Nuh'un Gemisi Bulundu mu?

Bu konuyu okuyanlar

6.burhan

Profesör
Katılım
16 Mart 2010
Mesajlar
1,287
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
Ağrı Dağı’nda araştırma yapan Türk ve Hong Konglu araştırmacılar Nuh’un Gemisi’ni bulduklarını öne sürdü. Hong Kong’daki toplantıda, Nuh’un Gemisi’ne ait olduğu sanılan kalıntılar dünyaya gösterildi.

Tarihin en çok merak edilen efsanelerinden biri olan Nuh’un Gemisi’nin, bulunduğu iddia edildi. Hong Konglu ve Türk bilimadamlarından oluşan 15 kişilik bir grup, Ağrı Dağı’nda 4 bin metre yükseklikte, 12 metre boyunda, 5 metre yükseliğinde bir ahşap yapı bulduklarını, hatta içine girip araştırma yaptıklarını da açıkladı. Grup, ahşap yapıdan alınan ahşap parçalarının karbon testi yardımıyla 4 bin 800 yıllık olduğu, bunun da kutsal kitaplarda anlatılan Nuh Tufanı’nın tarihiyle uyuştuğunu savundu. South China Morning Post gazetesine göre Hong Konglu Evangelical Media, Noah’s Ark Ministry International ve Türk bilimadamlarından oluşan grup, Pazar günü Hong Kong’da yaptıkları basın toplantısında büyük iddiayı açıkladı. Grup, Nuh’un Gemisi’ne ait olduğunu öne sürdükleri parçaları, gemide hayvanların bir arada tutmak için kullanılan ipleri ve çivi benzeri birçok parçayı da gazetecilere gösterdi.
Yeri gizli tutuluyor
Basın toplantısına, gruba çalışmalarının başından beri destek veren Ağrı Vali Yardımcısı Murat Güven, Ağrı İlk Turizm Müdürü Muhsin Bulut ve Doğubeyazıt Kaymakamlık Yazı İşleri Müdür İbrahim Şahin de katıldı. Toplantıda, şu anda yeri gizli tutulan Nuh’un Gemisi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması ve üzerinde bilimsel araştırma yapılması çağrısı da yapıldı. Grup, yapının yerinin Türk yönetiminin bölgede arkeolojik kazı için gerekli önlemleri alana kadar gizli tutulacağını da söyledi.
Gemiye girdik
Hong Konglu grup, aşırı muhafazakar evanjelist Hristiyan kuruluşları olan ’Media Evangelism’ ve Uluslararası Nuh’un Gemisi Birliği, NAMI’den oluşuyor. Türk hükümetinin destek verdiği ilk Nuh’un Gemisi araştırma grubu olduklarını söyleyen grubun lideri Man Fai Yuen, basın toplantısında şöyle konuştu: “Bizim girdiğimiz bölüm, tarihte anlatılan gemiye çok benziyor. Biz, bu ahşap yapının içini bulan ve görüntüleyen ilk ekip olduk. 38 milimetre uzunluğundaki bir tahta parçasına, İran’da karbon testi yaptırdık. 4 bin 800 yıl öncesine ait bir selvi ağacına ait olduğu ortaya çıktı.” Tevrat’a göre Nuh’un Gemisi, gofer ağacından yapılmıştı. Yuen, bu iki ağaç arasındaki benzerliklerin test edildiğini de söyledi.
Kalıntıyı buzul korudu
Araştırmaya katılan ve daha önce birçok kez Ağrı Dağı’nda araştırmalar yapan Hollandalı Gerrit Aalten gemiyle ilgili verileri değerlendirirken, “Elimizde efsanevi Nuh’un Gemisi’ni bulduğumuza dair güçlü kanıtlar var” diye konuştu. İstanbul Üniversitesi’nden arkeolog Prof. Oktay Belli de, bu ahşap yapının bir insan yerleşim biriminden kalmasının mümkün olmadığını, 3 bin 500 metreden daha yüksek bir yerde, bugüne kadar hiç insan yerleşimi bulunmadığını söyledi. Grubun bir diğer üyesi Sütçü İmam Üniversitesi Jeoloji Bölümü’nden Dr. Ahmet Özbek de buzulların ve volkanik maddelerin düşük ısıda bu bölgenin bozulmadan kalmasına yardım etmiş olabileceğini söyledi. Basın toplantısında hazır bulunan Ağrı İl Turizm Müdürü Muhsin Bulut, “Bu dünyayı şoke edecek bir haber. 2 bin yıldan fazla süredir tarih ve görgü tanıkları bize bir geminin tufandan kurtularak Ağrı Dağı’na oturduğunu söylüyor. İnsanlar bunun Nuh’un Gemisi olduğuna inandı. Ben bu grubun nihayet bu gemiyi bulduğuna ve bunun Nuh’un Gemisi olduğuna inanıyorum” dedi. Ağrı Vali Yardımcısı Murat Güven de, gruptan 4 Hong Konglu’ya Ağrı’nın fahri hemşehriliği verildi.
Ortak bildiri yayınlandı
Uluslararası Nuh’un Gemisi Birliği (NAMI) ile Türk yetkililer, basın toplantısından sonra açıkladıkları bildiride Nuh’un Gemisi’nin bulunmasının ideolojik farklılıkları da bitireceği savunuldu. Bildiride, ” Burada imzası bulunanlar Ağrı Dağı’nda Nuh’un Gemisi için bilimsel araştırmalar yapılmasında anlaşmıştır. Buradaki sonuçlar, insanoğlunun ortak inançları ve tarihleri için çok önemlidir. Nuh’un Gemisi’nin keşfinin yüzyıllardır süren ulusal ideolojik farklılıkları bitireceğine inanıyoruz.
Araştırmalar 2008’de başladı
Grubun Türk lideri Ahmet Ertuğrul da, bölgedeki bu yapıdan 2008 Haziran’da kendisine gelen bir bilgiyle haberdar olduğunu belirterek, “Hemen bir ekip topladım ve yola koyuldum. Ahşap yapıyı bulduk ve içine girdik. Fotoğraflarını çektim. Yıllardır NAMI ile çalıştığım için de keşfimden onları haberdar ettim” diye konuştu. Bunun üzerine Ekim 2009’da bölgeye bu kez kameralarla giden Hong Konglu ve Türk uzmanlar, volkanik kül ve buzlar altında bulunan ve el yordamıyla kazılan ahşap yapının içine girdi ve görüntüledi.
15 kişilik ekip
Hong Konglu ve Türk bilimadamlarından oluşan 15 kişilik bir grup 3 yıllık araştırmalarının sonunda önemli veriler elde etti.
Gemiden parçalarla toplantı!
BilimadamlarI Hong Kong’daki basın toplantısında ortaya çıkardıkları çok çarpıcı verileri de açıkladılar. Ahşap yapının girilen bölümünün 5 metre yüksekliğinde, 12 metre genişliğinde olduğunu açıklayan uzmanlar yapının kutu şeklinde değil, bir gemi gibi eğimli olduğunu vurguladı. Araştırmacı Panda Lee, “Orada bir metre eninde, yarım metre boyunca küçük bir kapı vardı. Bu kapı da, başka bir bölüme açılıyordu” diye konuştu. İki metre boyunda, iki metre eninde ve iki metre yükseliğindeki bu kutu şeklindeki bölümün, hayvanların konulduğu bölüm olduğuna inanan araştırmacılar, burada çivi, ip ve askı parçaları da buldu. Grup, yeterli oksijenleri olmadığı için bu bölüme giremediklerini de söyledi.
Nuh’un Gemisi, efsaneye göre Tanrı’nın insan ve diğer canlıların ırkının devam etmesi için büyük tufandan önce Nuh’a yapmasını emrettiği büyük gemidir. Nuh’un ailesi ve dünyada bulunan diğer hayvanlar gemiye binerek tufandan kurtulmuş ve soylarını devam ettirebilmiştir. Bu hikâye Tevrat ve Kuran’da da anlatılır.

Gazete5
 

Krazky

Profesör
Katılım
5 Mart 2009
Mesajlar
1,643
Reaksiyon puanı
45
Puanları
0
Ben bulduklarına inanmıyorum ama inanmak isterdim... Eğer varsa öyle birşey....
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Belkide insanlık tarihinin en önemli keşfi bu olacak Türk bilim adamlarının bu önemli keşifte baş rolde olması ayrıca önemli. Geriye bu tarihsel mirasa sahip çıkmak kalıyor. Üç büyük din için Nuh'un gemisinin önemini bilmeli ve bu doğrultuda bu tarihsel mirasa özenle sahip çıkılmalıdır.


Tabii bu araştırmanın “kesin” neticesi içinde beklemekte fayda var. Hemen “ben buldum...ben buldum” havasına girmemek gerek:)
 

Alptekin46

Doçent
Katılım
10 Aralık 2008
Mesajlar
996
Reaksiyon puanı
14
Puanları
38
ülke tv de şu anda bununla ilgili bir program var (sıradışı programın adı)
 

Karargaht

Dekan
Katılım
14 Kasım 2007
Mesajlar
9,235
Reaksiyon puanı
112
Puanları
63
Bunca yıl kalabilme olasılığı yüzde kaç. He Allahın lütfu olur ibretlik için mesela Firavunun cesedi, ama bunda o yok gibi.
 

Juggernaut

Profesör
Katılım
2 Mayıs 2007
Mesajlar
3,323
Reaksiyon puanı
41
Puanları
0
1) Bilim adamlarının yaptığı hesaba göre tüm dünya yüzeyini kaplaycak miktarda su yeryüzünde bulunmamaktadır. Kutuplardaki tüm buzlar erise ve atmosfer ve bulutlardaki tüm su yoğunlaşıp yeryüzüne dökülse bile, böyle bir facianın gerektirdiği miktarda suya yaklaşılamamaktadır. Peki bunca su nereden gelmiş ve nereye gitmiştir?

2) Bilindiği gibi pek çok canlı türü yalnızca kendi doğal habitatında yaşayabilir. O zaman, Tazmanya’da, Galapagos’larda, Antarktika sahillerinde, Patagonya’da Güneybatı Amerika sahilinde yaşayan türler 1) Gemiye nasıl getirilmiş, 2) Gemide nasıl yaşatılmıştır?

3) Sadece insanlarda görülen bazı hastalıkları (örneğin "gonorea") Nuh’un gemisine kim taşımıştır? (Hatta daha öncesinde, bu hastalıları zamanında Allah Adem ve Havva’ya vermiş olmalıdır ki, bu hastalıklar bu zamana dek gelebilsin). Ayrıca Allah ve Nuh böyle hastalıkların etkenlerini niye kurtarmak ihtiyacı hissetmişlerdir?

4) Tenyalar ve diğer parazitler Nuh’un gemisine nasıl taşınmıştır?

5) Canlı türlerine ait genetik varyasyonlar, tufandan sonra yalnızca birer çift halinde bulunan canlılardan nasıl meydana gelmiştir? (Bu soruya vereceğiniz cevap, tutarlı olmak istiyorsaniz evrime inanmanınızı zorunlu kılar).

6 Nuh’un gemisinin büyüklüğü ve yapısı nasıldır?

7) 2.5 milyon canlı türü bu gemiye nasıl taşınmış, gemi içinde nasıl barındırılmış ve nasıl beslenmiştir?

8) Asekseul üreyen canlılar (yani üremek için karşı cinse ihtiyacı olmayan canlılar)’dan nasıl birer çift alılanbilmiştir? (Tüm canlılardan birer çift alındığına göre).

9) Mikroorganizmalar gemiye alınmış mıdır? Alınmamışlarsa nasıl?

10) Bitki türleri gemiye alınmış mıdır? Alındılarsa dünya üzerindeki tüm bitki türleri gemiye nasıl sığdırılmıştır? Alınmadılarsa, tufan sırasında bitkiler nasıl canlı kalmıştır? Eğer kalmadılarsa, sadece bitkilerle beslenen canlılar tufandan sonra nasıl hayatlarını sürdürebilmişlerdir?

Kaynak

nuhun tufanı evrenseldir kabul edilerek yazılmıştır. üstünüze alınmayınız. sonra saçmalıyorsunuz.
 

kavrak

Profesör
Katılım
11 Mayıs 2009
Mesajlar
1,315
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
ben bulduklarına inanmıyorum. adamlar japonya'da bukldukları gemiden tahta parçaları göstermişler. 5 bin yıllık gemiden kalan parçalar sanki daha yeni gibi duruyor. nasıl bir iş anlamadım.
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Sevili K-C Ateizmin kuru safsatalarına belli ki kendini fazla kaptırmışsın. Nuh tufanı 'bölgesel'dir, 'evrensel' değil.

Tahrif edilmiş olan Tevrat'ta Nuh tufanının evrensel olduğu ve tüm dünyayı kapladığı söylenir. Kuran'da ise Tufan'ın "evrensel" olduğu şeklinde bir ifade yoktur. Kuran ayetlerinden Tufan'ın "yöresel" olduğu ve tüm dünyanın değil, sadece Hz. Nuh'u yalanlayan kavmin helak edildiği anlaşılmaktadır. Zaten Kuran "peygamber göndermediği bir kavmi helaka uğratıcı değiliz" der. Bu yüzden Nuh tufanı yöreseldir. Ve sadece Nuh'u yalanlayan kavim cezalandırılmıştır.

"Andolsun, Biz Nuh'u kavmine gönderdik. (Onlara) 'Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıp korkutucuyum. Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acıklı bir günün azabından korkarım' dedi." (Hud Suresi, 25-26)

Dikkat edersen Kuran'da tüm dünyanın değil, sadece Nuh kavminin helak edildiği anlaşılıyor.

Ayrıca Nuh tufanı yöresel olduğu için tüm havanlar alınmamıştır HZ. Nuh'un gemisine .Sadece tufandan sonra kurulacak yeni düzen için gerekli olan hayvanlar seçilmiştir.
 

Juggernaut

Profesör
Katılım
2 Mayıs 2007
Mesajlar
3,323
Reaksiyon puanı
41
Puanları
0
Sevili K-C Ateizmin kuru safsatalarına belli ki kendini fazla kaptırmışsın.

Tartışmaya başlanılmadan önce fikirlere hakaret edilmesi gerekiyordu, değil mi? Size cahil,cühela demem gerekiyordu. Unutmuşum, gerçekten özür dilerim.

Bu olayı neden bu kadar sınırlandırdığını anlamıyorum. Nuh Tufanı sadece Kuran'a ait bir olay değil. Bundan önceki kitaplarda da bahsedilmiş bir konu. Hatta, Mısır ve Yunan mitolojisinde bile var bu. Sümer efsanelerinde bile var. Ve çoğunluğunda evrenseldir deniyor. Türkiyede yaşıyor olmam tüm görüşlerimi Kuranda yazılanlara göre sorgulamamı gerektirir mi?

Verdiğim yazı, evrensel olduğu kabul edilip yazılmış. Kur'an da bölgeseldir diyorsa zaten Kuran'a bir gönderme yapılmamıştır. Hem niye sadece Kurandaki bilgiye cevap verilsin ki?

Niye üstüne alınıp cevap vermeye çalıştın?

not: haberde ağrı dağında buluntusuna rastlandı diyor. cudi değil miydi o?
 

Krazky

Profesör
Katılım
5 Mart 2009
Mesajlar
1,643
Reaksiyon puanı
45
Puanları
0
Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıp korkutucuyum. Allah'tan başkasına kulluk etmeyin.

Allah huzurunda hesap verecekse her yaratılan neden bu korku acaba...
 

SwateR

Rektör
Katılım
19 Nisan 2009
Mesajlar
10,201
Reaksiyon puanı
662
Puanları
113
@Krazky Hûd Suresi'nin 25 ve 26 ayeti başka bir yerde şöyle tefsir edilmiş ;

HÛD 25-26.; And olsun ki biz Nuh’u kendi milletine gönderdik; "Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım; Allah’tan başkasına kulluk etmeyin; doğrusu ben hakkınızda can yakıcı bir günün azabından korkuyorum" dedi.
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Tartışmaya başlanılmadan önce fikirlere hakaret edilmesi gerekiyordu, değil mi? Size cahil,cühela demem gerekiyordu. Unutmuşum, gerçekten özür dilerim.

Bu olayı neden bu kadar sınırlandırdığını anlamıyorum. Nuh Tufanı sadece Kuran'a ait bir olay değil. Bundan önceki kitaplarda da bahsedilmiş bir konu. Hatta, Mısır ve Yunan mitolojisinde bile var bu. Sümer efsanelerinde bile var. Ve çoğunluğunda evrenseldir deniyor. Türkiyede yaşıyor olmam tüm görüşlerimi Kuranda yazılanlara göre sorgulamamı gerektirir mi?

Verdiğim yazı, evrensel olduğu kabul edilip yazılmış. Kur'an da bölgeseldir diyorsa zaten Kuran'a bir gönderme yapılmamıştır. Hem niye sadece Kurandaki bilgiye cevap verilsin ki?

Niye üstüne alınıp cevap vermeye çalıştın?

not: haberde ağrı dağında buluntusuna rastlandı diyor. cudi değil miydi o?

Safsata kelime olarak "temelsiz, asılsız söz" demektir. Bunun neresi hakaret merak ettim. Ben, dine yöneltilen bu itirazın “asılsız ve temelsiz” olduğunu söylüyorum. Bunun hakaret olarak algılanması ilginç.

Yine yorumunda "neden üzerine alındın?" diye sormuşsun. Din genel bir ifadedir. Yazıda “dinden kastın İslam dini değilde diğer dinler” olduğunu belirseydin bizde, İslam'a gönül verenler olarak, susar o dinin mensuplarının çıkıp cevap vermesini beklerdik. Yani eğer "din" diye tabir ettiğiniz “inanç gruplarını” belirseydiniz bizde cevap vermezdik. Din genel bir ifade olduğuna göre benim üzerime alınıp cevap vermem gayet doğal. Tuhaf olan senin bu mesajı buraya aktarırken “Din'den kastın İslam olmadığını” belirmemiş olman. Zaten azıcık mantık; ezici çoğunluğun Müslüman olduğu bir yerde din diye tabir edilen şeyin İslam olduğunu anlar.

Kanımca, sen bu mesajı buraya aktarırken dinden kastın İslam'dı. Tabi baktın "tutmadı" yan çizdin: "Şey canım... din dediysek İslam demedik ya!, ne alınıyorsun...!"

Not kısmına yazdığın mesaja gelince; Kuran'da “cudi dağı” dendiğini doğrudur.(bende öyle biliyorum). Ama bu isim zamanla insanlar tarafından değişmiş olabilir. Örneğin Şimdiki Diyarbakır; 1136 yılında Cizre’nin Tor mahallesidir.
 

Juggernaut

Profesör
Katılım
2 Mayıs 2007
Mesajlar
3,323
Reaksiyon puanı
41
Puanları
0
Safsata kelime olarak "temelsiz, asılsız söz" demektir. Bunun neresi hakaret merak ettim. Ben, dine yöneltilen bu itirazın “asılsız ve temelsiz” olduğunu söylüyorum. Bunun hakaret olarak algılanması ilginç.

Yine yorumunda "neden üzerine alındın?" diye sormuşsun. Din genel bir ifadedir. Yazıda “dinden kastın İslam dini değilde diğer dinler” olduğunu belirseydin bizde, İslam'a gönül verenler olarak, susar o dinin mensuplarının çıkıp cevap vermesini beklerdik. Yani eğer "din" diye tabir ettiğiniz “inanç gruplarını” belirseydiniz bizde cevap vermezdik. Din genel bir ifade olduğuna göre benim üzerime alınıp cevap vermem gayet doğal. Tuhaf olan senin bu mesajı buraya aktarırken “Din'den kastın İslam olmadığını” belirmemiş olman. Zaten azıcık mantık; ezici çoğunluğun Müslüman olduğu bir yerde din diye tabir edilen şeyin İslam olduğunu anlar.

Kanımca, sen bu mesajı buraya aktarırken dinden kastın İslam'dı. Tabi baktın "tutmadı" yan çizdin: "Şey canım... din dediysek İslam demedik ya!, ne alınıyorsun...!"

Not kısmına yazdığın mesaja gelince; Kuran'da “cudi dağı” dendiğini doğrudur.(bende öyle biliyorum). Ama bu isim zamanla insanlar tarafından değişmiş olabilir. Örneğin Şimdiki Diyarbakır; 1136 yılında Cizre’nin Tor mahallesidir.

Tartışmaya karşınızdaki insanın sözlerinin, asılsız ve yalan olduğunu söyleyerek başladınız. Bu sözü kullanma biçiminizde bir aşağılama var farkettiyseniz.

"Bu yazıda İslam baz alınmamıştır" diye yazmam gerekiyor mu? Yazıyı okuyup, Nuh Tufanının evrensel olarak kabul edilip bu yazının buna göre yazıldığını anlamıyor musun? Yazıda evrensel olarak alınıp cevap verilmiş. İslam dininde Nuh Tufanı bölgeselse, yazının İslam dinine bir gönderme olarak yazılmadığını anlaman gerekir.

Kanımca, sen bu mesajı buraya aktarırken dinden kastın İslam'dı. Tabi baktın "tutmadı" yan çizdin: "Şey canım... din dediysek İslam demedik ya!, ne alınıyorsun...!"

Yukarıda gerekli açıklamayı yaptım. Tabi sana göre yan çizmiş olabilirim. İnsanlar olayları kendi bakış açılarına göre yorumlarlar. Sen bu konuda ısrar da edebilirsin, senin görüşün.
 

SwateR

Rektör
Katılım
19 Nisan 2009
Mesajlar
10,201
Reaksiyon puanı
662
Puanları
113
K-C o üstte yazdığın maddelere karşılık Kuran'daki tek bir ayet yeterde fazlasıyla artar bile.

اللَّه عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Meâli: Muhakkak ki Allah herşeye gücü yetendir. (Bakara Sûresi 20.Ayet -- SadakAllahül Azim)
 

webrettin

Profesör
Katılım
16 Mart 2009
Mesajlar
1,676
Reaksiyon puanı
49
Puanları
48
Gökten melekte yağsa biz insanız ve inanmak istediğimize inanırız. Tartışmak biryere götürecekse usulünce tartışalım :)
 

Son mesajlar

Üst