Org. Bitlis'in uçağının nöbetçisi konuştu

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan soner23
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

soner23

Müdavim
Müdavim
Katılım
20 Mart 2008
Mesajlar
1,543
Reaksiyon puanı
62
Puanları
228
Kazadan önceki gece, Eşref Bitlis'in uçağının bulunduğu hangarın önünde üniformalı birini gören nöbetçi, 17 yıl sonra konuştu: Uzun, zayıf biriydi. İşte O gece yaşananlar:

esref-nobetci.jpg


Orgeneral Eşref Bitlis'in öldüğü kazadan bir gece önce uçağın bulunduğu hangara 125 metre mesafede nöbet tutan ve parolayı bilen bir kişinin hangara doğru geçişine izin veren asker, SABAH'a konuştu. Uçağın bulunduğu hangara girdiğini tahmin ettiği kişiyi "Zayıf, uzun boylu, pilot bereli biri" diye tarif eden Tahir Metin, "Kazadan sonra ifademde belirttim. Bölüm komutanım Üsteğmen Hüseyin Ülker bile bana 'yanlış görmüşsündür' dedi ama benim yalanım yok. Uçak düştüğü günden bu yana tedirgin yaşıyorum" dedi.

Soğuk bir Ankara akşamı Güvercinlik Ulaştırma Grup Komutanlığı Hangarına 125 metre uzaklıktaki 5 numaralı kulübede Ordonat Er Tahir Metin nöbet tutuyordu. Tarih 16 Şubat 1993'tü. Akşam 19.30- 20.00 arası gecenin karanlığını ayak sesleri böldü. Aylardır ilk kez yürüyerek gece vakti bölgeden geçen biriyle karşılaşan Metin 'dur' ihtarında bulundu. Daha sonra savcılık kayıtlarında Tahir Metin karşılaştığı kişiyi "Dahili kışlık üniformalı, pilot bereli astsubay olduğunu tahmin ettiğim resmi bir şahıs Havacılık Okulu'na doğru geçiyordu" diye tarif edecekti.

Şüpheli kişi Metin'in sorduğu parola ve işareti doğru bildi. Er Tahir şüphelenmemişti, gördüğü kişi üniformalıydı. Gecenin koyu karanlığında yüzünü de seçememişti. Ama burada genellikle Havacılık okulunun devriyesi ciple dolaşırdı. Metin bu tanımadığı bereliyi gecenin karanlığında kaybolana kadar izledi. Ertesi sabah hangarda, Orgeneral Eşref Bitlis'i Diyarbakır'a taşıyacak olan Beech Super King Air BE-200 çift motorlu uçağın uçuş hazırlıkları yapıldı. 17 Şubat 1993 günü saat 12.19'da uçak Ankara Güvercinlik'ten kalktı ve 7 dakika sonra düştü. Olayla ilgili Tahir Metin'in iki kez ifadesine başvuruldu. Metin çekinmeden yaşadıklarını ve hangar yolunda birini durdurduğunu anlattı. Ancak olay kayıtlara kaza olarak geçti.

'HÂLÂ TEDİRGİNİM'

Kazanın ardından 17 yıl geçti ve elde edilen yeni kanıtlar çerçevesinde dosya yeniden incelemeye açıldı. Metin'in ifadesi ise o gün olayın suikast olma şüphesini körükleyen belki de tek kanıttı. Ordonat Er Tahir Metin şimdi Bursa'da yaşıyor. 3 çocuk babası tekstil işçisi Metin "O günden bu yana tedirginlik içinde yaşıyorum. Asla yalan söylemedim, ne gördüysem anlattım. Şimdi can güvenliğimin tehlikede olduğuna inanıyorum" diyor. "Ertesi gün aynı yerde nöbet tutuyorduk. Nöbet alanıma erken gelen askerlere ne olduğunu sordum, bana uçağın düştüğünü söylediler" diyen Metin olaydan sonra iki kez askeri makamlarca ifadesine başvurulduğunu, hiçbir zaman sivil savcıya ifade vermediğini anlatıyor. "Gece Jandarma Okulu tarafından gelen adam 170-175 santim boylarında ince uzundu, karanlıkta yüzünü güremedim çünkü arada duvar da vardı. Kafasında pilot beresini görünce pilot olduğunu sandım. Nöbet bantı da yoktu, elinde taşıdığı bir şey de" diyen Metin, şahsın parolayı bildikten sonra elini kolunu sallayarak gittiğini söylüyor. Yanımızda getirdiğimiz Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Cem Ersever gibi bir kaç ismin fotoğraflarını gösterdiğimiz Metin ifadesini tekrarlıyor ve "Karanlıkta yüzünü görmedim. Bana o zaman da sordular o zaman da tarif veremedim" diyor. "İşin ilginç yanı benden sonraki kulübelerdeki nöbetçiler bu kişiyi görmemiş. Demek ki hangara atlamış, saklanmış olabilir" diyen Tahir Metin, ifadesini alan Bölük komutanı Üsteğmen Hüseyin Ülker'in kendisine "sen yanlış görmüşsündür" dediğini anlatıyor. Metin askerlik arkadaşlarının bir kısmıyla hala görüştüğünü,her zaman bu olayı andıklarını dile getiriyor.

İfade Susurluk Raporu'na da girmişti

Ordonat Er Tahir Metin'in askeri dosyada yer alan ifadesi ilk olarak uçağın ikinci pilotu Tuğrul Sezginler'in kız kardeşi Saime Sezginler'in 1996'da uçak yapım firması olan Beechcraft'a karşı açtığı davada 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin atadığı bilirkişi heyeti raporunda geçti. Rapor, Metin'in ifadesine gönderme yaparak şu ifadelerle sonlandırdı: "Kaza günü öncesindeki gece, hangar civarındaki bir nöbetçi tarafından bildirilen kimliği bilinmeyen kişi ile yukarıda isimleri zikredilen motor iç aksamının enkaz mahalinde bulunmaması ve sağlam ve mukavim olan motor zarfının parçalanmamış ve hatta fazla deforme olmamış görüntüsü karşısında sabotaj ihtimali gözden ırak tutulmamalıdır." Metin'in ifadesi TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu raporunda da yer aldı. Komisyona verdiği ifadede Eşref Bitlis'in "suikasta kurban gittiğini" belirten istihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz "C-4 ile öldürüldü. C-4 uçağa pilot elbisesi içinde sokuldu. Nöbetçi bir asker bunu gördü" dedi. Bunun üzerine komisyon raporunda, Ordonat Er Tahir Metin'in de ifadesine yer verdi ancak Susurluk raporu da dosyanın yeniden açılmasına yetmedi.

Avukatın eşi: Derin devletin işi

Bostancı 'da 1994'te uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Behçet Cantürk'ün avukatı Medet Serhat'ın ailesi, cinayetle ilgili davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesini istiyor. Medet Serhat'ın aynı saldırıda 14 kurşunla yaralanan eşi Yurdanur Serhat, cinayetin bir derin devlet operasyonu olduğunu öne sürdü. "Yahya Murat Demirel, Cantürk'e, hem eşimin hem de Cantürk'ün ölüm listesinde olduğunu söylemiş" iddiasını gündeme getiren Serhat, o dönemdeki kamu görevlilerinin ifadelerinin alınabilmesi için davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesini istedi.

Kaynak
 

Elbruz46

Müdavim
Müdavim
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,938
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
293
Uzun, zayıf biriydi

Mahmut Yıldırım Namı-diğer YEŞİL!
 

ibr52

Öğrenci
Katılım
9 Ekim 2010
Mesajlar
27
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ah bu ülkede gerçekleri söyletmiyorlar ne yazık ki
 

ahky

Profesör
Katılım
16 Kasım 2007
Mesajlar
4,548
Reaksiyon puanı
65
Puanları
228
Bilmediğimiz neler vardır böyle.
 

vegaturk

Profesör
Katılım
21 Haziran 2008
Mesajlar
3,718
Reaksiyon puanı
117
Puanları
0
Yıl 1993
Ocak ayında start verildi 24 Ocak ta Uğur Mumcu'yu Katlettiler Türkiye Uğur Mumcuya ağlarken 5 Şubat'ta Adnan Kahveciyi katlettiler Türkiye Adnan Kahveci eşi ve kızının ölümünü atlatamadan 17 Şubat ta Eşref Bitlis paşayı katlettiler bu olaydan1,5 ay sonra 17 Nisan da Turgut Özal'ı katlettiler

İşte Türkiye'nin karanlığa gömüldüğü yıl 1993....

1993 yılından beri mışıl mışıl uyuyoruz ağı saran gözlerimizi bağlayan başımıza çuval geçiren geçirmiştir...

Bu saatten sonra ne o ağı ne o bağı ne o çuvalı alırlar.
 

malatya

Profesör
Katılım
2 Aralık 2007
Mesajlar
2,183
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Yaş
40
Yıl 1993
Ocak ayında start verildi 24 Ocak ta Uğur Mumcu'yu Katlettiler Türkiye Uğur Mumcuya ağlarken 5 Şubat'ta Adnan Kahveciyi katlettiler Türkiye Adnan Kahveci eşi ve kızının ölümünü atlatamadan 17 Şubat ta Eşref Bitlis paşayı katlettiler bu olaydan1,5 ay sonra 17 Nisan da Turgut Özal'ı katlettiler

İşte Türkiye'nin karanlığa gömüldüğü yıl 1993....

1993 yılından beri mışıl mışıl uyuyoruz ağı saran gözlerimizi bağlayan başımıza çuval geçiren geçirmiştir...

Bu saatten sonra ne o ağı ne o bağı ne o çuvalı alırlar.

haklısın bu saatten sonra yapanlar bulunsada artık cezaevinde ölüme terkedilmeli başka yolu varmı.o bile ölmüş yada öldürülmüş devletin başındakilerin bir nebze olsun rahatlatır bence.ama TÜRKİYE gerçekleri öğrensin artık medya yada bir başkası ne derse koyun gibi ardından gitmesin hiçbir şeyin.göz var nizam var internet var araştırma var.yakında devlet arşivleri açılacak İnşallah.yakında onlarda çıkarsa dahada huzurlu bir Türkiye olacak...
 

vegaturk

Profesör
Katılım
21 Haziran 2008
Mesajlar
3,718
Reaksiyon puanı
117
Puanları
0
haklısın bu saatten sonra yapanlar bulunsada artık cezaevinde ölüme terkedilmeli başka yolu varmı.o bile ölmüş yada öldürülmüş devletin başındakilerin bir nebze olsun rahatlatır bence.ama TÜRKİYE gerçekleri öğrensin artık medya yada bir başkası ne derse koyun gibi ardından gitmesin hiçbir şeyin.göz var nizam var internet var araştırma var.yakında devlet arşivleri açılacak İnşallah.yakında onlarda çıkarsa dahada huzurlu bir Türkiye olacak...

Burada söz konusu kişiler değil Ülkeler hal böyle olunca x kişiyi yakalamak ve hapse atmak pek anlam ifade etmez anlam ifade etmesi için yeraltındaki yapılanmalar çözülmeli peki çözülebilir mi bence hayır nedeni ise kimin yaptığı ve neden yaptığı zaten belli ve bunu göstere göstere yapmaktan çekinmiyorlar çünkü öldürdükleri kişilerin arkasından gitmek isteyenlerede ciddi bir uyarı vermiş oluyorlar böylelikle olayın gerçek nedenini bilenler olayın üzerine gitmek yerine kapatmayı tercih ediyorlar.
 

malatya

Profesör
Katılım
2 Aralık 2007
Mesajlar
2,183
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Yaş
40
Burada söz konusu kişiler değil Ülkeler hal böyle olunca x kişiyi yakalamak ve hapse atmak pek anlam ifade etmez anlam ifade etmesi için yeraltındaki yapılanmalar çözülmeli peki çözülebilir mi bence hayır nedeni ise kimin yaptığı ve neden yaptığı zaten belli ve bunu göstere göstere yapmaktan çekinmiyorlar çünkü öldürdükleri kişilerin arkasından gitmek isteyenlerede ciddi bir uyarı vermiş oluyorlar böylelikle olayın gerçek nedenini bilenler olayın üzerine gitmek yerine kapatmayı tercih ediyorlar.

bunu eskiden göstere göstere yapıyolardı kimse birşeyler diyemiyodu.şimdi noldu herşey tek tek çıkmaya başladı ortaya.millet Bitlis Paşa öldürüldü diyebiliyordu ama televizyonda yada başka yerlerde konuşabiliyormuydu hayır.şimdi herşey değişti.artık bu ölümlerden tut diğer bütün yeraltıların çözülmesi lazımki Devlette başka işlerle uğraşsın millet korkuyla yaşamasın bence.
 
Üst