llavinya
Dekan
- Katılım
- 9 Ekim 2006
- Mesajlar
- 7,781
- Reaksiyon puanı
- 92
- Puanları
- 0
Mecnun Leyla’sının köyüne gitmek için dişi bir deveye bindi.
Bir süre yol aldı. Mecnun’un tek derdi bir an önce Leyla’sına kavuşmaktı.
Dişi deve ise geride bıraktığı yavrusunu düşünmekteydi ve onun tek derdi ise geriye dönmekti.
Mecnun bir an dalıp gitse, elinden yuları gevşetse, deve bunu hisseder ve geriye döner geldikleri köye yani yavrusunun olduğu yere doğru giderdi. Mecnun kendine gelip baktığında, bulundukları yerden çok daha geriye gittiklerini fark ediyordu.
Bu yolculuk iki-üç gün böyle sürdü. Mecnun yıllardır yollardaymış gibi şaşırmış kalmıştı. Baktı ki bu yol böyle bitmeyecek, deveden indi ve:“Ey deve!” dedi. “İkimiz de aşığız. Fakat aşklarımız birbirine zıt, birbirine aykırı!
Demek ki biz, birbirimizle yol arkadaşlığı yapmaya uygun değiliz. Senin sevgin de, yuların da bana uymuyor. O halde en iyisi ayrılalım!” diyerek deveyi bıraktı.Ve yalınayak yürüyecek de olsa çölü aşıp amacına Leyla’sına kavuştu.
Bu hîkayede geçen ‘Mecnun’ insan ruhunu temsil ediyor. Ve ruh, Ezelî bir Sevgiliye yani Rabbine muhtaçtır. ‘Deve’ ise nefistir. Maddî arzuların sembolüdür. O da yavruları olan heveslerin ardından koşmaktadır.Ya da maddi arzularının peşinden giden ,dünyayı sadece oyun ve eğlenceden ibaret sanan, heveslerinin ardından koşan kötü ruhlu arkadaşlarımızı temsil ediyor...
Hikmet ERTÜRK
Bir süre yol aldı. Mecnun’un tek derdi bir an önce Leyla’sına kavuşmaktı.
Dişi deve ise geride bıraktığı yavrusunu düşünmekteydi ve onun tek derdi ise geriye dönmekti.
Mecnun bir an dalıp gitse, elinden yuları gevşetse, deve bunu hisseder ve geriye döner geldikleri köye yani yavrusunun olduğu yere doğru giderdi. Mecnun kendine gelip baktığında, bulundukları yerden çok daha geriye gittiklerini fark ediyordu.
Bu yolculuk iki-üç gün böyle sürdü. Mecnun yıllardır yollardaymış gibi şaşırmış kalmıştı. Baktı ki bu yol böyle bitmeyecek, deveden indi ve:“Ey deve!” dedi. “İkimiz de aşığız. Fakat aşklarımız birbirine zıt, birbirine aykırı!
Demek ki biz, birbirimizle yol arkadaşlığı yapmaya uygun değiliz. Senin sevgin de, yuların da bana uymuyor. O halde en iyisi ayrılalım!” diyerek deveyi bıraktı.Ve yalınayak yürüyecek de olsa çölü aşıp amacına Leyla’sına kavuştu.
Bu hîkayede geçen ‘Mecnun’ insan ruhunu temsil ediyor. Ve ruh, Ezelî bir Sevgiliye yani Rabbine muhtaçtır. ‘Deve’ ise nefistir. Maddî arzuların sembolüdür. O da yavruları olan heveslerin ardından koşmaktadır.Ya da maddi arzularının peşinden giden ,dünyayı sadece oyun ve eğlenceden ibaret sanan, heveslerinin ardından koşan kötü ruhlu arkadaşlarımızı temsil ediyor...
Hikmet ERTÜRK