dergah yolu
Asistan
- Katılım
- 10 Şubat 2009
- Mesajlar
- 216
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 0
71-Esasen insan ibadetini sadece Allah'u Zülcelal'in zatı için O'nun aşkı ve muhabbeti için yapmalıdır. Kendi nefsimizin azaba uğramasından korktuğumuz veya cennet nimetlerine müstehak olmak için değil de, Allah'u Zülcelal ibadet edilmeye layık olduğu için ibadet yapmamız lazımdır.
72- biz nefsimizin takati miktarınca O'nun ibadetini yapalım. Samimi olarak bu ibadeti yapmaya çalıştığımız zaman eğer yapamazsak dahi Allah'u Zülcelal inşaallah o yaptığımız eksik olarak veya isteyip te yapamadığımız ibadeti kabul edecektir.
73-Allah'u Zülcelal'e karşı yalvarıp, tövbe etmeliyiz, hatta ibadetlerimizden dahi Allah'u Zülcelal'e sığınalım. Çünkü ne kadar güzel yaparsak yapalım yinede yaptığımız ameller O'nun Kudret ve azametine , layık değildir, eksiktir.
74-Allah'u Zülcelal kullarının kendisine karşı daima, fakir, zillet içinde görüp, kendisini de kudret ve azamet sahibi olarak görüp bilmesini ister. Bu hal çok kolay olmasına rağmen altında nice menfaatler gizlidir.
75-İnsan şöyle düşünürse yabancı kadına bakmaz. Kendi gözü daha yabancı kadına varmadan, Allah'u Zülcelal'in gözünün kendisi üzerinde olduğunu yakinen bilip idrak etmelidir.Daha o kadına bakmadan, Allah'u Zülcelal beni görüyor, diye itikad etmelidir. Eğer insan böyle bilirse, kolay kolay yabancı kadına bakmaz.
76-Eğer Allah'u Zülcelal'i kudret ve azamet sahibi bilirsek, herşeyi yapabileceğini, hatta dilerse bizden imanımızı alarak ebed ül-ebed cehennemde yakabilir diye bilirsek kolay kolay günaha düşmeyiz.
77- İnsanın bu dünyada yabancı kadınlara şehvetle bakması, zaman zaman Allah'u Zülcelal'in haram kılmasına rağmen zina yapması veya buna benzer şehvet içeren günahları işleyip cehenneme gitmesi çok büyük bir akılsızlıktır. Halbuki insan şehvetini cennete bıraktığı zaman büyük bir karın ve şerefin sahibi olacaktır.
78- İnsan, yaptığı ameli, mücahedeyi ve kuvvetini kendi nefsinden bilmemelidir. Herhangi bir amel yaptığında, kendisine bir hal geldiğinde bunu Allah'u Zülcelal'in minneti, nimeti, fadlı keremi ve vergisi olarak bilmelidir. Böyle olduğu zaman Allah'u Zülcelal bize sahip çıkar.
79-Allah'u Zülcelal bizi kendi huzuruna kulluk vazifesini yapmış olarak görmek istiyor. Onun için kendimizi daima onun karşısında kul olarak grömemiz ve vazifelerimizi yerine getirmeye gayret göstermemiz lazımdır.
80-Ben dünyada bulunduğum müddetçe, daima Allah'u Zülcelal'in merhametinden bahsedeceğim. Hem bana hem de diğer mü'min kardeşlerime merhamet etmesi için hep O'nun merhametini anlatacağım.
http://www.ebediyyen.biz/showthread.php?t=18796
81- Allah'u Zülcelal şedid-ül ikab'dır. Azabı da çok ve şiddetlidir. Ama ben O'nun merhametinden sözedeceğim. İnşaallahu Teala, O'nun merhametinden bahsetiğimiz için de kıyamet gününde bize merhamet edecektir.
82-İnsan dünyada daima kâr ve zararın arasındadır. Yaşadığı sürece ya kâr yapar ya da zarar yapar. Nasıl dünya ticaretimizde zarar etmemek için üzerinde titizlikle duruyorsak ahiretimiz içinde aynı titizliği daha fazla göstermemiz lazımdır.
83-Allah'u Zülcelal bizlere birçok nimetler vermiştir. Bazı zamanlarda sofralarımızda on çeşit nimet bulunduğu oluyor. İnsan bu nimetleri yiyip o nefs ve ruh ile ibadette yapmazsa, nefs insanı çok tehlikeli yerlere götürür.
84- İnsan, İlla Allah'u Zülcelal'in rızasına meraklı olması lazımdır. Eğer meraklı olursa, ibadetlerinden geri kaldığı zaman, büyük bir pişmanlığın içine girer ve; "Bu gün Allah'u Zülcelal'e layıkı ile ibadet yapamadım. Yarın inşaallah biraz daha fazla yapayım; öbür gün biraz daha fazla yapayım" diye bir gayret içinde olur.
85-Bir mü'min kardeşlerimizden birine sinirlenip buğz ettiğimiz zaman; "Bu kişi benim mü'min kardeşimdir. Ona buğz etmemem lazımdır" diyerek o buğzu hilim ve muhabbetle defetmemiz gerekir
86- "Acaba ben Allah'u Zülcelal'i nasıl razı edebilirim." Düşüncesi, merakı aklımızda olmalıdır. Bizim merakımız ve düşüncemiz bu olduğu zaman, Allah'u Zülcelal'e gitmekten aciz kalsak bile o bize rahmetiyle yardım edecektir inşaallah!
87- Eğer insan, Allah'u Zülcelal 'e karşı kendisini biraz muhafaza ederse, Allah'u Zülcelal'de o kimseye rahmet hazinelerinin kapılarını açar.
88- Dünya geçicidir. İnsan öldükten sonra dünyanın musibeti, sıkıntısı, eziyeti yani ona azap veren ne varsa biter. Oysa ahiret bakidir. Ahiretin eziyeti de sefasıda ebedül ebeddir hiç bitmez.
89- Birbirimize nasihatte bulunmak; emri bil maruf ve nehy-i anil münker yapmak, yani; Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara anlatmak vahyin bereketidir.
90- İnsanın günahı o kadar pis kokar ki eğer günahların kokusunu insanlar alabilseydi, o kokudan ölürlerdi.
72- biz nefsimizin takati miktarınca O'nun ibadetini yapalım. Samimi olarak bu ibadeti yapmaya çalıştığımız zaman eğer yapamazsak dahi Allah'u Zülcelal inşaallah o yaptığımız eksik olarak veya isteyip te yapamadığımız ibadeti kabul edecektir.
73-Allah'u Zülcelal'e karşı yalvarıp, tövbe etmeliyiz, hatta ibadetlerimizden dahi Allah'u Zülcelal'e sığınalım. Çünkü ne kadar güzel yaparsak yapalım yinede yaptığımız ameller O'nun Kudret ve azametine , layık değildir, eksiktir.
74-Allah'u Zülcelal kullarının kendisine karşı daima, fakir, zillet içinde görüp, kendisini de kudret ve azamet sahibi olarak görüp bilmesini ister. Bu hal çok kolay olmasına rağmen altında nice menfaatler gizlidir.
75-İnsan şöyle düşünürse yabancı kadına bakmaz. Kendi gözü daha yabancı kadına varmadan, Allah'u Zülcelal'in gözünün kendisi üzerinde olduğunu yakinen bilip idrak etmelidir.Daha o kadına bakmadan, Allah'u Zülcelal beni görüyor, diye itikad etmelidir. Eğer insan böyle bilirse, kolay kolay yabancı kadına bakmaz.
76-Eğer Allah'u Zülcelal'i kudret ve azamet sahibi bilirsek, herşeyi yapabileceğini, hatta dilerse bizden imanımızı alarak ebed ül-ebed cehennemde yakabilir diye bilirsek kolay kolay günaha düşmeyiz.
77- İnsanın bu dünyada yabancı kadınlara şehvetle bakması, zaman zaman Allah'u Zülcelal'in haram kılmasına rağmen zina yapması veya buna benzer şehvet içeren günahları işleyip cehenneme gitmesi çok büyük bir akılsızlıktır. Halbuki insan şehvetini cennete bıraktığı zaman büyük bir karın ve şerefin sahibi olacaktır.
78- İnsan, yaptığı ameli, mücahedeyi ve kuvvetini kendi nefsinden bilmemelidir. Herhangi bir amel yaptığında, kendisine bir hal geldiğinde bunu Allah'u Zülcelal'in minneti, nimeti, fadlı keremi ve vergisi olarak bilmelidir. Böyle olduğu zaman Allah'u Zülcelal bize sahip çıkar.
79-Allah'u Zülcelal bizi kendi huzuruna kulluk vazifesini yapmış olarak görmek istiyor. Onun için kendimizi daima onun karşısında kul olarak grömemiz ve vazifelerimizi yerine getirmeye gayret göstermemiz lazımdır.
80-Ben dünyada bulunduğum müddetçe, daima Allah'u Zülcelal'in merhametinden bahsedeceğim. Hem bana hem de diğer mü'min kardeşlerime merhamet etmesi için hep O'nun merhametini anlatacağım.
http://www.ebediyyen.biz/showthread.php?t=18796
81- Allah'u Zülcelal şedid-ül ikab'dır. Azabı da çok ve şiddetlidir. Ama ben O'nun merhametinden sözedeceğim. İnşaallahu Teala, O'nun merhametinden bahsetiğimiz için de kıyamet gününde bize merhamet edecektir.
82-İnsan dünyada daima kâr ve zararın arasındadır. Yaşadığı sürece ya kâr yapar ya da zarar yapar. Nasıl dünya ticaretimizde zarar etmemek için üzerinde titizlikle duruyorsak ahiretimiz içinde aynı titizliği daha fazla göstermemiz lazımdır.
83-Allah'u Zülcelal bizlere birçok nimetler vermiştir. Bazı zamanlarda sofralarımızda on çeşit nimet bulunduğu oluyor. İnsan bu nimetleri yiyip o nefs ve ruh ile ibadette yapmazsa, nefs insanı çok tehlikeli yerlere götürür.
84- İnsan, İlla Allah'u Zülcelal'in rızasına meraklı olması lazımdır. Eğer meraklı olursa, ibadetlerinden geri kaldığı zaman, büyük bir pişmanlığın içine girer ve; "Bu gün Allah'u Zülcelal'e layıkı ile ibadet yapamadım. Yarın inşaallah biraz daha fazla yapayım; öbür gün biraz daha fazla yapayım" diye bir gayret içinde olur.
85-Bir mü'min kardeşlerimizden birine sinirlenip buğz ettiğimiz zaman; "Bu kişi benim mü'min kardeşimdir. Ona buğz etmemem lazımdır" diyerek o buğzu hilim ve muhabbetle defetmemiz gerekir
86- "Acaba ben Allah'u Zülcelal'i nasıl razı edebilirim." Düşüncesi, merakı aklımızda olmalıdır. Bizim merakımız ve düşüncemiz bu olduğu zaman, Allah'u Zülcelal'e gitmekten aciz kalsak bile o bize rahmetiyle yardım edecektir inşaallah!
87- Eğer insan, Allah'u Zülcelal 'e karşı kendisini biraz muhafaza ederse, Allah'u Zülcelal'de o kimseye rahmet hazinelerinin kapılarını açar.
88- Dünya geçicidir. İnsan öldükten sonra dünyanın musibeti, sıkıntısı, eziyeti yani ona azap veren ne varsa biter. Oysa ahiret bakidir. Ahiretin eziyeti de sefasıda ebedül ebeddir hiç bitmez.
89- Birbirimize nasihatte bulunmak; emri bil maruf ve nehy-i anil münker yapmak, yani; Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara anlatmak vahyin bereketidir.
90- İnsanın günahı o kadar pis kokar ki eğer günahların kokusunu insanlar alabilseydi, o kokudan ölürlerdi.
Resimin orjinal boyutunu görmek için buraya tıklayın.
http://www.ebediyyen.biz/showthread.php?t=18797
http://www.ebediyyen.biz/showthread.php?t=18797
konumuz bitmiştir takib eden kardeşlerime teşekkürler