve bu sefer o kadar maskeden sonra hangisi gerçek yüzüm ben de tanıyamıyorum. Kaybettim ben. Kendimi düşünceler arasında kaybettim. İki zıt düşünce iki kutupta. Arada ince mi ince bir ip ve bir cambaz olarak ben. Hayır ama, kimse bana dünyada cambazlık yapacağımı söylemedi. Zaten bir şey de söylemediler bana. Sorun şuydu ki ben asla cambazlık yapamazdım. Zaten ben de yönetmiyordum bir şeyi. Şimdi bir taraftayım. Ama bir saniye sonra dengeler değişecek. Diğer tarafa sürükleneceğim. Derin bir nefes almam gerek. Sonra görmemezlikten geleceğim birçok şeyi. Yoksa ben de diğerleri gibi sürekli hareket edeceğim. Ama aslında olduğum yerde kalmış olacağım. Ne sorunlarımı çözmüş olacağım ne de onları çözmeden geride bırakmış... Ama sorunları hiç yokmuş gibi davranırsam. Onları düşünmezsem. Onları zihnimden atarsam. O zaman soru(n)lar da olmazdı. Ya da en iyisi ben şarkı dinlemeye devam edeyim.

[video=youtube;mx04rGwuqtU]http://www.youtube.com/watch?v=mx04rGwuqtU[/video]

Life has betrayed me once again,
I accept some things will never change.
I've let your tiny minds magnify my agony,
and it's left me with a chem'cal dependency for sanity.

Yes, I am falling... how much longer till I hit the ground?
I can't tell you why I'm breaking down.
Do you wonder why I prefer to be alone?
Have I really lost control?

I'm coming to an end,
I've realised what I could have been.
I can't sleep so I take a breath and hide behind my bravest mask,
I admit I've lost control.
 
Üst