Panik Bozukluğunun Atağı Seviye 101/100

Bu konuyu okuyanlar

CapScroLL

Müdavim
Katılım
22 Ağustos 2014
Mesajlar
3,657
Reaksiyon puanı
2,682
Puanları
113
Yaş
26
Bir süre önce uyurken kilitleniyordum ve ölmekte olduğumu düşünüyordum. Her ay 3-4 defa bu problemi yaşamaya devam ettim, durumu tarif etmek gerekirse hani halk arasında "Karabasan" diye tabir edilen şey var ya, onu yaşarken yani hareket edemezken aynı zamanda nefes alamıyorsun kalbin inanılmaz şekilde atıyor ve 2-3 saniye aralıklarla çarpıyor sanki uyurken kalp krizi geçiriyorsun. Sadece gözlerin açık duruyor, yanında birileri varsa onun seni uyandırması için yalvarıyorsun ama sadece düşünerek... Bu bir süre böyle devam etti, sanırım en son 1 ay önce yaşadım. Bugün okula gitmek için (MAÖL'de okuyorum) otobüse bindim, her gün yaptığım gibi telefonda oynadığım oyunda ki günlük rutin şeyleri yapıyordum ve birden gözümün telefonda kilitlendiğini fark ettim, sanki donup kalmıştım. Hemen kafamı kaldırdım ellerim ve ayaklarım uyuşuyor, kaslarım gevşiyor, kalbim 500km hızla giden aracın motor pistonu gibi saçma olamayan şeylerle tarif edilemeyecek kadar hızlı atıyordu ve küçük aralıklarla sert çarpıntılar oluyordu, gözümde karıncalanma vardı, her yerim uyuşmaya başlıyordu ve ağzım inanılmaz derecede kurumuştu. Sanki etrafımda ki insanlar dünyada gördüğüm son insanlardı, 5 dakika 10 dakika sonrasını düşünemiyordum ve düşündüğümde sadece bomboş karanlık bir görüntü vardı, o durumdan kurtulsam bile nasıl yaşayacaktım? Delirmiştim, hani o haberlerde gördüğümüz otobüste kalp krizi geçiren insanlar var ya onlar gibi olduğumu düşünüyordum, durağa gitmeden şoföre seslenip durak olmayan yerde indirmesini isteyecektim ve bunları kendime öylesine inandırıyordum ki her an kalbim atmayı bırakacak ve yere yığılacaktım. Bir yandan bunun panik atak olduğunu düşünüp bir videodan hatırladığım nefes alıp verme tekniğini uygulayarak bedenimin kontrolünü ele almaya çalışıyordum, uzun aralıklar da çok küçük 10-20 saniyelik nöbetler yaşıyordum ama beynim konuya öyle yaklaşmıyordu, böylesini ilk defa yaşıyordum ve bu gerçekten panik atak değilmiş gibiydi. Hemen en yakın durakta indim ve bir markete gidip su aldım, ödemeyi yaparken yakınlarda sağlık ocağı olup olmadığını sordum ve yerini öğrendim, amacım tansiyonumu vs. ölçtürüp bu durumun gerçekten panik atak olduğunu beynime kanıtlamaktı. Buz gibi havada kalın giyinmiştim aynı zamanda yolun ortasında soğuk suyu yüzüme döküyordum, bu noktadan sonra benim gördüğüm dünyada benimle birlikte yoldan geçen insanlar da delirdiğimi düşünüyordu. Sağlık ocağının yerini yoldan geçen birisine sorup tam bilgi aldım, o kişi de o tarafa gidiyormuş ve yanımda birilerinin olması biraz iyi hissettiriyordu. Sağlık ocağına gittim ama kapalıydı, karşısındaki eczaneye girip tansiyonumu ölçmelerini istedim net sonuç almak için 5 dakika boyunca oturup vücudumun dinlenmesini istediler. O 5 dakika sanki 5 yıl gibiydi, tansiyonumu ölçecek olan kişi benim dinlenme sürecim devam ederken kendi işleriyle ilgileniyordu ve çıldırıyordum. Artık "Burada insan ölüyor siz ne yapıyorsunuz" dercesine etrafıma saldırıp kendim ölçmeye kalkışacaktım. Ne mutlu ki o 5 dakika geçti, tansiyonumu ölçtüler sadece çarpıntı çıktı çünkü beynim vücuduma yanlış sinyaller gönderip bedenimi çıkmaza sokarak zorluyordu. Ambulansı arayalım mı dediler ben zaten dünden razıydım, hemen çağırdık. Etrafımdaki insanların bakışları ve davranışları öyle tuhaf görünüyordu ki sanki gerçekten kalp krizi geçiren bir insana tanıklık ediyorlardı, birisi oradan "Allah yardım etsin" diyor diğeri sadece izliyor. Ambulans geldi ve araca bindim makineye bağladılar bir iğne yaptılar, ambulans ve hastanede yapılan EKG raporlarında da tıbbi olarak her hangi bir tuhaflık görünmüyordu. Tıp fakültesine gittik araçtan indirip tekerlekli sandalyeyle sarı(acil) odaya aldılar, tekrardan makine bağlandı ve her hangi bir problem görünmüyordu ama doktorların dediklerine zerre kadar inancım yoktu, ben inanıyordum ama beynim öyle bir bastırıyordu ki sadece kalp krizinin şiddetini artırmamak için yalandan ibaretti. Kalbimin atış hızını düşürmek için adını şimdi öğrendiğim bir yöntemi Vagal manevra yöntemini uyguladılar bir diğer deyimle şırınga verip içerisine üflememi yani ıkınmamı istediler, kan aldılar, iğne yapıp serum taktılar her şey normale döndü ama yine de beynimde çok küçük hisler vardı duyduğum her şey yalandı ve yine o günün akşamını yani bu vakti göremiyordum, bu saatte ne yapıyor olurdum? 2 dakika önce ne yapıyordum? Stajyerler uzaktan ekrandaki kalp ritmime bakıp aralarında konuşuyorlardı; +"Şuna bak la adam ölüyor!" -"Hee la hadi hayırlısı bakalım mesleğimizin ilk ölen insanını görüyoruz" +"Aga acaba bizim doktorlar durumun ciddiyetini anlamıyor mu?" -"Olabilir." 1.5 Saatin sonunda taburcu edildim, eve geçip uyudum. Yaklaşık 2 saat önce yine aynı sorunu yaşadım ama ilerlemeden kendimi kontrol altına aldım. Sanırım durum artık panik bozukluğa bürünmüş, Pazartesi gününe psikiyatriden randevu aldım. Bakalım sonumuz ne olacak, yarın yine otobüse binip okula gideceğim korkularımın üzerine gitmem gerekiyor. Tedaviye gelecek olursak çoğu kişi 6 ay süren ilaç tedavisinden geçmiş, dozajı azdan yükseğe-yüksekten aza doğru giden ilaç tedavisinin yanında psikiyatrinin önerilerine uyarsak çabukça atlatılan bir problemmiş. Allah bu problemi yaşayanların yardımcısı olsun, gerçekten kolay değil. Bu ruhsal bozukluğu yaşamayan kişiler varsa ve yaşayan birilerini görürlerse "Aaa doktor çağırın! ambulans çağırın! iyi misin? benimle kal! üff kalbi çok fena atıyor! üff ağzı dili kurudu!" Gibi saçma sapan şeyler söylemesinler, çünkü bunlar o kişide öylesine büyük etkiler oluşturuyor ki "2 dakika sonra öleceğime şimdi kafama sıkıp öleyim de şu durumdan kurtulayım." psikolojisine giriyor ya da ölmek istemiyorum tribine giriyor. Bu problemi yaşayanlar da ne olursa olsun psikiyatriye gitsinler, önceden diyordum "Ne gereği var, gelip geçer." ama geçmiyor sizi hiç beklemediğiniz anda yakalıyor, en güzel gününüzü hiç edebilir. Kendinize iyi bakın, ileriye dönük bir cümle ekleyeyim; Eğer şu anda atağı yaşarken bunları okuyorsanız ve yalnızsanız dışarıya çıkıp birilerini arayın, hem zihninizi dışarıdaki şeylere vereceksiniz hem oksijen alacaksınız hem de yalnız olmadığınızı hissedeceksiniz.
 
Son düzenleme:

CtrlEnter

Doçent
Cezalı
Katılım
24 Aralık 2011
Mesajlar
946
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
885
Puanları
93
Akıllı saat tavsiye ederim. Sürekli nabız ölçen, gerekirse sizi uyaran ( hatta acil çağrı yapan da vardı) uyku düzeninizi takip eden, stres durumunuzu gösteren vs özellikleri olan bir saatin size günlük, haftalık, aylık rapor vermesi faydalı olur.
 

CapScroLL

Müdavim
Katılım
22 Ağustos 2014
Mesajlar
3,657
Reaksiyon puanı
2,682
Puanları
113
Yaş
26
Akıllı saat tavsiye ederim. Sürekli nabız ölçen, gerekirse sizi uyaran ( hatta acil çağrı yapan da vardı) uyku düzeninizi takip eden, stres durumunuzu gösteren vs özellikleri olan bir saatin size günlük, haftalık, aylık rapor vermesi faydalı olur.
Öneri için teşekkür ederim ama sanırım bunun üzerine gitmem gerekiyor, sürekli vücudumu dinlersem bir anormallik fark ettiğimde yine tetikleyecek veya sürekli o saate bağımlı olarak yaşamam gerekecek. Beynim vücudumda olan anormallikleri acil durummuş gibi algılayıp saniye başına her türlü moda sokuyor bu yüzden vücudumun durumunu pek dikkate almamam lazım. Yazıyı uzatmamak adına yazmamıştım ama daha önce de 2-3 defa farklı günlerde kalp sıkışması olduğu için hastaneye gitmiştim kan ve EKG raporları normaldi ve bu durum beni bir süre idare etti, hastaneye gidip bir şey olmadığını görünce beynim beni saldı ama pek uzun vadeli değilmiş :)) İki yöntem öğrendim, birisi nöbet anında farklı şeylere odaklanıp renk isim saymak beyni meşgul etmek bir diğeri üzerine gidip atağa atakla karşılık vermek. Ben atak anında ikisini denedim ama pek başarılı olamadım, şuan oldukça hazırım eğer yine yaşarsam umarım kendimi sakinleştirebilirim. Bu problemin bu boyutunu hiç görmemiştim, ne kadar çabalasan da aslanı kedi yapıyor.
 
Üst