Ne Mutlu Bize!

Bu konuyu okuyanlar

yashale

Asistan
Katılım
13 Ağustos 2007
Mesajlar
223
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Toplumca, tüm duyargalarımızın işlemez hale geldiği bir dönemde, tüm ahlaki, insani, vicdani duygularımızın dejenerasyonunda zirveye koşarken, eleştirel bakışımız, tüm hızıyla kan kaybetmeye devam ediyor.




Sözde bizim mutluluğumuz için yapılan her türlü saçmalığı yutuyor, program diye tv aracılığı ile evimize konuk olarak zihnimizi, vicdanımızı kirleten her türlü rezilliğe amenna diyoruz. Üzeri şirin sunucularla, yardım için yapıldığını vurgulayan çocuk masallarıyla soslanmış, bu bozmuş, kokuşmuş yemekleri aile soframıza kabul ediyoruz.


Televizyonlarımızda ilk defa Nurseli İdiz adlı mümtaz sunucumuzun, hangi ülkelerden devşirildiği önemli olmayan, bir bayan ya da bir erkeğin bir yanda durduğu, paravanın ardında dizilmiş, heyecanla kendisinin birbirinden saçma sorularını bekleyen karşı cinslerinden birini seçerek karar verdiği ve ikilinin sabahlara kadar eğlendiği “saklambaç” adlı gayr-i ciddi, bir o kadar da ahlaki sınırları zorlayan programı boy göstermişti. Toplumumuz, alışmadığı, değerlerine sığdıramadığı bu saçmalığa henüz kaybetmemiş olduğu vicdani melekeleriyle itiraz etmiş, ama zamanla sindirdiği her şey gibi bu programı da hazmetmeyi başarmıştı.


Derken milletin kabullenişinden yüz bularak ve “izleniyor” diye hiçbir çerçeveye sığmayan bir mazeretle, toplumun ahlakının bozulması adına dahice (!) taklitlere devam edildi. Bu programda ise; erkekli kızlı gençleri aynı eve doldurup, gençlerin birbirlerine kur yapmalarını, kavgalarını, her türlü mahremiyetlerini insanların gözlerine soktular.


Yine itirazlar edildi, uzmanlar konuştu, konuşturuldu, zararlar ziyanlardan bahsedildi bir süre. Ama mazeret hala geçerliydi. “Halk izliyordu”… O halde bu çirkinliği biraz daha arttırabilir, yeni neslimizi biraz daha modern hale getirebilir, böylece çağdaşlaşma yolunda biraz daha terakki edilebilirdi.


Toplumumuzun zevkini düşünen, ev hanımlarının evlerinde sıkılmalarına içleri elvermeyen, milletimizi daha ileriye taşımak için çırpınan bu zihniyet son zamanlarda yeni bir program formatıyla farklı kanallarda evlerimize nüfuz ediyor.

Esra Erol adlı sevimli sunucumuzun hazırladığı program hayırlı işlere vesile oluyor. Evlenmekten ümidini kesmiş genç kızlar, erkekler, evlenip boşanmış çocuklu çocuksuz kişiler, yaşlanmış ama hayat arkadaşını bulmaktan vazgeçmeyen insanlarımıza umut kaynağı oluyor. Esra Hanım’dan umut arayan insanlar arasında genç, hali, vakti yerinde, eli yüzü düzgün, ama para kazanmak için çalışmak gibi yorucu bir uğraşa kalkışmak istemeyen, kendisine iş kuracak, zengin ve yaşlı bayanlar arayan delikanlılar da oluyor.


Esra Hanım’ın birbirinden basit, bir o kadar da şirin (!) figürlerinden mi, programdaki – evde bir işlerinin olup olmadığı merak konusu olan- otoriter bayanların nutuklarından mıdır bilinmez, halkımızın kalbinde taht kuran bu programa, öncekilerde olduğu gibi cılız bile olsa bir tepki gelmemesi, bizim faidemiz için kendilerini feda eden, ahlaki müeyyideleri olmayan bu zihniyetin imtihanı kazandığını gösteriyor.


Bu kez yapılan iş, ilginçtir ki bize de “ hayırlı bir iş” gibi geliyor. “Ne kadar sevaba giriyorsunuz Esra Hanım, tüm evde kalmış genç kızlarımızın duasını alıyorsunuz” diyoruz. Geçmişten gelen, binlerce yıllık kültürümüzde toplumumuzun en değerli yapı taşı olan aile kavramının ve bir o kadar da öneme haiz aile mahremiyetinin yer ile yaksan edilmesi, gerçek niyeti, belirsiz insanların çıkıp, belki doğru belki yalan olan mahrem amaçlarını ifşa etmesi, bayanların çıkıp milyonların önünde evleneceği erkeği araması “ hayır” adına bize masum görünüyor.



Ahlaki değer yargılarımızın endişe verici bir şekilde asimile olduğu günümüzde, bizi bizden çok düşünen (!) bu zihniyetin, ileride “ izlenme “ adına daha ne kadar “ masum “ fikirler üreteceklerini düşünmek bizi korkutuyor.


Bu endişeyi taşımamız da hala bir umut olduğunu gösteriyor mu?

Yoksa tüm değerlerimizle birlikte ailemizin geleceğini bu insanlara teslim edip, yeni, neşeli, vakit geçirici programlarını bekleyecek miyiz?

Yeni taklit programların yerin altında seyreden seviyesizliklerine ne kadar tepki verileceği malum oysa…

O halde hiç endişe etmeden sinsi planlarınızı, kof düşüncelerinizi hayata geçirebilirsiniz sevgili medyamız! Haydi az kaldı; yakında tüm vicdan mekanizmamız işlevsiz hale gelecek. Gidebildiğiniz kadar ileri gidebilirsiniz.


Bizler tüm uyuşukluğumuzla hipnoz edilmiş bir eda ile sizi izlemeye devam edeceğiz…

Başarılar…

Neriman Ak
 

kullanıcı

Müdavim
Katılım
10 Mart 2008
Mesajlar
3,800
Reaksiyon puanı
2
Puanları
38
Toplumsal bir yaraya parmak basılmış. Paylaşım için sağol.
 

yashale

Asistan
Katılım
13 Ağustos 2007
Mesajlar
223
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Neriman Ak sağolsun. Güzel yazmış.
 

*SiRiNe*

Müdavim
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Güzel bir yazı olmuş Neriman Ak'ın kalemine sağlık.

Paylaşım için teşekkürler yashale.
 

fish

Müdavim
Katılım
4 Aralık 2007
Mesajlar
2,606
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
yanlız bu programların içerikleri de dikkatimi çekmiyor değil hani...tıpkı bir ilişkinin gidişatı gibi...

şöyle ki ;

saklambaç çiftleri sadece tanıştırıp bir geceliğine buluşturuyordu ( yeni tanışma safhası)

bbg tarzı programlar karşı cinsleri biraraya toplayıp kaynaştırıyordu.( birbirini tanıma safhası)

evlenme programları da direk evlendiriyor artık ( final )

programlar da , bir ilişkide varolan evreleri takip ederek kendini geliştirmiş ...!


ve bu programları izleyenler olduğu sürece ki olacak gelişmeye devam edecekler..

insanımız bu programları izleYerek yozlaşmadı zaten yozlaşan beyinlerimiz bu programları talep ettiği için hala izlenmekteler...yozlaşan ve cahil bir beynin dışında aklı başında hiçbir insanın bu programları takip ettiğini sanmıyorum...bence bu bakış açısıyla yaklaşılmalı yozlaşmış denilen medyayı suçlamadan önce...


 

yashale

Asistan
Katılım
13 Ağustos 2007
Mesajlar
223
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Umarım ilişkinin tüm evreleri gelmez ekranlara.
 

fish

Müdavim
Katılım
4 Aralık 2007
Mesajlar
2,606
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
yashale dedi ki:
Umarım ilişkinin tüm evreleri gelmez ekranlara.

zaten anlatmak istediğim ve korktuğum kısım da bu yashale :^)

yozlaşmanın yozlaşması vardır beterin beteri misali.... o_O ama merak etme bundan sonraki evreleri sabırsızla bekleyen ve izleyecek olan bir yığın tembel işsiz güçsüz yozlaşmış beyin var ülkemizde....
 

yashale

Asistan
Katılım
13 Ağustos 2007
Mesajlar
223
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
fish dedi ki:
yashale dedi ki:
Umarım ilişkinin tüm evreleri gelmez ekranlara.

zaten anlatmak istediğim ve korktuğum kısım da bu yashale :^)

yozlaşmanın yozlaşması vardır beterin beteri misali.... o_O ama merak etme bundan sonraki evreleri sabırsızla bekleyen ve izleyecek olan bir yığın tembel işsiz güçsüz yozlaşmış beyin var ülkemizde....

Haklısın. Talep var ki arz da var. Çözüm yolu var mı peki? Ben pek göremiyorum. Aslında var tek kanallı dönemin tekrarı yine TRT tek kanal olsun ;D
 

fish

Müdavim
Katılım
4 Aralık 2007
Mesajlar
2,606
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
çözüm yok....eğitim desek zaten eğitimli insanlar da izliyor, hatta bu programları yapıyor ve sunuyor..eminim esra erol üniversite mezunudur...

kişinin kendisiyle alakalı birşey bu...toplumumuzun karakteri bu kabul etmek lazım.....özel hayatları konu alan,açık seçik olan, dedikodu içeren , başka insanları eleştirmeye yermeye fırsat veren programları seviyoruz..., boş zamanı bol olan , tembelliği seven bir toplumuz...

talep edenin yapısı belli olunca ürünü oluşturmak her zaman daha kolaydır ve mümkündür...
 

yashale

Asistan
Katılım
13 Ağustos 2007
Mesajlar
223
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
ve işin enteresan bir kısmı da ben hiç rastlayamıyorum bu ve benzeri şeyleri izliyorum diyenlere. Kime sorsam aa ne münasebet izlemem diyor. İlginç!. Temiz bir toplum, temiz bir medya, temiz dünya temenni ediyoruz bol bol.
 

*SiRiNe*

Müdavim
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Var var izleyenler ben biliyorum kışın bir hafta evde dinlendim ve bütün gün sıkıntıdan bittim evde nereye baksam bu tarz programlar vardı bi keresinde bir tanesine baktım ve sinirden kapattın televizyonu ve hemen pc ye oturdum orada arkadaşıma anlatmaya kalktım durumu izlemiş zaten hemde keyifle ve anladım ki yapacak birşey yok talep var bu programlara....(bu arada konuştuğum arkadaşım erkekti).

Yani izleyicisi var yani hemde bolca heleki çalışmayan ev hanımlarının neredeyse hepsi bu tarz programları takip ediyorlar işlerini ona göre ayarlıyorlar....!
 

JuLiuSiuS

Müdavim
Katılım
2 Ekim 2007
Mesajlar
2,775
Reaksiyon puanı
4
Puanları
38
Eline,diline,beline hakim olamayan bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz!
 

fish

Müdavim
Katılım
4 Aralık 2007
Mesajlar
2,606
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
aslında esas mevzu durum izlemek değil....izleyeni kınanam ben...kaldı ki ben de izledim....izlemesek böyle programları nereden bileceğiz....nasl yorum yapacağız...

esas vahim durum izlemekten öteye giden beyinlerde.....burada gördüklerini hayata geçirenlerde...hayatı bu kutuda izlerdikleriyle ibaret sananlarda...

ve bu insanlar o kadar çokki kadınıyla erkeğiyle işte esas talep de zaten bunlardan gelmekte....yoksa boş vaktine denk gelmiş de açmış izlemiş olanlar değil talep edenler...bizler izlemek zorunda bırakılan kesimiz ....

bir de işte iizleyen kesin var ki aman aman >X<

 

Son mesajlar

Üst