Nevin Halıcı "Aşûre Günü"

EmremYunus

Asistan
Katılım
19 Mart 2007
Mesajlar
171
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Anadolu'da dünden başlayarak bütün Muharrem ayı boyunca aşure yapılır, dağıtılır.
Rivayete göre, Nuh Peygamber tarafından yaptırılan gemi, tufandan kurtulduktan sonra, gemide kalan son malzemelerle pişirilen çorbaya "aşure çorbası" denilmiştir. Hud Sûresi'nde, Nuh Peygamber'in gemisinin Muharrem ayının onuncu günü karaya oturduğu belirtilmektedir.
Aşure Günü'ne ait başka İslamî görüşler de bulunmaktadır: Aşure Günü'nde Hz. Adem'in tövbesi kabul edilmiştir; Hz. İdris Peygamber göğe çıkarılmıştır; Hz. Nuh Peygamber'in gemisi karaya oturtulmuştur; Hz. İbrahim Nemrut'un ateşinden kurtarılmıştır. Hz. Davud'un tövbesi kabul edilmiştir. Hz. Eyüp, sağlığına kavuşturulmuştur. Hz. Musa, denizden kurtarılmıştır. Hz. Yunus, balığın karnından kurtarılmıştır. Hz. İsa göğe çıkarılmıştır. Gökler Aşûre Günü'nde yaratılmıştır. Ancak Aşûre Günü'nde İslam alemi için üzücü bir olay da yaşanmış ve İslam peygamberinin torunu Hz. Hüseyin aynı gün Kerbela'da şehit edilmiştir. Buhari ve diğer kaynaklarda belirtildiği üzere Hz. Muhammed, Aşûre Gününde oruç tutmuş ve tutulmasını da tavsiye etmiştir.
Aşûre kazanlarda pişirilir. Bazı tarikat mutfaklarında aşûre "vav" şeklinde karıştırılır. Daha önce de yazdığım gibi çoğu yerde, kurban kesenin mutlaka pişirmesi gerektiğine inanılır ve kurbanın etinden veya kuyruğundan bir parça da saklanarak aşûreye ilave edilir. Aşûre pişerken "Yasin" okunur. Kimi yerde bütün okunan "Yasin", kimi yerde yarısı baştan diğer yarısı piştikten sonra veya dağıtım bittikten sonra okunur. Aşûre piştikten sonra, kazanın üzerine bir sini kapatılır; siniye biriken aşûrenin buğusu göze sürülürse, göz ağrısı çekilmeyeceğine inanılır.
Paşabahçe bu yıl nefis bir aşûre serisini satışa sundu. Hacı Bektaş-ı Veli müzesindeki kara kazandan formunu alan çifte vav şeklindeki kulplarıyla (ama ne vavlar öyle) bir aşûre kazanı dayanılmaz güzellikteydi ve "al beni" diyordu; tabii aldım. Hoca Ahmet Yesevi'nin, Türkistan'daki türbesinde bulunan aşûre kâsesinden esinlenerek yapılan kase, Osmanlı dönemine ait dağıtım aşûreliği de kara kazanın yanında dar evimde yer aldı. Keşke diğer kurumlarımız da Paşabahçe gibi kendi konularında kültürel zenginliklerimizi hatırlatma yoluna gitseler...
Paşabahçe aşûre serisi yapar da ben yapmaz mıyım? Sizlere bu hafta Bilecik'te derlediğim ve Fatma Anamızın sütü kabul edilen mısır ilavesiyle yapılmış sütlü aşûre tarifi veriyorum. Hicrî yılınızı, yeni yılınızı, aşûre ayınızı kutluyor, ağız tadıyla kalmanızı diliyorum, sevgili okuyucularım.
***
[h=3]Aşûre[/h]
halici.jpg
3 su bardağı aşûrelik buğday (dövme)
16 su bardağı su
½ su bardağı nohut (haşlanmış)
½ su bardağı fasulye (haşlanmış)
½ su bardağı mısır (haşlanmış)
½ su bardağı sarı üzüm (ıslatılmış)
4 su bardağı şeker (arzuya göre daha az veya çok)
1 su bardağı süt
1 yemek kaşığı gül suyu (istenirse)
Üzerine: 2 su bardağı ceviz veya fındık içi
Nar taneleri, kuş üzümü, badem, fıstık (arzu edilirse)
Yapılışı: Buğdayı ayıkla, yıka. Akşam 16 bardak su ile bir taşım kaynat, sabaha kadar suyunda beklet. Sabah buğdayı kendi suyuyla, suyunu çekmişse su ilave ederek ateşe koy.. Buğday yumuşayınca pirinci, üzümü, ilave et. Bir taşım kaynayınca mısır, nohut, fasulyeyi ilave et. Şekerini birer bardak (sertleştirmemesi için), kaynayınca tekrar birer bardak olarak dört defada koy. Karıştıra karıştıra (şekeri konunca karıştırılmazsa dibini tutar) pişir. Koyulaşınca, sütü ve gül suyunu ilave et, ateşten al, kâselere doldur. Üzerini ceviz veya fındıkla süsle.

Kaynak
 
Üst