aloisnebel
Müdavim
- Katılım
- 30 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 2,523
- Reaksiyon puanı
- 4
- Puanları
- 38
İtalyan arkeologlar, Pamukkalede yapılan kazılarda Cehennem Kapısının bulunduğunu duyurdu. Söz konusu kapı, tanrı Plutoya adanan tapınağı temsil ediyor. Tapınak, girişinden çıkan zehirli gazlar nedeniyle cehennem kapısı olarak adlandırılıyor.
[/B]
İtalyan arkeologlar, Denizlinin dünyaca ünlü turistik öneme sahip Pamukkale ilçesinde yapılan araştırmalarda, antik eserlerde Plutonun Kapısı olarak geçen tarihi yapıyı bulduklarını öne sürdü.
Latincede Plutonium, Yunancada ise Ploutonion olarak adlandırılan Plutonun kapısı, Yunan-Roma mitolojisinde yeraltına açılan bir kapı olarak kabul ediliyordu. Yunan filozof ve yazar Cicero ile Yunan coğrafyacı Strabonun eserlerinde de yer verdiği antik yapı, ölüler dünyasına açılan geçit olarak da adlandırılıyordu. Plutoya kurban edilmek istenen hayvanlar tapınağa getiriliyor ve zehirli gazlar nedeniyle ölüyordu.
Antik eserler, Frigya döneminde Hierapolis adını taşıyan Pamukkalede bir zamanlar bulunan tapınağın, çok kötü kokan, öldürücü dumanlar saçtğını yazmıştı.
M.S 24 yılında öldüğü tahmin edilen coğrafyacı Strabon, Bu yer o kadar güçlü ve sis benzeri bir dumanla kaplı ki, birisi yerleri çok zor görebilir. İçeriye giren her türlü hayvan anında ölümle tanışır... İçeriye serçeler yolladım ve anında son nefeslerini vererek düştüler yazmıştı.
KEŞİF BU AY AÇIKLANDI
İzlerine geçtiğimiz ayın ortalarında rastlanan Cehennem Kapısı, İstanbulda düzenlenen bir konferansta bilim dünyasına açıklandı.
Discovery Newsin haberine göre, araştırma ekibinin başındaki Salento Üniversitesinden klasik arkeoloji profesörü Francesco D'Andria, UNESCOnun Dünya Mirasları listesinde yer alan antik Hierapolis kentinde geniş kapsamlı bir araştırma yaptıklarını belirtti. DAndria, iki yıl önce, Hz. İsanın 12 havarisinden biri olan Filipusun da mezarını bulduğunu öne sürmüştü.
M.Ö 190 yılında Pergamın Kralı İkinci Eumenes tarafından kurulan Hierapolis, M.Ö 133 yılında Roma İmparatorluğuna katıldı. Helenistik dönemin temsil edildiği kentlerden biri olan Hierapolis, tapınaklar, tiyatrolar ve kaplıcalarıyla kısa zamanda büyüyen bir kent haline geldi.
Discovery Newse konuşan DAndria, Plutoniumu kaplıcanın yolunu tekrar inşa ederek bulduk. Pamukkale kaplıcaları, bu mağaradan çıkan ünlü beyaz pamuktaşı izler oluşturuyor dedi.
Araştırma ekibi, büyük olasılıkla yıkılmış antik harabeler arasında bir tapınağın, havuzun ve bir mağaranın girişine indiği izlenimi veren basamaklar buldu. Tapınağın tanımlarına uyan bir keşif yaptıklarını belirten DAndria, İnsanlar basamaklardan kurban edilme ayinlerini izlerdi ancak açıklığa yaklaşmazlardı. Sadece din adamları kapının önünde durabilirdi dedi.
HACILARIN UĞRAK NOKTASIYDI
DAndria, mağaradan çıkan zehirli gazların hala etkili olduğunu, birçok kuşun sıcak buharlara gitmek isterken aşırı karbonsioksit içeren gazla yüzünden anında öldüğünü belirtti.
Antik eserler, tapınaktan sadece bereket tanrısı Kibelenin enüklerinin girebildiği belirtti. Strabon, Nefeslerini tutabildikleri kadar uzun tutuyolarlardı ifadesini kullanırken, bu köpeklerin ilahi bir güç veya üstün bir fiziksel özelliğe sahip olduğunu öne sürmüştü.
DAndria, Hierapolis kentinin hacıların uğrak yeri olduğunu ve havuzdan su alarak ibadet ettiklerini, ilahi rüyalar ve kehanetler gördüklerini belirtti.
İtalyanın Palermo Üniversitesinde Roma tarihçisi olan Alister Filippini, Discovery Newse yaptığı açıklamada, Bu son derece önemli keşif, antik edebi ve tarihi kaynaklardan bulunan bilginin doğru olduğunu gösteriyor dedi.
Dördüncü Yüzyıla kadar ayakta kaldığına inanılan Plutoniumun, Altıncı Yüzyılda yaşanan depremlerle yıkıldığı düşünülüyor.
KAYNAK
[/B]
İtalyan arkeologlar, Denizlinin dünyaca ünlü turistik öneme sahip Pamukkale ilçesinde yapılan araştırmalarda, antik eserlerde Plutonun Kapısı olarak geçen tarihi yapıyı bulduklarını öne sürdü.
Latincede Plutonium, Yunancada ise Ploutonion olarak adlandırılan Plutonun kapısı, Yunan-Roma mitolojisinde yeraltına açılan bir kapı olarak kabul ediliyordu. Yunan filozof ve yazar Cicero ile Yunan coğrafyacı Strabonun eserlerinde de yer verdiği antik yapı, ölüler dünyasına açılan geçit olarak da adlandırılıyordu. Plutoya kurban edilmek istenen hayvanlar tapınağa getiriliyor ve zehirli gazlar nedeniyle ölüyordu.
Antik eserler, Frigya döneminde Hierapolis adını taşıyan Pamukkalede bir zamanlar bulunan tapınağın, çok kötü kokan, öldürücü dumanlar saçtğını yazmıştı.
M.S 24 yılında öldüğü tahmin edilen coğrafyacı Strabon, Bu yer o kadar güçlü ve sis benzeri bir dumanla kaplı ki, birisi yerleri çok zor görebilir. İçeriye giren her türlü hayvan anında ölümle tanışır... İçeriye serçeler yolladım ve anında son nefeslerini vererek düştüler yazmıştı.
KEŞİF BU AY AÇIKLANDI
İzlerine geçtiğimiz ayın ortalarında rastlanan Cehennem Kapısı, İstanbulda düzenlenen bir konferansta bilim dünyasına açıklandı.
Discovery Newsin haberine göre, araştırma ekibinin başındaki Salento Üniversitesinden klasik arkeoloji profesörü Francesco D'Andria, UNESCOnun Dünya Mirasları listesinde yer alan antik Hierapolis kentinde geniş kapsamlı bir araştırma yaptıklarını belirtti. DAndria, iki yıl önce, Hz. İsanın 12 havarisinden biri olan Filipusun da mezarını bulduğunu öne sürmüştü.
M.Ö 190 yılında Pergamın Kralı İkinci Eumenes tarafından kurulan Hierapolis, M.Ö 133 yılında Roma İmparatorluğuna katıldı. Helenistik dönemin temsil edildiği kentlerden biri olan Hierapolis, tapınaklar, tiyatrolar ve kaplıcalarıyla kısa zamanda büyüyen bir kent haline geldi.
Discovery Newse konuşan DAndria, Plutoniumu kaplıcanın yolunu tekrar inşa ederek bulduk. Pamukkale kaplıcaları, bu mağaradan çıkan ünlü beyaz pamuktaşı izler oluşturuyor dedi.
Araştırma ekibi, büyük olasılıkla yıkılmış antik harabeler arasında bir tapınağın, havuzun ve bir mağaranın girişine indiği izlenimi veren basamaklar buldu. Tapınağın tanımlarına uyan bir keşif yaptıklarını belirten DAndria, İnsanlar basamaklardan kurban edilme ayinlerini izlerdi ancak açıklığa yaklaşmazlardı. Sadece din adamları kapının önünde durabilirdi dedi.
HACILARIN UĞRAK NOKTASIYDI
DAndria, mağaradan çıkan zehirli gazların hala etkili olduğunu, birçok kuşun sıcak buharlara gitmek isterken aşırı karbonsioksit içeren gazla yüzünden anında öldüğünü belirtti.
Antik eserler, tapınaktan sadece bereket tanrısı Kibelenin enüklerinin girebildiği belirtti. Strabon, Nefeslerini tutabildikleri kadar uzun tutuyolarlardı ifadesini kullanırken, bu köpeklerin ilahi bir güç veya üstün bir fiziksel özelliğe sahip olduğunu öne sürmüştü.
DAndria, Hierapolis kentinin hacıların uğrak yeri olduğunu ve havuzdan su alarak ibadet ettiklerini, ilahi rüyalar ve kehanetler gördüklerini belirtti.
İtalyanın Palermo Üniversitesinde Roma tarihçisi olan Alister Filippini, Discovery Newse yaptığı açıklamada, Bu son derece önemli keşif, antik edebi ve tarihi kaynaklardan bulunan bilginin doğru olduğunu gösteriyor dedi.
Dördüncü Yüzyıla kadar ayakta kaldığına inanılan Plutoniumun, Altıncı Yüzyılda yaşanan depremlerle yıkıldığı düşünülüyor.
KAYNAK