*Özel Yazı* Kaybedenler Kulübü filmi ve diğerleri hakkında (11 Soru | 11 Cevap, ve daha bir sürü şey)

Bu konuyu okuyanlar

bir film seyircisi

Öğrenci
Katılım
14 Ekim 2017
Mesajlar
33
Reaksiyon puanı
11
Puanları
8
saçma sapan, içi boş edebiyat denince aklınıza ne geliyor? bizim aklımıza kaybedenler kulübü, çay, kahve, kadın, alkol, sigara, yalnızlık edebiyatı geliyor ki edebiyat demeye bin şahit isterler.

kaybedenler_kulub%C3%BC.jpg


bir grup insan var, takipçilerinin ve sevenlerinin toplamı milyonları bulabiliyor. bunlar profesyonel yazıcı. formülleri var, üç beş aynı kelimeyi evirip çevirip cümle kuruyorlar, daha doğrusu kurmuyorlar, hep üç nokta (...). sonra gelsin rt'ler gitsin fav'lar.

özellikle 140/280 karakter sınırlı tvitlerin hızlı tüketilen, havalı, etkisiz, içi boş, ilk izlenimde ilgi toplayan, basit cümlelerin popülerliğine katkı sağladığını düşünüyoruz. nasılsa kimse beynini yormayacak. okuyup "voo" diyip kalp'e çökecekler.

kaybedenler kulübü ne ilk ne de son. sadece bir örnek. üzerinden ilerleyeceğimiz somut bir örnek.

belki de... belki de dönüşleri dönüş yapan gidişlerdir hea?
-birfilmseyircisi


ikircik fm:


filme geleceğiz ama önce... ama önce sözde edebiyat dergileri...
at başı dergisi:


güldür güldürün iki skecini paylaştık, bu konuyu güzel alaya aldıkları için. ve bir de stolk’un çay edebiyatı bölümü (kaybedenler kulübü de geçiyor videoda):




bu videolar derdimizi daha iyi anlatmamıza yardımcı olacak.

***
merhaba, evde çok kolay beş dakikada hazır sözde edebiyat dergisi tarifimize hoşgeldiniz.
gerekenler:

1 adet isim, ne olduğu önemli değil, kalem olur, silgi olur, çöp olur, at olur, acaip olur, garip olur, elektrik olur, olur da olur. ilk aklınıza gelen en iyisidir derler piyasada.

bir kaç popüler isim, ellerinin kalem tutmasına gerek yok, oyuncu olur, fenomen olur, kahve ve sigaraları aynı cümlede kullanabilsinler yeter, gerisini boşver.

bizce bu kadarı yeter.

işte artık siz de evde kendi sözde edebiyat derginizi yaptınız tebrikler. afiyet olsun.
***

gelelim filme. film kötü. kötü bir film. beğenmedik. filmi beğenenler ve beğenmeyenler arasındaki atışma genelde içerik üzerine kurulu. bir grup film sürekli alkol, sigara, cinsellik üzerinde şekilleniyor diye eleştiriyor, beğenen grup da "siz alt metni okuyamıyonuz, film sadece bu değil, altında yatan felsefeyi anlamıyonuz" diyor.
  1. filmde işlenen felsefe/düşünce ne olursa olsun insanlar filmde sık geçen bu içerikleri beğenmeyebilir ve eleştirebilir. ve biz beğenmiyor, eleştiriyoruz.
  2. "siz anlamıyonuz" denen alt metin çok basit ve boş. belki de saçma… sönen sigaralar ve sönecek sigaralar, aslında hayat bu değil mi zaten… filmde zekayı geçtik eser miktarda pırıltısı bile yok. diyaloglar çok basit ve popülerleşip kısa kısa her yerde özellikle twitterda yayılmaya müsait. iki adam karşılıklı geçip konuşuyorlar, filmdeki dinleyiciler bunların çok üst düzey konuşmalar olduğunu ve anlamadıklarını düşünüyorlar, yani filmde aslında bu adamların ne kadar entelektüel olduklarına, derin konuştuklarına, halkın anlamadığına vs götürüyorlar işi. saçmalık, içleri boş cümleler bunlar. hiç bir anlamları yok. doğaçlama saçmalayın denmiş bile olabilir çekim sırasında.
yetti artık. olmuyor uzatmayın. savunmayın boş işleri. hem de edebiyat adına... yazık oluyor. asıl değerler kayboluyor.

belki de sanat bir kuyuydu.. derin ama bir o kadar da sığ..
-birfilmseyircisi


şimdi gelelim soru-cevap bölümüne, burada her zaman yaptığımız gibi sorduğumuz sorulara cevap vereceğiz.

bazı sorularda kullanılan derecelendirmemiz:
5/gayet iyiydi.
4/kâfi ölçüde iyiydi.
3/vasattı.
2/vasat altıydı.
1/berbattı.


*ne hakkında?
İki “loser (kaybeden)” arkadaşın 90’lı yıllarda özel bir radyoda yaptıkları sıradışı program ve hayat anlayışları hakkında bir film.

*nasıl bir kategoriye konumlandırırsın?
boş edebiyat yapan bir dram filmi.

*10 üzerinden kaç puan verirsin?
2

*oyuncular ve oyunculukları nasıldı?
vasattının üstü, kâfi ölçüde iyiydinin altıydı. oyunculuk anlamında beklentinizi yüksek tutmayın. özellikle başrollerin belli başlı bir iki mimikleri var, film boyunca oyunculuk namına bunlardan başka bir şey yok desek yeridir.

*mekan, eşya, renk, kıyafet seçimleri ve genel atmosfer nasıldı?
vasattı. iç mekanlar fena değildi ama dış mekanlar istanbul sokakları olduğu için filmde “90’ların sonu”nda olmayan arabalara rastgelmeniz pek olası. süleymaniye cami hikâyesinin anlatan adamın evinde mumlar ne alaka anlamadık. anlamsız geçişler vardı radyo sahnelerinde, bir siyah-beyaz bir renkli bazen ikisi aynı anda, beğenmedik.

*esprilerin miktarı, dağılımı ve düzeyi hakkında ne söylemek istersin?
film pek komik değil, zaten böyle bir beklenti de oluşturmuyor. komedi filmi gözüyle bakmadık.

*süre iyi ayarlanmış mı yoksa sulandırılmış mı? /bu konuda bir sıkıntı hissettin mi?
fena değildi. bir sıkıntı hissetmedik.

*anlatılmak istenen mevzu, hikâye, olay, fikir daha iyi anlatılabilir miydi?
hayır daha iyi anlatılmazdı, zira anlatılmak istenen şey çok boş. kendilerini entelektüel olarak gören bu tiplerin replikleri üzerinde biraz düşündüğünüzde içlerinin ne kadar boş ve saçma olduğunu farketmek hiç zor değil. hayatı sorguladıkları gibi bir iddiaları var ama bu da vasat altı bir seviyede.

*bir veya birkaç kere daha izler misin?
hayır.

*bir aile filmi mi? (bir aile filmi: minimum düzeyde kan, şiddet, küfür, argo, cinsel referanslar ve sahneler içeren, mümkünse içermeyen, yaşı uygun bireylerden oluştuğu varsayılan yeri geldiğinde 2-3 kişiyle, yeri geldiğinde konu komşuyla, yeri geldiğinde sülalece izlenmesinde ciddi bir problem olmayan filmdir.)
kesinlikle değil. bu tanıma uyması imkansız.

*vakit öldüren bir entertainment/eğlence filmi mi? düşündüren, etkileyen, zaman boyutunu aşan, derdi olan, izlenince tükenmeyen bir film mi?
filmin iddiası “düşündüren, etkileyen, zaman boyutunu aşan, derdi olan, izlenince tükenmeyen bir film” oldukları yönünde. bunu hem yorumlardan hem filmin kendisinden anlamak oldukça kolay. gel gelelim durum hiç de böyle değil, bizce “vakit öldüren bir entertainment/eğlence filmi” bile değil. ne o ne o, arada kalmış, ikisi de olamamış.

son olarak,
beğenmedik. bu boş ve kuru edebiyatı sevmiyoruz.

birfilmhakkında'nın tüm yazıları için:
birfilmhakkında
 
Son düzenleme:
Üst