nagaracuga
Doçent
- Katılım
- 4 Ocak 2008
- Mesajlar
- 699
- Reaksiyon puanı
- 491
- Puanları
- 63
Bazı muhalefet partileri mültecileri geri göndereceklerini söylüyor.
Aslında teknik olarak Suriyeliler, Afganistanlılar, Pakistanlılar ülkemizde mülteci statüsünde değildir. Onlar, asıl niyetleri Avrupa ülkelerine iltica etmek olan ve Davutoğlu'nun yapmış olduğu geri kabul anlaşması sebebiyle ülkemizde geçici olarak bekletilen insanlardır.
Şayet bir Suriyeli, Afgan veya başka bir milletten insan, ülkesinde can güvenliğinin bulunmaması gibi bir sebepten dolayı Türkiye'ye veya Cenevre Sözleşmesi'ne imza atmış ülkelerden herhangi birine iltica talebinde bulunursa zaten o ülkede yaşamasının ve hatta belirli bir süre yaşadıktan sonra vatandaş olabilmesinin önü açıktır. Avrupa Birliği, Cenevre Sözleşmesi'nde bulunmayan bir "üçüncü güvenli ülke" uygulaması ortaya koyarak AB ülkelerine iltica talebinde bulunabilecek insanları geri kabul anlaşmasına dayanarak Türkiye'ye şutlayabiliyor. Türkiye'ye geri gönderilenlerin asıl niyetleri iltica etmek olmadığından Türkiye bu insanları ya geri kabul anlaşmasını artık tanımıyoruz diyerek Avrupa'ya gönderebilir (ki bunun neticesinde Türkiye'ye birçok yaptırım uygulanabilir) ya da kendi ülkelerinde güvenli bir ortam oluşması hâlinde kendi ülkelerine gönderebilir. Hatta Ümit Özdağ. Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara benzer şekilde Suriye'de güvenli bir bölge kurularak Suriyelileri oraya göndereceklerini açıklamıştı.
İltica ile ilgili bir diğer husus: Bir zamanlar tarlasını, bağını, bahçesini satıp İstanbul'a göç eden insanlar vardı. Artık bazılarını İstanbul da kesmiyor. Kapağı ABD'ye atmaya bakıyorlar. HDP mitingine gidip polisi tahrik ederek coplandıktan sonra, hem CHP'nin, hem de HDP'nin mevcut hükûmeti sık sık batılılara şikâyet ettiği bir ortamda Meksika sınırını geçip "ben ülkemde siyasi görüşümden dolayı baskı görüyorum" yalanını söyleyen birinin ABD'ye iltica edebilmesinin ve zamanla ABD vatandaşı olabilmesinin önü açık olduğundan belki 2. turda HDP seçmenlerinin bir kısmı sandığa gitmeyebilir. Şayet sandığa gidip Kılıçdaroğlu'na oy verirlerse ve Kılıçdaroğlu seçilirse bu kez ABD kendi destekledikleri adayın seçilmesi ve artık CHP'nin Türkiye'yi batılılara şikâyet etmeyi kesmesi gibi sebeplerden dolayı onlara red cevabı verebilir. Gerçi Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilse bile meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı'nda olduğu için DYP-SHP koalisyonu zamanında SHP'nin Türkiye'yi batılılara şikâyet etmesi gibi CHP yine Türkiye'yi batılılara şikâyet edecek bir şeyler bulabilir.
Aslında teknik olarak Suriyeliler, Afganistanlılar, Pakistanlılar ülkemizde mülteci statüsünde değildir. Onlar, asıl niyetleri Avrupa ülkelerine iltica etmek olan ve Davutoğlu'nun yapmış olduğu geri kabul anlaşması sebebiyle ülkemizde geçici olarak bekletilen insanlardır.
Şayet bir Suriyeli, Afgan veya başka bir milletten insan, ülkesinde can güvenliğinin bulunmaması gibi bir sebepten dolayı Türkiye'ye veya Cenevre Sözleşmesi'ne imza atmış ülkelerden herhangi birine iltica talebinde bulunursa zaten o ülkede yaşamasının ve hatta belirli bir süre yaşadıktan sonra vatandaş olabilmesinin önü açıktır. Avrupa Birliği, Cenevre Sözleşmesi'nde bulunmayan bir "üçüncü güvenli ülke" uygulaması ortaya koyarak AB ülkelerine iltica talebinde bulunabilecek insanları geri kabul anlaşmasına dayanarak Türkiye'ye şutlayabiliyor. Türkiye'ye geri gönderilenlerin asıl niyetleri iltica etmek olmadığından Türkiye bu insanları ya geri kabul anlaşmasını artık tanımıyoruz diyerek Avrupa'ya gönderebilir (ki bunun neticesinde Türkiye'ye birçok yaptırım uygulanabilir) ya da kendi ülkelerinde güvenli bir ortam oluşması hâlinde kendi ülkelerine gönderebilir. Hatta Ümit Özdağ. Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara benzer şekilde Suriye'de güvenli bir bölge kurularak Suriyelileri oraya göndereceklerini açıklamıştı.
İltica ile ilgili bir diğer husus: Bir zamanlar tarlasını, bağını, bahçesini satıp İstanbul'a göç eden insanlar vardı. Artık bazılarını İstanbul da kesmiyor. Kapağı ABD'ye atmaya bakıyorlar. HDP mitingine gidip polisi tahrik ederek coplandıktan sonra, hem CHP'nin, hem de HDP'nin mevcut hükûmeti sık sık batılılara şikâyet ettiği bir ortamda Meksika sınırını geçip "ben ülkemde siyasi görüşümden dolayı baskı görüyorum" yalanını söyleyen birinin ABD'ye iltica edebilmesinin ve zamanla ABD vatandaşı olabilmesinin önü açık olduğundan belki 2. turda HDP seçmenlerinin bir kısmı sandığa gitmeyebilir. Şayet sandığa gidip Kılıçdaroğlu'na oy verirlerse ve Kılıçdaroğlu seçilirse bu kez ABD kendi destekledikleri adayın seçilmesi ve artık CHP'nin Türkiye'yi batılılara şikâyet etmeyi kesmesi gibi sebeplerden dolayı onlara red cevabı verebilir. Gerçi Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilse bile meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı'nda olduğu için DYP-SHP koalisyonu zamanında SHP'nin Türkiye'yi batılılara şikâyet etmesi gibi CHP yine Türkiye'yi batılılara şikâyet edecek bir şeyler bulabilir.
Son düzenleme:
