Osman Tanburacı: "Grup börek değil SU BÖREĞİ"

[aliihsangs12]

Osman Tanburacı
​

Grup börek değil
SU BÖREĞİ (II)

Bu başlık; 7 Ekim’de kuralar çekildiği gün sporx’te atılmış. Ben atmışım.
Tekrar yayınlıyorum....

"UEFA’da Galatasaray’ın içine düştüğü 2. GRUP yeme de yanında yat börek gibi bir grup.
Fikstürden sonra ise tam su böreği; hafif mi hafif!
Güzel mi güzel,
Tam dişe göre...

1. maç; 23 Ekim’de Olimpiyakos’la burada. Hani istesen olmaz!
2. maç; 6 Kasım’da Lizbon’da Benfica ile... Hani kursan böylesi denk gelmez!
3. maç; 27 Kasım’da Ali Sami Yen’de Metalist Kharkiv’le... Hani istesen Beşiktaş’ın acısı böylesine dinmez!
Ve son maç Almanya’da Herta Berlin’le...
Ha İstanbul’da oynamışsın ha Berlin’de...
Oralar bizim...

Benfica’nın Eusebio’dan sonra Avrupa’da başarısı yok.
Herta Berlin’in Alman Ligi’nde başarısı yok ki Avrupa’da olsun! Sadece Alman takımı oluşu bir kriterdir o kadar... Ama Almanya da neredeyse bizim. Yurttaşlarımız onlara üç basar!
Olimpiyakos da Yunanistan’ın Fenerbahçesi... İçerde çok başarılı dışarıda Panathinaikos...
Metalist Kharkiv için bir evde bir üzüntü yeter! Kharkiv bir ikinci sürprizi yapamaz!’’

Bitmedi... Bakın bir de ne demişim;

Can Bartu hay ömrüne bereket!

"... Can Bartu, Nyon’da kura çekiyor. Ben böyle bir kura görmedim.
Hay ömrüne bereket Can Ağabey!...
İşe bakın Galatasaray’a bu kadar kıyağı bir Fenerbahçeli yapıyor!...’’
Bunları Allah söyletmiş...

Gelelim Benfica maçına...

Şu an Madrid’deyim...
Kazadan değil, gazadan dönüyorum...
Golsüz değil, çifte golle dönüyorum...
Tek puanla değil, üç puanla dönüyorum...

Bura saatiyle, sabahın 09.30’u...
Galatasaray’a tutulan alkış seslerini her yerde duyayım diye Lizbon’dan aktarmalı geliyorum.
......................
Gırgır...

Hani pek de güzel oluyor, UEFA günlerini hatırlamak...
Madrid Havaalanı’nda hayal kurmak...
Real Madrid’in de Süper Kupa’da boyunun ölçüsünü almıştık... Monaco’da...
Neydi o günler...
Kopenhag’daki final... Aynısı mı olacak ne bu sene...
Final deyince de bir anda Saraçoğlu geliyor aklıma...
Hani bu yıl UEFA finali Saraçoğlu’nda ya... Alışkanlık işte... Kandır çekiyor, huydur istiyor...
Hayırdır inşallah!
Saraçoğlu deyince de aklıma bu hafta sonu oynanacak Fener-Galatasaray maçı geliyor...
Gülüyorum kendi kendime...

Galatasaray, Arsenal’in elinden tek maçta UEFA’yı almış;
Fener Arsenal’den 5 yemiş, Londra’da tek puan almış...
Galatasaray Benfica’yı Portekiz’de evinde hem de dünyaca meşhur 100 bin kişilik statta yenmiş...
Gırgıra bak, sevgiye bak...
Pazara kadar değil mezara kadar... Öyle diyorlar ya...
Pazara da Saraçoğlu’nda maç var Fener’le...
Profil ne diyor?
Galatasaray maçı alır!

Ben ne diyorum;
İsterse Fenerbahçe Galatasaray’ı günün tarihine göre yensin...
Yenemez ya...
Galatasaray da Saraçoğlu’nda UEFA finali oynasın!
Kabul mü?

Ey Galatasaraylı!
UEFA’da finali düşlüyorsan ve de Saraçoğlu’ndaki bu pazarı düşünüyorsan aklından şüphe ederim senin!...
Galatasaray bu haftaki iki rakibinden de iyi takım. İkisini de aşar, dedim;
Birini aştı bile...
Öteki?
............................
Gırgır...

Benfica afalladı!

Sadece Kewell yok kadroda o kadar... Ötekiler tam takım.
Arda, Lincoln ve Ümit Karan dağıttı ortalığı...
Ayhan ve Meira duman etti rakibi...
Gol ilk yarı geliyorum dedi ama bizimkiler rölantide götürdü işi...
Sanırsınız; karar almışlar gol atmıyorlar.
Maç çok yavandı ilk yarı... Saman alevi gibi parladı söndü ataklar.
Allah’ı var Benfica çok geldi üzerimize, biz atamayınca onlar yüreklendi...
Lincoln’le daha ikinci dakikada iki gol kaçırdık... Mükemmel oyandık ama çok ağırdık...
Arda vites küçülttü!
Lincoln çok koştu ama golü unuttu...
İzin verdik Benfica bastırdı; kalemizi tam üç kez melekler korudu...
De Sanctis ‘Can havliyle’ öyle bir gol kurtardı ki küçük dilini yutarsın!
O gol olsa yanmıştık!

Volkan’ın parmağının ucu şans!

Şimdi hafta sonu Saraçoğlu’nda maç var ya... Geçiş yapıyorum;
Arsenal karşısında Fenerbahçe’yi kurtaran şansıdır.
Volkan’ın parmağının ucudur!
Ya o top o parmağa değmese...
Rakibin çok çabuk futbolu karşısında dağılan Fenerbahçe gol yemediyse bu Fenerbahçe’nin başarısından çok Arsenal’li gençlerin beceriksizliğidir.
Arsenal 1 atsa 4 olurdu!
Çünkü; eksik taraf Arsenal olmasına rağmen Fenerbahçe, Arsenal’in 4/1 kadar; yani çeyreği kadar futbol oynayabiliyor.
Hatta oynamıyor sadece karşı koyuyor.
Seyrederken hayretler içinde kaldım; Fenerbahçe hata yapmadı!
En büyük başarısı budur. 90 dakika top da oynamadılar, cansiperane mücadele ederek açık da vermediler...

Fenerbahçe çok kötü, çağ gerisi, ilkel bir futbol oynayarak Arsenal’e yenilmedi... Yerli yorumcuların verdikleri gaza bakmayın. Yabancı gözüyle dalga geçiliyor Lizbon’da... Böyle futbol olmaz deniyor.
Fenerbahçe’nin tek atağı yok!
Amacı da yok gol için...
Giren Josico, çıkan Maldonado!
Ka-Kazım’la mı Fenerbahçe galip gelecek, Roberto Carlos la mı?
Hala gezinen, sahadaki varlığı fark edilmeyen Güiza ile mi?
Carlos ‘baldırım attı’ deyip kendi kendinin çıkış dakikasını saniyesi saniyesine kendi ayarlıyor...
Olur mu bu!...

Fenerbahçe’nin artı iki puanı var;
1-Hata yapmamamsı
2-Puan cetvelindeki 2 puanı...
2-Canla başla mücadele etmeleri...
Bunlar alkış alır.
Ama bu da futbol değil!
Çaresizliğin getirdiği çırpınış!
Ancak Arsenal maçından sonra Alex de çok tartışılacak...

Alex fayda mı zarar mı?

Arsenal maçında Alex olmayınca sanki Fener daha diriydi... Bütün takım çok koştu!
Acaba Alex Fener’e kar mı zarar mı? diye düşünüyorum.
Alex olmayınca bütün takım koşuyor...
Alex olunca ondan çok şey beklendiği için takım duruyor...
Bu hata Alex’in mi ona güvenen diğerlerinin mi?
Fenerbahçe kulübü ve Aragones bunun hesabını çok iyi yapmalı...
Fener; Alexli mi, Alexsiz mi oynamalı!
Zor karar...

Benfica maçına devam...

Üstteki fotoğraf Portekiz gazetesi Record’dan alınma...
Benfica’nın hocası Kiki Flores Sanchez melul melul skor tabelasına bakıyor...
2-0’a değil...
Kaç dakika kaldı n’aparım diye bakıyor...

İkinci yarı Emre Aşık golü atmış... Düşünün Galatasaray nasıl yüklenmiş... Defansı gol atıyor...
Arkasından Ayhan’ın pası, Arda’nın kafası, gol Ümit Karan’dan...
Dikkat;
Maç Lizbon’da!...
Shanchez üç oyuncu değiştirdi yine derde çare olamadı...
Pazar’a maç Fenerbahçe’yle...

Lincoln, Arda, Baros, Kewell oynamalı...

Fenerbahçe’ye karşı Galatasaray’da Lincoln, Arda, Baros, Kewell oynamalı...
Ümit Karan da oynamalı... Fener’e karşı Ümit kısmetli...
Orta alanda Ayhan, Meira garanti...
Uyumları iyi...
Bu yedi kişiden biri makasa gelecek.
Ya da oyuna sonradan girecek...

Lizbon’da ikinci yarı arzulu ve gol atabilen bir Galatasaray seyrettik.
Bir de İngiltere’deki Fener’i hatırlayın... Rakip kaleye bile gidemediler...
Arsenal, Benfica farkı diyenler olabilir, haklıdırlar da... Benfica erimiş... Ama Galatasaray’ın da Fener’den farkı var...
İki gol atıyor ve Avrupa’daki deplasmanda mükemmel hücum futbolu oynuyor...
Bunları gıcık olsun diye değil hafta sonu maç var diye yazıyorum.
Kıyaslayın...

Favorim Galatasaray ama...

Galatasaray, Benfica maçında kendini sıkmadan, sakat vermeden iki güzel gol buldu. Karlı dönüyor... Tek sorun; Baros gol orucuna girdi, Güiza gibi...
İki gol kaçırdı ki Baros’a yakışmadı...
Takımın iyileri;
Emre Aşık, Arda, Lincoln, Ayhan, Meira ve De Sanctis’di...

Servet ileri gitmediği için fazla açık vermedi ama belli ki yorgun! Yapmak istiyor yapamıyor. Rakiple gereksiz yere itişiyor. Bazen komik durumlara düşüyor, bir-iki kere oldu...
Dinlendirilmeli... Fener maçından sonra...

Galatasaray’da Burak Dilmen Hoca geldikten sonra belli bir düzelme gözleniyor. Takım koşuyor, gol kovalıyor, savunmasına yardıma geliyor...
Bravo Skibbe... Devam.
Galatasaray‘ın tökezlemesini bekleyenler de ayıp ediyor.
Galatasaray bu ülkenin yüz akı, Allah korusun...

Dünkü oyunları gördükten sonra Fenerbahçe maçını hiç düşünmüyorum;
Çünkü;
Fenerbahçe’nin eksik yönleri çok... Ve de Fener, Galatasaray’ı ligde iki sefer de yense yine Galatasaray şampiyon oluyor. (Bkz. arşive)

Kaynak